Söylediklerinize esas olarak katılıyorum.
Ama bazı hususları paylaşmıyorum.
1) Siz "Guneyin su ana kadar bu konuda izledigi tavir benden tam not almis durumda." yönünde bir tespit yapıyorsunuz.. Ben bu tespitinizi paylaşamıyorum.
a) 2003 yılında Kerkük'ü alabilirlerdi.. Zaten almışlardı, Araplar kaçmaya başlamıştı.. KDP ve YNK kendi aralarındaki çelişkilerden dolayı
o süreci kaçırdılar.
b) Paul Bremer döneminde Kürdler gerektiği gibi bir tavır geliştirmediler.
c) PAL'ın 58, Daimi Anayasanın 140.madde için öngürdüğü süreçler boyunca
Kürd siyasal liderliği rolunu oynamadı..
d) Irak devletinin yeniden inşa sürecine verdikleri desteği ve yürütükleri
faaliyetleri Kerkük için yapsaydılar, durum böyle olmazdı..
e) Kürd düşmanlarının zayıf dönemi gerektiği gibi değerlendirilmedi.
f) Kerkük konusunda hala ortak bir dil oluşuramadılar.. Bu kadar hassas bir meselede yapılan çelişkili açıklamalar rahatsız edicidir.
2) Siz "Cumhurbaskanligi guneyin elinde" olmasını bir avantaj olarak değerlendiriyorsunuz.. Doğrudur.. Ama, eksiktir.. Çünkü, Irak bir 3 kişiden oluşan bir konsey var..
3) Siz "Maliki hukumeti guneyin destegi olmadan yasama sansina sahip degil." diyorsunuz.. Bu tespitiniz yanlış.. Geçmişte doğruluk payı vardı. Bugün gelinen yerde bu yanlış ve subjektif değerlendirmedir.. 22 Temmuz günü Irak
Parlamentosunun Kürdlere karşı yaptığı darbeden sonra bu tezi savunmak pek isabetli değildir.
Fazla uzatmadan Araplar bölgede Peşmergelerin geri çekilmesi için
ultumatom veriyor..
Selamlar
Başarılar
Sevgili Hanife Merhaba,