Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 5 October 2009

Kafalar karışık.
Bir türlü ortak bir akıl da birleşilemiyor.
Her kafadan bir ses çıkıyor.
Belki de çaresizlikten kaynaklanılıyor.
Hani denir ya.
“Denize düşen yılana sarılır.“
Kürdlerde bunu yaşıyor.
Devletin olmuş PKK'ye sarılıp duruluyor.
Aslında kimse yaptığına inanmiyor, ama insan çaresiz olunca bu zokayı yemeyi hazmedebiliyor.
Kimileri zoka yemeyi kendilerine hak görmeye devam etsin, PKK kendisine TC devleti tarafından üslendirilen misyonunu eksiksiz yerine getiriyor.
“PKK eski PKK değil artık“ söylenip duruyor.
Sahi eskiden neydi, şimdi nedir?
Cevapları şu oluyor.
“PKK eskiye göre daha makul bir çizgide. Örneğin evvelce bağımsız Kürt devleti isterdi. Bu geçmişte kaldı. Yani artık ’bölücü' değil. Bağımsız devleti dışlayan süreç 1999'da İmralı ile başladı. Pradigma değişti... Artık ’demokratik özerk Kürdistan' diyoruz. Bu özerklikten kasıt, federasyon değildir. Sınırların yeniden çizilmesi değildir. Devletin üniter yapısını da bozmayan bir çözümdür. Mahalli İdareler Kanunu değişir, yerel yönetimler güçlendirilir.“
Söylenen bunlar.
Peki “eskiye göre daha makul çizgi“ kime hizmet ediyor?
Aklıselim her Kürd bu adresin TC devleti olduğudur der.
O halde sorun ne?
PKK'ye hiçte hak etmediği paye biçmenin gereği ne.
Bence bir anlamı yok. Eğer bir anlam yüklenecekse, PKK'nin TC devletinin çıkarına hizmet ettiği gerçeği ortada. Gerçi bu dün de böyleydi. Fakat kendisi olmayan kimi çevrelerin olmayanı olmuş gibi göstermeye çalışmasıyla her şey tersinden algılandı.
Bunun sonucu ortada. Ülke ve millet olarak bir yıkımın yaşandığıdır.
Bu, bile görülmüyor. Göremiyorlarsa bundan kimsenin bir suçu yok. Suçlu kendileri. Kavrayışsızlıkları.
Türkiyecileri anlamak mümkün ama, eğer bağımsız Kürdistan diyorsanız bunun devamınıda getirmek zorundasınız.
Bağımsız Kürdistan'a giden yol da neyin savunup, neye karşı olmanız gerektiğide bilince çıkarmak zorundasınız.
O halde bunu birlikte yapalım.
Kürdistan, bir ülke midir?
Kürdler, bir millet midir?
Her milletin millet olmasından kaynaklı doğal hakları Kürd milleti için de geçerli midir?
Vs.
Eğer bunlara evet diyorsanız, PKK'nin durduğu yeri anlamakta zorlanmasınız. Fakat görünen o ki, kimi Kürd bunu kavramakta zorlanmaktadır. Bu, kendilerine hatırlatıldığında da zorlarına gitmektedir.
Af buyurun!
Gerçekler inatçıdır. Bunu kavramasanız bile onlar doğası gereği kendi mecrasında akar. Size rağmen.
Söylemekten bıktık artık. Adamlarında inkar ettiği yok. Ama her ne hikmetse onlar adına vazifesiz avukatlar ortalıkta habire dezinformasyon yayıp durmaktadır. Bu, neye hizmet ediyor diye düşünmeden.
Şunu anlayın artık.
PKK;
Bağımsız Kürdistan
Federe bir Kürdistan
Otonomi bir Kürdistan
Sınırların yeniden çizilmesini
istemiyor.
İstediği ortada.
Nedir bu?
Demokratik Türkiye cumhuriyeti
Uniter Türk devleti
Kürdlerin Kemalistleşmesini
Türkiye uluslaşması içinde eritilmesini
Kürdlerin yeryüzünden silinmesini
Bunlar doğru mu?
Eğer doğru diyorsanız, PKK emrindeki silahlı güçle nasıl övünebilirsiniz?
Onlardan nasıl olumlu şeyler bekleyebilirsiniz.
Kürd oldukları için mi?
Bundan da yanıldınız.
Köy korucularıda Kürd.
Mecliste TC devletine hizmette kusur etmeyen 100'un üzerinde milletvekili var.
TC devletinin dairelerinde sayısını bilmediğimiz memur var.
Var da var.
PKK'yide onlardan biri sayın ama, sakın ha sakın Kürdler lehine bir şeyler yapacağı beklentisine kapılmayın.
Çok kötü yanılırsınız. Kişisel yanılgınız önemli değil ama vereceği zararı düşünürseniz bunun altında kalkamasınız.
Herkesin biraz daha sağduyulu davranması dileğiyle.

Anonymous (not verified)

Mon, 2009-10-05 21:00

kim neyi gurmek isterse oyle dusunur diye bir anlayis olamaz.kim neyden ulusal cikar gururse oyle konusur. umarim bu suylemime de karsi gelmesin. pkk nin hatalarindan dolayi miliyonlarca insan uzaklasmis.ama bu uzaklanmalara ragmen katilimda muthistir. uzak kalanlardan biri sen ben vs vs digerleri onlar bunlar bizler sizler. hadi bakalim turk zulmu kurdun bu zulme ne ile karsilik verecek.buyrun silahli mucadele baslatin bu kacirtilan miliyonlari kazanin o potansiyel var yeterki siz stratejinizi dogru belirleyin gerisi gelir. kufur ve hakaret vede itiraz ama itiraz edilip yerine birsey koyma yok. 7 yildir az cok bir birimizi yazilarimizdan taniyoruz.yapmayin keke. saygilar

Sevgili Müslüm, İtirazın var ama, neye olduğunu anlayamadım. Keşke bu itirazlar, doğru adrese olsaydı. Sen ve senin gibi düşünen sayısız Kürd'ün iki de bir tekrarladığı şu belirleme gerçeği ifade etmiyor. Nedir bu belirleme? “PKK'nin hatalarından dolayı...“ PKK hata yapmıyor. Bunu artık anlayın. O TC devletinin kendisine yüklediği misyonu yer ve zamana ayarlanmış bir programa göre hareket ediyor. Olay budur. Olan bitten sen ve senin gibileri açısında yanlış görüldüğünde bu, PKK'nin hataları olarak isimlendiriliyor. Ama işin doğrusu hata diye bildiğiniz PKK'nin gerçek politikası olduğudur. Buna rağmen katılımın “müthiş“ olması Kürdler açısında bir olumluluk sayılmamalı. Yaptıkları ortada iken olacakların ne olacağını tahmin edememek büyük bir tehlike. Göremediğiniz budur. Dahası katılımın doğruluğu yapılanın ve yapılacakların doğruluğuna işaret değil. Hitler, Humeyni, Saddam vs.'lerin hareketine katılımları düşün. Tüm dediklerimden sonra hani diyorsan ya: Nedir politıkanız, stratejiniz vs. Bunu ilk yazımda bulabilirdin. Çaresizlik! Kürd'ün çaresizliği. Benim, senin ve milyonların. Peki çare ne dersen, çok çare var aslında ama, bu da beni de, seni de aşıyor. Belki bir gün onu yerine getiren bir babayiğit/ler ortaya çıkar. Sanırım ne demek istediğimi anlatabildim. Saygılar benden

Sevgili adasim Müslüm, itirazim var biliyorsun bendenize ait bir sarki senin neye itirazin var ki dogrularindan olacak ki dokuz köyden kovulan su onuncu Köy Sakini itirazin var ama,neye oldugunu anlayamadim diye sorunca siye belki anlasilirsin diye benimde itirazim var bu zalim kadere itirazim var bu sonsuz kadere felegin cilvesine hayatin silvesine dertlerin cömlesine itirazim var yarim kalan sevgiye su emanet gülmeye yasamadan ölmeye itirazim var ben hep yenilmeye mahkum muyum? ben hep ezilmeye mecburmuyum? itirazim var bu yalan dolana benim su dertlere ne borcum var ki tuttu yakami birakmiyor benim mutlulukla ne zorum var ki bana cehennemi aratmiyor bana cehennemi aratmiyor itirazim var degismez yazima istirazim var dertli sansima sevginin sahtesine hayatin cilvesine dertlerin böylesine itirazim var yalan dolu gözlere durulmamis sözlere dost olmayan yüzlere itirazim var

ula burrho.simdi ben sana ne diyeyim. ula kala kala o ayasimi buldun da bize anlatiyorsun. turkun uzerinizde yaratmis oldugu kisiliksizligi artik asin asin. burrho'nun ne oldugunu sor da cevaplayalim.

Aktarma Gelawej den yazi Musut Zilana ait bir yazinin bir kismini aktardim Serhat bölgesi kilam ve haftalarca devam eden çiroklarıyla ünlü bir eyaletimiz. Bunda hiç kuşkusuz ki Serhatin kara kışı´nin büyük etkisi var. O yıl kar kalkması gereken dönemde kalkmıyor, kış uzadıkça uzuyor. Dengbêjlerin repertuarları biter, çîrokbêjlerin heybeleri boşalır. Eski kilomlar tekrar tekrar söylenmeye ve eski çîroklar tekrar tekrar anlatılmaya başlanır ki buda sıkıcı olmaya başlar. Bundan dolayıdır ki Cemaat o kışın geri kalan günlerini yalan ve palavra yarışmalarıyla bahara çıkartmaya karar verir. Ve tıpkı Devletin “Kürt Açılımı“nda görüldüğü gibi dili olan konuşuyor. Uyduran uydurana adeta bir beyin fırtınasıdır yapılıyor. Abdullah ile Sadullah kardeşler cemaatin daimi güllerindendirler. Sadullah bir gün kendisine gelen şikayetler üzerine Abdullah'a der ki, “Bak canım kardeşim. Yalan söyleyeceksen, ikna edici türden olmalı. Millet sana inanmıyor, seninkiler hepsi kuyruksuz yalanlar, daha inandırıcı türden üret“ diyor ve kardeşine nasihat ediyor. (Tipki devlet yetkililerinin kendi Abdullahlarına yaptıkları nasihatler gibi). Sadullah diyor ki; “Bundan sonra sen devamlı yanımda otur. İnanılması mümkün olmayan yalanlar söylediğin zaman ben seni çimciklerim sen de ona göre hafifletir, düzeltirsin“ der ve iki kardeş öylece anlaşarak cemaate giderler. Abdullah; “ya cemaat az önce buraya gelirken köyün ortasında cirit atan bir kurt sürüsünün ortasindan geçerek geldim. Saydım tam 7 kurt vardı.“ Cemaat hep bir ağızdan; “Yapma ya kek Abdullah! Bu köyün ortasında 7 tane kurt´un bir arada dolaşması mümkün değil“ diyorlar. Sadullah o arada Abdullah'a bir çimcik atar ve Abdullah sayıyı 6´ya indirir. Kimse inanmaz. Abdullah 5´e iner, 4´e, 3´e, 1´e kadar iner hala kimse inanmaz (veya inanmak istemez. (Tıpkı Devletin “yahoo vallaha billaha ve tillaha da ben Kurdlere devlet mevlet, federasyon medereasyon istemiyorum, getirin elimi Kurana basayim ki ben Uniter Devlete, tek bayrak, tek dil, tek vatan yapısına dokunmayacağım, bu devletin bölünmez bütünlüğünü canı gönülden istiyorum, gözümün nuru gibi kollayacağıma söz veriyorum“ demesine karşın, Devletin “hele sen biraz daha in“ demesi gibi). Abdullah en son kurt sayısını 0´a düşürür (tıpkı bizim Abdullah´in Kurd tarafının taleplerini sıfıra indirdiği gibi) ama Sadullah hala çimcik atmaya devam ediyor. En sonda Abdullah dayanamıyor kardeşine dönüp; “Vallaha sen çimciklerle bacağımdan et kopartsan bile ben xişexişten (ses, gürültü) aşağı bir millim inmem“ der. Şu “Kürt Açılımı“ hikayesine bakin. Nasıl başladı, nasıl (kontrollü ve denetimli bir şekilde) gelişti ve şu anda hangi noktada duruyor. Tıpkı Sadullah ile Abdullah kardeşlerin yarış hikayesi gibi. Bizim Abdullahin etrafı çimcikçiler ile dolu. O her gece uyduruyor Sadullahlar (yani Devlet, siyasi, asker, MIT´çi, istihbaratçı, avukat cübbesi içindeki özel elemanlar vs...) boyna çimcik atıyorlar. En son geldiği nokta “Demokratik Cumhuriyet“tir. Devletin Uniter unvanına “Demokratik Cumhuriyet“ ibaresi eklenmezse ben Güneyden gelen o kesintisiz xişexiş sesini duyduğumda ısrar edecem ve ısrarımdan bir millim aşağı inmeyeceğim“ diyor.

madem kurdlerin buyle bir gelenegi vardir. yani yalan gelenegi.! bende bizim orada ape xelilin ve xale miso nun yalanlari ile konuyu kapatayim. ape xelil xale miso urfanin xalfetiye bafli olan koy odasinda kimse konusmazken.ape xalil baslar anlatmaya. marasta bir demirci dukaninda bir tencere yapilir.icinde kirk kisi calisir ama o kirk kisinin cekic sesleri bir birine gidmezmis.xale miso sorar o kadar buyuk yalanin buyuk tenceresi olmasi gerek der, ve oda baslar.derki.ben diyarbekirden karpuz cegirdegi getirdim.firat kumlugunda yere atim iki afta sonra gitimki karpuz tutmus firati ikiye bulmus der.ape xelil derki tencerenin buyuklugune karpuzun yetismez. tiyatro skech espiriler soba etrafindaki cahil cugelekin sohbetleri siyasete siyasetcilere ve kurd ulusal savaslarina ornek olsun diye veriliyorsa lele le de verna tu ya. gule verne tu ya,

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.