bilmem ne yilinin eylul veya ekim aylarinda igdiri-bu arada sivastan itibaren ayni hat uzerinde bir cok sehir ve kasabayi da- ziyaret etmistim.Agiri-Ararat-Urartu tum heybeti, kesfedilmeye hazir oldugunu haykiran sihirli endamiyla uzaklardan hissediliyordu, birakalim gorunmeyi ve kameralara envai cesit pozu.
Oyle bir toprak parcasiki igdirin icinde bulundugu cografya,etrafi irili ufakli doruklarla suslu daglara kavusan , verim fiskiran duz arazileri ile inanilmaz bir iklim cumbusunun yarattigi karli daglar eteginde pamuk ekimi yapilabilen imrenilecek ova.
Dunyanin en guzel kayisi turlerinden biri olan " sekerpare"nin hasi bile burada yetisir.
asia minor-anatolia-kurdia'nin yazlari yagis alan hemen hemen tek bolgesi olsa gerek kars -igdir hatti.
akdeniz havzasi, ic deniz olmanin getirdigi ilginc naturel ozelliklerinin bir kismini bolgeyede bahsetmis, ama reverse-ters bicimde.
yazin genelde hic yagmur olmaz mediterrenean'da,
burdaysa oluyor;sonrasinda bazi floranin beslenip serpilmesi, yetisebilmesini saglayan sicak hava, sonrasiysa verim.
igdir'in ilce merkezi- o zamanlar henuz vilayet titriyle taltif edilmemisti- ise, muhtesem guzellik ve firsatlara ters dusen bir pespayelikten muzdarip, sanki ovanin bir yerlerine tesadufen hesapsiz kitapsiz hatta kultursuz ve hazimsiz yerlestirilmis derme catma, egri bugru bir oassis i andiriyordu.
gece vakti ilceye ulasinca, zar zor bir otel bulduk.daha evvel erzincan'in refahiye ilcesinin yakilarindakinde konaklama tedbirsizliginden edindigim korkunc tecrubenin verdigi urkeklikle, tahsis edilen odaya girdigimde, ayni kulturel dokunun parmak izlerini odanin duvarlarinda muhtelif bolgelerde kimi ince cizikler, kimileriyse hafif enli bicimde kesfetmenin bulantisiyla irkildim.
duvarlara parmaklariyla tasiyip, picassovari sekillerle pastel cumbusu yaratanlar, neden mesela odaya girmeden evvel bir yerlerde sicmayi denemzler !hadi anladik, odada yuz numara yok( o zamnlar henuz WC ibaresi moda degildi cennet vatanin o ucra kosesinde), ne bileyim iste otelin el mahkum musteriye ait , kokudan ve pislikten girilmesi hemen hemen imkansiz da olsa- bu arada yuznumara deliginin uzerine birikmis sidigin uzerinde obek obek duran diski adaciklarina da dikiz- bir umumhanesi varken, bunca cileyi cekmenin anlami nedir( bu obek obek adacik manzaralari turkiyenin en has yatakli express trenlerinin 00-wc lerinde de mevcuttu, belirteyim) ?
soruya cevap, birsonraki gun otelin odasini kullananlarca verileceginden, resepsiyon ile otel menejerini pekte irgalamiyordu; neyse, bu defa refahiyedeki gibi yapmadim.odada yattim gitti.
sabah corba icmeye gittigimiz loikantada, azerileri gordum. apayri bir dunya. hic ilgileri olmayan turk karisimindan, ne tip ne de siveleri ve kulturleriyle , gunluk konusma dilleri , espri ve cevreyi algilamalariyla benzemeyen,tastamam farkli bir topluluk; ama turkuz , hem de ozu daa !
ogleye dogru sakal trasi oldugum berberse, selanikliydi; izmirden igdira, bir ulkenin, asli native halklarindan temizlenip yerine cografyaya hic te ait olmayan onca unsurun sacilarak, sanki domino taslari gibi stratejik olarak dizildigini o zaman iyice farkettim.
berber bana igdir hakkinda , tras boyunca ilginc bir sosyal-toplumsal brifing verdi. azerilerin tamaminin mhp'li, kurdlerinse yari yariya sagci-solcu olduklarini, korkunc bir etnik cekismenin mevcudiyuetini tane tane anlatti( beni turk saniyor elbette).
yanimdaki kamyoncularla birlkte, yuk aramak icin buldugumuz
bir nakliye komisyoncusunun burosuna daldik.
adamlar kurddu. yanimdaki iki kamyoncudan biri de kurddu ve adamlara
kurd oldugunu- kurdce- varsa bir elverisli bir yuku talebetti.
el cevap iki kurdden biri burada ayrim yapmadiklarini, kim olursa olsun, ayni muameleyi gorecegini sert bir ifadeyle belirtince, kamyoncu arkadas neye ugradigini sasirdi.
hic ses cikarmadan beklerken yanimdakilere hadi gidelim dedim; bu defa digeri- gercek bir ifadeyle- bize elverisli bir adana yuku teklif etti( kamyoncuya gore elverisliymis,ben anlamam, ama istikametimize ters
dusuyordu0 reddettik ve sonra gerisin geri dahada ilginc
gozlemlere yonelik firsatlar veren yola dustuk.
Igdir'da kurdlerin belirli bir ekonomik guce sahip olmadiklari ustunkoru bakisla bile belli oluyordu;ayrica aralarinda- her bolgede oldugu gibi- bolunmeler, kiskancliklar, yillarin belkide yuz yillarin getirdigi
kin ve domestik dusmanliklar da sig ekonomik gelismeye
tuz biber eken faktorlerdi.
o guzelim, dort bir yani verim fiskiran ovanin agiri-ararata giden
tarafinda aralik ilcesindeyse, duydugum kadariyla buyuk
bir Duc- devlet uretme cioftligi ya da sovyetlerden esinlenerek
verdikleri ilk isim olan " komina"- kurdun elinde bulunabilecek araziyide aynen devletin elinre vermisti.
hic bir zaman igdirda kurdlerin su veya bu bicimde politik bir organizasyonun- en rezil turu de olsa ornegimizdeki gibi- catisi altinda birlesip azeri
haydutlardan yonetimi
alabileceklerini dusunmemistim.
igdir, ozel bir ornektir; kilavuzu karga bile olsa, kurd'un soysuz muhtelif dusmanliga karsi birlesebilecegine cok onemli milli bir sinyaldir.
igdir da kurd adina secim almak, diyarbakira, sirnaga,
batmana, van'a benzemez.
burada sadece turk devleti degil, en rezil soysuzlugu ve melaneti kendinde bulan ve kurdun hayatinin her dakikasi ve genelde varligina nefretle kin kusan , bu bolgede de azeri kiligina burunmus iblis dusman var.
bu pisligi azerinin de sahsinda kardes goren,
bunlara, araba, farsa aciyanlara anons ve ibret ola.
igdirin kurdu, kendilerine klavuzlari muhtelif renkte karga tarafindan
dayatilan teslimiyet ve olum fermanlarina ragmen, millilige yonelik
en onemli dersi bizlere, gelecegimize cilizda olsa parlaklik
tasiyan bir isik huzmesi gibi, yol gosteriyor.