Skip to main content
Submitted by Aso Zagrosi on 25 March 2012


O dönemler Ermeni katliamlarına katılan bir dizi İttihat ve Terakkiciler, Kürdistan’da ve Anadolu’nun çeşitli alanlarında Kuvâyi Milli adı altında çeşitli hareketlere girişmişlerdi. Bursa bölgesinde de bu yöndeki hareketleri sözkonusuydu. Böyle bir dönemde Mustafa Paşa Yamulki Bursa valiliğine atanmıştı.

Ebubekir Tepeyan Mustafa Paşa Yamulki’nin Bursa Valiliğine atanmasına dair “Bu habisin Bursa gibi Türk yurdunun en aziz parçalarından biri olan bu vilayete memur edilmesi, kiyamet alametlerinden sayılacak bir garibe ve büyük bir idari hata idi” diye yazıyor.( Tepeyran’dan akt. Ferudun Ata, Suleymaniyeli Nemrut Mustafa, s. 37)

Türk çevrelerinin Mustafa Paşa Yamulki hakkında tek söyledikleri olumlu bir şey yok. Teleyran ve onun gibilerinin Mustafa Paşa Yamulki’yi “Habis” olarak değerlendirmelerinden şaşılacak bir şey yok.

Bazı Türk çevreleri Mustafa Paşa Yamulki’nin Bursa Valiliğine atanmasını dahi kuralsızlık olarak görüyorlar. Onlara göre normal olarak Meclisi Vükelâ valileri oybirliği ile atıyordu. Fakat, Mustafa Paşa Yamulki’yi Sadrazam Damat Ferid Paşa, İçişler Bakanı Adil Bey ve Sultan’ın dayatmasıyla atandı. Onlara göre bazı Meclisi Vükelâ üyeleri karşı olmalarına rağmen Sultan’ın tutumundan dolayı sessiz kaldılar ve bu konuda bazı kaynaklara başvuruyorlar.(Ferudun Ata, age s 37)

Bu kaynakların hepsi Mustafa Paşa Yamulki’ye düşman olan kaynaklardır.
Sonuçta Mustafa Paşa Yamulki Bursa’ya Vali olarak atanıyor.
Mustafa Paşa Yamulki’nin Bursa valiliğine atanmasıyla birlikte bir dizi çevre ona karşı harekete geçtiler.

Mustafa Paşa Yamulki’nin Bursa Valiliği fazla sürmüyor.. Resmi Türk tarihçileri Mustafa Paşa Yamulki’nin Bursa sürecine ilişkin bir olayı anlatıyorlar. Bu konuda sözü Ferudun Ata’ya bırakalım:

Mustafa Paşa’nın Bursa valiliği kısa sürmüştür. Atanışının onuncu gününde şehirde kovulmuştur. Bunun sebebi onun hükümet dairesinde yaptığı konuşmadır. Bu konuşma Mustafa Paşa’nın hem bölücü düşünce yapısını ortaya koymuş, hem de şehri çabucak terk etmesinin gerekçesi olmuştur. Mustafa Paşa, bazı Ermeni ve Müslüman kişilere makamında bulunduğu bir ortamda yaptığı konuşmada 1.Dünya Savaşında şehit düşen Türk askerleri için son derece çirkin sözler sarf etmiştir. O, bu savaşın meşru olmadığını iddia ederek, savaş meydanlarından ölen subay ve erlerin bırakın şehit olmayı “köpek ölüsünden” farkları bulunmadığı gibi tüyler ürperten bir ifadeyi malesef kullanmıştır.(Genelkurmay Arşivinden akt. Ferudun Ata, age, sayfa 38)

Bu arada İttihat ve Terakki çevreleri Mustafa Paşa Yamulki’ye karşı geniş bir anti propaganda girişiyorlar. Mustafa Paşa Yamulki hükümet konağından ayrılarak bir otele yerleşiyor. Ferudun Ata’nın verdiği bilgilere göre Merkez Komutanı Rahmi Bey durumun ciddiyetini, tedbir alınması ve Vali Mustafa Paşa’yı haberdar etmesi için 56. Fırka Komutanı Miralay Bekir Sami’ye bildiriyor.

Bu uyarının ardından Bekir Sami Bey durumu Harbiye Nazırı’na bir telgraf ile bildiriyor.

Miralay Bekir Sami Bey, 3 Ekim 1919 tarihinde gönderdiği telgrafta “lakırtıların” şehirde büyük bir heyecana sebep olduğunu, dün geceden beri zabıtanı zor teskin teskin ettiğini bildirmiştir. Bekir Sami Bey ayrıca, “zabıtanın tüm şehit arkadaşlarına yapılan bu hakareti kabul etmeyeceklerine ve onların ruhunu rahatlatmak için bunu söyleyenlerden intikam alacaklarına dair sözlerini hatırlatıp, yaşanabilecek muhtemel olayların önüne geçmek için aldığı tedbirler hakkında bilgi vermiştir”(Ferudun Ata, age, s. 41)

Harbiye Nazırı Bekir Sami Bey’e gönderdiği cevabı telgrafında Vali Kürd Mustafa Paşa hakkında gereken işlemleri yapacaklarını bildiriyor. Miralay Bekir Sami, Mustafa Paşa Yamulki’nin dışarıyla ilişki kurmasını engellemek amacıyla “bir subayını postane de görevlendiriyor”.

Ferudun Ata’nın, K.Erdeha’ya dayanarak Mümtaz Şükrü Eğilmezden aktardıklarına göre :” 56. Tümen Komutanı Albay Bekir Sami Bey, 174. Alay Komutanı Rahmi Bey’e emir vererek bu adamın tutuklanıp kentten İstanbul’a yollamasını istemişti. Rahmi Bey’de aldığı bu emri uyguladı.... Bölük birliğe süngü takarak Hükümet konağını sardı. Teğmen Kemal vilayet konağına çıkarak valiye yerinden almak emrini uygulama ile görevlendirildi. Kemal Beyin isteğini önce sert bir biçimde karşılamak isteyen Nemrut Mustafa, süngülü birliğin vilayeti kuşattığını camdan görünce, zor karşısında boyun eğerek Kemal Bey ile beraber aşağı inerek hazarlanan arabayla istasyona, oradan da trenle Mudanya yoluyla Kemal Bey’in yanında İstanbul’a gönderilmiştir”(F. Ata, age, s.41)

Mustafa Paşa Yamulki’nin Bursa’dan ayrılmasına ilişkin başka bir tez daha var.
10.Kafkas Fırka Komutanı Kaymakam Kemaleddin Sami İstanbul’dan kaçarak Bursa’ya geliyor.

Kemaleddin Sami İstanbul’da subay arkadaşlarıyla anlaştıklarına göre Mustafa Paşa Yamulki’nin Bursa’dan kovulması gerekiyordu. Bu durumu Bekir Sami Bey’e açtığını, fakat Bekir Sami Bey daha önce Mustafa Paşa Yamulki ile Bağdat’ta birlikte çalıştığı için “bir fenalığı görmedikçe kovamam” dediğini aktarır. Daha sonra bir çare düşündüklerini, bir düğünde arkadaşının birisinin “ dün maaş almaya giden ancak alamayan bazı dul ve yetimlerin Vali Mustafa Paşa’ya çıktığını Vali’nin de ‘Şimdi bana geleceğinize, vaktiyle kocalarınızı ve babalarınızı cephede köpek gibi öldüren adamlara saldırsaydınız’ cevabını verdiğini yazıyor.(F. Ata, age, s. 42)

Mustafa Paşa Yamulki Bursa’dan ayrıldıktan sonra Bekir Sami Bey bir beyanname yayınlayarak Vali’nin İstanbul’a gitmesi ve “şehitlere hakaret” gibi olayları işlemiştir.
Sonuçta İstanbul ve Bursa çevrelerin de İttihat ve Terakkiciler ve onların kırıntıları olan Kuvâyi Milliyeciler Mustafa Paşa Yamulki’ye karşı komplolar kuruyorlar ve bu komplolarında başarıya ulaşıyorlar.

Mustafa Paşa Yamulki İstanbul’a vardıktan sonra 8 Ekim 1919 tarihli Vakit gazetesine yaptığı açıklamada “savaş meydanlarından ölen subay ve erlerin bırakın şehit olmayı “köpek ölüsünden” farkları bulunmadığı” iddiasına verdiği cevapta “diriler dururken ölülerle neden uğraşayım “ cevabını veriyor. Burada açık bir şekilde görülüyor ki, Mustafa Paşa Yamulki, yaşıyan İttihatçıları ve onların kırıntıları olan Kuvâyi Milliyeci tayfayı “köpek” olarak görüyor ve onlarla uğraşmayı görev olarak biliyor.

Mustafa Paşa Yamulki İstanbul’a dündükten sonra Albay Bekir Sami ve diğer görevliler hakkında Dahiliye Nezareti nezdinde dava açıyor..

Mustafa Paşa Yamulki açtığı dava da “Bursa’daki askeri yetkililerin kendisine hakaret ettiklerini ve 1630 lira değerinde bir takım eşyalarını çaldıklarını” söylüyor.

Mustafa Paşa Yamulki’den sonra Bursa Valiliğine atanan can düşmanı Hazım Tepeyran Mustafa Paşa Yamulki’nin çalındığı iddia ettiği eşyalar şunlar diyor: “950 lira değerinde iki secade, 18 ayar altın kol saati, kabzası kısmen altın musana bir baston, ikisi altın, dördü gümüş kahve fincanı zarfı, kapağı 18 ayar altın zarif ve antika hokka, platin ve altın dan mamul mühür zinciri, immamesi altın ve dört inci olan panzehir tespih, altı adet ince yün fanila, sinekâri renkli ipek seccade evrakı naktiye”(akt, F. Ata, age, sayfa 43)

Mustafa Paşa Yamulki’den sonra Bursa Valiliğine atanan Hazım Tepeyran’dan Dahiliye Nezareti var olan iddiaları araştırmasını ister.

Ebubekir Hazır Tepeyran Mustafa Paşa Yamulki’yi gara götüren zabitlerin kendisine hakaret etmediklerini, kötü davranmadıklarını ve her hangi bir hırsızlığın olmadığını İstanbul’a bildiriyor.

Devam edecek

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.