Skip to main content

Ararat kadar büyük bir aşk : İhsan ve Yaşar Aşkı(2)

Aso Zagrosi

Dr. Ali Haydar konuşmasını devam ederek Kürdler kendi dillerinde bu dağlara “Büyük Agirî” ve “Küçük Agirî” diyorlar. “Büyük Agirî” nin doruklarında hem kışın ve hem de yazın kar var.

Yolumuza devam ederken Iğdır şehri görünmeye başladı. Şehir bağ ve bağçeler içinde içinde görünmüyordu. Iğdır ovası tüm yem yeşilliği ile insanı büyülüyordu.. Bir tarafta Ağrı Dağı ve kar, diğer tarafta ise yem yeşil bir ova….. Sanki iki mevsim aynı günde yaşanıyordu.

Bu arada Dr. Ali Haydar küçük kardeşi Hayri’ye dönerek “sana söylememiştim Iğdır’da kar yok” diye.

Hayri hemen abisine başını uzatarak “kulağımı kesebilirsin” diyor.

Dr. cebinden bıçağı çıkardığı zaman Yaşar Hanım hemen araya giriyor.

Bu arada İffet Hanım Dr. Ali Haydar’a “sen çıldırdınmı?”

Dr. Ali Haydar ise annesine “bir daha bilmediği şeyler için kesin konuşmaması için ders vermek gerekiyor” diyor ve yollarına devam ediyorlar.

Yaşar Hanım ve ailesi Iğdır’a yaklaştıkları bir anda Iğdır’dan iki subay at arabalarıyla yanlarından geçiyor ve Dr. Ali Haydar ile selamlaşıyorlar.

Yaşar Hanım Dr. Ali Haydar’a dönerek “Abi bu geçenler kimdi sen selamlaştın? diye sorar.
Dr. Ali Haydar “ Sağ tarafta oturan İhsan Beydi, diğeri ise arkadaşı. İhsan Bey en değerli ve aktif subayımızdır” diyor.

Yaşar Hanım ve ailesi Iğdır’a yaklaştıkları bir sırada Dr. Hamdi Bey ve bazı arkadaşları onları karşılamaya gelmişlerdi.

Dr. Hamdi Bey onları selamladıktan sonra beraberinden getirdiği bir sepet meyveyi vererek “ Çocuklar Iğdır’ı görmeden meyvesini yemelerini istedim” diyor.

Dr. Hamdi Bey onları evine davet ediyor. Dr. Ali Haydar ona teşekkür ederek kendi evlerine gitmek istediklerini söylüyor.

Yaşar Hanım’ın anlatımlarına göre 1920 yılında “Cavid Bey Kürd aşiretlerinin yardımıyla Iğdır’ı Ermenilerin elinden çıkarıyor”.

O sıralar Yarbay İsmail Hakkı Iğdır’da askeri sorumludu. Savaşın bitiminden sonra bölge de görevli olan subay aileleri de gelip Iğdır’a yerleşmişlerdi.

Iğdır’ın eski komutanı Firuz Bey ile Kürdlerin komutanı Naci Bey’in aileleri bize en yakın ilişki içinde olanlardı.

Yaşar Hanım Iğdır’da boş zamanlarını roman okuyarak, ut çalarak, bahçedeki güllerle ilgilenerek yada başka kadınlarla birlikte “Iğdır Zozanlarına” giderek geçiriyordu.

Yaşar Hanım’ın anlatımlarına göre Iğdır’daki güzel günleri fazla sürmüyor. O dönem Batı’da Yunanlarla savaş başlamıştı. Bir tabur dışında askerlerin Batı Cephesine gitmeleri emri gelmişti. Bazı askeri subaylar Dr. Haydar’ında Iğdır’da taburla birlikte kalmasını istiyorlardı. Zaten kışın uzun bir yolculuk yapmıştı. Dr. Ali Haydar’da böyle düşünüyordu ve nişanlısıyla düğünü yapmak istiyordu. Sonuçta Dr. Haydar Iğdır’da kalıyor.

Bu arada Dr. Haydar’da “Batı Cephesine” giden askerlerle birlikte Sarıkamış’a eşini getirmeye gitti. İffet Hanım, Yaşar Hanım ve Hayri Iğdır’da kaldılar.. Firuz Bey ile Naci Bey’de Iğdır’da kalmışlardı. Yaşar Hanım’da onların eşleriyle boş zamanlarında Ermenistan sınırında bulunan Markara köprüsü yakınlarında ata biniyor yada Zozanlara gidiyordu.

Dr. Ali Haydar nişanlısı Sediqe’yi Sarıkamış’tan Iğdır’a getirerek evleniyor. Sediqe ile Yaşar Hanım ve İffet Hanım’ın ilişkileri iyi değildir. Aslında İffet ile Yaşar gelinlerini Sarıkamış’ta ilk gördükleri zaman yıldızları barışmamıştı. Sediqe Iğdır’a geldikten sonra ilişkileri daha da bozuldu. Sediqe odasına çekiliyor ve eşiyle birlikte yalnız yemeklerini yiyorlar.. Ailenin diğer üyeleri de ayrı yemeklerini yiyor. Dr. Ali Haydar eskide kardeşleriyle günlük ilişki içinde olmasına rağmen, Sediqe’nin gelişinden sonra işten geldiği zaman hemen odasına çekiliyor.. Yani kısacası aile içinde bir huzursuzluk baş gösteriyor.

Belli bir dönem sonra Dr. Ali Haydar görevli olarak Qarakose’ye veriliyor. Çünkü süvari birliğinin merkezi oradaydı. Dr. Ali Haydar kıştan dolayı ailesini Iğdır’da bırakarak yalnız Qarakose’ye gidiyor.

Bu arada Subay İhsan’dan Yaşar Hanım’a evlenme teklifi geliyor.

Yaşar Hanım İlk Iğdır’a geldiği zaman İhsan Nuri ile karşılaşmıştı. Daha sonraki süreçte de subayların seminerlerinde ve ailelerinin toplantılarında hep ondan söz edilirdi. İhsan Nuri tanınan ve sevilen biriydi.

Fakat Yaşar Hanım İhsan Nuri’yi yakından tanımıyordu. Bir gün Yaşar Hanım evde eşyaları toplarken küçük kardeşi Hayri pencerenin önünde Yaşar’ı yanına çağırıyor ve kendisine bak “bu giden İhsan Nuri Beydir” diyor.

Aslında Yaşar Hanıma “İhsan Bey”den evlenme teklifi geldiği zaman bir yanlış anlaşılma oluyor. Bölge de görev yapan İhsan isminde iki subay var. Birinin yaşı bir hayli ileri ve diğeri ise İhsan Nuridir.

Hayri ablasına evlenme teklife getiren İhsan Nuri olduğunu, diğer İhsan ise evli biridir. Yaşar Hanım da biraz araştırdıktan sonra içine düştüğü yanlışlığı anlıyor.

Yaşar Hanım ilk Iğdır’a geldiği gün İhsan Nuri ile karşılaştıklarında kendisine aşık olmuştu. Yaşar Hanım bu arada Qarakose’de bulunan abisini bilgilendiriyor. Dr. Ali Haydar Iğdır’a geldiği zaman İhsan Nuri kendisiyle görüşüyor ve bacısını istiyor. Zaten ikisi arkadaşlarmış. Dr. Ali Haydar bacısının düşüncesini bildiğinden dolayı “evet” diyor.

İhsan Nuri Paşa ve Yaşar Hanım 18 Nisan 1922 tarihinde Iğdır’da evleniyorlar. Iğdır Ovasında büyük bir katılımla ve govendlerle düğünleri oluyor.

Yaşar Hanım ile İhsan Nuri evliliklerini ilk aylarını Iğdır’da geçiriyorlar. Daha sonra İhsan Nuri İran ve Türkiye sınır komutanlığına atanıyor ve tayini Bazid’e çıkıyor. İhsan Nuri’de Bazid’e gidiyor

Dr. Ali Haydar’da ailesini yanına Qarakose’ye götürmek istiyor. Bundan dolayı Iğdır’a geliyor.

Dr. Ali Haydar, eşi, annesi, kardeşi Hayri ve Yaşar Hanım Bazid’e doğru yola çıkıyorlar. Qarakose’nin yolu da Bazid’ten geçiyor. İhsan Nuri ‘de onları Bazid’te bekliyor. Bizim yolcularımız Bazid’e vardıklarında İhsan Nuri’nin evine yerleşiyorlar. Bir kaç gün sonra Dr. Haydar eşi ve Hayri Qarakose’ye doğru yola çıkıyorlar. İffet Hanım ise İhsan Nuri ve Yaşar ile birlikte Bazid’te kalıyor. Böylelikle Yaşar Hanım ilk defa ev sahibesi oluyor.

Belli bir dönem sonra ailenin Qarakose ve Bazid’teki bireyleri arasında karşılıklı ziyaretler oluyor.

İhsan Nuri Bazid Askeri Komutanı olduğu zaman Ruslar tarafından inşa edilen ve tahrip edilen demir yolunu yeniden işler hale getiriyor.

Fakat bu arada Dr. Ali Haydar’ın tayini Van’a çıkıyor ve ailesiyle birlikte Van’a gidiyor.

Türk Hükümetiyle İngiltere arasında Musul Meselesinden dolayı sorunlar çıkmaya başladığında TBMM Bazid’e bulunan taburu Musul sınırına kaydırma kararı almıştı. Böylelikle Erciş, Adelcewaz, Xelat, Bedlis, Xazan ve Beşir’iye doğru yola çıkıyorlar. Yaşar Hanım ve annesi İffet hanım da tabur ile birlikte yola çıkıyorlar.

İhsan Nuri Dr. Ali Haydar’a bir telgraf gönderiyor ve Erciş’e varacakları günü bildiriyor. Dr. Haydar Erciş’e geliyor ve bir gece onlarla beraber kalıyor. Ertesi günü Dr. Haydar annesini alıp Van’a gidiyor.
İhsan Nuri , Yaşar Hanım ve beraberindekiler 4. Gün Bedlis’e varıyorlar.

Yaşar Hanım Bedlisi şöyle anlatıyor: “4.gün Bedlis’e vardık. Bu şehir İhsan Nuri’nin memleketiydi. Birinci Dünya Savaşı sırasında Bedlis şehri harabeye çevrilmişti. İhsan Nuri’nin babasının evi de duvarları dışında her şey yıkılmıştı. Ruslar Bedlis’i işgal ettikleri zaman şehir halkının ezici çoğunluğunu şehirden çıkarmışlardı. İhsan Nuri’nin annesi, babası ve bacısı şimdi İstanbul’da yaşıyorlar.”

Devam edecek

Aso Zagrosi

Add new comment

The content of this field is kept private and will not be shown publicly.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.