Alan Lezan'ın yazısını okuduğumda mutluluğun zirvesini yaşadığı duygusuna kapıldım.
Öyle olduğuna da inanıyorum.
Umutludur, öyle olduğu için de, mutludur.
Oysa ben mutluluk-mutsuzluk ikilemi arasında burcalanıp duruyorum.
Keşke her şey onun düşündüğü gibi kolay olsaydı.
O yaşadı mı, yaşamadı mı bilimiyorum, ama ben bir dönemi dolu dolu yaşadım.
Kolay ve zor olanın ne olduğunu biliyorum.
Bildiğim içinde onun kadar umutlu ve mutlu olamiyorum.
Elbette Kürdlerin kurtulacağı umudumu yitirenlerden değilim.
Ama şu an ki, olumlu-olumsuz koşulları önüme koyduğumda kısa sürede zafer türküleri söylemek için daha çok bedel ödenmesi gerektiğini görüyorum.
Ama buna rağmen zafer Alan gibi bu iş ya olacak, ya olacak diyenlerin olduğunu biliyorum.
Bir şey istenildimi, onun için bedel ödeme göze alındımı onu elde edersiniz.
Biliyoruz ki, Kürdler, hem bağımsızlık istiyor, hem de onu elde etmek için bedeli ne olursa olsun vermeyi göze almıştır.
Bu nedenle kazanacaklardır.
Kürdistan bir ülke, Kürdler bir millet.
Parçalanmış, bölüşülmüş, işgal altında ve milli egemenliği gasbedilmiştir.
Mevcut durumu Kürdler, hiçbir zaman kabullenmedi.
Bunu tersine çevirmek için bedeli ağır bir mücadele verdiler.
Bunu karşılığı devlet olarak tarih sahnesine ulaşmasalarda önemli mevzilere ulaştılar.
Güney parçasında “de fakto“ olarak devlet statükosuna sahipler.
Diğer parçalarda mücadele sürüyor.
Kuzey'de potansiyelin üzerine devletin olmuş Apocu çete oturmuş. Sistem ile danışıklı-döğüşlü Kürdleri 'Türkiye uluslaşması' içinde eritmek için ortaya koydukları planı adım adım uyguluyorlar.
Onlar gibi devletin subjektif yapıları olmazsada düşünce babında onlardan pek farklı olmayan birçok siyasal çevre daha var.
Kürdistanlıdırlar, ama Türkiye sevdalısıdırlar.
Kürd milletinin temel haklarını dilendirmeyi AİDS'ten kaçar gibi kaçarlarken.
Türk Hükümeti 'şunu, bunu yaparsa kendi çıkarınadır' eksenli siyasetin mimarıdırlar.
Şuna özelikle dikkat ederler.
Türk egemenlik sistem sahiplerinin işitmek istedikleri ne olabilir diye kara kara düşünürler.
Uykuları kaçsada düşmanı memnun edecek bir şeyler bulurlar.
Uyaran olursada kılıfları hazır.
Çok akılı politıkacılar olduklarını düşünürler.
Hele yüce devleti aliyelerin çıkar bekçisi bir Türkten övücü birkaç söz işitiklerinde buna inanırlar.
Kendilerini Türk egemenlik sistemin kapısına bağlamış gönüllü bekçiler olduğunun farkına bile varmazlar.
Aydın geçinenler ise mevcut ortamın havasına uygun kürek çekiyorlar. Bir başka tanımlama ile sistem ve ihanetin ortak değirmenine su taşıyorlar.
Kürdistan sorununun çözümünü engelemek için her ne kadar karşı çıkanlar olsada artık cin şişeden çıkmıştır.
Kürdler, zincirlerinden boşanmıştır.
Kaybedecekleri tek bir şeyleri yoktur. Ama koca bir dünya kazanma şansları ellerinin altındadır. Ona uzayıp yakalayacakları kesindir.
Düşman ve onunla çıkar ilişkisi olan güçler daha fazla Kürd milletinin mücadelesine karşı direnemezler.
Yeter ki, Kürdler, millet olmadan kaynaklı milli haklarını förmüle etsin, ona ulaşmanın araçlarını yaratsın, kullanacak uygun yol ve yöntem bulsun.
Koşullar her zamankinden daha olgundur.
Sömürgecilerimiz lime lime dökülüyor. Artık dikiş tuturacak yamalık yerleri kalmamıştır.
Yüzyılık inkar ve imha politıkası ile Kürdleri yönetemiyeceklerini anlamış bulunuyorlar.
Anlamıyan kimi Kürd çevreleridir. Kardeşlik edebiyatını nakaratlıyan onlardır.
Düşman da, bundan büyük fayda sağlıyor.
Olsa millet olmadan doğan hakların savunanı olsalar düşmanın ya Saddam gibi intihar edeceği, ya da Kürd millet haklarını kabul etmek zorunda kalacağını göremiyorlar.
Fakat bu olgun ortama rağmen saha da, Kürdistan'ın bağımsızlığını isteyen güçler örgütlü olarak yoklar.
Ama bunu savunan sayısı bilinmeyen yetişkin kadro ve taraftar kitle var. Dahası Kürdistan halkının istem ve talebi var.
Peki bunu ete-kemiğe büründürmek mümkün değil mi?
Elbette mümkün.
Bunun için birilerinin sahaya inmesi gerekir.
Programda, araçta, izlenecek yol ve yöntemde anlaşan, tekleşen bir ekibin öncülüğü şart.
Görünürde görünmeyen bu.
Çıkar mı dersiniz, elbette derim.
Zamanı bilemem, ama Kürd milleti mutlaka kendisini bağımsızlığa taşıyacak önderliğini ortaya çıkaracaktır.
Ama bu mevcut olan yapılar olmıyacaktır.
Onlar, miladını doldurmuştur.
Yeni bir ruh, yeni bir düşünce, yıpanmamış bir ekip işidir bu.
Süreç olumlu-olumsuzluklarla işliyor.
Her şeye rağmen bu yüzyıl Kürdlerin yüzyılı olacaktır.
Görev, Kürd'ün gündemine sokulan sömürgeci başkentleri adres gösteren sapık düşünceleri söküp atmaktır.
Kürdistan'ın bağımsızlık mücadelesini gündeme oturtmaktır.
Bu da haydi demekle olmuyor.
Düşünsel olarak buna ulaşmak, bunu pratiğe aktaracak bir araça sahip olmak ve hedefe varmak için kullanılacak yol ve yöntemi bulmak gerekiyor.
Buna hayatiyet kazandırmak için de; kadro ve para gerekiyor.
Kürdistan orda!
Kadro ve para nerde?
Bu iki olguyu bulan, sahaya inerse kazanan olur.
anilar ve hayeller arasinda sürüp giden yasamlarda
umutlu olamamanin bir nedenide artik hayellerimizin olmamasimi?
anilari yad ederek uykuya dalan ve mutluluk-mutsuzluk arasinda bocalayip duran anilari zengin olan bizlerin, gece ruyasi hüzün,keder,gözyasi ve hatta kabus olurken
ben en cokta Alan Lezanin hayellerini okuyarak mutlu oluyorum.
Alan bize bir seylerden söz ediyor.unutulan hayellerden.
ve bu hayellerini gercege dönüstürmek isterken, kuskusuz ki hayelleriylen mutlulugun zivresinde.
nasil olmasinki.Alanin hayelleri var.
gerceklestirmek icin cabaladigi umutlari var.
Alan,
hüznün yaprak dokumünü yasiyan,anilarin ise göz yasi selinde bogulup kalan bizlere ve
tarihin en karanlik sayfalarinin ifsa edildigi,
sarsaf carsaf asildigi gerceklerde-anilarda hayalin yittigi yerde ,
sonucun bir kabus gibi vede hayelet gibi dolastigi gercegimizde,
hayellerimizden söz ederken
unutulan hayellerin gelinen asamasi kabus gibi,
hayelet gibi sarip sarmaladigi gercegimizde,
Alan hayallerimizin pesinde.
her bir iletisim araclarin ve ortamlarin
hayellere hizmet edilmesi,seferber edilmesi gerceginin en basit förmülü,
yöntemi
bu amaclan ilintili atilan her kücük adimlardir.
artik hayellerimizin olmamasimi mutsuzlugumuz?
gecmisin anilarinda bir hayelet gibi gölgelenecegimize,
günesi en kavurucu vaktinde
tipki pamuk toplayan irgatlar gibi
alnindaki ter damlaciklarini silerken
hayellerin serinliginde soluklanacan.
seni yarin ki cetin bir güne,mücadeleye hazirlayan yine hayellerin olacaktir.
gecmisin bedelini berdel eden kara ve derin zihniyete karsi
savasiminda en basit yolu hayellerinin olmasidir.
o karanlik zihniyetin karsisina sen hayellerinle cikacaksin.
rüyan basit olmayacak,bahsis dagitmayacaksin.
umut dagitacaksin,hayeline ortak edeceksin.
umutun ekildigi her bir yerde
gecmis anilarinin basaga durmasini beklerken
hep tohum olacaksin ve düstügün topraginda tasidigin hayellerin
artik senin yarinlarin.
para-pul ne icindir?asil sermayeyi, yani kadroyu zarfa koyup adrese postalayacaksin.
o zaten ulasilan adreste her bir imkana sahipken,
hayellerini götüreceksin.
ama biz ne yapiyoruz bulundugum ortamda,mekanda?
islevsiz kilmak icin,düsmanin bile yapmadigini birbirimize reva görüyoruz.
kah kücümsüyoruz,kah yerden yere vuruyoruz,kah da islevsiz kilmak icin caba sarf ediyoruz.
oyasa bu atil duran enerjimizi,birikimizi,tercübelerimizi
elimizin altinda duran klavyelerin tuslarina basarakta yapabiliriz.
umutun yittigi,hayellerin bittigi "baris"ortamin karanlik sayfalarini
gelinen yeri bilinen gercegi: cöpe atarken,hayellerimizi canlandirmanin tamda zamani.
biz kurdistan davasinin avukati olalim.
cübbemizde degil yüregimizde umutlarimiz,hayellerimiz
yakamiza yapisanda halkimiz olsun.
bedelimizde yaslanica dik durusumuz,onurumuz olsun.
hürmetler
Artik geciken bir kurdistan goruyoruz,bununda careleri vardir.
Herkesin 21irda yasamin tek ulasilmasi gerekeni ve orda yasamin renklesmesinin
tek yolu ulkesidir.
Buda bizde olduguna gore zamanimizin bosuna gittigi yerde hic bir fedakarligi yara
tamiyacagiz.
Alaninda soyledigi gibi paraya gerek yoktur, cagin teknolojisinden yararlanaklim iste dunya kuculten interneten gordugumuzu bildigimizi burdan gormek ne kadar daha avantajlidir.
Onuda hepmizin birlikte yuruyen bir merdivenin hic durmaksizin hepimizin bundan hareket etmek suretiyle yolunun durus noktasina varamasina calismaliyiz.
Avantajlarimizin en cogu guclu ve miliyonlarca yurtsever gencimizin inaniyorumki hic korkmadan kendi vatania canini verecektir.
Ama burdan tek korktugum nokta ,gun gun olusan icimizde dusmana ekmegine yag surenlerin cogaldigini,bundanda hic korkmamaliyiz,eger herkes gucunue guc katarsa niye olusmasin bir bahimsiz kurdistanimiz.
dusmanin tek yararlandigi bizi karisik gormesi yani fikir savasin olusmasi birakmamiz gerekiyor,onuda Bagimsizligimizi yaratirsak kim ne dusuncede hareket edrse etsin ,ama su gunlerde egemen dusman baskisindan tek kurtulusunun bu kadar milliyonlaca koca bir ulkenin on binlerce yildir ulkesiyle bagimsiz olmasin?
olmamiz gerekende ozgurlugumuzuadi ni yasatmak bu topraklarin dusmanlarimiza karsi mucaadelemizin gerektigi ne olursa olsun inancli bir gucle kurtulusumuzu bu gelismis cagda yaratacak biz olmaliyiz.
Artik yter demeliyizki ,dusmanda durmalidir,ancak dusmana karsi ses cikarmadigimiz dan gordugunuz gibi bir avuc Gerillaya karsi gunlerce var gucuyle savasan bir dusman gucu vardir.
Ne yaziki onuda yenemedigini goruyoruz,iste birlikteki gucun ve birakilacak dusunceleri hwer seyin ustunde gelecektir.
Burda sevgili Alanin butun yazilarinda acikca soyluyor her Kurd bir guc olusmalidir,sonra kurdum diyen once ne oldugunu ogrenmelidir,bilgi sahibi ve inanc gucune ulasmasi gerekir.
buda inan c dedigim beyindir ,eger beyin bunu kabul ediyorsa niye olmasin bagimsizligimiz .
Ozgurce yasamak ne kadar guc katacagini gorecegiz,dilimizle,kulturumuzle ,bayragimizla topragimizla bagimsiz oldugumuzda
mutlu olacagiz.
Buda hepmizin dusuncelerini sadece Kurdistanin bagimsizligina adamalidir
Mutsuz insanin bir kolu kopuktur.oLmus demektir onun icin hayat zehirdir.
Umutlu olmak Mutlu olmaktir. Saygilarimla
Spasss
Re: Umutlu Olmak Mutlu Olmaktır