Ali Yaver Kaya anlatıyor... -10-
29 May, 2008 06:42:00 Nasname :
Gülmüş : Yani önemli bir hedef, önemli bir insan vuruluyor, arkasından diğerleri siniyor. Aynı şeyi devlet de yapıyor, PKK de yapıyor.
İşte bizim o zamanlar göremediğimiz buydu. Bu son otuz yılda, bu kadar yargılama ve cezaevi hayatından sonra bazı şeyler alenen ortada.
Hasan Hüseyin Karakuş ve diğerlerinin itiraflarından sonra...
Bana Ferid Uzun olayını kamuoyunun anlayabileceği bir dille anlatır mısın? Senin üzerinde de bu konuda bir töhmet var. Hasan Hüseyin Karakuş itiraf yaparken seni de sayıyor. Her ne kadar Emin (Dal) vurdu deniyorsa da...
Daha önceki bir sohbette kısa bir şekilde Nasname'ye yazmıştım. Mazlum'un, Karasungur'un bu işteki rolünü, görevlendirmesini belirtmiştim.
Senden ricam bu konuyu kamuoyunun anlayabileceği, kavrayabileceği, seni de rahatlatabilecek bri şekilde anlatabilir misin?
Buyrun, söz senin...
Ali Yaver Kaya : Hayır yani, oraya geleceğiz tabi. O dönem Bucak'ın bütün adamları geliyor, hatta Cuma Tak onlarla, Salih onlarla konuştular... Yani bize hiç bir olumsuz karşı tavırları olmadı.
(Bucaklar) Dediler ki; “Yani bizden ne istiyorsunuz? Örgütlenmek mi? Gelin birlikte örgütlenelim. Köy mü, gelin köyümüze... Silah mı istiyorsunuz, silah verelim size. Adam mı Lazım? Adamalarımızla, silahlarımızla birlikte gelelim. Yeter ki bize karışmayın.“
Gülmüş : Israrla böyle bir teklif var?..
Ali Yaver Kaya : Tabi. Buna rağmen Bucak'a karşı bir eylem ısrarla düşünülüyor. Yani Hilvan'daki ve diğer yerlerdeki rahat birilerine batıyordu demekki.
Gülmüş : Evet, anlıyorum...
Ali Yaver Kaya : En son adamlar şu teklifi yaptı: “Siz Bucak'a karşı bir eylem yaparsanız, hatta Bucak ölürse biz yine sizin yanınızdayız.“
Gülmüş : Ama ölmezse karşınızdayız....
Ali Yaver Kaya : Ama Bucak ölmezse, yaralı kurtulursa biz sonuna kadar sizinle savaşırız.
Gülmüş : Bunu aşiretin adamları söylüyor?
Ali Yaver Kaya : Aynen böyle söylediler. Senin az önce söylediğin “köy köy gezdirme“ var ya, aslında bu öldürmemenin gerekçesidir.
Gülmüş : Öldürmemenin?..
Ali Yaver Kaya : Tabi, öldürmemenin gerekçesidir. Yani bu ne demek? Bucak gibi bir adamı hangi akılla, yakalayacaksın, o kadar adamına ve gücüne rağmen bütün Siverek'in köylerini dolaştıracaksın, küçük düşüreceksin, sonra Siverek'te idam edeceksin!...
Bu mümkün değil. Bu, “Bucak'ı öldürmeyin“ anlamına gelir. Bucaklar öyle kolay adamlar değil yani. Hatta o yüzden de, -sonra duyduğum kadarıyla-, bu iş için iki gurup hazırlanıyor Karasungur'un yönetiminde. Arkasından hep kaçılıyor...
Gülmüş : Urfa'da?..
Ali Yaver Kaya : Yo yo, hepsi iki araba. takip ediyorlar. Bucak nereye giderse o iki gurupda orda... Her arabada beş kişi var, yani on kişilik bir gurup. Yani Bucak'ı bir yerlerde kıstırıp infaz edecekler. Arkadaşlar bu eylem üzerinde Karasungur'la çok tartışıyorlar.
Diyorlar ki; “Bu böyle olmaz. Yani neredeyse, istihbaratını aldık mı baskınla öldürelim. Yani; git Bucak'ı yakala, getir... Bizim amacımız Bucak'ı öldürmek değil mi? Hadi öldürelim o zaman.
Gülmüş : Niye?
Ali Yaver Kaya : Karasungur diyor; “Hayır, ille böyle olacak.“ Diyemiyor ki; “Üstten bana böyle emir gelmiş, bunu uygulamak zorundayım.“
Gülmüş : Yine şey mi diyor, ille sağ mı ele geçirilecek?
Ali Yaver Kaya : Tabi. Diyorlar ki bizi ikna et. Senin burdaki mantığın nedir? Bunun bir mantığı yok ki!.. Adam emir almış. Yani Karasungur üstten emir alıyor Celal Bucak'ı vuracak.
Kamera : Kimden aldığını düşünüyorsun?
Ali Yaver Kaya : Apo'dan alıyor tabi!..
Gülmüş : Emri Apo veriyor, Apo alıyor... Yani Apo Suriye'ye geçmeden önce Karasungur'a bu emri veriyor. Değil mi?
Ali Yaver Kaya : Tabi tabi...
Gülmüş : Ve sonradan Suriye'ye geçiyor. Acaba Bucak eylemi ve Ferid olayının tarihleri arasında ne kadar zaman var?
Ali Yaver Kaya : Tam hatırlamıyorum ama öyle fazla bir zaman yok.
Gülmüş : Tahminen, yani?..
Ali Yaver Kaya : En fazla bir-iki ay bir zaman ya var, ya yok.
Gülmüş : Biliyorsun bu iki olayı birlikte götürmemiz lazım. Çok iyi biliyorum ki Apo'nun kendisi bir yazısında “Ben bir saat oturup konuştum“ diyor, “bir saatte eylem kararı verdirdim.“ Kendisi Bucak'a karşı eylem kararı verdiriyor, ondan sonra Suriye'ye geçiyor.
Düşünüyorum da Apo, -ki senin anlatımlarında da böyle bir sonuç çıkıyor-, Karasungur da kendi başına böyle bir karar almaz. MAK üyesi olsa bile... Diyelim ki Fehmi Yılmaz, Rıza Altun geldiler bir araya. Bunlar Apo'dan okey almadan harekete geçmezler. Çünkü stratejik hedefleri belli ya?!.
Kırbaşı baskınıyla Ferid olayının emrini verdiği zaman Apo ülkenin içinde miydi sence?
Ali Yaver Kaya : Onu tam bilemeyeceğim. Çıkmış mı, çıkmamış mı!...
Gülmüş : Şunu söyleyeyim: 1979 un eylül... ekim... Ekim!.. Kaçıncı ay oluyor ekim.
Ali Yaver Kaya : Onuncu ay.
Gülmüş : Onuncu aya kadar Bucak eylemi yapılmıştı. 78 in bilmem ne zamanıydı. Tarihini çıkarabiliriz de. Ben o sıralar Abdo hançer'le birlikte bir gurubum vardı. Hilvan-Siverek Karcêvêran'da kalıyordum. Seyfettin Zuğurlu ile bizim Çeto da Gerger'deymiş. O zamana kadar Apo daha içerdeydi.
Çünkü ben Suriye'ye geçtikten on beş-yirmi gün sonra Suriye'de Kemal onlarla karşılaştım. Benim çıkaramadığım; Ferid'le Bucak kararını çıkardıktan sonra Abdullah Öcalan içerde miydi, değil miydi?
Ali Yaver Kaya : O zaman içerdedir.
Gülmüş : Ülke içinde, değil mi?
Ali Yaver Kaya : Tabi.
Gülmüş : Çünkü ekime kadar ben daha ülke içindeydim.
Ali Yaver Kaya : O zaman içerdedir. O zamana kadar her iki eylem de yapılmış bitmiş.
Gülmüş : Yani iki eylem de olmuş?
Ali Yaver Kaya : Tabi tabi.
Gülmüş : İşte ben onu merak ediyordum. Çok arkadaşla konuştum, diyorlardı ki; “Apo aşağıya (Suriye'ye) geçtikten sonra, -en fazla on beş-yirmi gün sonra-, Kobanî'den, Mürşitpınar'dan geçtiğimizde karşılaştık. Demek ki onlar da on-on beş gün önce.
Hani diyelim o eylülde geçmişse biz de ekimde geçmişiz. Arada bir ay var.
Ali Yaver Kaya : Karasungur kişilik olarak dürüst, namuslu temiz bir adam. Fakat politik formatı çok zayıf. Hiç hakketmediği bir göreve de geldi. 78 de hiç katılmadığı halde, o formasyonda olmadığı halde Şahin Dönmez ile Apo ile beraber Merkez Yürütme oldu. O dönemde ona sıra gelene kadar bir ton arkadaş var.
Bu ne anlama geliyor? Kölece emirlere uyduğu için Apo'nun işine geldi. En basit bir örnek: İlk başlarda Hilvan mücadelesinde, Halil Çavgun'un ölümünden on beş-yirmi gün sonra yani. Biz çarşıya çıkamıyoruz. Gücümüz yok, silahımız yok, adam da yok. Adamlar adam vurmak için çarşıda adam arıyorlar.
Gülmüş : Nerede?
Ali Yaver Kaya : Hilvan'da. Bir gün bizi bir topladı. Yani on kişi falandık. Dedi “Yarından itibaren ikişer ikişer, on dörtlüyle çıkıp gezeceksiniz. Biz bu halimizle halktan soyutlanmışız. Kahvelere çıkıp oturun.“
Dedik; “Sen kafayı mı yedin? Herhalde sen Hilvan'ı bilmiyorsun? Hangi kahvede otursak da... Adamlar devletten korkmuyor, uzun silahları var, adamları var. Gelirler, bizi de halkı da taralar giderler.
Gülmüş : O “yok“ diyor.
Ali Yaver Kaya : Yok gideceksiniz diyor. Peki gerekçen nedir? Bizi bir ikna et, ondan sonra gidelim. İyi mi olur, kötü mü olur? Üstten emir almış, Apo'dan Böyle olacak dediyse böyle olacak. “Yukardan emir aldım“ diyemiyor, “ille de olacak“ diyor.
Dedik ki gidelim, tamam. Karşı çıktık ama “Parti emridir, gideceksiniz“ diyor. beş altı kişi gittik bir kahveye oturduk Biz gider gitmez oradakiler çıktı, tek başımıza kaldık. Adamlar istihbarat alacak, gelecek tarayacak gidecek.
Geldik kendisine anlattık. dedik durum böyle. Dedi “Olsun!“. “Olsun molsunu yok“ dedik, “bir daha gitmiyoruz. Çok istiyorsan sen git.“
Bizim Hilvan gençliğinde öyle asil bir şey de vardı. Dayatmaları pek sevmezdi. Gitmedik, “Sıkıysa sen git“ dedik.
Bucak olayında da o on kişilik gurup karşı çıkıyor. Salih karşı çıkıyor, diğerleri karşı çıkıyor. “İstihbarat alıp gidelim vuralım“ diyorlar. Tabi “üstten gelen plana“ göre öldürmek değil ya amaç?.. Bucak ölürse iş bitecek, çatışma olmayacak, o bölge yangın yerine dönmeyecek.
Gülmüş : Peki bizim o makus olaya gelelim: Ferid meselesine. Ferid meselesinde bütün anlatımlar var