Öcalan'a inananlar çoktur. Bunu ister samimiyetlerine, ister budalalıklarına yorun, ama bu bir gerçeklik.
Yanısıra rantçı büyük bir kesimin olduğuda açık. İnanır gibi yapıp maddi ve manevi rant avcılarıdırlar. Öcalan değirmenine su taşırlar. KUKM'ne verdikleri zararın haddi ve hesabı yoktur. Kelimenin tam anlamıyla Öcalan'ın suç ortaklarıdırlar.
Öcalan oltasına takılanların bir kısmı zamanla ihaneti anladılar. Kimileri buna sineye çekip dalkavuklaştılar. Kimi düşmana teslim olup canını kurtardı, ama onurundan oldular. Kimi kaçmayı başarıp, yıllarca ilegal yaşamak zorunda kaldılar. Bunlardan birileri susmayı, kimi de mevcut ihaneti açıkladılar. Kimi cepheden tavır alıp canlarından oldular.
Öcalan, öyle bir sistem kurdu ki, bağlı olan havarileri dışında kimseye hayat hakkı tanımadı. Herkesi karşısında hiçleştirdi. Gururları ve kişilikleri ellerinden alındı. Dalkavukluk aşılandı.
Kimse kusura bakmasın. Bunları ben demiyorum. Öcalan'ın kendisi, müritleri için;
“Dalkavuk ve sinsi“ iddiler.
Ben sadece bunu aldım. İsteyen Öcalan'ın küfürnamelerini okuyabilir. Her hangi bir kitabını ve konuşmasını alın okuyun ve dinleyin. Konuşma ve yazdıklarının yarışı Kürd milleti ve müritlerine ettiği küfürlerden ibarettir.
Bu, bir ahlak oluşturdu. Hitap ettikleri öyle bir duruma düşürüldü ki, Öcalan'a yaranmak için birbirleriyle yarıştılar. Birbirlerinin kuyusunu kazdılar. Bununla kendilerini yaşatmak istediler, ama yanıldılar.
“Ankara gurubu“ dedikleri elit düşürülmüşlerin dışında kimse kendini yaşattamadı. “Ankara gurubu“, Öcalan'ın havarileridirler. Başından beri vardırlar ve onlara bir şey olmadı.
Fakat onlardan sonra gelenler, şu veya bu sebebten dolayı binbir şekilde tasviye edildiler. Taşaltı edilme dahil, her türlü akibete uğradılar.
Zapt-u rapt altına alınanlar, hiçbir zaman kendileri olamadılar. Onursuz, kişiliksiz birer köle olup çıktılar. Efendilerine hizmet etmede bir kusur bırakmiyan bu düşkünler, Kürd millet evlatlarına karşı birer canavar kesildiler.
Öcalan hareketinin kuruluş gerekçesi gereği, Öcalan oltasına takılanlar, Kürd milletine karşı savaştırılan birer unsur haline getirildiler. Zaten başka türlü de olamazdı.
Başından beri bir kontra olan Öcalan, yaratılan örgüt te, fetişleştirildi. O, hata yapmazdı. Yaptıkları suç olsa bile, suç denilemezdi. “Taktik yapıyor, bir bildiği vardır“ denilirdi. Oysa bir başkası aynı şeyleri yaptımı taşaltı edilme gerekçesi olurdu.
İnsanlara şu kabullendirildi;
“Ne yaparsan yap, ama Apo'yu koru ve yücelt. Olumlulukları Apo'ya, olumsuzlukları kendine mal et. Yazılı hale getir ve Apo'ya sun.“
Yani kendi idam fermanını yaz, kendi elinle Apo'nun eline ver. Tasviye edilmen sıran geldiği zaman gerekçe hazır olsun ve Apo zor durumda kalmasın.
Bunu gören olmadı mı? Görüldü görülmesine, ama insanlar bile bile lades diyerek kendi yaşamlarını Apo'nun eline verdiler. Doğal saydılar, kanıksadılar ve sonuçlarına katlandılar.
Kendi düşen aşlamaz dememek gerekir. Gidenler, samimiydi. Kürd milletinin evlatlarıydı. Kürd-Kürdistan uğruna her fedakarlığı göze almışlardı. Ver elini dağlar demişlerdi. Vurma ve vurulma dahil, her türlü zorluğu peşinen göze almışlardı. Fakat heyhat dönülmez bir yola girmişlerdi. Öcalan'ın tuzağına düşmüşlerdi. Kendilerini kurtaramadılar. Öcalan değirmeninde öğütüldüler. Yazık oldu o gençlere...
Sonuç olarak Öcalan, örgüte egemen oldu. Öcalan'ın egemen olması demek Türk egemenlik sistemin egemen olması demektir.
Olup-bittenlerin başka açıklaması yoktur. Olsa bile gerçeği ifade etmiyor...
...
Bir yenilgi yaşandı. Alınan yenilgi askeri değildir. Bilmem dünyanın kaçıncı ordusu olduğu söylenen Türk ordusu Kürd savaşcısı karşısında Öcalan'ın tüm engelemelerine karşın yenildi. Süren savaş sayısız Giap ve Che yarattı. Fakat savaşın Ho Şhi Mich'i ve Castro'su yoktu. Öcalan vardı, o da bir kontra çömeziydi. Kürd savaşcıları harikalar yarattılar. Türk ordusunun burnunu sürtüler. Çağın tüm tekniği ve milyonluk üstünlüklerine rağman çıplak Kürd savaşcıları karşısında dize geldiler. Savaş sendromuna yakalandılar.
Yaşanan yenilgi ideolojiktir, siyasaldır. Bu başından beri koordinatlanmıştır.
Kürd milleti, bu mağlubiyeti hak etmedi. Dünyada eşi benzeri olmayan bir fedakarlık örneği gösterdi. Tüm imkanlarını Öcalan çetesine sundu. Ama ne yazık ki, Öcalan çetesi bu imkanları Kürd milletine karşı kullandı. Düşmana üstünlük sağlama zeminini bilinçli olarak yarattı. Şu an düşmanın istediği seviyede karşılıklı bir savaş sürüyor. Olan Kürd evlatlarına oluyor. Teker teker avlanıp, yok ediliyor.
Niçin? Bunun hesabını soran olmuyor.
Bir millet savaş alanında yenilebilir. Bu, o millet için büyük feleketlere yol açsa da, dünyanın sonu değildir. O millet, yeniden toparlanır, güç toplar ve çağdaş milletler içinde onurlu yerini almak için düşmana karşı yeniden savaşa tutuşur. Fakat Kürsistan'ın Kuzey'inde bu gün yaşanan bu değildir. Başından beri koordinatları tespit edilmiş bir yenilgi sürece yayılarak ihanetin eliyle Kürd milletine kabullendirilmeye çalışılmaktadır. Hem de bunun ne kadar “onurlu“ bir yol olduğu eşliğinde sunulmaktadır. İşin tuhaf tarafı ihanet övülerek Kürd milletine kabullendirilmeye çalışılıyor. Fakat onlar, ne yaparsa yapsın, hiçbir dilde ihaneti haklı kılacak bir ifade yoktur.
Kürd milleti, bu savaşın suçlusu olmadığı gibi, yenilginin sahibi de değildir. Tek sorumlusu ve sahibi ihanettir. Kürd milleti, sadece bu savaşta aldatılan ve yenilginin sonuçlarına katlanmaya mecbur kılınandır.
Kürd milleti, isteyerek, severek, inanarak Öcalan örgütüne destek vermiştir. Zafer beklemiştir. Nereden bilebilirdi ki, yılanı koynunda beslediğini...
Birileri bu gerçeği Kürd milletine kavratmalıdır.
Kavratılmasa ne olur?
Öcalan eliyle Kürd ve Kürdistan, insan ve tabiatıyla adım adım yok edilmeye çalışılır.
Anlaşılmıştır
Saygı ve sevgi benden
Sayin Cüleri
Bu Foruma bilincini ve emegini aktaran ender kisilerden biridir. Sen dogrulari anlatmaya devam et keke. Sanirim keko ve Kinik`i ciddiye almasin. Silav û rez
Kınık'ı yanlış anladın
Saygı duyduğum bir kardeşim
Bunu hak eden biri
Kürd-Kürdistan için yüreği pırıl pırıl atan katı bir yustsever
Diğer ismi gereksizle karıştırma
Sevgi ve saygılarımla
Kurdistanin Kuzeyinde hic bir orgutlemeyi ciddi bulmayan'adam' oyup tamamen yelkenleri indirmek mi lazim.Ben kisisel olarak ayni kanida degilim.BIr ulusun,dusmanin amansiz zulumune karsi donemsel suskunluk gibi vakalari,kendini ilerde buyuk patlatlamalara yol acacak buyuk depremler gibi algilarim.Unutmayin ki bu son 30 yillik baskaldirmadan sonra olusan durgunluk,yilginlik ve teslimiyet vs...adina ne denirse densin oncu donumleride olmustur.Ama herseferinde bu halkin bagrinda orgutlulukler cikmistir omru kisa veya uzun olmus ama; Kurdistanin bagrinda bu gidisata bayrak acan evlatlari her zaman olmustur,olacaktirda...Her sey ben-orgutum-le baslar-biter anlayisindaki Apoculuk hastaligina bulasmamak lazim,Olumsuz MUSTAFA BARZANI ve yoldaslarinin uzun erdemli mucadeleleri bir ornek olarak ortada.
Bu gun Kuzey Kurdistanda-PKK katmasak bilinen durumundan oturu-kitleleri orgutleyip ulusal taleplerimiz ugrunda guclu bir irade yok ama son donemlerde cilizda olsa ulusal taleplerimizi dilendiren yurtsever aydinlarimizin emeklerinide gozardi etmemek lazim.Kendi orgutsel idolojik anlayislarimizdan siyrilip gelisen kurdistani olacak gelismeleri desteklemek lazim diye dusunuyorum.
Kurdistandaki yurtsever halkimiz nasil ki,70 yilardaki orgutlere can verdiyse,ve bu gunde kin ve azmi dusman karsisinda bilenmis sekilde kendine ihanet etmeyecek orgutler bagrindan cikaracaktir.Bu istem ve talepleri kendine siar edinmis,kalbi ve yuregi kurd ve kurdistan icin atan tum insanlarimizin umutlarinin sonmemesi dilegiyle siz yinede yazin,SAYIN EYUBé GULERI...
Son Soz soylenmistir bana gore...Artik yeter! yazmayin lutfen?