Elif ORHAN
"....qâlu pirlerimizin koynunda kalan elleri sanki çözülüyordu...
Dersimin çocukları geçmişin açılarını dindirmek için müthiş bir heyecanla koşturuyordular, yüreklerde umut yeniden filizlenmişti...!
Gündemde olan ’demokratik açılım' süreci tartışılırken, toplumsal barışın sağlanması çerçevesi içinde Dersim de gerekli yerini almış, sesini, kendine yapılanı duyurmuş ve Dersim Fedarasyonun bünyesindeki çalışanları gereklı yerlere taleplerini ilettiler..
Dersim hedef gösterildi...!
Tarışılan Dersim katliamı önemli-gerekli bir sürecide birlikte başlattı..
Dersim katliamı bomba gibi ortaya düşerken Türkiye gündeminde olan “Kürt-Alevi“ açılımını hızlandırmıştı..
...Bu çok önemliydi..
İdam edilen Dersim önderlerin mezarlarının bulunmasını Türkiye başbakanı da kabul etti ve bulunma talimatını verdi..
Dersim'i sular altında bırakan barajların yapımının doğru olmadığı, Dersim halkı için Munzur suyu, altında kalan yerlerin ziyaret-dergah-kutsal olduğunu Dersimliler nihayet kabul ettirdiler....
Dersimin kayıp çocukların bulunmasını Türk devletinde Dersim kurumu FDG talep etti.. ..bulunması için yeşil ışık da yakıldı....
Doğrusu gelişmeler olumlu olduğu kadar hızla yolda alıyordu..
Gerek devrimci mücadeleye gerekse de Kürt mücadelesine büyük ivme kazandıran Dersim bu kez de başka şekilde tartışılan “Kürt açılımı“ için önemli katkılar sunuyordu..
Bazen şans bir kere döner diyorlardı, pek inanmasak da bu kez kendini bilmez katliamcı gelenekten gelen Onur Öymez bilmeden Dersim katliamını gündeme getirdi..Vicdan sahibi insanlar, aydınlar bunu yazarak duymayan Türk toplumuna duyurdular..
Dersim halkı kendi değerlerin çevresinde tüm engellere, takılan çelmelere rağmen bir araya gelmeye başladı, olumlu gelişmelere imzalar attılar..Belkide ilk kez bu kadar bir araya gelerek kendi değerleri için çabaladılar, çalışmaları olumlu ivmede kazanmıştı..
....qâlu pirlerimizin koynunda kalan elleri sanki çözülüyordu...
Dersimin çocukları geçmişin açılarını dindirmek için müthiş bir heyecanla koşturuyordular, yüreklerde umut yeniden filizlenmişti...!
Gündemde olan ’demokratik açılım' süreci tartışılırken, toplumsal barışın sağlanması çerçevesi içinde Dersim de gerekli yerini almış, sesini, kendine yapılanı duyurmuş ve Dersim Fedarasyonun bünyesindeki çalışanları gereklı yerlere taleplerini ilettiler..
Bu filizlenen umutlar birilerini/ yerleri rahatsız etti... olumlu, hayatı gelişmeleri durdurmak için star verilmişti...
Ve baş asağı bir yol aldı.....
Neden ki..!
İmralıdaki Apo ve karanlık gücü aniden birleşmişti....
Tüm olumlu gelişmeler Aponun dışarıya çıkmasına endekslenmiş gibi..bunun neden/niçinleri iyi anlamak gerekir..
Halbuki Dersim katliamı tüm çıplaklığıyla Türkiye, giderek dünyanın gündemine taşınmıştı..
Ağıtlarla kaç nesil Dersimli büyüdü.. yıne de seslerini bu kadar duyuramadılar...
... bu hızlı gelişmeler Apo ve tayfasını rahatsız etmiş olmaliki hızla düğmeye basıldı ve kaosa sürüklenen ortam iyice gerildi.. yıllardır tek eylem olmayan Tokat ilinde 7 asker vuruldu..Bu süreci izliyenler Bingöl'de vurulan „33 asker“ olayına benzettiler..
Ancak bu olayın başka bir yüzü var..Gündeme oturulan, üzerinde tartışmaların sürdügü Dersim eyaletindeki PKK birimi üstlendi..Bunun benzeri ya da ahlakı, devrımcı yönü yok.. ...Burada Dersim insani, toprağı-coğrafyası hedef gösteriliyor..
Devlet ne diyor „ askerlerimizi vuranı mutlaka bulacağız, hak ettiklerini bulacaklar.“
Basında manşetler atılıyor „Cellatlar Dersimden geldi“ deniliyor ...Bunun manasıda “Dersim'de saklanıyorlar, Dersimliler vurdu, gidin orada alın“ demek..
Yanı geriye kalan bir kaç yaşlı Dersimlinin kaldığı köyler tekrar yakılacak, gençleri-insanları tutuklanacak, faali meçhullerden kaçıp metrepollere gelenler kaybolacaklar...
Namuslu bir ses yükseliyor“ Tokat'da yedi asker öldürülmüş, PKK olayı üstleniyor (HPG adına). Ama burada bir kahpelik yapılıyor, deniliyor ki; 'Dersim Eyaleti'mizden bir birim kendi insiyatifiyle yapmış' burada Dersim Türk Ordu'suna hedef olarak gösteriliyor. Peki hangi ahlak anlayışında, kendi alt birimini açıktan ihbar etme vardır?
Bu eğer bir ihbar değilse nedir? Sadece Dersim'de bir birimde ihbar edilmiyor, bir bütün Dersim Halkı ihbar ediliyor ve hedef gösteriliyor. Sen Tokat'da eylem yaptırmışsın ve eylemi üstleniyorsun, peki devamla birim ve bölgeyi (Dersim'i) neden
hedef gösteriyorsun? „(Salih Aras)
Dersim halkını zor günler bekliyor..
Yeniden tarihi bir zulüm uygulanmak isteniyor.
Halkımız dikkatlı olmalı, bu kez kendi çocuklarına kol kanat germeli, kaybedeni zaten kaybettiler, geride kalanı korumalıyız..
Kör bir mantığı topluma dayatmışlar, Devrimci mücadeleye büyük ivme kazandıran Dersim'e karşı Apo ve karanlık çetesi birleşmiş..
17 santim küçülen hücresi için de kan akmaya başladı..
Ülke, halk, kayıplar, ödenen bedellerle kazanılan kazanımlar bir çırpıda Apo'ya kurban ediliyor..
Apo'nun sağlığı tüm değerlerin üzerine çıkarılmış, yeter ki Serok yaşamali, bedellere sırt çevrilmiş..
Soruk'un yeni yerinin 17 santim küçük olması dünyanin sonu olmadığını çocuklar bile anlıyor, dert olan; yeni açılımın getirdiği kazanımlardan Apo'nun dısında kalması.. Apo distalandığını sanıyor, içerde kalma korkusudur.,..burun akması, sırtının kaşımasının da gerçek nedeni bu..
Halbuki bir coğrafya da silahlar susacak, belkide hayal edilmiyen kazanımlara kavuşulacaktı, vicdanlı- yürekli kişilerde bunun için kalemlerini, yürekllerini konuşturuyordular..
Aniden hücresinin küçük olduğunu, bunun icin insanlarin ölmesinin gerektigini dayatti.. dört bir yanda sesler, tutuklamalar, açlık grevleri, savaş naralarıyla “açılım-gündem“ güme gitti..
Bununla birlikte Tokat da vurulan 7 askerin faturasını Dersim'e çıkarıldı..
Bunun manası da açık..!
Imralıdaki yine kinini kustu, halkımızı hedef gösterdi, coğrayfamızı, dağlarımızı, insanlarımızın bombalanmasını istiyor..
Hedef Dersim oldu..!
Biz bu resmi daha öncede görmüştük, yabancısı değiliz..
Methiyeler düzdüğü, özendiği M.Kemal tek millet, tek inanç yaratmak için Dersim'i vurmuştu.. Apo da PKK içindeki Dersimli kadroları bunun için yedi...
Ne kadar da benziyor, Dersimliler PKK içinde yaşadıkları kırımı unutmadılar..
Biraz Hafızalarımızı zorlasak neler gelmiyor ki;
Apo 99'da Imralı'da avukatlarına silahları bırakıp sınır ötesi talimatını verirken de Dersim'i hedef göstermişti..Daha sözkonusu talimatını dışarıya-Kandile duyurmadan „Dersim eyaleti sorun çıkarır, dikkat edin Dersimliler Dersim'i seviyorlar..Dersimden çıkmazlar“.demişti...Sonrası bilinen ihanete karşı çıkan Dersimli gerillayı hedef göstermişti..
Doğru tahmin etmişti de.
Dersim Eyaleti Apo'nun ilkesiz-kendi başına aldığı bu karara karşı çıktı, buna „ihanet süreci, ucube Demokratik Cumhuriyet"“ dediler...
PKK 7 Ocak 2000 tarihinde kendi Tv ve basınında bir bildiriyle Dersim eyaletini Türk devletine ihbar ederek „Dersim eyaletindeki kişiler sınır ötesine çıkmadılar, partimizin talimadını dinlemediler, orada kalmışlar“ demiştiler..
Aynı günlerde Avrupa ve Türkiyede genelinde olağanüstü halk toplantıları düzenleyip Dersim eyaletindeki gerilla komutanların isimleri anılarak „Başkana karşı çıkıyorlar, ihanetçiler, ajanlar, parti sırtında yaşıyorlar“ diyerek karaladılar...
Dağ koşullarında yıllarca yaşamak, kurşun sıcaklığını-ölümün nefesini ensesinde his etmek, aç susuz, kar-kış da yalın ayak kalmak, yaralı olmak nasıl parti sırtında yaşamakmış..!
Apo ve sülalesi ya da Kandil'de odaklanan karanlık yüzlüler neden o dağa gidip yaşamıyorlar...!
Ya da çaldığı gerilla ekmeğiyle 150 kiloya ulaşan mayına sürülen biraderini neden ülke içine adımını attırmadı, dağı tanıtma dı.?
Yıl 7 ocak-99..Sınır ötesine çıkmayı-ihanet sürecini red eden Dersim eyaletini TC. devletine ihbar ettiler.. yayınladıkları bildiriyle halka aynen şu ifadeyi kulandılar „başkanın davası iki gün sonra üst mahkemede vardı, başkanın geleceği için parti bunu yaptı.“
Yanı Aponun mahkemesi-için Dersim eyaletindeki Dersimin çocuklarını devlete ikram ettiler ki Apo'ya iyi davransınlar, belki de ceza almasın..
Bir ay boyunca Dersim eyaletinde ihanete karşı çıkanları karaladılar, sonra aniden „Önderlikde talimat geldi, Dersim eyaletindekiler kadrolar hakkındaki anti propagandalar durdurulacak, yoldaslarımızlar, yanlızca süreci kavramamışlar'...antı propaganlar kesilmişti.... bir kaç hafta sonrada Dersim eyaletindekileri yine karanlık bir şekilde, bilinmiyen komployla Türk devletiyle birlikte imha ettiler...aynı gece Osman öcalan MEDTV.şu açıklamayı yapıyordu“ Dersimde vurulanlar şehitlerimizdır“..önce ihbar et, sonra imha, sonra da onların ölümlerini kulan..
.Aponun talimatı harfi harfine uygulandı...
Ve Dersim Eyaletin de ihanete karşı çıkanlar kısa zaman sonra ihbarla imha edildiler..
Apocu mantık bu..
Dersimlilere reva görülen hep bu oldu..
Bir zamanlar kendisi için yakılan,yakan halkın çocuklarına aynen şu ifadeyi devletin savcılarana vermişti „Benim için kendini yakanlar zaten pisikolojik sorunları olan, ruh hastalarydi“.
...bunlar içinde başka sıfat bulur...
Tüm baskıları, fazizme karşı olan Kürt/devrimci Mücedelesini APO ya endekslemek mantık almıyor...
Bir halkın, bölgenin özgürlüğü sabah akşam fikir değiştiren, ne dediğini bilmiyen, elleri kanlı, itirafçı birine bağlamak akıl kârı değil.
„Dersim katliamı üzerinde önemli bir tartışma süreci başlamıştı, bu tartışma süreci TC'nin Kürt politikasını deşifre edecek öğeler taşıyordu. Bunlar hakkında tek bir eylem kararları var mı? Tersine Öcalan, Mustafa Kemal'in sorumluluğunu gizlemek için sayısız tahrifata ve saptırmaya başvurmaktadır. Daha da önemlisi kendi yaşam koşullarını ileri sürüp kendi merkezli eylem sürecini başlatırken, “benim koşullarım çok ağır, ama Kemaller ve Hayriler gibi koşullara dayanmayarak intiharvari eylemlere başvurmayacağım“ diyerek tarihsel direnişlerin özünü saptırmakta, yığınların direniş bilincini tahrip etmeye çalışmaktadır.(M.Can Yüce-Gelişmelerın anlamı)“
Bir halkın özgürlüğünü kendisine ekdeksliyen biri nasil önderlik yapar, kendisinin olmadığı bir özgürlüğü, açılımı kabul etmiyen biri nasıl hala kendini dinletiyor, kürt halkı önce sırtındaki Apo kamburunu atmalı..Açılımın canına ot tıkıyan bakın ne diyor;
“Doğru yöntem belirlenirse ben de çözüm konusunda üzerime düşeni yaparım. Eğer doğru yöntem belirlenirse, ortam oluşursa ben silahlı güçlerin geri çekilmesini ve uygun yere konumlanmasını sağlarım. Buna hala gücüm var, bana itimat ederler. Bu son yaşananlar da halkın da bana bağlı olduğunu gösteriyor. PKK'nin içinde onlarca grup var, dağlardaki grupların hepsi otonomdurlar zaten. Bunları ancak ben kontrol edebilirim, ben silahsızlandırabilirim. Bu sorunun kesin çözümü için, nasıl olacak bilmiyorum ama Meclisin bir karar alması lazım. Bunun için benim de önümün açılması lazım. (A.Öcalan)
Türkiye Gündemine tarışılan „Dersim Katlimi“ vardı, açılıma önemli ivme kazandırıyordu, aniden imralıda yaygarıyı kopardı, yeni hücresi 17 santim küçükmüş..iyi de zındanlarda yıllarca kalanların yaşadıkları koşulları biliyor mu, ya da vıcdanı hızlıyarak hiç hatırladı mı, bunun için yeniden halkın çocuklarını ölüme, bir coğrafya kana bulamaya başladı..!
Tüm bu gelişmeleri kendine kurban eden, gündemi kendisiyle meşgul eden biri nasıl bir halka önderlik yapar..
Kürt halkını kendisıyle uğraştırdığı ortada..
Yaklaşık bir hafta önce okuduğum yazar sayın Turabi Pax aynen şu satırları yazmıştı.Gelinen aşamada ne kadar haklı olduğu açık.
„Avukatları Apo'ya haber vermişler:
-Türk basını bir aydır Dersim katliamını ve Dersim kimliğini tartışıyor. Ne yapalım sayın serokumuz, önderliğimiz, güneşimiz? Sizi bile unuttular...
„ Benim unutulmam Keje'nin unutulmasıdır. Kürtlerin ve Kürdistan'ın unutulması ise Cumali'nin hayatının bir kıymeti harbiyesinin olduğunu iddia etmektir.. Bensiz bir hiçsiniz siz. Sorunu kendim halledeceğim“.
Apo birden kendini yere atmış ve kıvranmaya başlamış. Kuyruğunu yakalamaya çalışan kedi misali etrafında dönmeye başlamış. Bir taraftan da avazı çıktığı kadar bağırıyormuş: “karnım, vay anam karnım!“ Gardiyanlar, sedye, apar topar dışarı çıkarılan avukatlar, tuhaf tuhaf bakan rütbeliler. Derken avukatlar hemen basına açıklama yapmışlar. “Sayın öcalan'ın karnı ağrıyor. Bu sefer durum cok ciddi.“ Kürtler yediden yetmişe seferber olmuşlar.“Biji serok Apo! Apo'nun karnı ağrıyamaz!“ Kuzey Kürdistan ve TC metropolleri yangın yerine dönmüş ..
Ellerine sağlık Sayın Pax, ne yazık ki haklı çıktınız, iyi analiz etmişiniz, ne diyelim, hal u vaziyet bu olmuş...!
Nasıl da haklı çıktı değil mi?
Şasırtıcı gelmedi,17 santimlik hücresi ya da karın ağrısı gündemi sabote etmeye yetti, yeniden kan aktı, can alındı..Tüm gelişmeler Apo'ya endekslendiğini tekrar gördük..
Tüm bu başaşağı giden gidişata rağmen biz Dersimliler umutsuz değiliz, umudumuzu saklı tutuyoruz, kendimize güvenmeyi yavaş da olsa öğreniyoruz..
İdam sephaşına yürüyen Seyit Rıza'nın son sözleri “Ewladê Kerbelayme, bêxeta u bêgunayime “ ölmüştu. (Kerbela evladıyız, hatasız ve günahsızız, bu yapılan zulümdür, cinayettir.)
Bizde Dersim'e dayatılan bu yok etme politikası karşısında bunları haykırıyoruz..
Dersimlilerin kenetlenerek kendi çocuklarına sahip olması dileğiyle.
Elif ORHAN
[email protected] Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir
Re: Dersim hedef gösterildi