Ana içeriğe atla

Tarihsel olarak siyasi savunma geleneği yotur ideası bana ait değildir. Bu ideanın sahibi kitabın uazarıdır. Eğer siz yazarı değilseniz kitabın, siz kitabı bir kez daha okuyunuz. Eğer yazarıysanız o zaman kitabınızı aklama peşindesiniz. Keza öyle değilse o zaman ben okuduğumu anlamıyacak yapıdayım. Bilim metodu olgulardan yola çıkar, verileri kullanır. Hazır belge ve verilerin olmadığını söylüyoruz ve yoksa eğer bu belge ve veri kitabın yazarı nasıl olur da siyasi savunma yoktur der söz konusu ideasında. Ki idea 1925,1926,1938 dir ağırlıklı Koçgiri de de savunma yoktur denmekte. İkinci kitabı elimde yoktur.Ama birinci kitapta anlatılanlar ise tarihin sefaletidir. Benim önerim A.Ö nün veri ve belgeleri çokçadır, o konuda kitap hazırlayıp kamuoyuna sunmasında sakınca yoktur.1980 yargılamalarında da siyasi savunma mevcut ve kitaplaştırılabilinir. Ayrıca ddko nun da verileri mevcut ve kdp nin de Antalya savunmaları var ona da eyvallah... Ama madem tarihsel sözgeçten geçiriliyor o zaman Marks'ın deyimiyle; "insan kaldırabileceği yükün altına girmeli" desturuna da doğru diyerek el atmalı. Geçmişte siyasi savunma yoktur deyip tukaka bilimsel değildir. Şaibeli hale getirip onun yerine kendini ikame etmedir. Dolayısıyla sizin tarih teziniz çürük duruşun adı olur. Tarihi tarihçilere bırakalım. Sosyolojik belirlemelerin de muhatapları aydınlardır ve aydın kişi de bilimsel araştırmaları referans alarak kurgular. Mesele ulusal duyguların okşanması olarak algılanıyorsa, Bave Tojoo yoktur. Seyd Rıza'nın; "Senin yalan ve dolanlarınla baş edemedim bu bana dert oldu, ben de senin önünde diz çökmedim bu da sana dert olsun..."bir varmış bir yokmuşa yorarak masal dünyasında yaşamaya devam ey kürd milleti. Selamlar.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.