Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 21 January 2010

Cocukluğumdan bugüne kadar hep arayış içinde oldum.Önceleri tanrının yolunda gitmeyi,ona ulaşmak için,ne yapmam gerektiği konusunda uzun bir yol yürüdüm. Bir süre sonra tanrının öğretileri beni tatmin etmemişti.Babamın öğütlerine çoğu kez kulak astım.Benim ilk hocam oydu.

İlk muridliğini yaptığım insan....Onun öğretisinde muthiş bir insani duruş vardı.O benim bir imam olmamı istiyordu.Büyüyüp evlendiğimde,babamdan ayrılmak için,izin istedim.Fakat o buna izin vermiyordu.Onu dinlemedim.Kendi yolumu kendim çizmeliydim.İnsanın mutlu olabilmesi için ruhsal olarak kemale ermesi gerekiyordu.Fakat benim isyancı duygularım buna engeldi.

Dünyayı değiştirmek için,uzun süre ideolojilerin muridliğini yaptım.Zenginlik,içki,kumar,kadın,kirli yaşam, geçmişteki dinsel ve daha sonra inandığım ideolojilere aykırıydı.

Günün birinde en karşı olduğum hayat tarzına,kötülüklerden sadece içki girdi. birlikte olmayı seçtim.Muridliklerin öğretisine ters olsada, bunu yapıyordum.İlk muridliğini yaptığım babamın,daha sonra ideolojilere ,bugün hala saygı duyarken,onların yolunda yürümeyi,istem dışı kabul edememiştim.Bir öğretinin yolundan gitmek demek,benim için “ben“olmama anlamına geliyordu.

Bütün saygı duyulacak güzel öğretiler,ne kadar haklı olsada,onun iyi ve kötü dedikleri şeyler,yaşanmadan hiçbir şey ifade edecek durumda değildi , ruhumu dizginleyemezdi.Hiç bir öğreti“ben“im ,önüne geçemiyordu.

O “ben“ ancak o hayatı yaşayarak,ondan vezgeçerek, yada devam kararı, özgür irademin olgunlaşmasına bağlıydı. .Öğretilerin sözleri zamanla değerini kaybediyordu.

Üstelik sonsuzlukta öğretiye saygı duymakla beraber,onun öncesi ve sonrasının olmadığını düşünüyorum.Yaşam şimdiki “an“dır.Her canlı kendi “şimdiki anında“ huzura ruh dinginliğine sahip çıkması ,sureç içinde muridliğini yaptığı öğretinin aşılması ile özgürleşebilir..Öğretilerden yararlanarak,yaşayarak kendi “ben“ini bulur.

Benim için özgür ruh budur.Artık içkiden uzaklaştım.Daha önceleride bırakmıştım.Ama o zaman ben istediğim için değil,ailemin talebi olduğu içindi.O arkadaşımdanda ayrılmayı muridliğine son vermeye karar verdim...O arkadaşımda bana çok şey öğretmişti.

Kötülüğün,güzelin,çirkinin gerekli olduğuna inandığım gibi,Onları yaşamadan,öğretilerin tek başına, bunu bana öğretmeye gücü yetmedi.Elbeteki gerçek dünya ile inançlar arasındaki bağı bütünleştirdiğimde,bir birinden ayrılmazlığını keşfetiğimde,ortak noktayı bularak huzura kavuşmanın olabilirliğini yaşayarak , öğrenerek bulmaya çalıştım.

Başkasının yolu ne kadar haklı devasa olsa da,,ona saygı duymakla beraber,ben “ben“den ayrılamadım.

Kirli,kötü,düzenbazlıklardan, ayrılmanın yolu,onu görerek yaşayarak ayrılmakla mümkündü.Ben muhamede,isaya,musaya,lenine , ahmedin ,memedin yolundan gitmemeye karar verdiğimde,onlara karşı olan sevgimden bir şey kaybetmedim.Sadece kendi yolumdan gitmeyi doğru buldum.Beni özgürleştirecek ruhsal huzuru erdirecek olan, kendi yolumdu.

Geçen gün yolda çok parlak bir taş gördüm.Onu elime aldım.Parlıyordu.İlgimi çekiyordu ,uzun süre taşa baktım.Sadece bir taştı.uzun süre düşündüğümde onun sadece bir taş olmadığına kanat getirdim.

Günün birinde o taş toprak olacaktı.O taprak bir çiçeğe,insana,böceğe,suya,ağaca dönüşecekti.Sonra tüm canlıları düşündüm.Aslında hepimiz sonsuza dek,su,kaya,ağaç,olarak yaşayacağız.O zamanki “ben“yine “ben“ olacaktım.Kısacası öncemiz ve sonramız yoktu.“Ben“ her zaman vardı.Öyleyse “ben“in yolu,kaçınılmaz yoldu.

Fakat insanoğlu bazen “ben“e ulaşmak için,bir nehrin akışı gibi, uzun bir yolu kattemesi gerekiyor.Başka türlü“ben“e ulaşılamaz.Bu akış sırasında işlediğin günahlar ve sevapların toplamından,çok sonuçlar toplayarak,dingin bir ruh yakalanabiliniyor..

Bu inançsızlık değildir.Ben musa,isa,muhamed,buda öğretisini sevmekle, ona değer vermekle beraber,dünkü o taşa duyduğum ilgiden ,daha az onlara ilgi duymuyorum.Sorun sadece şu, tanrıya ve liderlere ulaşmayı değil,kendi “ben“ime ulaşmayı,doğru buldum.Hayatın zorladığı şey “sen“ve “ben“iz.Doğanın zorladığı şey gerçekti.Doğanın felsefesini, hiçbir öğreti değiştiremezdi.Zaten o öğretileri doğa yaratmıştı.

İncil,Tevrat,kuran,Budizm ve benzer öğretileri okudum.Geçici bir süre onların muridi oldum.Çünkü çok saygı değer öğretilerdi.Sonunda onlara olan saygım büyüdükçe zirveye ulaştı ve sonlandı.her seferinde ayrılık günü geldi.Kendime ulaşana kadar ,bu döngü içinde hep yürüdüm..Rahipleri,hocaları,alimleri,ustadları dinledim.Onlara saygım var.Ama “ben“ beni onlardan ayırdı.

Kendi “ben“imde hacılık yolculuğuna devam etme kararını uygun buldum.Politik olarakta buna benzer bir yoldayım.Ne yapıyorsam,“ben“ içindir.“ben“lerin toplamı için yararlı ne varsa onu yapmaya hazırım.Bugünkü koşularım el vermese de,yakın gelecekte,“benler“için çalışmaya devam edeceğim.Politik liderler yada önderlik öğretileri için yürümeyeceğim.

“ben “olarak mucadele etmeyi daha doğru buluyorum.gerekli derinliğe ulaşmış değilsem bile,şimdilik bu aşamadayım.Hacı olmak için bu yolun henüz başındayım.Hayatın akışı içinde,henüz yaşamadan,zorlu yolları tüketmeden, bu bir öğreti olarak karşıma çıksaydı,o zaman bunu kabulenemeyecektim.

Kürt ulusunun bir bireyi olarak hiçbir ideoloji ve lidere bağlı olmadan çalışmayı uygun buluyorum.

Buda benim hayat felsefem

İyi sonuçlara varmışsın, hem akılcı hem de mistik motifler var. Derinlik olarak [i]'ben'[/i] ve [i]'sen'[/i]ide iyi yakalamışsın, yazının biçimi ve aurası bana söylediklerinle yaşadıklarının bir olduklarnı idrak etti. Ne mutlu sana!.

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.