Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 12 May 2009

Dengbejliğin, en önemli ve son temsilcilerinden biri Baqı Xudo dır... O, kısa bir süre önce sınırın sıfır noktasında Suriye nin Koban-i kasabasında doksan küsur yaşındayken vefat etti. O, bir dengbej di... radyo ve televizyonun olmadığı dönemde, köy odalarının... Özel günlerinin... Artık yok olmaya yüz tutmuş, sözlü edebiyat geleneğinin son temsilcilerinden biriydi.

İşte, son dengbejin mensup olduğu bu gelenek;-sözlü anlatım geleneği-binlerce yıllık tarihi geçmişi vardır. Pek bilinmeyen bu kültürel fenomen bir nevi; toplumsal açıdan önemli anların ortak hafızaya söylene söylene nakşedilmesi... Daha basit bir ifadeyle, şu an cd lere yapılanın, çok önceden hafızaya kaydedilmesi... Yada diğer bir deyişle, toplumsal hafızanın bir şekilde dile gelmesidir.

Konuları genellikle;mitoloji,destan ve tarihsel olayları kapsar... Sevgi, aşk,yiğitlik ,kıtlık, iyilik ve savaş gibi temaları çoklukla işlenirdi.. Dengbejler; coğrafyayı boydan boya dolaşıp, her yerde saygınlık görür, en baş köşeye davet edilirdi. Onlar; icra ettikleri sanatların gereği, gezgin bir yaşam sürmek zorundaydılar.

Mezopotamya nın herhangi bir yerinde, bir dengbej; kilam veya strana başladığında saatlerce, günlerce sürerdi... Bulundukları meclislerde çıt çıkmaz... Var olan dinginliği sağlamak adına nerdeyse hiç kimse öksürmezdi! Dengbejlerin bulunduğu ortamda; kutsal bir ayindeymişçesine herkesin başı önünde, sözün büyüsüne kapılmışçasına kendilerinden geçerlerdi.

Elini kulağına dayayıp strana başlayan bir dengbeji tutana aşk olsun! Söz dizimlerini bir tespihin taneleri gibi hafızasına kaydetmiş olan dengbej, dikkati dağıldığında, tespihin tanesi koparırcasına söz dizilerinin devamını getiremezdi. Onun içindir ki, sessizlik çok önemliydi. Üstelik sıradan bir stranın süresi 10 saati buluyorsa gerisini varın siz düşünün.

Yöremizde en çok bilinen kilam ve stranlardan bazılarına yer verecek olursak... Şeyh Sait'in kahramanlığını anlatan klam yarım saat sürer. Bémal'in konusu aşk-dram ve 1 saat sürer. Delal, yine aşk 1 saat sürer. Xezal adlı stran ise tastamam 10 saat kesintisiz sürer.

Şüphesiz, dengbejlik sanatının pirleri, yine bu bölgede yaşamış olan ve 50 yıl önce vefat eden Mişoo Beki-bur ve Xudo Hındav-i dır.Yaşı geçkinlere bu isim telaffuz edildiğinde büyük bir saygıyla anıyorlar. Aynı dönemde yaşamış olan, bu iki usta dengbejin, aynı mecliste karşılıklı olarak, 1-2 gün süren atışmalarını temaşa eden pir-i faniler, o günleri büyük bir hayranlıkla anlatırlar.

Bir dengbejin ustalığına en büyük delalet: bulunduğu cemaati, kilam ve Stranlarıyla hislendirip ağlatabilmesidir... En iyi dengbej; ağlatabilen dengbejdir... Ve neredeyse, esas mevzu dramdır. Mezopotamya kültüründe; erkeğin ağlaması, en büyük zaaf olarak bilinirken... Üstelik ölüm severliğin kült olduğu bu toplumda, dengbejlerin sihirli sözcükleri karşısında çoğu zaman gözlerin nemlenmesi müthiş bir ironidir.

Dengbejlik sanatında diğer bir önemli ayrıntıda, sosyal yaşamda olduğu gibi, kadına," Araplarda, Farslarda ve Türklerde görülmeyen bir değer verilir"*(* Basil NİKİTİN), kadın olağanüstü bir şekilde tarif edilir... Cinsellikten uzak... Meta olarak değildir. Erkeğe eşit hatta belki daha yüksek bir konumda!. Birçok yaşanmış olayda, kadının çiğnenen onuru için birçok çarpışmalar yaşanmış ve yüzlerce insan ölmüştür... Hatta bu konuda çok önemli bir stranın konusu; Bağdat'taki Arap halifenin, Suriye Efrin'li, Kürt aşiret kızına talip olması ve akabinde halifeye ret cevabın verilmesiyle, köpüren zalim Arap halifeye karşı aşiretin tüm mensupların, teyakkuz haline geçmesi sonucu, yaşanan çatışmalarda, birçok aşiret mensubu yaşamını yitirmiştir.

Birçok toplumda görülmeyen yüksek bir paye kadına verilmiş. Kadının onuru; erkeğin onurunun üstünde tutulmuştur. Ama en önemlisi dengbejliğin esas yaratıcısı kadınlardır... Erkekler sadece iyi birer uygulayıcı-anlatıcıdırlar. Kadınlar, bu sanatın inceliklerini, özelliklede yaşlı kadınlar daha çok taziyelerin ardından, dengbejlikten ince pasajlar sunar ve bu sanatın mükemmel örneklerini gösterirler.

Herkes dengbej olamazdı... Dengbejlik için çok iyi bir hafıza ve belagat gerekir ki bu çok önemli olan iki husustur. Tabii, gırtlak da unutulmamalı!.. Çünkü hiçbir müzik aleti kullanılmadığından, ancak çeşitli gırtlak sesleriyle söz ve ezgi birbirini tamamlar. Yani, doğuştan yetenekli olmak lazımdır. Çoğu dengbej okuma yazma dahi bilmezdi... ama asırlardır aktarılan sözlü eserlerde; edebi ve felsefi söylemlerin varlığı insanların her zaman ilgisini çekmiştir. Kilam ve Stranlar sayesinde; destanlar ve yaşanmış olaylar, toplumun yaşadığı hüzünler, acılar, sevinçler, dengbejlerin vasıtasıyla günümüze kadar aktarılmıştır. Tamamen doğaçlama ve ezbere dayanan dengbejlikte, repertuar epey geniştir. Doğaçlama yaptıkları ve halkın kabulüyle yoluna devam ettikleri görülmüştür. İlginçtir.. Nasıl, kızgın güneşin altında pamuk toplarken, acıyla yoğrulmuş ruhuyla aşka gelen bir New Orleanslı bir siyah, kendine kendine mırıldanıp ezgisi doğal haliyle yolunu buluyorsa aynı şey, dengbejler içinde söylenebilir.

Belli dönemlerde dengbejlik asıl amacından sapmış; ün ve şöhret peşinde koşan kimi şahıslar, dengbejlere çeşitli rüşvetler vererek kendileri üzerinde stranların oluşturması ve bu şekilde ölümsüzlüğe uzanmak için, bin bir hileye başvurmuş... Ama bu sanatı hakkıyla icra eden dengbejler, her türlü rüşvete rağmen, bu kötü emellere alet olmamışlar.
Kültürel varlığımızın en önemli geleneklerinden Denbejlik, nedir diye sorulursa? Kısaca sözlü tarihtir, diye cevap verilebiliriz. Fakat tarih diye de nitelendiremeyiz. Tarihin, sözün ve müziğin harmanlamasıyla ortaya çıkan kültürel bir akımdır aynı zamanda... İnsanlığın karalama defterinde, silinmemiş izlerdir... Belki de yaşanmış olanın kısa bir özetidir... Yada, sanatla öğretmenin, eşsiz birlikteliğidir.

Antikçağdan günümüze uzanan dengbejlik; Mezopotamya halkının, tarihsel hafızasının korunmasında çok önemli bir görevi yerine getirmiş ve geçmişten günümüze kültürel bir köprü vazifesi görmüştür. Her ne kadar 'söz uçar yazı kalır' diye bir deyim varsa da, bu coğrafyanın zengin kültürel varlığı bunun aksini ispatlamıştır.. Binlerce yıldan beri günümüze seslenen bu söz ustaları; dilin sihirli gücünü kullanarak, geçmişten geleceğe sürekli mesaj verdiler... Ta ki televizyon icat olana kadar...

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.