Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 3 March 2009

Perihan 32 yasinda Mardin'li bir ingilizce ilk okul 2. Sinif ögretmenidir. Ögrenimi Necla'nin anlattigina göre Londra'da yapmis. Ailesi Frankfurt'ta oldugu icin Londra'dan geri gelmis. Perihan hakkinda bildiklerim simdilik bu kadar. Saat dokuza geliyor, ben her ne kadar uyumak istedimsede Mirxas'la dün gece olanlar, birde benim isimin gücümün olmasi beni heyecanlandirmis, bir türlü uyuyamiyorum. Baldrian cayi üzerine Baldrian cayi iciyorum, uyku hapi aliyorum ama uykusuzluktan sarhos gibiyim.

Perihan bu saate ders mi veriyor? Yoksa daha evde mi? Ne yapiyor acaba? Merak ediyorum. Sahi ben onu niye düsünüyor, ondan bahsediyorumki? Publilius Syrus'un „Bir kadın ya sever, ya da nefret eder; ortasi yoktur!“ Dedigini bir yerde okumustum. Ben yakinda 43 yasima girecegim, benimde halen cocuklarim olmadigi gibi beni seven annem ve kizkardesimden baska bir kadinda yoktur. Ama hayat bu. Ask nedir ki? Biriside: „Her kadin evlenmeli, her erkek evlenmemeli.“ diye yazmisti. Belkide hakli ama kadin kiminle evelenecek, eger evlenecegi erkek degilse? Kadinlarin hepsi lezbiyen degil ya?

Marta ile güzel ve uzun bir arkadasligimiz oldu. Beni daima sevdigini söyledigi halde üc kez baska bir erkekle kandirdi, bende cikisini verdim. Bu bana cok aci verdi. Agape ise gercekten kiskanc mi, kikancti. Onun üzerine „Agape“ denilen hikayeyi yazdim ve ondan sonrada stresse girmeyecegimi, dervis gibi bir hayat yasiyacagima karar verdim. Perihan? Yeniden ask? Benim 42 yasimla olur mu acaba? Valla asktan, sevgilerden ve söz vermelerden, iltifat etmelerden dogrusu biraz korkuyorum. Hele cocuk yapmak konusunda da aynen Sipan gibi düsünüyorum. Hergün 9-10 saat is, ondan sonra eve gel cocuklarlan ugras, baska seylere hic zaman kalmiyor ki? Belkide bunun icin 100 yil evveli Bati Toplumu'nda kapitalizm aileyi bitirecek demisti Engels. Cocuk dogurmak gercektende büyük bir sorumluluktur. Belki bende Sipan ve Mirxas gibi sorumluluk üstlenmekten korkuyorum ama diger yandan onlar hasta ben en iyisi ask üzerine yaziyim. Kadin merakli ve düzenli bir organizmadir. Kadinsiz, asksiz hayat, hayat degildir. Acaba ben tüm bunlari yazinca yazdiklarimada inaniyor muyum?

Kadin kücücük bir kiz cocugu olarak baslar, büyür, birilerinin ilk aski olur, bazen tercih eder, bazende tercih etmek zorunda kalır. Deli gibi sever ve katlanir herseye, sevmeyi aci cekmek zanneder, cünkü belkide sevmeyi hic ögrenememis belkide hic sevilmemistir, hatalar yapar. Kimileride bir köy evinde para karsiligi satili verir ömründe hic görmedigi bir adama cocuktur, oysa daha kimi sansli dogar, yasadigini bilir, yolunu cizer dogru zamanda dogru tercihler yapar. Binlerce örnek verilir kadina dair: Ezilen, horgörülen, taciz edilen, tecavüz edilen, dul olan. Ama birsey vardir ki tarifi yapılamayan ANNE olmak. En güzel kadin Anne olandir. Kadin kimileri icin erkegin namusu, kimileri icin anamiz, bacimiz, kizimiz, sevgilimiz, arkadasimiz gelecegimizdir. Sipan sadece bir kadini anlasam kendimi ermis mertebesine sokacagim diye söylemisti bana. Gercektende kadini, sevgiyi, aski anlamak, bir cicegin kokusunu, uzayin ötesini anlamak gibidir.

Ask dedimde aslinda ask, sevgi asla anlatilmayacak hikayelerdir. Aski, sevgiyi yasayan bilir. Mirxas 16 yasinda asik olmus, aski az cok biliyor ama o aski yasamamistir. Ask kader gibi bir seydir. Hosca kal dedikten sonra tekrar karsilasacagini bilmektir. Ask mutluluk dedigimiz olgunun kendisidir. Sizi kucaklayan kollarin, gittikce daha cok sarilmasidir. Ask benim sahsen tanidigim dünyada en güzel duygudur. Aski nasil anlatsam ki? Bilmiyorum. Mirxas asik olmali, sevmeyi ve mutlulugu ögrenmeli ama cocukcagiz 7 sene terapi yapmis, hemen her psikologa görünmüs, aylarca psikiatride kalmis, agir ilaclar aliyor ama yinede yasamayi sevmiyor, intihar etmek istiyor. Mirxas'a ben nasil yardim edebilirim acaba?

Perihan Pazartesi'leri saat 10:50-11:40 arasi ders vereceginden daha evdedir. O'da Necla ve digerleri gibi ne yazdigimi forumlarda takip ediyor. Belki simdi oturmus compüterin önüne bana bir mail yaziyor. Ben ise bunlari tusladiktan sonra kalkacak, Mirxas'a gidecegim, cünkü her Telefon ettigimde Annesi Telefona geliyor, Mirxas odasina cekilmis, kimseyle görüsmek istemiyor diyor. Bende Annesine; ben birazdan gelecegim ve Mirxas'i hastaneye kaldiralim dedim. Annesi olur dedi. Zavalli Anneler! Neden dogruruyorlar ki cocuklari? Onlarin cocuklarinin elinde cektiklerini bilen birisi var mi acaba? Kücük yastan erginlik cagina kadar verilen emegi Annelerden baska kim bilir? Sanra bir savasta, veya bir kazada, ya da bayagi intihar ederek ölenler var. Eger Mirxas intihar ederse Annesi ne düsünür, ne aci ceker, bilen var mi acaba? Iyi, gec olmadan ben Mirxas'a ugrayayim en iyisi.

[b]Saat 12:44[/b]

Mirxas'tan yeni geldim. Saat dokuzu ceyrek gece oradaydim. Mirxas bana kapiyi acmak istemedi, uzun süre annesiyle yalvarip yakardiktan sonra iceri girebildik. Kücücük bir odasi var Mirxas'in. 12 ile 14 metrekare arasinda tavani ve duvarlari beyaza boyanmis bir oda. Penceresi büyük sayilmaz. Iceri girerken sol tarafta duvarin önünde bir metre genisliginde esyalarinin üzerinde oldugu siyah bir raf vardir. Onun arkasinda yatagi, yatagin karsisinda copüterin üstünde oldugu bir siyah masa ve masanin önündede bir siyah sandelye. Oda tertemiz. Annesi silmis ve düzeltmis olacak. Mirxas bana gözüyle sandelyeye isaret etti ve ben gecip sandelyeye oturdum, O'da Annesiyle yataga oturdu. „Eee ... Nasil gidiyor ... iyi misin?“ diye sormustum. Ilkin bana baktmisti, sonra annesine ... Annesi: „Her zaman ki gibi ... „ dedi. “Degisen birsey yok!“ Alasilan Annesinin dün olanlardan haberi yoktu. Eger ben dün Mirxas'i öldürseydim, simdi burada oturup bunlari yazmayacaktim. Orada o an hissettiklerimi bir bir yazmak isterdim ama gercekten yapamiyorum. Nasil yazsam ki? Oglunuz intihar etmek istiyor, gelin hasteneye kaldiralim diyecektim, sonra vazgectim. Annesi bilmesin dedim. Eger bir gün Mirxas intihar ederse artik eder ve hersey gec olur zaten. Ama asil önemli olan onun simdi daha hayatta olmasidir.

Mirxas'in annesi bana kahve yapinca, ben Mirxas'a hastaneye gidelim diye bayagi israr ettim. O'da iyice düsündükten sonra olur dedi, gercekten cok kötü gözüküyordu. Kahvemizi ictikten sonra Mirxas'i hastaneye yatirdik. Mirxas simdi alti haftaligina hastanede kalacak. Ben Doktor'a herseyi acik secik anlattim cünkü. Onlar artik bir caresine bakar insallah. Bu gün artik yatmanin bir anlami yok. Demin maillere baktim, kimseden birsey gelmemis. Perihan zaten neden bana bir mail göndersin ki? Kizcagiz hem beni tanimiyor, simdiye kadar iki kez görmüs ve beni artik Necala'nin anlattiklarindan ve bu hikaye ve sitelerimden taniyor. Acaba Necla onu gercekten benim icin mi benzinlige getiriyor? Yahu ben neler sacmaliyorum? En iyisi isime gücüme bakiyim ... Aksama nasilsa benzinlige ugrarim, bakarsin Perihan'da orada. Bu yazdiklarimi nasilsa Sali günü forumlara asacagim. Burada anlattiklarimi Perihan simdilik bilmiyor.

[b]Saat 19:23[/b]

Ben cok yorgun oldugum halde benzinlige gidiyorum. Sipan beni görünce cok sevindi ama üzgün ve yorgun oldugumu görünce hemen kaslarini catti, sagina soluna bakti ve yanima yaklasarak: „Birsey mi oldu?“ dedi. Bende Mirxas ile olup biteni bir bir anlatim. Sipan O hastadir dedi, onun profesyonel yardima ihtiyaci vardir. Inanki hastane onun icin en iyisidir. Onu hastaneye kaldirmaniz cok iyi olmus dedi. Biz saat dokuza kadar hep Mirxas'i konustuk. Sipan kendisinin intihar etmesini alkoholden dolayi oldugunu ve eseklik ettigini söyledi. Bir dahada böyle birsey yapmiyacagini, cünkü aslinda yasami cok sevdigini, yasama cok bagli oldugunu söyledi ve bana planlarini anlatti. Sipan ve Necla'ya Anne ve Babasindan oturduklari dört odali daire ve 235 bin Euro kalmis. Sipan bu paranin bir kismiyla kendisine bir Cafeteria acmak istiyor ama Necla hayir diyor, bu paraya dokunmayalim. Kazandigimiz yeter bize. Hem sonra Sipan Cafeteria vb. seylere bulasirsa okulunu yapamaz. Bende Necla hakli dedim. Kazandiginiz para yeterliyse o zaman okulunu bitirmeye bak sen. O'da bakalim bir dedi. Ben biraz yaslandim sayilir. Benim yasimdakilerin Doktorasi varken ben daha Diploma bile yapamadim. Bende dedim sen Diploman'i ilkin cebine koy ondan sonra ne yaparsan yap ama Diploma'yi yapmalisin. Bu arada Necla ve Perihan'da geldiler. Ben Sipan'in yaninda kasanin arkasindaki koltukta oturuyordum. Onlar gelince ben kalktim dükkanin icindeki ayak masasina yanistim. Tabii amacim orada ayakta duran Perihan ile biraz konusmakti. Ve derken Perihan ile Kürdler ve benim yazilarim üzerine konusmaya daldik. Bu arada Telefon, e-mail vs. Adresleri degistirdik. Perihan bana kesin yazacagini söyledi ama ben ona söz verecegim, ben onun yazdiklarini yayinlamayacagim. Bende hayir dedim. Benim kiminle iliskim varsa onun yazilarinida bu hikayede yer verecegim ... Iyi nasil istersen! O zaman bende sana mail yazmam dedi. Gülümsedik ...

[b]Saat 22:18[/b]

Bugünlük icin son satirlari yaziyorum. Perihan'dan mail bekliyorum. Mirxas'a saglik diliyorum onun icin yarin kiliseye gidip dua edecegim. Biliyorum ben böyle seylere inanmam ama kim bilir, belki yukarilarda birileri var ve sesimi duyar. Az mi Kürdler icin dua ettim? Aslinda dua etmek caresizligin bir sonucudur. Mirxas hakkinda ben gercekten onun Annesi gibi caresizim. Ben onu fazla tanimiyorum ama nedense ona cok aciyorum. Biliyorum belki acima duygulari Mirxas'in dedigi gibi kötü ama ben aciyorum iste. Nedenini bilmiyorum ...

Devam edecek ...

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.