Ana içeriğe atla
Submitted by Aso Zagrosi on 15 July 2012

Yıllar önce „Şeddadi Kürd Devleti“ üzerine yazı serisini hazırlarken ister istemez Tebriz şehrini kendisine merkez alan „Rewadi Kürd Devleti“ içinde bir dizi yerli ve yabancı kaynağı taramak zorunda kaldım.

Şeddadilerden sonra „Rewadi Kürdleri“ üzerine bir yazı serisini hazırlamak istiyordum. Fakat zaman yokluğundan dolayı, tüm belge ve dokumentlere sahip olmama rağmen söz konusu yazı serisini başlatamadım.

Kürd düşmanlarının Kürdlere yönelik , Kürdlerin devletleri yoktu „Kürdler ve Türkler birlikte Anadoluya geldiler“ gibi safsataları boşa çıkarmak için Türklerin gelişlerinden önce Kürdlerin bölgedeki konumunu tespit etmek önemlidir.. Bu anlamda Şeddadi, Rewadi ve Merwani gibi Kürd devletleri hakkında var olan belgeleri ortaya koymak gereklidir. Merwaniler hakkında bir araştırma var. Fakat, „Rewadi Kürd Devleti“ hakkında hala derli toplu bir çalışma yok.

Rewadilerle ilgilenirken karşıma sık sık Safewi Şah’ı Şah İsmail, ataları olan „ Şeyh Sefedin Erdebili’nin Kürd asılı olduğu“ ve „Erdebil’in tarihi bir Kürd şehri olduğu“ yönünde bir dizi inandırıcı belge çıkıyordu.
Bu belgeleri okuyucularla paylaşmak istiyordum.

„Rewadi Kürd Devleti“ üzerine yazı serisini hazırladığım zaman zaten Tebriz ve Erdebil gibi yerleşim alanları üzerine duracaktım. O bağlamda fazla gürültü koparmadan Şah İsmail’in ailesi üzerine de duracaktım..

Erdebil, Şah İsmail ve ataları üzerine kısa bir makale yazmak ve Kürd oluklarını söylemek dahi bir çok çevrenin Kürd ve Kürd düşmanlarının tepkisini çekebilirdi.

Kürd düşmalarının tepkileri anlaşılılır. Çünkü, onların amacı „Kürdleri tarihsiz bırakmak“ ve bölgede var olan her şeye sahip çıkmaktır.. Mesela Selahaddin Eyubi’ye sahip çıkmak gibi..

Fakat, Kürdleri anlamak çok zor. Selahaddin Eyubi’yi „Arapların adamı“, Mevlana İdrisi Bitlisi’yi „hain“ eden bir zihniyet Şah İsmail’in ailesinin Kürd asılı olduğu iddiası karşısında tepkisini hesaplamak pek zor değil... Bir de bazı arkadaşların „Aso dünyayı Kürd yapacak!!!!“ gibi espirilerilerinden de kurtulmak için bu konuda var olan bilgileri „Rewadi Kürd Devleti“ yazı serisini dışında aktarmadım.

Ama geçenlerde yeniden M. Cemil Rojbeyani’nin 2005 yılında Aras yayınları arasında çıkan „Wulateket Baştir Benase“ adlı eserindeki „Erdebil“ adlı makalesini okuyucularla paylaşmak istiyorum.

2001 yılında Irak Baas rejimi tarafından Kerkük’te öldürülen Mella Mehemed Cemil Rojbeyani kendi başına „Ayaklı bir Kürd Kutuphanesi“ydi.. Bir çok makalemde onun eserlerini kullandım ve bir de onun „Dumbuliler“ adlı makalesini Kurmanci’ye çevirdim.(Merak eden arkadaşlar Newroz. Com arşivinde bulabilirler)

M. Cemil Rojbeyani „Erdebil“ adlı makalesinde Erdebil İran’ın Doğu Azerbeycan’ında bir şehir olduğunu ve eskide : bu şehrin halkı hepsi Kürd aşiretlerinden oluşuyordu. ......... Eski de şehir halkının dili Kürdçenin farklı lehçelerini konuşuyordu. Kurmanci, Gorani, Lor vb lehçelerin karışımı bir yapı arz ediyordu...

M. Cemil Rojbeyani bu tezini de Şah İsmail büyük dedesi olan olan ve ismini Safewi devletine veren Şeyh Sefeddin’in „Safwet El Safa“ daki bir şiirine dayandırıyor.

Şeyh Sefeddin şöyle yazıyor:

Dêrkên ser besewday egêçî,
Dêrkên çeş çû xwinin esreyçî,
Dêrkên ser be astane çi te darim,
Xud ewaçi bexti çu gici...

M. Cemil Rojbeyani Şeyh Sefeddin’in bu şiirini günümüzün Aşağı Kurmancisine çeviriyor ve o kadar yakın ki...

Mesele şiir de geçen „te“ Yukarı kurmacisinde vardır. „Ewaçi“ Goran lehçesinde bir kelime. „esir“, „firmesk“ “dêre“ ve „deyêke“ gibi kelimelerin hepsi Kürdçe de varlar.
M. Cemil Rojbeyani Ahmedi Kisrewi’nin „Safwet El Safa“ kıtabının başka rubailerinde de hata ya düştüğünü yazıyor. Mamoste Rojbeyani’ye göre kitabı yeniden dizenler Kürdçe bilmediklerinden dolayı ciddi yanlışlarda yapmışlar.

Reşid Yasemi „Kurd w Peywestegi Nijadi da „ adlı eserinde „ Arap Komutanı Huzeyfi Yemani Azerbeycan’a yönelik saldırıda bulunduğu zaman Erdebil Merzbanilerin karşı koymaya güçleri yetmedi ve yenildiler. Ateşgehlerinin yıkılmaması, öldürme ve Kürdlere karşı talanın yapılmaması şartıyla 1000 dirhem bac vermeye karar verdiler.
Mamoste Cemil Rojbeyani İbni Miskeweyh ve İbni Hawqal gibi eski tarihçilere dayanarak genel olarak Azerbeycan ve özel olarak Erdebil’in Kürdlerin yerleşim yerleri olduğunu Salari gibi Kürd devletlerinin kurulduğunu ve Merzbani gibi Kürd aşiretlerin hakim olduklarını yazıyor. Zaten Reşid Yasemi’nin vurguladığı gibi Azerbeycan denilen bölge Şeddadi, Rewadi ve Salari gibi Kürd devletlerinin kurulduğu topraklardı.. O dönemler bölgede Türk dahi yoktu. Yaqubi Hemewi gibi gezgenciler Erdebili ziyaret etmiş ve gördüklerini yazmıştır.
Bu gezgincilerden biri de Hamdullah Mustewfi Qezwini(1281–1349)dir. Qezwini “Nuzhat al-Ghulub” adlı eserinde Erdebil Sebalan dağının kenarındadır. Havası çok soğuktur. Sonbaharda harmanlarını toplamaktan gecikenler kar basınca havaların ısınmasını beklemek zorundalar…………. Bu şehrin halkı İslamın Şafihi mezhebine bağlılar, derweşleri de Şeyh Sefindir”

Şeyh Sefedin (1252-1335)in ve yazarın doğum ve ölüm yıllarına dikkat edildiği zaman ikisinin aynı dönemde yaşadıkları görülüyor. Yazarın “Şafihi mezhebine bağlılar, derweşleri de Şeyh Sefindir” dediği Şeyh Sefin Safewi devletine ismi verilen şahıstır.
Zeki Velidi Togan da “Şeyh Seyfedin’in Sünni mezhebinin Şafi tarikatına bağlı olduğunu yazıyor." (Sur l'origine des Safavides," in Mélanges Louis Massignon 3 (Damascus: Institut Français de Damas, 1957), 353)

Mamoste Cemil Rojbeyani’nin “Hoca” olarak adlandırdığı Muhiti Tebatebayi “Tahrani Musewer” adlı dergide “Safewi Hanedanları Kürd asılıdır” ana başlığı altında bir makale yayınlıyor.

Ayrıca Rehimzade Safewi de yayınladığı “ Zindegani Şah İsmail” adlı eserinde Safewilerin Kürd olduğunu teyit ediyor ve şöyle yazıyor: “ Feyruz Şah adlı bir Sencar Kürdü Azerbeycan’a geliyor. Erdebil yakınlarında Kelxwuran ismindeki köyde tarım ile uğraşıyor. Sefi - aldin ismiyle bir torunu nam salıyor. Sefi-aldin, Şeyh Pendari Kurdi Sencani’nin oğlu Babi’in oğlu Emir’in oğlu Rewşen’in oğlu Şeyh Zahir Tacedin’den tarikat icazesini alıyor”

Mamoste Rojbeyani “Sincar”ın yanlış olduğunu düşünüyor. Ona göre Sincar Êzîdî Kürdlerin yol geçilmez dağlık alandaki merkezidir. Mamoste Rojbeyani “Şeyh Sefi”nin Sincarlı değilde Şeyh Pendari Kurdi Sencani gibi “Sencan” köyünde olduğudur. Mamoste Rojbeyani göre „Safwet El Safa“ daki „Sencar“ yanlıştır.

Mamoste Cemil Rojbeyani’ye göre İbrahim Fesih’in „Enwan El mecid“te sözünü ettiği Kürd Haydar’ın ailesi ile Şeyh Sefi ailesi aynı ailedir“

Şah İsmail’in ve Safewi Hanadanlarının Kürd asılı olduğuna dair bir hayli belge var.

Şimdilik Mamoste Cemil Rojbeyani’nin bu konuda yazdıklarının kısa bir özetini aktardım.

Rêz û Silav

Aso Zagrosi

Merhaba Keke Zagrosi, Daha gecenlerde dayimla alevilik ve kurdluk arasindaki baglantiya dair uzun uzun tartisip sohbet ederken konu Sah Ismail'in turklugune gelip tikandi. Tartistigimiz donem Idris-i Bitlisi'nin Sah Ismail'e karsi Kurd beylerini Osmanli'ya yanastirdigi donem. Benim cevapsiz kalisim, Caferi olan Azeriler veya Aleviligi mutlaka Kurdlerden ogrenmis olmasi gereken Turkmenlerin cikarmasina imkan olmayan Sah Hatayi (Sah Ismail) gibi birinin nasil olup da Kurd olmadigi, bir Azerisehrinden. Bir Turk oldugu. Kanimca degindigin konu eksikligiyle tarihin yapayanlis ele aliniyor olusuna sebep olan bir konu.  Arastirmacilar kiskanc olurlar diye dusunuyorum, tahmin ediyorum(!) ve bu sebeple bilemiyorum kaynaklarini bu konularda yazip ureten iki Alevi Kurd ile paylasir miydin? Biri oncelikli, Mehmet Bayrak. Digeri Kurd Alevi halk ozani Emekci. Sevgi ve selamlar, M. Husedin

Dr. Ubeydullah Eyubiyan'ın Anısına!!! Aso Zagrosi Yayınlandı: September 03, 2010 Geçen hafta Doğu Kürdistanlı aydınlarından Dr. Ubeydullah Eyubiyan tam 92 yaşında sessiz ve sedasız bir şekilde aramızdan ayrıldı. Kürd dili, edebiyatı, tarihi ve politik yaşamından önemli rol alan Dr. Ubeydullah Eyubiyan vefatından sonra onun hakkında Kürd basınında fazla bir şey görmedim.. Güney Kürdistan'lı PNA Haber Sitesi kısa bir Türkçe haber geçti.. Kuzey Kürdistan basını yanlışlarıda barındıran bu haberi kullandılar. Belki Kuzey Kürdlerinin bir çoğu yada hepsi ilk defa Dr. Ubeydullah Eyubiyan ismini duydular. Dr.Eyubiyan'ın yayınlanmış onlarca eseri var, hiç biri Kuzey Kürdistan'da yayınlanmamış. Bugüne kadar Kuzey Kürdleri onunla ilgili tek bir haber yayınlamamış ve onunla tek bir söyleşi yapmamışlar. Sonuçta halimiz bu. Son yıllara kadar ve çeşitli objektif ve subjektif nedenlerden dolayı Kürdistan'ın her parçası kendisi için üretiyor ve tüketiyordu. Son yıllarda kısmende olsa bu duvarlar yıkılıyor. Bir yandan dünyadaki siyasal, ekonomik ve teknolojik (internet vs) gelişmeler, diğer taraftan Kürdler de yükselen ulusal bilinç Kürdler arasına örülen duvarları zorluyor. Kürdistan'ın dört parçasında yaşanan iyi ve kötü gelişmelere ilişkin Kürdlerin çok kısa süre içinde ortak girişimlere girmeleri artık sır değil. İran'da Kürdlere yönelik idamlar da olduğu gibi.. Dr. Eyubiyan ile ilgili kısa bir makale yazmak istiyordum. Yıllar önce Azad Abdulwahid ve Suleyman Dilsoz „Raman Dergisi“ adına geniş bir röportaj yapmışlardı. Kürdlerin tarihine, edebiyatına ve şahsiyetlerine ilişkin bir yazı gördüğümde mutlaka arşivlemeye çalışırım. Dün söz konusu röportajı buldum ve okudum. Fakat, konuya ilişkin daha fazla bilgi toplamak için farklı dil ve Kürdçe'nin farklı lehçelerinde Dr. Eyubiyan'ın ismini arama makinelerine verdim. Sonuçta Facebook'ta Dr. Eyubiyan üzerine uzun bir yazının üzerine düştüm. Onlarca sayfalık bir yazıydı. Bu da bir söyleşiydi. Söyleşiyi yapanda „Soran Yaho“ adında biriydi.. Yazının altına Kürdistan'ın farklı parçalarından onlarca insanımızın yorumları vardı.. Hemen yazıyı okumaya giriştim. Fakat yazının bir kaç satırını okuduktan sonra bu yazıyı daha önce okuduğumu anladım. Hemen Raman Dergisinde çıkan röportaj ile Soran Yaho'unkini kıyasladım. Bu söyleşi yıllar önce Raman Dergisinde yayınlanan söyleşiydi. Fakat, bir farkla Raman'daki söyleşide Raman soru soruyor. Facebook'ta bulduğum söyleşide ise Soran Yaho soruyor. Raman dergisinde Azad Abdulwahid ile Dr. Eyubiyan'ın resimleri var. Facebook'ta ise Soran Yaho ile Dr. Eyubiyan'ın resimleri var. Soran'ın söyleşisinin son bölümünde ise çok Kürd ve Kürdistani tespitler var, diğerinde yok. Eğer ikisi birlikte bu söyleşiyi yapmışlarsa niçin ikisinin ismi geçmiyor? Yok eğer birileri çalmışsa bunuda çıkarmak kolay.. Benim bu konuda kendi düşüncem var. Bu konuda bazı Güneyli ev Doğulu dostlarıma yazdım.. Herhalde çözerler. Şimdi konumuza gelelim. Raman Dergisinin 99.sayısında Dr. Eyubiyan kendi yaşamı ve eserleri hakkında bir hayli bilgi veriyor. Bu bilgileri özetleyerek aktarmaya çalışacağım: Dr. Eyubiyan 21 Mart 1928 yılında Doğu Kürdistan'ın Mahabad şehrinde dünyaya geliyor. Yani anlayacağınız Newroz Günü. Dr. Eyubiyan ailesinden duyduğuna göre o zaman Mengur aşireti Mela Xelil Goremer önderliğinde İran Şah'ına karşı isyan etmişlerdi. Newroz Günü yani Dr. Eyubiyan doğduğu gün Mengurlarla İran Şahının temsilcisi Ali Bege Haci Eyubiyanların evinde barış görüşmeleri yapıyorlarmış.. Şeyh Ül İslam ve Mahabad Qazileri de toplantıda hazır bulunuyorlarmış. Dr. Eyubiyan'ın anlatımlarına göre aileleri 250 yıl önce Cizre ve Diyarbekir mıntıkasından Doğu Kürdistan'ın Mukriyan mıntıkasına göçetmişler. Dêbokireş aşireti de onlarla birlikteymiş. Onlar Domili'ler. „Şimdi kendilerine Domili denilmesini ayıplıyorlar. Aktüel olarak Diyarbekir'de Dom aşireti var. Türkçe'de onlara Domili diyorlar. Domililerin bazıları Akre'ye, bazıları Amediye'ye, bazılarıda Serkepkan ve Rejikeran köylerine yerleştiler. Seyid Eyubi ve beraberinden bir grupta Mukriyan mıntıkasına gelip yerleşiyorlar.“ diyor. Yine Dr. Eyubiyan'ın anlatımlarına göre ataları gelip Budax Sultan'ın torunlarına misafirleri oluyor. Dr. Eyubiyan'ın anlatımlarına göre bazıları Eyubiyan ailesini Selahadin Eyubi'nin ailesine bağladığını, fakat hiç bir belgenin olmadığını ve bundan dolayı ciddiye almadığını söylüyor. Dr. Eyubiyan ailesinin Nehri Şeyhlerine bağlı olduğunu ve dedesi Seyid Taha'nın Seyid Abdulkadir Nehri'nin iyi bir muridi ve dostu olduğunu söylüyor. Seyid Abdulkadir'in Kürd davasından dolayı idam edildiğini ve ailesinde Kürd damarının çok güçlü olduğunu söylüyor. İnsanların hala Seyid Abdulkadir üzerine Kürdçe şiirler okuyarak ağladığını ve babasının Piremerd ve Huseyin Husni Mukriyani ile iyi dost olduğunu sözlerine ekliyor. Dr. Eyubiyan'nın anlatımlarına göre Qewsi Sani (Seyid Abdulkadir) Türkler tarafından öldürüldükten sonra oğlu Hz. Seyid Abdullah Geylani Herir ve Batas'da gizli bir şekilde kalıyordu. Hz. Seyid Abdullah Geylani 1942 yılının Newroz'unda Mahabad'a geldi ve Qazi Muhamed'e misafir oldu. Onun içi yapılan karşılanma töreni bizim olmamıştı, diyor.. Şeyh Mahmud Berzenci'nin Simko'yu Suleymaniye'de karşılama töreniyle kiyaslıyor. Dr. Eyubiyan Seyid Abdullah Geylani'yi „Kürd milletinin ruhani lideri olduğunu“ söylüyor. Bu arada Dr. Eyubiyan kardeşi Seyid Muhamed Eyubiyan'nın , Seyid Abdullah Geylani için yapılan tören için Kürdçe „Sultan Selahaddin Eyubi“ adlı bir tiyatro piyesini yazıp sahnelediğini ve bu tiyatro oynunun Haci Qadri Koyi'nin insanlık, eşitlik ve adelet gibi temaları işleyen bir operasına dayandırıldığını yazıyor. Seyid Abdullah Geylani'nin gelişi ve „Sultan Selahaddin Eyubi“ adlı tiyatro oyunu Mahabad'ta halk kitleleri içinde büyük bir yankıya neden oluyor. Dr. Eyubiyan uzun bir şekilde „Komelay Jiyanewey Kurd“ adlı örgütlenmenin üzerine duruyor. „Kürd'ün Yeniden Dirilişi Örgütü“ Mirza Huseyin Frohêr, Seyid Muhamed Eyubiyan, Abdulrahman Zehibi ve Güney Kürdistan'dan „Hiwa Partisi“nin temsilcisi Mirhac gibi 20 cıvarında aydın ve Kürd yurtseveri şahsiyetler anlaşıp kuruyor. Gizli ve hücreler temelinde örgütlenen ulusal bir kapılanmaydı. Üye olmak için çok sıkı şartları vardı. Bir üye birlikte çalıştığı 2 kişiden başka üyeyi tanımıyordu. İllegal olarak „Niştiman“ dergisini çıkarıyorlardı.(9 sayı Doğu Kürdistan'da 10. sayı Cumhuriyetin yıkılışından sonra Suleymaniye'de çıktı) Dr. Eyubiyan 14 yaşında olduğu zaman „Niştiman“ dergisinin 2.sayısında Kürd ve Kürdistan yurtseverliği işleyen Kürdçe ilk şiiri yayınlanıyor. Dr. Eyubiyan şiiri A. Zebihe verdiği zaman rumuz olarak „Hêdî“ ismini seçmişti. Dergi çıktıktan sonra „Qumri“ ismini kullandıklarını fark ediyor. Belli bir dönem sonra öğreniyor ki Mirza İbrahim örgüt içinde „Hêdî“ rumuzunu kullanıyor. Dr. Eyubiyan söyleşisinde Molla Mustafa Barzani, Mirhac ve Abdulrahman Zebihi'den hayranlıkla söz ediyor. Kürdistan Bayrağını ilk olarak Mahabad'ta dalgalandırma meselesiyle ilgili Raman Dergisinin sorduğu soruya cevaben Dr. Eyubyan: O dönem Mahabad'ta çocukların Kürdçe öğrendiği „Ronak“, „Gelawej“, ve „Peşkewtin“ adlı 3 sınıf varmış... Dr. Eyubiyan Gelawej'de ders veriyor. „Komelay Jiyanewey Kurd“ yöneticilerinden Huseyin Frohêr ve daha sonra Mirhac kendisine 3 gün sonra yapılacak törende Kürdistan bayrağını dalgalandırmaya hazırlanmasını isterler. Daha sonra Qazi Muhamed, Mola Mustafa Barzani ve Haci Babaşex'in hazır bulunduğu törende Mirza Huseyin, Osman Daniş, Muhamed Yaho ve Dr. Eyubiyan Kürdistan bayraklarını dalgalandırıyorlar. Bu arada „Biji Kurdistan ve Biji Komela!“ sloganlarını atıyorlar Dr. Eyubiyan „Dayiki Niştiman“ adlı tiyatro oyunun yazımı meselesinde ise şöyle diyor: Ben Komelay Jiyanewey Kurd“ üye olmak istiyordum, fakat küçük olduğu ileri sürerek kabul etmiyorlardı. O dönem 14 yaşındaydım. Çocuk olmadığımı ve büyüdüğümü ispatlamak için oturdum „Dayiki Niştiman“ı yazdım.“ diyor. Abdulrahman Zebihi „Dayiki Niştiman“ çok beğeniyor. O dönem Kürdçe ders veren okulların öğrencileri'ninde içinde yerladığı Abdulrahman Zebihi ve Mustafa Muini ve Dr. Eyubiyan tiyotro piyesini sahneye koyuyorlar. Tiyatro'yu sahneledikleri zamanda Kürdistan haritasını, Seyid Abdulkadir, Haci Seyid Muhamed, İhsan Nuri Paşa'nın ve Kürdistan Kralı Şeyh Mahmud'un portrelerini de asıyorlar. Tiyatro oyun bir etki yapıyor. Bir dizi faaliyetten sonra „Komelay Jiyanewey Kurd“ halk ve bir dizi çevre tarafından biliyor. Abdulrahman Zebihi „Komelay Jiyanewey Kurd“ yöneticilerinden Sıdık Heyderi'yi „Gençlik Örgütünü“ oluşturmak için görevlendiriyor ev böylelikle Dr. Eyubiyan gençlik örgütüne giriyor. Demokratik Kürdistan Cumhuriye'nin yıkılmasından sonra Dr. Eyubiyan okuluna devam ediyor ve eğitimini yapıyor. Tahran, Tebriz ve Fransa'da yüksek eğitimini yapıyor. Bu arada Fransa Dr. Kamuran Bedirxan olan tanışmasına geniş yer veriyor. Eğetimi sırasında „Şah İsmail“ üzerine bir kitap yazıyor. Bu kitapta „Şah İsmail'in Kürd olduğunu“ ortaya koydunu söylüyor. Tezinide „Medlerin Eski İran Uygarlığı üzerine etki“ adı altında vermiş. Dr. Kamuran Bedirxan ile birlikte Güney Kürdistan'a Molla Mustafa Barzani'yi görmeye gidiyorlar.. Molla Mustafa Dr. Eyubiyan'ı Amerika'ya göndermek istiyor. Fakat, daha sonra İran'da yakalanıyor ne Fransa'ya ve ne de Amerika'ya gidebiliyor. Dr. Eyubiyan İran'ın bir çok üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışmış ve bir çok eser vermiştir. Örnek olarak çalışmalarından bir kaçı: 470 akademik makale yayınlamış.... Şiirleri var. Kendi söylemiyle 50 kitap çıkar. 1)Çirkey Mem û Zin(İsfaha üniversitesi basmış) 2)Çirkey Siyabend û Xece(Tebriz Üniversitesi basmış) 3)Selahadin Eyubi üzerine Farsça bir kitap, Tebriz'de bir yayın basmış, 4)Nawi Mangi Kurdi, Cejn û Dabûneriti Kurdan, 5) Nawi Kuran û Kiçani be Kurdi, 6) Miri Newroz, 7)Alfabeyi Kurdi (latini- erebi) Ve daha bir çok eser. Birazda bu röportajın dışına çıkarak toparlamaya çalışırsak, Dr. Eyubiyan , Hejar Mukriyani gibi bir çok „Komelay Jiyanewey Kurd“ üyesi bu oluşumun tasfiye edilmesini hazmetmiş değiller. Dr. Eyubiyan'nın Şerko Cihani'ye verdiği bir söyleşide „Komelay Jiyanewey Kurd“ın bağımsızlıkçı olduğunu, büyük Kürdistan için mücadele ettiğini“ söylüyor. Ondan sonra gelen partilerin isminin başında yada sonunda „İran“, „Irak“, „Türkiye“ ve „Suriye“ konulduğunu ve bunların parçacı olduğunu söylüyor. Dr. Eyubiyan Komelay Jiyanewey Kurd“, „Hiwa“ ve „Xoybun“ adlı partileri Birleşik ve bağımsız Kürdistan ı savunduklarını söylüyor. Ayrıca Kürdistan Demokratik Cumhuriyeti sırasında Peşewa Qazi Muhamed'in „Abdulrahman Zebihi dışlamasını ve Cumhuriye'te hiç bir görev vermemesini“ eleştiriyor. Zebihi'nin İran'ın eline düşmesinde ise Sovyetler Birliğini suçluyor.. Dr. Eyubiyan „Komelay Jiyanewey Kurd“ in ismi Kürdçe ve kendiside Kürdtü... Diğer partilerin isimleri dahi Kürdçe değil diye eleştiriyor. Dr. Eyubiyan Kürd dili ilgili bir hayli uğraşmış ve bir dizi eleştirleri var.. Kürd partileri ve basını Kürd dilini bozuyor diye yakınıyor. Dr. Eyubiyan'ın yaşamı ve eserleri hakkında daha net bir tablo çizmek için kaynaklara ihtiyaç var.. Şimdilik bu kadar Toprağı bol olsun!! Aso Zagrosi

selam Aso herkesi kurd yapacak-elestirilerini yapanlardan biri de ben olabilirdim. bu herkesi kurd yapma isinin cesidi var seninki bu cesitlerden hangisine giroyor onu anlayan anladi ancak seni otekilerle karistirmamak icin bu isin nicin onemli oldugunun net ortaya konulmasi lazim aksi halde yanliz kalmaktan urktugu icin ona buna sarilma ihtiyaci duyan zayiflarla girdigimiz bu yoldan menzile varilmaz ben en fukara alternatifle bile KURD olmaya inat yolunu tercih edenleri severim velevki bugune kadar hic bir baltaya sap olmayan bir millet olsak bugunku hakkimizdan vaz mi gececegiz? kim uydurmus bu sarti? pigmelerin sahi ismaili devleti yok diye pigme olmaktan vaz mi gecelim? neyse bunlari sana degil ortaya yaziyorum ki bir seyin kurdlugunun nicin pesinde oldugumuzu bilelim diye sah ismail kurd, siradan serseri adi kesanli ali yapilan da aslinda kurd ve hergele meydanindan haymanali biri burda turklerin HIRSIZLIGI EDEPSIZLIGI,VAHSILIGI ve tahrifat kulturu oratya serilecek bu pazarin en guzel mali budur yojksa aramizda sah ismaili cebinden elli kere cikartacak binlerce kurd var son olarak engilizce yazip cizenler bizden daha marifetli olduklari icin degil fakat daha cok kaynak daha cok imkan daha cok kontrol daha cok ozen , dikkat sahibi olduklarindan onlarin wikipediasi bizim ivir zivirlardan daha saglam kanitlara dayanabilir(yuzde yuz degil, hic bir sey yuzde yuz degil). buyur wikiye kadar dusen bilginin uzerine gitmekte YERDEN GOGE kadar haklisin sen bizim goz nurumuzsun hatani buldugumuz anda sana duyururuz merak etme sevgi ve saygilarimla HeK... "Ismail was born to Martha and Shaykh Haydar on July 17, 1487 in Ardabil. His father, Haydar, was the sheikh of the Safaviyya Sufi order and a direct descendant of its Kurdish[10][11][12] founder, Safi-ad-din Ardabili (1252–1334)." (wikipedia sah Ismail girdisinden, 15 temmuz 2012)

İlk   önce   spas  ve teşekkürler. "Niyet  önemli"    diyorsun, doğru. Şah İsmail'i    nasıl değerlendireleceği    farklı çevrelerin    dinsel, mezhepsel ve  daha başka    nedenlerden  dolayı  farklı  değerlendirmeleri  var. Bir  Şafi  Kürdün,  bir Alevi  ve  Ehli  Hak Kürd'ün   ve  biir  Şiinin (eğer dinsel  tabularının çerçevesinde düşünce  üretmeye  devam ediyorlarsa   ) farklı  değerlenmeleri  olacak.. Şah  İsmail  ve   başka  bir çok alanda     Türk   resmi tarihçilerinin    bilinçli  olarak  neden oldukları bir bilgi kirliliği var.. Herkes    Türk olarak gosteriliyor  ve bundan  hareketle    Aleviler  üzerine    oynmaya  çalışıyor. Sende   yaptığın yorumda    bu realiteye dikkat çekmişsin. Bu  bilgi kirliliğine   son  vermek   amacıyla    Safewiler   hakkında   var olan   tarihsel  belgeleri  ortaya koymak gerekiyor.. Bu belgelerin    en  azından    800  yıl  öncesine   dayanan   tarihleri var. İran'da da    Şah İsmail ve     atalarının   Kürd olduklarına  dair  bir  hayli  belge  yayınlandı.   Hatta  kitaplar  çıktı. Ben  sadece  Rojbeyani'nin   getirdiklerin  kısmen  vermeye    çalıştım. Aslında    var  olan belgelerin tümünü yayınlamak    bilgi   kirliliği  ve  dezinformasyanları boşa  çıkarmak   gerekir. Hürmetler

Türk  devleti    Alevilik,    Kürdlük ve   daha    bir çok alanda   ciddi tahribatlar yapmış ve  bir  dizi   tarihsel  gerçekleri alt üst etmiştir. Bunları     kısmen  boşa  şıkarmak   için  ciddi  bir  çaba ve   profesyonel   çalışmalar gerekiyor. Safewi  hanedanlarının  Kürd  asılı olduklarına    dair   çok eskiye  dayanan  belgeler  var.  Bu konuda  bu güne kadar   bazı   araştırmaların    olmayışından  bizler  biraz   suçluyuz...   Meydanı   başkalarına   bırakmışız. Onlarda  buldukları/yada  ters yüz  ettikleri  her şeyi     kötü amaçlarına   araç  ediyorlar. Sözünü   ettiğn arkadaşlar ve daha  başkaları da  Kürd  sitelerini  takip ediyorlar. İlginden dolayı teşekkürler Destxweş Aso  

Prof dr. Faruk Sumer, Safevi devletinin kurulusu ve gelismesinde anadolu turklerinin rolu, 1992, Ankara sayfa 1'in sonu ve 2'nin basi: ....... Gercekten hanedanin seyyidlik ile hicbir alakasi olmayip F i r u z S a h adli Sincar'li bir Kürd'ün neslinden geldigi suphe goturmez bir sekilde ortaya konmustur. 1dipnot 1: A. Kesrevi, Seyh Safi ve Tebres, Tahran, 1332 S: Z. V Togan, Sur l'origine des Safavides, Melanges Messignon, Damas, 1957, III. s. 345-357.). Tahmin etmek mumkun olabilir ki, Safiyuddin Ishak'in atasi Firuz Sah, Kürdler'in X. yuzyilda Azerbaycan ve Erran'a yayilmalri esnasinda Erdebil'e gelmis ve sehrin yakininda bir yerde yerlesmistit. XI yuzyilin ikinci yarisinda Selcuklular Azerbaycan, Kürdistan, Erran ve Dogu Anadolu'ya geldiklerinde buralarda hakimiyet suren Revadi, Seddadi, Mervani ve Annazogullari gibi bircok KÜRD hanedanlari ile karsilasmislardi.  ...... Kara Koyunlular zamaninda Erdebil'den Mugan'a kadar uzanan bolgenin Cakirlü (Cekur- Cekuran benim notum) oymaginin yurdu oldugunu biliyoruz ki, Ibni Arab Sah'a gore bu  oymak Kürd menselidir.

tarihi sahsilarin kokenleri cok fazla ilgimi cekmez ancak bu kokenleri tahrif eden vahsilerin edepsizliklerini aciga cikartmak muhtesem eglenceli bir istir kurdlerin onlerinde turk edepsiz ve vahsilerin ortbas ettikleri bir suru seyi ortaya sermek gibi eglenceli bir tomar isi var alah alay tarihci, edebiyatci bilimci yetmez bu ise Aso tarih ten baslamis ben baska bir mevzuya deginecegim hazir Sah Smail den soz acilmisken onun hikayesindeki asikar patern neredeyse onlarca ornekle (belkide benim tarihi bilgimdeki cilizlik ve amatorlukten dolayi bilemedigim yuzlerce ornekle) kendini tekrar eden bir egilim. yetenekleri, imkanlari buyuk tarihi donusumlere yol acabilecek kurd kokenli kisiler nerdeyse daima bu degismin manivelasini kurdlerin disinda aramis ve bir cogu da oralarda bulmus sah ismail buyuk bir ornek daha dogrusu safawi ailesi-hanedani kurd kokenlerine ragmen buyumeyi ancak turkmenler arasinda mumkun gormusler bu tesbitlerinde de yanilmamislar tarihin degisik donemlerinde baska ornekler de var said i nursi de boyle once kurdler icinde bir iki ufak denemyle bu kavimin icinde kafasindaki projeleri buyutemeyecegini farketmis olmali baska ornekler de var Ittihat ve Terrakki (daha dogrusu osmaniye) nin kuruculerindan Ishak sukuti ile dr abdullah cevded mayayi kurdluge degil turklere calmislar selahhadin eyubi kurd komutan olarak kalsaydi ismini ASO gibi tarihe merakli okuyan bir kac kurd belki bilirdi peki ala kurdleri bu olcude tohumluk yapan bunca yetenegin baska topraklarda ortamlarda patlamasini saglayan nedir? yada bizde eksikligi duyulan limiting faktor nedir? turkmenleri kurdlerden daha elverisli kilan nedir? tarihte bir seylerin birilerini limitledigi belli ya bugun? var mi boyle bir limitting faktor? varsa ne yapilmali? sah ismail ile basladim Cernishevski yi hatirladim hurmetler HeK

caldiran savasinda sah ismail neden yenildi? hazir sah ismail in mezarina girdik bari elimizde bir avuc toprak ile cikalim bu camiada amator, yari prof ve tam prof tarihcilerimizden bu isin yorumunu bekliyoruz. safawi ailesi kurd , bunu ogrendik daha da onemlisi bence turklerin kurd anasini gormesin, bilmesin, basini kaldirmasin zihniyeti ile hala bu tahrifat islerine nerde nasil ne bicimlerde devam ettiginin guzel bir dokumu de gerekiyor her kosede bu edepsiligi surdurduklerine dair bol miktarda kanit var. gecenlerde IT nin tarihi konusunda wiki ile (ingilizce kaynak) turk viki yi karsilastirdim. malum sukuti de abdullah cevded te kurddur, ibrahim temo ise arnavut. trk viki de ibrahim temo nun arnavut kokeni belirtilmis ancak sukuti ye ailesi irak turkmeni kokenli gibi muglak bir info yazilmis edepsiz hinzirlar akli sira kacis noktasi birakacaklar adamin diyarbekir li kurd oldugu ortaya cikinca canim orya kerkuk ten gelmis olabilir diyiverecekler bunlara bu kepazelikleri yapma firsatini kurd sairi kurd yazari diye bilinen ahmed arif ile yasar kemal veriyor bu ikili biri olmeye bes kala oteki bunama doneminde ailelerine turkmenlik yamamaya cabaladilar simdi adamin kendisi turkmen olabilirz deyince bize laf soylemek duser mi? elbette dusmez ama o laflarin edilis bicimine bakinca bu turklemnlugin neden icap ettigi oylesine asikar bicimde ortaya cikiyor ki mesele koken isinden cikip gercek bulma isinden cikip AHLAK problemi oluveriyor benim kitabimda ahmed arig ahlaksizlik yapti ve oldu sirlerine doup bakmiyorum bile bir suru guzel sair var hem de saglam AHLAKI ile milleti salya sumuk aglatan sair de eksik olsun geleleim buyuk cinar filan lakirdilari ile abartilan yasar kemal e o da ayni halti yedi-kendi demecleridir merak eden acar okur bu donemlerde yedikleri haltin tek adi var AHLAKSIZLIK simdi kurd un icinden cikan kurdun mazlemesini kullanip kendine ekmek parasi saglayan adam kurdlerin uzerine bunca varildigi sirada ortaya ailenin turkmenligi ile cikarsa bunu nasil tarif edecegiz? (HeK gene konudan konuya atladi diyenlere, sah ismail in kokeni ile nerden ilgilendigimi acik etmek icin yazdigimi hatirlatayim, kokeni ile ilgiledigim yok, tahrifatcilar ile ve kurd olup kendine baska limanlar arayanlarla ilgileniyorum. bir de buyuk ailem icinde en buyuk dayimin solculuktan vara vara kemalizme varan ahmak birinin su sirada ailesini akkoyun karakoyunlara dayandirma cabasini duydum, bu proje ile bizim eve gelince kiz kardeslerim onu ve torununun evden hakli bicimde kovmuslar. bu adam benim gordugum en fazla okuyan , universite egitimi olan bir vakitlerin saglam solcusu, vara vara kurdlugunu yilan kabugu gibi atip kendine turkmenlik ayarlamaya varmis. hem de tam bu gunlerde. insan bok cukuruna dusse bu kadar kirlenmez. kurdlerde bu ahlaskzilgin cesitli bicimleri her donem oluyor) koken den daha onemli sah ismail ile yavuz un kapismasinda sah ismail in neden yenildigini ogrenmek lazim bu bilgi bu hikaye de bize lazim olabilecek en onemli bilgidir. bana gore hurmetler HeK

Bence   bu tartışmalara   bakılırsa,     yazı   iyi  bir  hammadde   olmuş. Farklı düşünceler  var. Farklı  pencereler  açılıyor. Kürdlerin  tarihine     ve  aktüel   durumuna    ilişkin  bir  dizi  soru gündeme  geliyor. Bence    hammaddeden    çıkan    yeni ürünler   daha da      ilginç.. Kürdlerin tarihine   ilişkin    iyi  yada     kötü   her şeyi     gündeme  taşımak  gerekir.. Ve   onlardan    çıkaracağımz  dersler,   yürüteceğimiz  hipotezler  ve   kendi  kendimize   soracak   sorular  daha da çoğalacak.. Her şey sorgulanacak...  Hem  kendizimi   tanıma  açısından   ve   hem de   düşmanlarımızı  tanıma bakımından    bu tip   yazılar gereklidir. Silav û  rêz

Hek   ögretici ve  ders  alici    bir   soru   ortaya  birakmish: "yetenekleri, imkanlari buyuk tarihi donusumlere yol acabilecek kurd kokenli kisiler nerdeyse daima bu degismin manivelasini kurdlerin disinda aramis ve bir cogu da oralarda bulmus sah ismail buyuk bir ornek daha dogrusu safawi ailesi-hanedani kurd kokenlerine ragmen buyumeyi ancak turkmenler arasinda mumkun gormusler bu tesbitlerinde de yanilmamislar tarihin degisik donemlerinde baska ornekler de var said i nursi de boyle" Selahadin,    Mevlana  Xalid,  Zerdesht  Peygamber  ve  daha   binlercesi.. Nicin? Kek  Haso " "Lidere Ölüm, Yaşasın Rotasyon!"    mansetini   atmish  ve  düsüncelerini  aciklamistir.  Fakat  gercekten    liderlermi  suclu?      Insanlarimz  sürü  olursa   her zaman  coban  cikar.    Sorun  seflerde   degil,     sorun halkimiz.  Rotasyon  motasyon  dinlemez halkimiz.   Alir  copani  basina   bela eder..    Halkimizin  kültürü  degismeli. Pîro

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.