Güney'de iç siyaset 1
ABD'nin Irak'a müdahalesinden sonra komşu ülkelerin Irak'ın içişlerine Kürtler aleyhine müdahale etme çabalarına Kürt partiler birlik mesajıyla yanıt vermeye çalıştı. Fakat Kürt partilerinin kendi içlerindeki mücadeleleri durmadı. Sadece yöntemleri değişti
YNK'de hesaplar Talabani sonrasına
Irak'ın en istikrarlı alanı olan Kürdistan Federal Bölgesi'nde Kürt partileri arasında yaşanan çelişkiler ve çatışmalar, dışa karşı yaratılan birlik intibasının bozulmaması için pek tartışılmıyor. Çelişki ve çatışmalar her geçen gün içinden çıkılmaz bir hal alsa da kulislerin vazgeçilmez gündemi durumunda. Kamuoyuna çok fazla yansımayan fakat kulislerde çokça tartışılan Kürt partilerinin kendi içlerindeki mücadelelerini ve birbirleriyle çelişkili ve çatışmalı durumların daha da derinleşeceğe benziyor.
Saddam rejimiyle onlarca yıl süren savaşın ardından 1990'da Güney Kürdistan'da otorite oldular. Fakat bu dönemden sonra da Irak Kürdistan Demokrat Partisi (I-KDP), Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK), İslami partiler (Bızutnewey İslami, Yekgırtuya İslami ve Komeley İslami) ve Kürdistan İşçi Partisi (PKK) arasında şiddetli çatışmalar yaşandı. ABD'nin Irak'a müdahalesinden sonra Irak'ın etnik gruplar arasında paylaşımı gündeme gelince, geçmişte KDP ve YNK başta olmak üzere Irak'taki Kürt partilerini, kendilerine karşı mücadele veren Kürt örgütlerine karşı kullanmak için sıkı ilişkiler kuran Türkiye, İran ve Suriye, Kürtleri bölgede bir hükümet olmaması için ilişkilerini sınırlandırdılar. Bu dönemden sonra Kürt partileri hem bu paylaşımdan Kürtler adına belli bir kazanım elde etmek için hem de komşu ülkelerin Irak'ın içişlerine Kürtler aleyhine müdahale etme çabalarına karşılık birlik mesajı vermeye başladılar. Fakat bu dönemde Kürt partilerinin kendi içlerindeki mücadeleleri ve birbirlerine müdahaleleri durmadı. Sadece yöntemleri değişti.
YNK çalkalanıyor
YNK içindeki çelişki ve çatışmaların esasen YNK Lideri Celal Talabani'nin tekçi iktidar anlayışının diğer politbüro üyeleri arasında hoş karşılanmamasından kaynaklandığı belirtiliyor. Uzun süredir devam eden bu hoşnutsuzluk 2000 yılında Talabani'nin PKK ile girdiği savaşta yenilmesiyle doruk noktasına ulaştı.
Talabani PKK'ye karşı 2000 yılında giriştiği savaştan yenilgi ile çıkınca, örgüt içinde Kosret Resul, Newşirwan Mustafa, Cabbar Ferman gibi muhalifleri karşısında da güç kaybetti. YNK'nin 1992'deki birinci kongresinden bu yana gelen dengeleri değiştirme, parti içerisinde yeni bir düzen oturtma ve tehlikeli düzeyde pratik güç ve siyasi sermaye elde etmiş kişileri etkisizleştirme amacı ile yeni bir kongreye gidildi. Kongrede Kosret Resul ve Cabbar Ferman, Mektep Siyasi (Politbüro) üyesi seçildilerse de pratikte alanda güçlerini sınırlamakla bir anlamda tasfiye edildiler. Celal Talabani hakimiyeti ele geçirdi. Kongreden sonra hükümet yenilendi ve yeni askeri sisteme geçildi.
Askeri güçler Fermande'ler (komutanlık) biçiminde örgütlenerek Fermandeyi Gişti'ye (Genel Kurmaylık) bağlandı. Celal Talabani ise tüm peşmerge güçlerinin genel komutanı görevini üstlendi. Böylesi bir sisteme geçilmesi ile yerel gruplaşma tehlikelerinin önü alınmış oldu. Yeni hükümet düzenlemesi ile Kosret Resul başbakanlıktan alındıktan sonra ona bağlı birçok kadro da idari ve askeri görevlerden uzaklaştırıldı. Böylece Kosret Resul'un tasfiyesi sonuçlandırılmış oldu. Komutanlık yönetimlerinin mahalli temelde düzenlenmesine son verilmeye çalışıldı. Hewlerlilerin YNK içerisindeki büyüğü olarak bilinen Kosret Resul'un tasfiyesini amaçlayan bu durum Hewlêr halkı içinde Talabani'ye karşı içten içe bir tepkinin doğmasına neden oldu. Talabani son süreçte Hewlêrli kadrolara yönetimde yer vermeye özen gösterse de, bu tepkiler h�l� sürüyor.
2004 sonlarından bu yana YNK yine için için kaynamaktadır. Başını, yine etkisini artıran Kosret Resul ile Noşirvan Mustafa'nın çektiği muhalefet grupları Talabani'ye başkaldırdılar. Talabani ve çevresini, parti imkanlarını dar çıkarları için kullanmakla suçlayan bu kesim daha açıktan mücadele etmeye başladı. Bu başkaldırı karşısında geri adım atmak zorunda kalan Talabani, bu dönemde YNK'nin en önemli isimleriyle teke tek görüşmek zorunda kaldı. Bu görüşme trafiğinden sonra ortama yeniden bir suskunluk hakim oldu. YNK içinden bazı kesimler, örgüt içindeki huzursuzluğun bu dönemde kısmen giderildiğini, fakat oluşan çatlak ciddi olduğu için oluşturulan uzlaşmanın kesin bir çözüm getirmeyeceği ve çelişkilerin devam ettiği kanaatinde.
Bir iktidar mücadelesiyle YNK'nin çalkalandığı dönemde, Talabani'nin 'Tamam, alın siz yapın' demesine rağmen gerginliğin uzlaşma ile sonuçlanmasının nedenini YNK'e yakın bazı kaynaklar, 'YNK içinde Talabani'ye muhalif olan Newşirwan ve Kosret gibileri Talabani'yi aşma ve YNK'nin genelini yürütme gücünde değiller. Ayrıca Talabani'nin karizmatik kişiliği rakiplerini geri çekilmeye zorluyor' şeklinde yorumluyor.
Muhalifler Talabani'den çekiniyor
Kosret Resul Hewlêr'de, Newşirwan Mustafa Süleymaniye'de kısmi bir etkiye ve güce sahip. Fakat bağımsız kaynaklar bunların kitle tabanı ve örgüt geneli üzerinde Talabani kadar etkili olmadıklarını iddia ediliyor. Bu kaynaklar Talabani'yi örgüt içi muhalifleri karşısında güç haline getiren farklı etkenlerin de bulunduğuna dikkat çekiyorlar. Bunların başında da Talabani'nin Irak Cumhurbaşkanı olması, uluslararası alanda tanınması ve uluslararası alanda önemli bir ilişki ağının bulunmasının geldiğine vurgu yapıyorlar. Bundan dolayı da Kürdistan Federal Bölgesi'nde halk arasında 'Talabani İngiliz ajanıdır' türünden söylemler dolaştı veya dolaştırıldı. ABD ile olan ilişkileri ise zaten Talabani'nin Kürdistan Federal Bölgesi'ni kast ederek 'Burası sizin vatanınız' sözlerinden anlaşılıyordu.
Aktörlerin güçleri
Talabani'yi örgüt içi muhalifleri karşısında güç haline getiren ve kendisinden korkmalarına neden olan bir diğer etken ise; Talabani'nin KDP ile anlaştığı yönündeki söylentilerden kaynaklanıyor. Böylesi bir iddiada bulunan çevreler, KDP'nin çok başlı bir YNK'den ziyade tek başlı bir YNK'yi tercih ettiğini, bu yüzden YNK'yi tek başlı bir şekilde ayakta tutabilecek kişinin ancak Talabani olduğuna inandığını iddia ediyorlar. KDP'nin böylesi bir tercihte bulunmasında Talabani'nin karizmatik kişiliği etkili olsa da, belirleyici neden olarak burjuva-liberal çizgiyi benimseyen Talabani'nin örgüt içindeki rakiplerine nazaran daha politik ve yöntem olarak da daha esnek bir yaklaşımın sahibi olması gösteriliyor.
Talabani'nin dışında etkili olabilecek en önemli isimlerden biri de YNK çatısı altında toplanan dört partiden biri olan Komeleyi Rencderani Kurdistan'ın (KRK) Genel Sekreteri Newşirwan Mustafa'dır. Klasik solcu bir kişilik olan Mustafa yöntem olarak katı solcu bir yaklaşımı benimsediği için KDP'nin anlaşabileceği bir isim olarak görülmüyor. Üstelik katı dogmatik yapısıyla YNK'nin küçük-burjuva liberal tabanına hakim olabileceği de düşünülmüyor. Kosret Resul'un ise YNK içinde kitle tabanı en güçlü olan politbüro üyesi olmasına ve KDP'ye sempati ile bakmasına rağmen, feodal-köylü bir kişiliğe sahip olmasının küçük-burjuva bir çizgiye göre şekillendirilen YNK tabanı ve örgütüne hakimiyet sağlayamayacağı söyleniyor. Talabani'ye yakınlığı ile tanınan Behrem Salih'in ise, ABD başta olmak üzere, dış ilişki ağına dayanarak güç olmaya çalışsa da örgütün genelini yürütecek kadar güce ve etkiye sahip olmadığı belirtiliyor. YNK içinde etkili olabilecek olan kişiler arasında ismi geçen bir diğer kişi de Mele Bahtiyar'dır. Melle Bahtiyar geçmişte YNK'den ayrılıp tekrar geri döndüğü için YNK'nin kitle tabanı ve örgütü içinde yıpranmış bir isim olarak gösteriliyor. Bundan dolayı da Melle Bahtiyar'ın bir iktidar savaşı vermekten ziyade güç toplama siyaseti izlediği ifade ediliyor.
Muhaliflerden hazırlık
Dönem dönem su yüzüne çıkan iktidar savaşı, ABD'nin Irak müdahalesinden sonra çok belirgin bir hal aldı. Bu dönemde Kosret Resul ve Newşirwan Mustafa ile Celal Talabani arasında çok büyük bir gerginlik yaşanmıştı. Kamuoyunda bu gerginlik Resul ve Mustafa'nın anlaşarak iktidarı Talabani'den almaya çalıştıkları şeklinde yorumlanmıştı. Benzer bir gerginlik ise 2001 yılında Kosret Resul ile Talabani arasında yaşanmıştı ki, halk arasında Resul'un istifa etme düzeyine geldiği bilgileri kamuoyuna sızmıştı. Her iki dönemde de Talabani muhalifleriyle uzlaşmayı başarmıştı.
YNK içinde açığa çıkan muhalif tutumlar Talabani'ye karşı bir rahatsızlığın olduğunu gösterdi. Fakat bu karşı çıkışlar şimdiye kadar hep uzlaşma ile sonuçlandı. Bunun nedenini YNK'ye yakınlığıyla bilinen bazı kesimler şöyle izah ettiler: 'Bu muhalifler Talabani'ye rağmen YNK'nin geneline tek başlarına güç getiremeyeceklerini anladıkları için şimdilik Talabani'nin başkanlığının sürmesini, ama iktidarı kendileri ile paylaşmasını istiyorlar. Kosret ve Newşirwan da dahil olmak üzere Talabani muhalifi görünen hemen hemen herkesin liderlik kavgasındaki hesapları Talabani'den sonrasına hazırlık temelinde gelişiyor.'
Böylesi bir hesabın gelişmesine temel neden olarak, YNK'nin küçük-burjuva nitelikli örgütlenmesinden ötürü başkanlığın kongre ile el değiştireceği gösteriliyor. Ayrıca en önemli nedenlerden biri olarak da Talabani'nin kendi yerine geçebilecek niteliklere sahip bir oğlunun olmaması olarak belirtiliyor. Kamuoyundaki genel kanı, Talabani'nin en büyük oğlu Kubat ABD büyükelçiliği yapmasıyla, küçük oğlu Pavel ise İsrail istihbaratı ile yakın ilişkileriyle aktif siyasetin içinde olsalar da, her ikisinin de YNK gibi birçok denge üzerinde kurulmuş bir örgütü yönetebilecek karizmatik kişiliğe ve güce sahip olmadıkları yönündedir. Bu durum Talabani sonrası farklı bir ismin YNK liderliğine getirileceği ihtimalini güçlendiriyor.
Newşirwan Mustafa çekildi
YNK içindeki parçalı duruşu ve kendi karşısındaki muhalefeti dengelemek için Talabani'nin örgüt içinde, muhaliflerden birini tek bırakmak için diğeriyle uzlaşma taktiğini izlediği ileri sürülüyor. Talabani'nin bu yaklaşımının sonucunda örgüt içinde yalnızlaşan Newşirwan Mustafa, geçen yıllarda YNK'den ve aktif siyasetten çekildiğini açıkladı. Tam da bu dönemde Talabani, Newşirwan Mustafa'ya 12 milyon dolar para yardımında bulundu. Bu kamuoyunda sus payı olarak olarak değerlendirildi.
Newşirwan Mustafa'nın aktif siyasetten çekilmesi kamuoyunda; ABD'nin Irak müdahalesi sonrası Newşirwan Mustafa ile Kosret Resul'ün Talabani'ye karşı oluşturdukları ortak muhalif cephenin, Talabani'nin Resul'ü yanına çekip Mustafa'yı yalnız bırakmasıyla, Mustafa'nın YNK içinde kalmasının çok fazla bir anlamının kalmadığı ve aktif siyasetten çekilme kararı aldığı şeklinde yorumlandı.
Mustafa tam da bu dönemde Federal Kürdistan Bölgesi'nde El-Cezire tarzı çok büyük bir basın kumpanyası kuracağını açıkladı. Hatta bunun ilk girişimlerinde de bulundu ve Gelê Kürdistan isminde bir TV kanalı kurdu. Fakat YNK'ye yakın çevrelerden edinilen bilgilere göre 'Talabani para yardımını kestiği için Mustafa'nın basın kumpanyası çalışmasının çok ağır ilerlediği' öğrenildi. Mustafa aktif siyasetten çekildiğini açıklamış olsa da Talabani ile yakın ilişkileri sürüyor.
CELAL TALABANİ
Celal Talabani, 1934 yılında Süleymaniye'de doğdu. Hukuk fakültesinden mezun oldu. 1950'li yıllarda Irak Komünist Partisi'nin içinde yer aldı. 1958 yılında askeri darbe sonrası Molla Mustafa Barzani'nin Irak'a dönmesi üzerine KDP içinde bulundu. Dönemin KDP Genel Sekreteri İbrahim Ahmet'le Barzani'ye karşı sol muhalefet yaptı. 1966 yılında Irak yönetiminin yanında yer aldı ve uzun yıllar Irak yönetimi ile işbirliği yaptı. 1970 yılına kadar, KDP'nin Ortadoğu temsilcisi olarak Beyrut'ta yaşadı. 70'lı yıllarda bu sefer Çin ve Mao hayranı kesildi. 1975'te Latin Amerika gerillacılığını savundu. 80'lerde ise Avrupa türü Sosyal Demokrasi yanlısı olarak göründü. 1990'larda ise Amerikan Yeni Dünya Düzeni'nin propagandasını üstlenmiş durumdadır.
YNK (Yekiti Niştimani Kurdistan)
YNK, dört grubun Celal Talabani'nin liderliğinde biraraya gelmesinden ortaya çıkan bir örgüttür. Komeleyi Rencderani Kurdistan (Kürdistan Emekçiler Birliği), Hareketi Sosyalista Kurdistan (Kürdistan Sosyalist Hareketi) isimli ilk iki grup Marksist-Leninist söylemli oluşumlardı. Lider kadroları ağırlıkta aydın, ezilenlerin öncülük rolünü üstlenmek isteyen insanlardı. Aralarında yıllar boyu KDP içerisinde peşmergelik yaparak askeri ve siyasi tecrübe kazanmış kişilikler de vardı. Bu kadrolar 1975 fiyaskosundan sonra halk arasında örgütleme çalışmalarını geliştirmekte ve yeniden savaşı başlatmakta belli bir rol oynamışlardır. Diğer iki grup KDP'den kopanlardan oluşan Fuat Mahsum liderliğindeki Yekiti Şoreşgerani Kurdistan (Kürdistan Devrimciler Birliği) ve Celal Talabani öncülüğündeki 'Celaliler' diye tanınan gruplardı. Her iki grubun üst düzey kadroları feodal ve şeyhlik kökenli aydınlardan oluşuyordu. Birçoğu yüksek okul bitirmekle birlikte siyasi gelişmeleri takip eden belli siyasi tecrübeye sahip kişiliklerdi. Bu kanatlar dönemsel şartların zorlaması ile 1976'da ciddi ideolojik temellere dayanmayan bir birlikteliğe gitme kararlılığına ulaştılar. 1980'lere kadar Ali Asker gibi birinci kanat liderlerinin tasfiye olması ile ikinci kanat duruma daha da hakim duruma geldi. Böylesi gevşek olan birlik YNK'nin 1992 Kongresi'ne kadar süregeldi. O zamana dek kendilerini KRK ve YŞK'liler olarak tanımlayan kadrolar bu isimlerden vazgeçmeye zorlandı. Sözkonusu kongrede KRK Genel Sekreteri Newşirwan Mustafa, KRK isminde bir oluşumun kalmadığını duyurdu. Benzeri bir açıklamayı da YŞK Sekreteri Fuat Mahsum yaptı. Kongrede her iki eski örgüt lideri YNK Genel Sekreteri Celal Talabani'nin yardımcıları görevine getirildiler. YNK bu kongrede yeni program ve tüzük kabul edip bir birlik olarak kendini yenileyerek toparlandı. 1994 yılında KDP ile şiddetli bir savaşa giren YNK, pratik anlamda kendi düzenini tümüyle savaşa göre oluşturdu. Askeri açıdan YNK iki cepheye bölündü. Hewlêr sınırından Ranya'ya kadarki alanda peşmerge birlikleri Kosret Resul komutasında, Germiyan'dan Süleymaniye'ye kadarki birlikler ise Cabbar Ferman komutasında toparlanmıştı. KDP ile savaşı pratik olarak omuzlayan her iki komutan geniş inisiyatif ve olanaklara sahiplerdi. Bu da her iki askeri komutanın halk ve peşmerge üzerindeki etkisini arttırdı. Kosret Resul önce ortak hükümetin, 1996'dan sonra da YNK hükümetinin başbakanı olduğu dönemlerde halk içerisinde siyasi etkisini artırarak Talabani'yi korkutmaya başladı.
Hazırlayan:
Nihat KAYA
YARIN: KDP nereye sürükleniyor?
Re: apocu basindan güney kurdistan belgeselleri gündemden-2