İki ülke.
Türkiye ve Kürdistan.
Türkiye sömürgeci.
Kürdistan sömürge.
Her iki ülkede eş zamanlı kazılar yapılıyor.
Kazıcılar eski eser kazıcıları değil.
TC devletinin hükümeti.
Türkiye'de kazılan her noktada ölüm listeleri, krokiler, raporlar, planlar, otomatik silahlar, roket atarlar, el bombaları.
Kürdistan'da insan elbiseleri, kemikleri, kıları fışkırıyor.
Fail diye bazı kişiler karakollara alınıyor.
Sorgulanıyorlar mı, sorguluyorlar mı belli değil.
Sonra cezaevine gönderiliyorlar.
Oradan hastahanelere sevkleri çıkarılıyor.
Oradanda evlerine gönderiliyorlar.
Kimi yurtdışına çıkmış sevk-i sefa sürüyor.
Kimi demokrasi, laiklik, Kemalizm elden gidiyor, şeriat kapıya dayandı, Kıbrıs elden gidiyor, yanıbaşımızda “ikinci İsrail kuruluyor“ diye korku telallığı yapiyor.
Bunu diyenler, tv programlarına çıkıp hesbı sorulacak diyor.
Kimi aman ha uzak kalın, taraf olmayın diye emir veriyor.
Olup-bittenler kamuoyunun gözü önünde seyrediyor.
Mağdurlar, mechullere yazılanların yakınları ise sadece seyrediyor.
Müdahilikleri bile kabullenilmiyor.
Anlaşılan her şey kapalı kapılar ardında danışıklı-döğüşlü olarak kol kırılır yen içinde kalır misali kılıfına uyduruluyor.
...
En son olarak Bedrettin Dalan'ın sahibi olduğu İstek vakfına ait Poyraz köydeki arazi Terörle mücadele şubesine bağlı polislerce yapılan kazı çalışmalarında çok miktarda “mühimat“ bulundu.
Sakın yanlış anlamayın mühümat dedikse maazallah eski eser kastetmedik.
Ortalama her Türk vatandaşın evinde, iş yerinde, tarlasında bulunması gereken otomatik silahlar, roket atarlar, el bombaları gibi iş aletleri.
Bundan normal ne olabilir ki?
Unutmiyalım ki, burası Türkiye.
Bu aletler olmadan Türk insanı iş göremiyor.
Adamlar General, polis şefleri, iş adamları, gazete patronları, köşe yazarlar, rektör, profesor, parti başkanları, milletvekili, belediye başkanları, köy korucu başları, tetikçiler, hata aralarında boşta gezenler bile var.
Anlıyacağınız her meslekten ve mesleksiz insanlardan müteşekil bir organizasyon
...
Sahi bu organizasyon sadece bunlardan mı ibaret?
Sakın yanılmayın.
Bunlar su yüzüne çıkıpta gözden çıkarılanlar.
Kendilerine “ihanet“ edilenler.
Bir de yer ve suyun altına olanlar ve gökyüzünde dolaşanlar var.
Onlar daha derin olanlarmış
Encüman-ı Tanış, akıl adamlar, eski ve yeni MGK üyeleri, Cumhurbaşkanları, Genelkurmay Başkanları, Kuvvet Komutanları, Polis şefleri, siyasi parti başkanları, milletvekilleri, iş verenler ve meslek odaları başkan ve üyeleri...
Anlıyacağınız TC devletinin kendisi.
Bunlara dokunulacak mı, dokunulabilinir mi?
Sakın hayale kapılmayın.
İşin sonunda hayal kırıklığına uğramakta var.
Eee o zaman ne olur?
Ne olacak efendi?
Eski tas eski hamam olur.
Necdet gider Apdullah gelir
Kıvrıkoğlu gider Başbuğ gelir
Ne değişir?
Değişecek bir şey yok.
“Tek millet, tek devlet, tek bayrak“ ezberi nakaratlanmaya devam edilir.
İhnet tam gaz yoluna devam eder.
Kemalizmi Kürdlere empoze eder.
Sağa-sola bomba atılır.
Fatura Kürdlere çıkarılır.
Kürdistan dağ ve ovaları bombalanır.
Tabiat ve insanı ile yok edilmeye çalışılır.
Olan Kürd milletine olur.
Biz mi?
Lak lak lak...
Re: Ağlıyanımız Yok!akil verenimiz cok