Sayın İbrahim Güçlü 26 Mart 2008 tarihinde Netkurd Sitesinde “Newroza Rojavayê Kurdistanê û YNK-ê“ başlığı altında bir makale yayınladı..
Sayın Güçlü'nün makalesini okuduğum zaman, hiç te iç açıcı bir tablo ile karşılaşmadım..
Çünkü sayın Güçlü Qamişlo'da sömürgeci Suriye devleti tarafından alçakca katledilen Newroz Şehidlerine vurgu yaparken “ bu olay, YNK hariç Kürdistanlı tüm örgütler tarafından kınandı ve mahkum edildi“ diye yazıyor..
Ayrıca sayın Güçlü yazısında “ ne yazık ki YNK açıklamasında tüm Kürdleri ve özellikle Batı Kürdistanlıları çok üzdü... YNK açıklamasında Newroz kutlamalarını ve yaşanan olayları provakasyon olarak değerlendiriyor ve Batı Kürdistanlı güçleri yaşanan olayda sorumlu tutuyor“ diyor...
Sayın Güçlü bu makalesini YNK'nin hangi açıklamasına dayandırdığını söylemiyor...
Qamişlo olaylarından sonra yaşanan gelişmelere ilişkin olarak YNK'nin Şam sorumlusu Abdulrezaq Tewfik'in AFP'e yaptığı bir açıklama vardı..
Ben bu açıklamanın içeriğine ilişkin bilgiyi, Güney Kürdlerinin oluşturduğu “Nawendi Chak“ adlı grubun Abdulrezaq Tewfik'e karşı başlatığı kampanyada öğrendim...
AFP'nin verdiği habere göre Abdulrezaq Tewfik yaşanan olayları “ Arap Kongesi öncesi problem yaratmak amacıyla bazı gençlerin provokasyonu“ olarak değerlendirmiş..
Batı Kürdistanlıların tepkilerine bağlı olarak Abdulrezaq Tewfik yaptığı açıklamada AFP'nin konuşmalarını çarpıtarak yanlış aktardığını kamuoyuna aktardı..
A. Tewfik açıklamasında gazetecinin kendisine “ acaba bu olay daha önceden planlanmıştı?“ Yönündeki soruya cavaben “ kendi adıma ve Suriyeli Kürd partileri adına bu olayın daha önceden planlanmadığını söyleyebilirim... Suriyeli partilerin başkanlarınında bu olayda haberleri yoktu.. Newroz bayramında bazı gençler hiç bir plan olmadan Newroz bayramını kutlamak amacıyla toplanıyorlar ve bu olay yaşanıyor... Hiç bir Kürd partisi bu olayın arkasında değil ve sorumlulukları yoktur..“ diyor..
Ayrıca gazetecinin “bu olay kime hizmet ediyor?“ yönündeki sorusuna “ şimdi Qamişlo'da veya Suriye'nin başka bir yerinde şiddet ve kaos ortamı kimsenin çıkarına değildir. Suriye Kürdleri her zaman Newroz'un barış ve huzur ortamnında kutlamasını istiyorlar.. Arap Kongre'nin bu ayın sonunda toplanacağı bir ortamda böyle bir olay Suriye'nin de çıkarına değildir“ dedim...
Son olarak gazeteci A. Tewfik'e “Kim bu olaydan sorumludur? Diye sorunca o: “ Böyle olaylar tüm ülkelerde ve bölgelerde yaşanıyor.. Fakat Suriye Kürdlerinin çıkarına değildir. Kürd partilerinin programında Newroz kutlamalarını ve Kürdlerin Bayramını baltlamak yoktur“ diyor..
Sayın Güçlü YNK'nin Şam sorumlusu A. Tewfik'in AFP'ye yaptığı ve daha sonra tekzip ettiği açıklamasını gerekçe göstererek YNK'yi bir bütün olarak suçluyor ve gerekçelendirmeye çalışıyor..
Sayın Güçlü'nün gerekçesi ise: “Bilindiği gibi YNK 1976 yılında Suriye'de kuruldu.. Bu tarihten itibaren Suriye ile YNK'nin ilişkileri iyidir. Şimdi dahi YNK ile Suriye arasındaki bu ilişki normal bir ilişkidir.. Normal olmayan tavır, YNK'nin bu ilişkilerini Batı Kürdistan çıkarlarına karşı kullanmasıdır. YNK , Batı Kürdistan'a karşı bu açıklamayı yapmamalıydı“ .
Ayrıca sayın Güçlü makalesinin son bölümünde ise “Bu açıklamada, Celal Talabani'nin Türkiye'yi ziyaret etmesinden sonra, YNK'nin somurgeci devletlerle girdiği siyasal ilişkilerin içeriğini gündeme getirmektedir.. YNK, bu sorunu ciddiye almalı ve kendisini gözden geçirmelidir“ diye bitiriyor..
Sayın Güçlü makalesini 26 Mart tarihinde kaleme alıyor... Ama makalenin yazılış tarihinde tam 3 gün önce, yani 23 Mart tarhinde YNK Politbürosu Qamışlo katliamına ilişkin bir açıklama yapıyor ve olayı ediyor..
Sayın Güçlü'nin görmezlikten geldiği YNK açıklamasında şöyle diyor: “ Ne yazık ki Qamişlo şehri bir daha ulusal bayramını kutlama hakkı olmayan bir halkın haksız bir şekilde kanının döküldüğü sahne oldu.. Biz geçmişte yaşanan sorunların ve suçlularının mahkemeye verilip cezalandırmasını beklerken, Suriye devlet başkanın bu tip suçlara yol vermemesini beklediğimiz bir ortamda, ne yazık ki bu yılın Newroz'u da kanlı bir bayram oldu.. YNK Politbürosu Qamişlo şehrinin gunahsız halkına karşı işlenen bu suçu mahkum ediyor ve aynı zamanda suçluların yasal cezaya çarptırılmasını talep ediyor.. YNK, dünya kamuoyuna, Birleşmiş Milletlere ve İnsan Hakları Örgütlerine rollerini oynamalarını gunahsız Suriye Kürdlerine yönelik gerçekleştirilen diğer suçlar gibi yapılan bu suçun bir daha tekrarlanmaması için çağrı yapıyor..
YNK Politbürosu, Newroz ve özgürlük için canını veren Newroz Bayramı şehidlerine selamlarını gönderiyor ve yaralıların kısa zamanda iyileşmesini umut ediyor“...
YNK Politbürosunun açıklaması ortada dururken, sayın Güçlü'nün yanlış bir zemin üzerine bina ettiği makalesi tam bir dezinformasyon olayıdır..
Sayın Güçlü'nün Talabani'nin Türkiye gelmesi sırasında Kürdlere “Talabani'yi Protesto edin“ yönündeki makaleside pek isabetli değildi..
Güney Kürdistan'da bugün yürütülen politika, KDP ve YNK'nin Ortak Politkasıdır.. Bu iki yapılanmayı karşı karşıya koymak pek mantıklı gelmiyor bana... Kek Mesud'un Mam Celal'ın Türkiye ziyaretine ilişkin yaptığı övücü açıklamalar bunun delilidir..
Ayrıca, YNK Şam sorumlusunun konuşmasında söz konusu “Arap Zirvesine“ Irak'ta dahil ABD yanlısı hiç bir ülke üst düzeyde katılmadı.. Bazı gözlemciler bu gelişmeyi Dick Cheney'in son Ortadoğu gezisine bağlıyorlar... Neden YNK sorumlusu “Qamişlo olaylarını zirveye karşı komplo olarak“ değerlendirsin?
Ben Güney Kürdistan Yönetini ve siyasal partilerini eleştirmeden yanayım.... Bir çok konuda, ciddi hatalar yapıldı ve hala bu hatalar süreci devam ediyor.... Diğer parçalardaki Kürdlerinin yapıcı eleştirileri bir zorunluluk olarak ortada duruyor... Ama, haksız, dayanaksız suçlamalara vardırılmadan temel konularda kardeşçe eleştiriler gerekiyor...
Ben sayın Güçlü'nün makalelerini ve açıklamalarını sürekli takip eden ve okuyan insanlardan biriyim... Ama, onun son yazıları ve özellikle YNK hakkında söylediklerini görünce şaşırıyor ve kendi kendime “Kek Îbo'ya neler oluyor?“ diye sormaya başladım...
KEK IBO KOPMLEXTEN KURTULAMIYOR