Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 19 February 2008

Hasan Bildirici,yi uzun yillardir basindan takip ederim. Yazdiklari duygu yüklü bu yüzden bazen ,hatta cogu zaman duygulari aklinin bir kac adim önündedir. Bu nedenle bir Aydin profilinden ziyade bir ideolojinin aktiv bir Propagandisti gibi durur. Öyle bir izlenim verir.
Bu izlenimden ilk siyrilmam onun son Romani "Dönüsü Olmayan Yol" u okuduktan sonraya rastladi ve nihayet sayin Bildirici esiri oldugu ideolojinin etki alaninin disina cikti diye yorumlamistim.
Bu arada bu güzel romani icin sayin Hasan Bildirici,ye tesekkürlerimide sunuyor ve onu o güzel roman nedeniyle kutluyorum. Bu roman beni müthis etkiledi, cünkü Romandaki kahramanlarin yasadigi bölge dogup büyüdügüm,cocuklugumun, gencligimin gectigi cografyaydi. ve beni tatvan,in o muhtesem sokaklarinda, tux,da vangölünün kiyisinda, saporda ve rehvada adim adim tekrar dolastirdi.Bu nedenle sayin Bildiriciye tesekkür borcluyum. ölümsüz $ehit $evket abinin roman kahramanlari arasinda olmasida romani gercek bir ya$amin anlatimi yapmistir.

Esas konuya gelirsek eger; Sayin Bildirici Aydinlara elestiri getirirken elestiri yapmasi gereken esas merciyi hep atladigini görüyorum. Bu kadar duygulu yazan biri nasil olurda elestiri oklarinin esas hedefi olacak merkezi hep es geciyor dogrusu anlamakta zorlaniyor insan.

Ümit Firat,in bir sözü ona uzun bir makale yazma ihtiyaci sagladigi halde, kuzeydeki hareketi yöneten, yönlendiren, fiili tek mercii olan PKK,yi ve basi kemalist Imrali papaganinin cözülmelerini elestirme ihtiyaci hissetmiyor.!
Neymis, Ümit Firat "taksimdeki evimi birakip birakip neden Kürdistan isteyeyim" demis... Vay senmisin diyen.
Ee be kardesim, Ümit Firat,a bu lafi dedirten ortami kim hazirladi?

Pkk 9 yildir imrali talimatlariyla "bagimsiz-birlesik Kürdistan " hayalinden (stratejisinden) 180% bir aciyla cark edip "üniter devlet" icinde türk üst kimligi altinda rezil bir alt kimlikli yurttaslikla yasamayi yeni strateji diye sunmadimi?
Daha dün kemalist Apo "devlet istemiyoruz" demokratik cumhuriyet,te yasamak istiyoruz demedimi?
Ve su an kandildeki PKK yönetimi Imrali papaganinin bütün o abuk sabuk KÜRDKIRAN tezlerini bütün gücleriyle savunmuyorlarmi?
Kandil,de senin gerilla dedigin ama PKK ve yöneticilerinin imrali konseptinden sonra bu kavrami kaldirip "halk savunma gücleri" diye tarif ettikleri korucu güc olarakda adlandirilan silahli güclere hangi egitimi veriyor?
Hergün sabah aksam o silahli güclere verilen egitim "ekolojik toplum, demokratik cumhuriyet, üniter devlet icinde kardes türk halkiyla birlikte yasamak, devlet ve ulus olmayi hedeflemeden(!!!) sinirlara dokunmadan de-mokratik konfederalizm hikayeleri degilmidir?
üc evladini yitirmis Kürd anasi sokaklarda barisi kovalamiyor maalesef, o Ana ve daha binlercesi "demokratik cumhuriyet" denilen KEMALIST konsetin geregi olarak maalesef piyon olarak kullaniliyor. Evladini, canini, cigerini yitirmis bir Ananin duygulari cok adi bir sekilde pazarlaniyor.

Barbar türk devletinin güneyi bombalama sebepleri sizce nedir? Orayi bombalama gerekcesi güneyde "dogmakta" olan Kürd devleti degilmidir!, kerkük,ün referandumla Kürdistan a ait oldugunun tescilini engellemek degilmidir? elbette en önemli gerekceler bunlardir ama uluslararasi kabul görecek en azindan gözyumulacak elle tutulur bir "hukuksal" dayanaga gereksinimi olduguda bir gercek. Ve bu olanagi bu barbar devlete saglayan güc kim? PKK degilmidir?, Imrali papaganinin talimatlarini sizde en az herkes kadar takip ediyorsunuz.PKK,yi oraya tasiyan kim?, Orada 2003,ten beri PKK tarafindan cesitli tezgahlar hazirlanmadimi?, eger PKK firsat elde etmis olsaydi "BERITAN CIZGISI" DENILEN IHANET CIZGISI, KORUCULUK uygulanmayacakmiydi?
Bunu niye görmemekte o kadar israrcisiniz?

PKK israrla (tabiki imrali konseptinin bilgisi, yönlendirilmesi, talimatlari dahilinde) kuzey Kürdistandaki bütün sorunlarin kaynagini AKP olarak göstermeye calisiyor. Neden acaba? Sizde ayni zihniyetle bu vurguyu yapiyorsunuz.
Aydin kisi bir ideolojinin, bir partinin Propagandisti olamaz! Bunu yaptigi an Aydin olmaktan cikar, o ideolojinin yada partinin bir militani olur.

Türk devletinin yapisini, yöneten elit kesimi bilmemezlikten, görmemezlikten geliyorsunuz, PKK,nin imrali yönlendirmesiyle bilincli olarak kendisini düsürdügü tuzaga siz ve daha bir cok Kürd Aydin, yazar, cizeri düsüyor.

Sanki bütün kötülüklerin anasi AKP yada su veya bu partiymis gibi hedef sasirtiyorsunuz.
Devletin esas sahibi ORDU,yu MGK,yi ikinci plana atiyorsunuz. Dikkat ediniz, bunu Imralidaki kemalist usak ve PKK cok dikkatli bir sekilde uyguluyor. Onlarin gazina gelen sürülestirilmis koyun beyinli kitle hep ama hep AKP yada düzen partilerine saldiriyor, onlari her kötülügün sahibi görüyor. Bu sakat politikanin Kürd halkini nereye götürecegini bir düsünün, eger basarilirsa bu politika yakin bir gelecekte (20-30 yil uzak bir gelecek degildir halklar tarihinde)Kürd diye bir millet olmayacaktir Kuzey Kürdistanda.!

Imrali konseptinin basmimari türk ordusu ve MGK kuzeydeki Kürd ulusal mücadelesini bogmak sahfasina adim adim geliyorken güneyede bu KÜRDKIRAN HAREKET sayesinde ve hatta eliyle müdahale etmenin cesitli asamalarini tatbik ediyor.
Siz orada bagimszlik ilaninin kacirildigindan hakli olarak bahsedip serzeniste bulunuyorsunuz. 2003-2004,den sonraki PKK,nin güney faaliyetlerine bakildiginda acik bir müdahalenin bizzat PKK eliyle yapildigini göreceksiniz.
Örnegin son kerkük referandumunun yapilisina bir kac ay kala türk devletinin "sinirdaki" faaliyetleri, PKK,nin imrali talimatiyla "sinir" boyundaki faaliyetleri, provakasyonlari, türk devletinin PKK,yi birakip direk güney Kürdistani tehdit eden, isgal etmenin cesitli yollarini deneyen bir yapilanmanin icinde oldugu inkar edilemez bir gerceklik degilmidir? Bunu niye görmezlikten gelip bir Militan gibi olaylara yaklasiyorsunuz.!
En son "sinir" boyundaki "daglica" saldirisinin ne kadar iyi organize edilmis tertipli bir saldiri oldugunu , Kerkük referandumunun bu saldiridan hemen sonraya denk gelmesinin sadece bir tesadüf olmadigini, yine Referandumun bu saldiridan sonra ertelenmesinin yine tesadüf olmadigini sizde, bende ve akli basinda bütün Dünyada biliyor, Bu olaydan sonra güney Kürdistanin bagimsizlik karari verecek gücü kendisinde görememesini onlarin korkakliginda degil, biz Kuzeylilerin alcakliginda aramak en dogru teshis olmayacakmi sizce?

Sizden dürüstce,onun bunun penceresinden degil, bir Aydin olarak olaylara bakmanizi,korkmamanizi, ama eger korkuyorsanizda (korkunuza saygi duyarim) iddiali bir sekilde yazip hedef sasirtmamanizi dilerim.
Saygilarimla.
19.02.2008

Sayın Memê Alan Hasan Bildirici' nin Ümit Firat'ın ''Taksimdeki evimi bırakıp neden Bingöl' ün hangi geri kalmış yaşanmaz köyüne gideyim'' belirlemesine getirdiği eleştiriler ve PKK'nın Kürtleri yeniden sisteme entegre etme yeniden sömürge sisteme entegre etmemeyi eleştirmeyi çifte standart değerlendirmeniz doğru, katılıyorum. Belkisizde küçükken Teksas, Tommiks okumuşsunuz ve hatırlarsanız, bu çizgi romanlar bir konu ihanet ve asimilasyon insanların bilinçlerine öyle güzel kazınılmışti ki, sömürgecilik ve jenosid, bu çizgi romanlarla birlikte uygarlığın barbaraizme karşı mücadelesi olarak lanse edilmişti. Neyse büyüdük çizgi romanların etkisini hızla üzerimizden attık yoksa Ümit Fırat' tan bir farkımız kalmazdı. Hatırlarsınız bu çizgi romanlarda Beyaz Adama karşı özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi veren yerliler, barbar, uygarlık düşmanı her fırsata adam öldürmekten zevk alan durup dururken insanların kafatasını yüzen pis aşağılık insanlar olarak lanse edilmişti. Beyaz adamla işbirliği yapan, ülkesini sömürgeleştirilen ve insanlarını halkını soakırımdan geçieren beyaz adamla işbirliği yapan ihanetçi-işbirlikçide iyi kalpli medeniye ayak uyduran modern yerli olarak betimleniyordu. Sizin bahsettiğiniz yazı ve Hasan Bildiricinin eleştirdiği söyleşinin içeriği ve verdiği mesajın beyaz adamla ayrışti nokta ne yada Kürdolog-sosyolog geçinen Taha Akyol'un Kürtlere vermek istediği mesajlardan ne farkı var? Saygılarımla Deşti

Sayin De$ti, Aydin sinifina giren ve toplumumuza yön vermesi gereken kesim maalesef KORKUTULMU$TUR. Olmalari gereken o kategoriyi haketmiyorlar maalesef. Bu korku gerek barbar türk devletinden gerekse kuzey Kürd ulusal mücadelesini ipotek altina alan ve kurduklari tarikat tipi örgütlenme sayesinde kontrolu elinde tutan pkk,den gelmektedir. $öyle bir 15 yil geriye gidilip manzaraya bakildiginda hem barbar türk devleti hemde PKK,nin ayni yöntem ve metodlarla muhalif Kürde onlarca hatta yüzlere varan saldirilarla yöneldigine $ahit olduk. Onlarca yüzlerce Kürd Aydin ve yurtseveri bu iki güc tarafindan katledildi, tehdit edildi, mücadele edemez duruma getirildi. Bu gidi$e dur diyecek dürüst bir Aydin ya cikmiyor, cikanlarda derhal her iki karanlik güc tarafindan tehditlere, saldirilara maruz kaliyor. Özellikle Avrupada ikamet eden Aydin diye gecinen bazi zatlarin ikiyüzlü davrani$lari, her$eyi kendi ki$isel hesaplarinin kabarikliklari cercevesinde bakmalari utanc vericidir. Bakiniz, a$agilarda Aydin diye niteleyip bir Aydin tavir ve durusu bekledigim Sirac Bilgin hakkinda bir ele$tirim asil duruyor. O ele$tirimden sanirim iki gün sonra Sirac Bilginin WP,forumunda kaleme aldigi "sayin öcalan tek kisilik zindanda" baslikli makalesiyle adeta bir itirafname yazmis. Bu bence artik bir PISMANLIK BELGESI olarak arsivlenecektir.Onun adina UTANC DUYDUM.! "..Öne sürülen ve bizim de yer yer eşlik ettiğimiz “devletle işbirliği“ içinde bulunma tezini ıspatlanmadıkça kabullenmenin yanlış olduğunu, bazı tezlerin ise yargısız infaz anlamına geldiğini görüyoruz..." $u cümlesine bakiniz. imralidaki itirafci hainin bülbül kafesine girdigi ilk günden bugüne kadar yapmis oldugu ihanetci düsüncelerinin talimatlarinin, kisacasi Kürde bictigi KEFEN,in onun "devletle isbirligi" halinde oldugunu göstermiyormus. Kuzey Kürdü mezara gömülüp üstü betonla örtüldükten sonra Sirac Bilgin ikna olacak galiba. Bunun adi düpedüz en hafif deyimiyle AYMAZLIKTIR sayin Bilgin. Sirac Bilgin yillarca bu hain oglu haine serok diye hitap edip eteginin etrafinda dola$ti. imrali süreciyle yine bir Aydin icin cok uzun sayilan bir süre tereddütler ya$adiktan sonra elestirmeye baslayip serokuna "zat" demege basladi. Simdide bize ergenekon masallari anlatmaya calisiyor. Sirac Bilginin bu gel-git durusu bir Aydin durusu olamaz.! baska Aydin diye gecinen zatlari ele alalim yine ayni kalip. Mesela Yasar Kaya.! Imrali konseptinin nasil bir KÜRDKIRANLIK oldugunu o bilmeyecekde benmi bilecegim.! Imrali sürecinden sonra uzunmu uzun bir süre (Sirac Bilginden cok cok daha fazla) nabza göre $erbet verdi. oda forumunda muhaliflere yassag koydu, sonradan utana utana sikila sikia elestiriler yapmaya basladi. Eger Aydinlarimiz bunlar ise vay bizim halimize... Selamlar. 19.02.2008 Memé Alan

Sevgili MemÊ Alan, İster sorunu ülkemizdeki "okumuş kesimlerin" "akıl" yada "duygu" düzlemlerini irdeleyerek cevapla, ister "realist" yada "serüvencilik" bazında bak, sonuçta güce tapma ve kul ve köle olma sozkonusudur.. Arkasında kimsesi olmayan ve zayıflara herkes kılıç çeker... Bizim "okumuşların" devlet karşısındaki duruşlarıyla, İmralıya karşı duruşları arasında bir fark yok..... Albert Memi ve Franz Fanon bu ruh haletini çoktan bilimsel olarak ortaya koymuşlardı.. Devlet perspektifinden yoksun, kurumuş yaprak gibi her esen "güçlü" ruzgar karşısında sağa sola uçuşurlar.. Bir çok insanın şoyle 20 yılık süreçlerini al.... Kürd "siyasal dansözleri" göbek dansözlerine taş çıkartıklarını rahat göreceksin.. Silav Yusuf Serhedi

Kek Mem, Siz Sıraç Bilgin'i yanlış tanımışsınız. O unsurun Kürt yurtseverliği ile uzaktan yakından bir alakası yok. O devletin bir görevlisi. Sor araştır, o unsuru. Cezaevinde nasıl çıktı, bir sor hele. Pişmanlık dilekçesi vererek serbest bırakıldı. Sonra Bingöl'e yerleşti. Muayene açtı. Aylık geliri 3 bin dolardan aşağı değildi. Devleten kendisine bir tehlike gelmiyecek bir konumdaydu. Devletin dokunmadığını PKK'nin dokunmayacağını herkesten çok senin bilmen gerekir. Sormak lazım: Bu durumda durduk yerde bu unsur niye yurtdışına çıktı? Yurtdışına çıkmasıyla kanlı bıçaklı olduğu Ergenekon üyesi unsura 'serok' demesi neyin fesiydi? Birden bire Barzanilere düşmanlık etmesi neyin nesiydi? Derken, Ankara'dan çıkan yeniden Ankara'ya döndü. Sen o komplo hikayesini geç. Adam Suriye'yi terketmeden yıllar önce Yalçın Küçük hocasının 'Sayın Öcalan bir gün Süriye'den çıkarsan nereye gidersin?' sorusuna o unsur, teredüt etmeden 'Kenya' demesi sebebsiz değildir. Süreç kotlanmıştı. Her şey onun bilgisi dahilinde gelişiyordu. Bu nedenle kaç sene sonra nerde olacağını bilendi. Bunlar tesadüf değil, Mem kardeşim. Yuvaya dönüş yapıldı. Yapıldı yapılmasınada bazı şeylerin deşifre edilmesi gerekiyordu. Doğaldırki deşifre edilenlen PKK içindeki yurtseverlerin dikkatinden kaçmıyacaktı. Buna karşı itiraz sesleri yükselecekti. Muhalefet ve kopmalar kaçınılmazdı. İşte bu noktada Sıraç ve onun gibilerine iş düşecekti. Kopan muhalefeti kontrol görevi Sıraç ve onun gibi unsurlara verilmişti Sıraç'ın PKK'yi eleştirdiği görülmemiştir. Zaman zaman 'serok'una karşı tavır aliyormuş gibi davransada, PKK savunuculuğunu elden bırakmamıştır. PKK demek 'serok' olduğuna göre... Kitleleri PKK'ye ve sonuçta 'serok'a yönlendirmiştir. Dikkatini çekmek isterim. Sıraç denilen unsur, kopan her muhalefetle flört etmiştir. Sözde onlara sahipleniyor havasında tekrar geri dönüşlerini sağlamak için büyük bir uğraş vermiştir. Muhalefetin pili bitincede asli görevine ricat etmiştir. Bu ortamda bile bir muhalefet çıkarsa ilk savunacak olan yine Sıraç olacaktır. Muhalefet tasviye edildikten sonrada tekrar eski gömleğini giyecektir. Bu gün olup bitten budur. Bu nedenle onun zik zakları seni yanıltmasın. Boşuna nefes tüketmen gerekmiyor. O unsur, kendisine verilen görevi yerine getiriyor. O görev, 'Kürtkıran' görevidir. Bunun görülmesi gerekir. Bu görevi yerine getiren sadece Sıraç denilen unsurmu? Değil değil. Sürücesi var.... Sevgiyle kak 19 Şubat 2008

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.