Aylardan beri önce „Kürd Açılımı“, sonra „demokratik açılım“ ve daha sonra başka adlar altında sorunun isminden dahi kaçınarak Türk yetkilileri bir şeyleri geveliyorlar.
Kürd ve Kürdistan sorunun çözümü için ortada hiç bir proje yok.
Sadece içi boş bir tartışma var.
Bu tartışma daha çok Türk cephesinde AKP, MHP ve CHP arasında geçiyor.
Dizginlerde ordunun elinde.
Ordu'da “tek dil, tek devlet, tek bayrak ve tek millet“ diye tavrını açık bir şekilde ortaya koydu.
AKP, hâlâ kuru gürültü yapmaya devam ediyor.
AKP bir çok Kürd çevresinide magnetik alanın içine ve çevresine çekmiş durumdadır.
Yani kısacası Akp, bir dizi çevreyi beklenti içine sokmuş durumda..
Türk devletinin temel yapısında bir değişiklik olmadığından dolayı ondan “Kürd sorunu“na bir çözüm beklemek hayaldır ve hatta aptallıktır.
Türk devleti Kürdlere gülücükler dağıtığı bu süre boyunca Irak ile 48 antlaşma ve Suriye ile bir dizi antlaşma imzaladı.
Bu antlaşmalar yarın Kürdlere kurşun olup geleceğini düşünenlerden biriyim.
Çünkü, Irak, İran, Suriye ve Türkiye arasında parçalanmış Kürdistan sorunu çözülmeden yapılan tüm antlaşmalar hep Kürdleri bastırma amacını taşıyor.
Dün de böyleydi.
Bugün de..
Yarında böyle olacak..
Bazıları dünden farklı olarak bugün Güney Kürdistan'da federe bir Kürd yapısı olduğunu ileri sürebilirler.
Doğru.
Ama buna rağmen bu devletlerin anti Kürd amaçları/planları ve çabaları devam ediyor. Türkiye ilişkilerini esas olarak Bağdat üzeri yürütüyor.
Sözkonusu tüm antlaşmaları Bağdat ile yaptı.
Bize olduğu gibi Güney Kürdlerine de bu arada gülücükler dağıtıyorlar.
Bu gülücükler karşısında Güney Kürdleride çok memnun..
Hatta Kürdlerlerle Türklerin ilişkilerini « Kışı aşıp bahara girdiğini » söylüyorlar.
Güney Kürd kadrosunu ileri gelenleri Türk devletinin tüm hassasiyetlerini gözönüne alarak mesajlar veriyorlar.
Güneyli kadroların Türklere yağdırdıkları övgüler ulusal ve bölgesel gururuma dokunuyor.
Onlara gösterdikleri binbir hassasiyetin binden birini diğer parçalardaki Kürdlere göstermediklerinden rahatsızım.
Güney Kürdleri Türklerin Hewlêr'de konsolosluk açma sözünden çok memnun olmuşa benziyorlar.
Kürd sorunu devam ettikçe, Hewlêr Türk Konsolosluğuda bugün Güney Kürdistan'da var olan yüzlerce birimi gibi ajanlık yapacaklar.
Yani resmi ajan yuvası.
Türkmen Cephesi Kerkük'ün Kürdistan'a katılmasına karşı çıktığı sürece Kürd-Türk ilişkilerinden hiç bir değişiklik yoktur demektir.
Kürdistan parlamentosunun kararına rağmen Türk ordusu Güney Kürdistan'ın bir çok bölgesini işgal etmeye devam ediyor. Güney Kürdleri Türkiye ile dostluktan sözediyor, fakat Türkiye her gün Güney Kürdistan topraklarını bombalıyor.
Böyle dostluk ancak « Türk ve Kürd Dostluğu » olabilir.
TÜRK GAZETECİLERİNE KISKANIYORUM
Cengiz Çandar, Hasan Cemal ve Mehmet Ali Birand her Güney Kürdistan'a geçtiklerinde Güney Kürdistan elitleri Türk devletine ve Türk kamuouna kardeşlik mesajları vermek için sıraya giriyorlar.
Açmadıkları tek kapı yok.
Son Cengiz Çandar ve Hasan Cemal'ın görüştükleri Kürd şahsiyetlerinin listelerine ve verdikleri mesajlara bir bakmak yeterlidir.
Bu mesajlar içinde Kuzey Kürdlerini umutlandıracak tek mesaj yok.
Ayrıca Güney Kürdistan Liderliği bugüne kadar Kuzey Kürd Kamoyuna seslenmek için tek bir Kürd gazetecisi ile bir söyleşide yapmadılar.
Yanılmıyorsam bir tane söyleşi verilmişti. Orada da bizim « gazeteci » « Ez Beni « diye söze başlamıştı.
Güney Kürdlerinin bize verdikleri tek öğüt « Türk devleti iyi yoldadır !!!!! » « akılı olun, silahtan uzak durun, bir af bir kaç kültürel hak !!! »
Bunu bize söyleyinler niye Saddam'a karşı savaştıklarını bize açıklamalılar.
Irak devleti Anayasa'sına « Irak Kürdler ve Araplardan oluşuyor » koymuştu.
Kartoni olsa otonomi vermişti.
Kürd Parlamentosu vardı, Kürd çocukları Kürdçe eğitim yapıyorlardı.
Buna rağmen Güney Kürdleri silaha sarıldılar ve sonuçta enfaller ve Halepçeler..
182.000 şehid.
Bize akıl verenler önce kendi pratikleri üzerine düşünmeliler.
Bizde onları destekledik.
Çünkü biz özgür ve bağımsız ülke istiyorduk.
Güney Kürd Liderliğinin Kürd kamuoyuna bir mesajları yok.
Kürdlerin sürekli olarak kendilerini destekleyeceklerini sanıyorlar.
Burada yanılıyorlar.
Güney'de karşılarında şimdi bir muhalefet var..
Diğer parçalardaki Kürdlerde yavaş yavaş homurdanmaya başlıyorlar.
PKK LİDER KADROSU « BARIŞ GURUPLARINA » KATILMALILAR.
PKK'nin bugün Kürdler için talep ettiği istemler yaklaşık olarak AB'nin Türkiye'den istedikleriyle çakışıyor.
Bu talepler için silahlı mücadeleye gerek yok. Ülke, toprak ve bağımsızlık istemi olmayan silahlı mücadelenin Kürdlere hiç bir yararı olmaz.
Bence PKK kadroları dağda zorlanan insanları gönderceklerine kendileri bir deslegasyon oluşturup gitmeliler.
Madem ki Türklerin « barışına » inaniyorlar bu işi kendilerinden başlatmalılar.
Yoksa yine onlarca yıl Kürdleri oyalayacaklar.
Bu sunni gündemler Kürdlerin gerçek gündemini kapatıyor ve Kürdlerin kendi ulusal hakları için ciddi alternatifler yaratmalarını baltalıyor.
Nasıl Yalçın Küçük 29 Ekim'de Türkiye'ye döndü ise Duran Kalkan ve arkadaşlarıda 29 Ekim günü İbrahim Xelilde Türkiye giriş yapmalılar.
Ben burada hayallerimi seslendiriyorum. „Barış Gurupları“ Türkiye geldiklerinde tutuklansalarda tutuklamasalarda ne barış olur ne PKK silahları bırakır ve ne de Türk ordusunun böyle bir istemi var.
Barış istiyenler önce Türk ordusunun var olan mekanizmasını dağıtmalılar.
Türk ordusu bu haliyle kaldığı sürece, varlığını devam ettirmek için „küçük ölçekli ve kontrolu bir savaşa“ ihtiyacı var..
Kürd çocukları da bunun için iyi bir hedeftir.
Hasan Cemal bugün ku yazısında Apo'dan „PKK güçlerini Türkiye'nin sınırlarının dışına çıkarılması için talimat vermesini“ talep ediyor.
PKK askeri güçleri nereye gidecekler?
Güney Kürdistan'a ..
Bence Kürdler bunu kabul etmemeliler.
Zaten Hewlêr, Suleymaniye ve Duhok'a hapsedilmiş Güney Kürdistan , yarın PKK bahanesiyle Türklerin savaş alanı haline gelecek.
Türklerin bu oyunlarını boşa çıkartmanın yolu bu tip önerilerin yolunu tıkamaktır. PKK Güney Kürdistan'a değil, Mardin'de BM ve ABD'nin denetiminde bir kampta toplanmalıdır.
En kötü durumda BM ve ABD askeri güçlerinin denetiminde ve sorumluluğu altında sınırda bir kampta toplanmalıdır.
Kürdler uluslararası destek ve sorumluluğu dışındaki çözümlere yaklaşmamalılar.
Çünkü tarih boyunca Türklerin çok oyunlarını gördük.
Rodara arkadasin bu yazisida okunmali...