Bir yol haritasıdır başını almış gidiyor.
Neymiş efendim?
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, uzun süre önce Kürd sorununun çözümünde "güzel şeyler olacak" demiş.
Toplum, bu içi boş söze kilitlendi.
Öcalan, “Ben yol haritasını Ağustos 15'ine kadar yetiştireceğim. Herkes benden birşeyler bekliyor, rol almamı istiyor“ deyip kendine vazife çıkardı.
Fakat, 15 Ağustos'u beklemeden “çözüm“ünü dile getirdi.
“Misak-ı Milli Kürt Türk birlikteliğini ifade ediyor...Savaş olursa Kürdistan kopuşa gider. Biz ısrarla barışı savunuyoruz, barışı getirmeyenler sorumlu olur.“
AK Parti Diyarbakır Milletvekili İhsan Arslan, "Çalışmalar Başbakan ve ilgili bakanlar nezdinde sürdürülüyor. Bu yaz önemli adımların atılmasını bekliyoruz."
“Kürt açılımında Hükümet'in yol haritası da giderek şekilleniyor.“
Herkes bir beklenti içinde.
Farklı çevrelerin farklı istem ve beklentileri var.
Fakat TC Devletinin şu aşamada yapabilecekleri gündeme şu başlıklarla düştü.
.İmralı'ya Öcalan ile sohbet etmek için birkaç mahkum gönderilecekmiş.
.İşgal Türk ordusu, Kürdlere şefkatli davranacakmış.
.Kürdistan sokaklarında sömürgeci güçlerine taş atan Kürd çocuklarına asker tarafından ağır silahlarla taranması yerine bu görev polise verilecekmiş.
.Dağdakiler indirilecekmiş.
.Terör olaylarına bulaşmamış ilticacı olanlara dönme izni verilecekmiş.
.İsmi değiştirilen yerleşim birimlerine eski isimleri iade edilecekmiş.
.Kürdçe eğitim yapma önündeki engel kalkacakmış.
.Kürdçe yayın yapan tv'lere izin verilecekmiş.
.Kürdistan'daki Türk devlet kurumlarında çalışacak personel özelikle Kürdçe bilenler çalıştırılacakmış.
Çözüm dedikleri beş aşağı, beş yukarı bunlar.
Devletin asli sahibi ordu, henüz konuşmadı.
Gerçi onun yerine A. Öcalan konuşuyor.
Ordunun dediklerini dile getiriyor.
Kürdleri, “Türkiye uluslaşması“ içinde eritme politıkası yapıyor.
Bu olup-bittenlerde bunun etrafında dönüyor.
DTP yöneticileri, aldığı emir üzere yükselen Kürd milli potansiyelini sisteme entegre etmenin çabası veriliyor.
Tüm hesap, plan ve uygulamalar buna göre ayarlanıyor.
Bu planın hayat bulması demek Kürdlerin kaybettiği demektir.
Bunu boşa çıkaracak bir güçte ortalıkta olmadığına göre Kürdlerin bu süreci kayıp olarak kapatacağı anlaşılıyor.
Güney Kürd önderliği mi dediniz.
Ne yazık ki, onlarda bu planın içindedir.