Dansöz gibi kıvırmadığımzdan adımız kütüğe çıktı. Kütük tespitin buna dayanır. Evet ben bir kütüğüm.Çünkü ; Babası düşman tarafından idam edline bir Kürd tüccar siyasetçisi Saddama yeraltı sığınıkları yapıyordu. Almanya ile Saddam arasında yapılan bu ticarette iyide para kazandı. Lakin onunda Deniz Baykal gibi bir cükü vardı. O kazandıkları cüküne yetmedi. İşte o para kazanırken ben sadece meslek eğitimi yapıyordum. Ona dokunmadı ama bana dokunuyordu. O saçı başı boyalı bile olsa Olgun yaşı yakalayan idi. Ama ben 18 inde bir genç olarak elimin değdiği bu sığınakların Düşmanıma gitmesini kaldıramadım. 2 senem bitmişti kalmıştı bir senem Çektim kalemi üzerine ve ayrıldım. Başka yerde devam etmem hakkımdan haberim olmadığı içinde Tarlalarda çalıştım. Çünkü günün birinde yine böyle babası şehid edilmiş bir Kürd şeyhi Amcamlara gelmiş Büyük sayıda katır alacaklarını söylemişler. Amcamda merak edip üsteleyince Bu katırların Irak ordusuna gideceğini öğreniyor. Amcam sadece ve sadece Eğer babanı tanımasaydım Kimin oğlusun diye soracaktım ? Ve tek kelime ile burdan siktir ol git diyor ! İyi dikkat et ! Soyu belli olan iki kişiden örnek getiriyorum. Demek benm dediğim soylu olmak hiçte öyle secere ile olmuyor. Seceresi belli nice soysuzları gördüğümüz gibi Elindeki seceresi kendisi ile başlayıp nice asilleride gördük. İşte buda senin kütüklüğündür. Deniz Baykal ın eğer karısı ile yatak odasındaki video olsaydı Mahremi derdim, başka bir şeyde demezdim. Madem o yaşı ile bir halt etmiş Demek ayıp olan bir şey yapmamışsa Bizimde seyretmemiz ayıp olmasa gerek değilmi ? Hiçmi gözümüzün önünde Atlar, eşekler, koyunlar Çiftleşmedi ? Demek tabiatın gereği bunlar. Şimdi bırak bu tırik ayakları... Gençler ölmesin demişsin Bir insanın yaşam hakkı kutsaldır. Buna sonuna kadar katılırım. Fakat yaşam demek eğer sadece bir nefesten ibaret ise O zaman durumumuzdan şikayetimiz yoktur. Eğer insanca yaşamak istiyorsak İşte onunda bedeli vardır. Nasılki talancı işgalini kan döke döke yaptı ise Onu kovmakda kan döke döke oluyor. Gençlerin ölmesi değil Boşu boşuna ölmemesi gerekiyor. Bizde gençtik ve ölüm her an kıyımızda dalgalarını yüzümüze vuruyordu. Sıramız gelmemişti hepsi bu kadar. Keşke sıra bize iltimas gösterip gelse Dediğim çok olmuştur. Ha canlarını Mallarını Kanlarını çekimeden verenleri sevmek Neden aşağılık kompleksi olsun ? Hani hep emeğe saygı dersiniz Emeğin karşılığı dersiniz Peki nerde kaldı bu anlayşınız ? İşte biz bu insanları emekleri için sevdik. Emeği benden fazla ise Onların önünde saygı ile eğilmek Rahmetle anmak benim için onurdur. Kendimiz emektarımızın önünde eğiyoruz. Buna dikkat et ! Düşmanımızın önünde ise ASLA ! İşte bu nedenle Kırılmak var ama eğilmek yok diyoruz. Bunları senin gibi birisinin anlamasını beklemiyorum. Çünkü manevi değil Maddi olarak bakanların anlaması imkansızdır. ÇIKAR dediğin eğer ulusal ve toplumsal ise Ne mutlu öylesi çıkarcıya... Lakin bu çıkar eğer şahsi ise Kişiyi Binbaşı Kasımda yapar Rayberde yapar. İşte bunun altını iyice çiziyorumki anlayabilesin. Çok dürüst, çot ahlaklı çok şu veya buyum şeklind iddiam yoktur. Her insan gibi eksikleriyle yaşıyan biriyim. Bu nedenle Her seferinde teokratik bilmem ne demende Aslında insanları bir yanı ile vurmak içindir. İşte bunlarda etik değildir. Melle Mısetfa Berzani Veya diğer nice Kürd önderleri Nice savaşçıları Düşman ile anlaşıp Senin veya benim başımda MİR olarak kalmaları mümkünmüydü ? Evet mümkündü. Ama onun yerine Ailesini, çocuklarını, aşiretini Ve hatta selam verenide ateşe sürdüler. İşte o bu yönlerini sevmek ve sırf bunun için Onları anmak senin gözünde tapınma ise İşte seninde anlaman kabiliyetin bu kadardır derim. Hakaretlerin ve laf sokuşturmaların Alim olduğunu ispatlamıyor. Üniveristede laf sokuşturan Türk dilberlerini hatırlatıyor bana... Onlara anti-patim vardı. Kendilerini bir şey sanarlardı Lakin bazen bir bardağa ÇIKAR ile bakardılar Çıkarlarda karşılıklı olunca Çıkarlarının maliyetleri bazen onlara pahalıya patlıyordu. Gerçi pahalı demek için bir değer vermek gerekiyor Onların felesefeside senin gibi Sabunmudur ki aşınsın ? Şeklinde olduğu için hayatın zevki hanesine yazılıyordu.