Aso Zagrosi
Son olarak Newroz.Com’da çıkan bazı yazılardan dolayı geçmişte bizimle aynı gelenekten gelen bir çok arkadaşın sorgulayıcı sorularıyla karşı karşıya kaldım.
Ne de olsa ben de bu site de yazan arkadaşlardan biriyim.
Bundan dolayı da bana gelen soruların kabul edilebilir bir mantığı var.
Yıllardan beri bende Kuzey Kürdistan’da ciddi bir düşünce platformunun oluşturulması düşüncesi oluştu ve yerleşti. Kürd hareketi sürekli olarak kendini tekrarlıyor, Kürdistan’ın acı ve katliamlarla dolu tarihinden gereken dersleri çıkaramıyor. Kürdistan halkının tüm ulusal talepleri en alt düzeylere çekilmesine rağmen alıcı bulamıyordu.
Bundan dolayı, Kürdistan tarihi, Kürd ayaklanmaları, Kürd edebiyatı, Kürd dinsel grupları , 20. Yüzyıl boyunca oluşan ve yenilgi alan Kürd örgütleri, Kürd dili ve kısacası Kürdlere ait olan her şeyin tartışıldığı bir platform gerekiyordu.
Newroz.Com sitesini oluşturduğumuz zaman böyle bir platformun oluşturulacağı umuduna kapıldım. Ez azından Kuzey Kürdistanlı kadroların belli bir kesimini bir düşünce platforumunda toplayabileceğimizi umuyordum. Fakat ne yazık ki, bir kaç arkadaşın çabalarını aşamadı.
Geçmişte Editörlüğünü yaptığım ve daha sonra ve hala da aktif olarak katkıda bulunduğum Newroz.Com’da eski KAWA çevresinin bu platformu bir birleriyle hesaplaşma ortamı haline getirmesine her zaman karşı çıktım.
Çünkü, böyle bir tartışmanın ne KAWA geleneğine ve ne de Kürdistan Ulusal Kurtuluş Mücadelesine yararlı olacağını düşünüyordum. Kuzey Kürdistanlı bazı çevreler böyle girişimlerde bulundular.. Sonuç olarak bırakın Kürd hareketine yarar getirmeyi insani ilişkileri dahi dejenere etti.
Ayrıca KAWA hareketinin geçmişte KAWA ve DENGÊ KAWA ve daha sonra “Merkez” ve “Muhalefet” gibi ayrışmalarının neden olduğu tahribatlar biliniyordu. Eğer Kawa hareketinin başını çeken arkadaşlar, ciddi bir ulusal donanıma ve tarihsel tecrübeye sahip ve ortaya çıkan sorunları sağlıklı bir şekilde ele almış olsaydılar bu bölünmeler(çeşitli insanların negatif tutumları olsa da ) de olmazdı.(Burada kimseyi suçlamak istemiyorum. O dönemdeki seviye o kadardı.)
Eğer bugün bir şeyler yapılmak isteniyorsa KAWA süreci yararlanması gereken korkunç bir tecrübe ve mirastır.
Fakat şu noktanın altını çizmek istiyorum. 1975-1980 süreci Kuzey Kürdistan’da çok renkliliğin hakim olduğu ender süreçlerden biriydi. Bir dizi Kürd örgütü ortaya çıktı ve faaliyet gösterdi. Örgütler arasında ciddi bir yarışma vardı. Tarihsel tecrübe olsaydı, var olan yapıları sömürgeci Türk işgaline karşı sağlıklı bir zeminde harekete geçirebilirdi.
O dönemler “örgüt fetişizmi “ ve “grup aşkı” ulusal taleplerin önüne geçmişti. Kürdistan Ulusal Bağımsızlığını hedefleyen yapıların “Biz” olayını “Grup Aşkına” bağlı olarak daraltmaları , Grup ve Partiden kopanları aforoz etme “hain” damgasını vurma ve hatta bazı çevreler kendilerinden kopanları ciddi fiziki imhalara giriştiler. Bu çevreler fiziki imhalarını daha sonraki süreçte de iç te ve dışta sistemleştirerek tartışmaların yolunu tıkayarak monopollerini kurdular.
Fakat “Grup Aşkı” , gruptan ayrılanlara karşı “kin”e dönüşerek günümüze kadar gelebilmiştir.
Bugün ülkemizin dört parçasında Kürdler ve Kürdistan ulusal hareketi ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğu bir ortamda , tartışılması gereken ve kafa yorması gereken bir dizi problem olmasına rağmen Mehmet Müfit arkadaş Cemil Gündoğan ile hesaplaşmayı gündemine oturtmuş.
Cemil Gündoğan’ın son dönemlerde yazdığı yazılara katılmaya bilinir ve en sert eleştirilerde yöneltile bilinir. Sonuçta Cemil Gündoğan son sürece ilişkin olarak en çok kafa yoran insanlardan biridir. Birileri onun yazılarını beğenir ve diğeri negatif bulabilir. Bunlar doğal şeyler. Süreç hala devam ediyor.
İnsanların siyasal düşüncelerini eleştirmek ile insanların kişiliğine saldırmak aynı şey değildir. Eleştiriler siyasal olmaktan çıkıp kişiselleştirildiği andan itibaren emek inkarı da beraberinden geliyor. Sonuç olarak Cemil Gündoğan KAWA davasından 15 yıl yattı ve Kawa adına derli toplu savunma yapan insanlardan biridir. Bu bir tarihsel gerçek..
Cemil Gündoğan’ın düşüncelerine yönelik eleştiriyi Bedri Yolcu Yoldaşın ölümü ile birleştirme girişimi, eleştiriyi eleştirmeden çıkaran bir olaydır.
Cemil Gündoğan’ın “KAWA SAVUNMASI “ adlı çalışmasında BEDRİ YOLÇU yoldaşın öldürülmesi olayını açıklama şeklini bende eleştirdim ve doğru bulmadığımı açık bir şekilde ifade ettim.
Bedri Yolcu yoldaşın öldürülmesi sürecini yaşayan herkes hayattadır. Yapılması gereken bir komisyon oluşturarak olayın gerçekliğini ve ortalıkta dolaşan tüm söylentileri araştırıp tanıkların diliyle Bedri Yolcu Yoldaşın yaşamını ve öldürülmesi olayını kitaplaştırarak Kürd kamuoyuna sunmaktır.
Bizim başka bir dile, başka bir üsluba ve başka bir yaklaşım tarzına ihtiyacımız var.
1980 Askeri darbesinden bu yana 33 yıl geçti. Hiç bir şey olmamış, ülke de, dünya da Kürd insanında ve eski yoldaşlarımızda hiç bir değişiklik olmamış gibi davranarak Kaldığımız Yerden Devam diyemeyiz..
Silav û rêz
Aso Zagrosî