Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 18 February 2009

Gelin bir karsilastirma yapalim, Diyarbakir belediyesini elinde tutan DTP ile bu goreve talip AKP arasinda; nasil yapacagiz,taraflarin ideolojik hatlarina bakacagiz elbette.

AKP, tek vatan-tek millet- anti-emperyalist Ataturk partisi degilmi ?

Basbakan ve parti lideri, Kurd meselesi diye laflari arada sirada Kurdleri gaza getirmek, askeriyeye de gozdagi vermek icin de olsa, kullanmiyor mu ?

DTP ne oneriyor Kurd Milletine ?

Ataturk anti-emperyalist ve buyuk insan, ilham alinmali...Uniter yapi, yani tek devlet tek millet konsepti tamamdir, itiraz yok.

Farklilik nedir ?

Baskanimiz serbest birakilsin !

Dikkat edelim; Kurdler ya da adina konustugu kabullenilenler ister uniter, ister federatif devlet bicimi olarak " kardes" halk Turklerle bir arada, baris icinde yasamayi savunurlarken, Turk Devleti herhangi bir cevap veriyormu ?

Ayni teraneyi bir daha soyleyelim; Turkler Kurdlerle , Kurdler Kurdluklerine sahip ciktikca, bir arada yasamayi kabullenmiyorlar.

Daha dogrusu, ancak onlarin egemenliginde ve ozgurluklerinin sinirinin onlarca belirlendigi statukonun muhafazasi biciminde bir siyasi cizgide israr ediyorlar.

O zaman, Kurdistan'da Kurd Milleti adina Turklugun uniter devletini savunan bir siyasi partiye oy verilmesinin, bizzat Kurd vatanseverlerince tek bir hakli gerekcesi olabilir mi ?

AKP alsin Diyaribakir'i, Batman ve Sirnak'i da...

Birakin alsin...

Kurd Milletinin cikarlarinin tam ziddini siyasi-ideoljik anlamda her icraatta ortaya koyan, dunya aleme de halkini savunur gorunen, oyle gosterilen bir partiye oy vererek, destekleyerek kafalari her gun daha bir allak bullak olan Kurdler, bir ara versinler...

Sehid aileleri ile vatanseverligin geregi bu pespayelige kerhen sahip cikan Kurdler, bir nefes alsinlar.

Apo'cu cetenin legal ayagi darbe alsin...Kurdler, DTP'yi belediye hizmetlerinin Kurd versiyonu olarak gorme, bizzat bu anormal teskilata mahsus zaaflar yuzunden
Kurdluklerine halel getirmekten kurtulsunlar.

Ikinci bir siyasi gerekce daha var, hemde muthis onem arzediyor bu sartlar altinda, onuda konuyu tartismaya deger bulacak arkadaslarin dile getirmesini bekliyorum.

selam ve hurmetlerimle

Kadir Canbek

Anonymous (not verified)

Wed, 2009-02-18 08:04

İbrahim Küreken ANKARA PARLAMENTOSU KÜRT SİYASETÇİLERİN MABEDİ OLMAKTAN ÇIKARILMALIDIR! 1980 Türk Silahlı Kuvvetlerinin yönetime el koyması ile dağılma sürecine giren Kürt siyasi yapıları 1984 yılında PKK'nin silahlı mücadeleyi başlatmasıyla; önce siyasete duyarlı gençliğin, sonra halkın bu harekete yoğun ilgisinden sonra anlamsızlaştılar. Bu siyasi hareketlerin kadrolarının büyük çoğunluğu cezaevlerinde cezalandırıldılar. Bir kısmı Türkiye dışına kaçmak zorunda kaldı ve bir kısmı da siyasetin dışına itilerek bir kenara çekilmek zorunda kaldılar. Çok uzun bir dönem PKK ve çevresi halkın yoğun ilgisinden ve kendi tekliğinden faydalanarak kendi gibi düşünmeyenlere karşı acımasızca ve planlı bir ideolojik saldırıya geçti.Kendileri dışındaki herkesi devlet işbirlikçisi ve hain ilan etti.Gidişattan hoşnut olmayanlar etkisiz kılındı.Inandırıcılıkları zayıfladı ve onların tüm söylemlerine kulaklar tıkandı.Bir kısmı fiziki saldırıyla karşı karşıya kalacaklarından çekinirken, çoğunluk ise yaygınlaştırılan ajan, işbirlikçi ve hain suçlamasıyla etkisizleştirilerek sessiz kalmak zorunda bırakılmışlardı. 12 Eylül ideolojisi, eskisinden farklı bir yaşam tarzını adım, adım kitlelere enjekte etmekteydiler.Insani değerlere, bilgiye, emeğe saygı yavaş yavaş yerini paraya, makama ve şöhrete saygıya terk etmişti.Bu duygu ve düşünce siyasete de yansıdı ve en çok da Kürt politik çevrelerini etkiledi.Legal parti çalışmasıyla beraber faydacı bir kesim gelişti.Özünde PKK'nin politikalarından endişe duyan geçmişte politika ile ilgilenmiş, daha çok ta sistem partilerinde yer almış bazı kesimler birden bire PKK'nin söylemlerinin arkasına geçtiler. Bazı istisnalar hariç, bu kesimden insanlar çocuklarını çatışma ortamından uzak tutular ve onları içerde ve dışarıda en iyi okullarda okuturken yoksul çocuklara gerillacılığı işaret ettiler. Iyi niyetlilerle faydacılar yan, yan birbirlerini gizlediler. Bu karışık küme zamanla çekim merkezi haline gelmişti.Çünkü bu çemberin içinde artık rant vardı. Silahlı mücadelenin yarattığı avantajın arkasına geçen yukarıda belirtilen kesimin dışında kalan ve bunlara muhalif olduğunu ifade eden kesimlerin halkla ilişkileri zayıflamış ve yalnızlaşmışlardı.Bunlar da, o yoğun ilgi gören alandan faydalanmak için o merkeze doğru mahcup bir yanaşma içine girdiler.Zaman zaman sürece dahil oldular.Ama her seferinde de önemsiz kılınıp çemberin dışına atıldılar.Kovulduklarında gidiyorlar,çağırıldıklarında tekrar geliyorlardı.Bu gel-gitler bazılarında yaşam biçimine dönüştü. Sürecin dışına itilen ve PKK politikalarına karşı olan kesimlerin siyaset yapma anlayışları diğerlerinden farklı olmadı.Sürecin hastalığı herkesimi sarmıştı.Her muhalif insan siyasi boşluktan bahsetmeye başladı. Gerçekten de Kürt Sorunu PKK sayesinde tüm dünyada bir terör sorunu halini almıştı.T.C.Devleti bu avantajı kullanarak sorunun aslını gizlemeyi sürdürmeye devam ediyor.Kürtlerin bu lekeyi temizlemesi gerektiğine tüm muhalif kesim inanmaktadır.Ancak alternatif yaratmaya yönelik her toplantı genellikle bir legal parti ihtiyacı tespiti ile sonuçlandı.Çünkü eğer PKK çevresinin dışında bir yapı olursa devletin onları muhatap alacağı basit,yanlış hesaplar yapılıyordu.Oysa devlet özünde sadece PKK'ye karşı değil Kürtlerin hak taleplerine karşıydı.Biz bunu anlamaya yanaşmıyoruz.Süreç içinde birkaç legal parti kuruldu.Her parti bir sonraki dönem seçimler için hesaplar yapmaya başladılar.Ankara Parlamentosuna “temsilci“ sokmak için yoğun kulislere girdiler. Halkla bütünleşme den Ankara'da halkın “temsilcileri“ olmaya çalıştılar.Halka ulusal bilinç aşılamadan, halkın günlük yaşam problemleri ile ilgilenmeden,halkın sıkıntılı günlerinde onların yanı başında olmadan onların beğenisine çıkmak “başarı“ getirmedi.Gerek kurdukları parti bazında gerekse birey olarak PKK çevresi ile ve diğer sistem partileri ile seçim yarışına girişildi.Bu yarışlarda hep başarısızlıkla karşılaşınca bunun esas nedeni üzerinde durulmadan yeniden siyasi boşluktan bahsedilmeye başlandı.Yeni toplantılar,yeni parti arayışları, yeni bölünmeler, yeni kırgınlıklar devam edip durdu.Oysa yanlış bu Kürt çevresinin sorunun özünden uzaklaşarak sistem içi yarışa katılması idi.Parlamentoda var olmadan soruna çözüm bulunamayacağı şeklinde çok yanlış,sistemin tamamıyla arzuladığı bir alanın içine çekildi.Sisteme dahil olmakla T.C.Devletinin inkar ve imha politikalarını meşrulaştırıyoruz.Daha da önemlisi bu sistemi destekliyor, güçlendiriyoruz.Adına da göksümüzü kabartarak Kürdi siyaset diyoruz. . Seçime endeksli her parti sistemin bir parçası olmaktan kurtulamadı. Bu kendine ayrı duruş görevi biçen tamamıyla legal örgütlenme tercihli çabalar zaman, zaman partileştiler ve siyasi çalışmalarına devam ettiler.Ancak ne var ki karşısında olduğunu düşündükleri siyasi çizgiye karşıymış gibi görünüp ayni yolları benimsemeleri hedefi belirlemede yön verici olamadı ve farklı söylemlerle ama ayni hedefe odaklandılar.Onlar da Kürdi(Kürdistani) politikalar yerine Ankara Meclisine girmenin küçük hesaplarını yaptılar. Kürt Halkının özgür ve mutlu olacağı hedefe doğru yaşanacak süreçte değişik varyantların olması veya söylem ve istem farklılıklarının olması normaldir.Her siyasi gurup, kendi inandıkları doğrultusunda siyasetini belirler. “Anayasal Vatandaşlık“ çerçevesinde siyasi kabul gösterenlerin Ankara Parlamentosuna heveslenmeleri anlaşılırdır. Böyle bir sonucun Kürt Halkına özgürlük ve mutluluk getirmeyeceğine inanan karşı kesim bu düşünceye karşı çıkarken diğerlerinden farklı bir davranış göstermek zorundadırlar. Federasyonu veya Bağımsızlığı savunduğunu ileri süren,en azından bölgesel yönetim esaslı istemlere sahip siyasetçilerin Kürt Halkı içinde gereken örgütlülüğü sağlamadan ve onlardan destek görmeden veya yerel yönetimi geliştirip temsil sıfatı elde etmeden mevcut sistem partilerinin birisiyle veya birkaçı ile Parlamentoya birkaç adam sokma düşüncesi ile ittifaklar kurması anlaşılır olmaktan uzaktır. Bu davranış,artık halk için olmaktan çıkmıştır.Kendi kişisel kaygılarını tatmin etmek ve ailesel geleceğini garantiye almaktır.Bu davranış biçimi sistem partilerinde kendisine gelecek arayan milli değerleri kullanmak ihtiyacını taşımayan kişilerin davranışından daha saygın değildir. Legal Siyasi Parti arayışı içinde olan ve bunu bir ihtiyaç olarak ifade eden insanların kısa dönemli ve uzun dönemli projelerini açıklamak zorunluluğu vardır.Bu legal Siyasi Parti'nin neden ihtiyaç olduğunu ve Kürt(Kürdistan) Halkına hangi yararlı gelecek çizdiğini ve bu süreci nasıl kullanacaklarını açıklamak zorundalar.Bu sorunların çözümünde muhatap kabul edilen T.C.Devleti ile ilişkiler çerçevesini açıklamak zorundalar.On yıllardır sözde Kürtleri ve bölgeyi temsilen parlamentoda yer alanların bazen verdikleri soru ve gensorularla neleri değiştirdikleri iyi incelenmelidir. Niyet ne olursa olsun sisteme karşı alternatif sunmadan sistemle yan yana ve hatta sistemin bir parçası halinde çözüm üretmek ve zorlayıcı olmak mümkün değildir.T.C.Anayasa'sında meydana gelen değişikliklerin Avrupa Birliği Anayasal Normlarının, Türkiye'ye dayatılması sonucu yapıldığı bilinmektedir. Tabii ki bölge insanı değişmiştir. Hareket halindedir. Devletin inkar ve imha politikalarına karşı muha lefet vardır. Bu muhalefetin oluşmasında etkili ve muhalefeti kontrol eden güçlerin temsil sıfatı olduğunu kabul etsek bile bunların halkın istem ve taleplerine cevap verdiği söylenemez. Devlet tüm kurumları ile;üniversiteleri,uzmanları,sosyologları,psikologları,istihbarat ve güvenlik güçleri ile bir bütün olarak Kürt halk hareketini, Kürt aydın ve siyasetçilerini,öğrencileri, kısaca bu konuda duyarlı olan her kesimi saniye, saniye izlerken ve her hareketimizi ince, ince değerlendirmeye alırken,tüm dünyada lehimize gelişebilecek her ihtimal üzerine büyük bir strateji ile tersine dönüştürmeye çalışırken;biz Kürt aydını ve siyasetçileri büyük bir çoğunlukla “ömür boyu avantaj sağlayan“ Ankara'daki parlamentoya ulaşmanın hesabını yapıyoruz. Kürtler T.C.Parlamentosu'nda muhalefeti geliştiremez.Kürt Muhalefeti bölgeden başlar,güç haline gelir ve muhatabın bir tarafı olur.Bunun aksi düşünülemez.Bunun aksinde ısrar bir kandırmacadır. Bugün parti olarak var olan ve partileşme çalışması içinde olan Kürt siyasetçiler bölgesel muhalefeti ve yönetimi oluşturmayı esas almalılar.Oluşacak bölgesel yönetimin siyasallaşması ve bölgeyi temsil rahatlığıyla uluslar arası görüşmelere taraf olarak kabul görmesi zorlanmalıdır.Her Kürt aydını bunda ısrar etmelidir.Ankara Parlamentosunda Kürtlerin temsil edilmesi tartışmasız Kürt Halkının ulusal bilinçle ve bağımsız iradesi ile görev vermesi sonucu olacaktır. Bugün, seçime endeksli partilerin Kürt (Kürdistan) sorunun çözümünde daha bir umut olarak görülmesi veya gösterilmesi büyük bir açmazdır. Esas olan bölgenin siyasi, politik, ekonomik, kültürel geleceğinin hazırlanmasıdır. Bölgedeki küçük bir beldede yönetimi oluşturmak ve oranın sorunlarını çözmek Ankara Parlamentosu'ndaki etkisiz,yetkisiz ve kimliksiz milletvekilliğinden daha gerçekçi ve daha değerlidir. Parlamentoda var olmayı savunan insanlarımızın arkasına sığındıkları gerekçe devletin Kürt halkına reva gördükleri köle bakışının başka ifade ile izahıdır.Bu arkadaşlar diyorlar ki “yakalarımızda milletvekili rozetleri ile halkın içine daha rahat gidebiliriz daha inandırıcı oluruz ve daha fazla itibar görürüz“.Açıkça ifade edilmese de bir başka düşünce: Parlamentoda Kürtlük adına bulunma, devlet tarafından muhatap alınacağı inanışıdır.Bu anlayış T.C.Devletini tanımamaktan kaynaklanmaktadır.Bu anlayış sistemin bize enjekte etmeye çalıştığı devlete güvenmeyi,sisteme ve sistemin adamlarına itibarı kabule zorlayan bir anlayıştır.Halkın bir aydını olarak,siyasetçisi olarak,bir parçası olarak halka gidemiyorsan yapılacak olan devlet gücünü kullanmak değil,sorunun özüne inmektir.Efendi köle ilişkisinde köle yararlanan değil, kullanılandır. Sonuç olarak; Kürt siyasetçileri bölgeyi yönetmeye aday olmalılar.Bölgesel yönetim biçimi üzerinde çalışılmalı ve hayata geçirmelidirler. Bölge seçimlerine önem verilmeli,en küçüğünden en büyüğüne Belediye yönetimini ele geçirmek için yoğunlaşmalıdırlar.Bölgenin ekonomik yapısının düzeltilmesi,asimilasyona karşı kültürel çalışmanın yoğunlaştırılması üzerinde çalışmalar yapılmalıdır. Bölgenin esas temsilcileri hangi partiye bağlı olurlarsa olsunlar Belediye Başkanlarıdır.Bu temsilcileri çoğaltmak,geliştirmek ve daha uygunlarını seçmek esas yönelim olmalıdır. Halkın çoğunluğu tarafından seçilmiş ve milli duygu etrafında kenetlenmiş bu önderler inkar ve baskı sisteminin kırılmasını sağlayacak ve Kürt (Kürdistan)sorununun sahibi ve muhatabı olarak kabul göreceklerdir. Güney'in son eli yıllık tarihini incelediğimizde görüyoruz ki; (Saddam yönetimi T.C.Devleti gibi inkarcı olmamasına rağmen) Kürtler Irak parlamentosuna heveslenmemişlerdir. Bu düşünceyle Parlamento endeksli anlayış terk edilmeli ve “genel“ seçimler önemsenmemelidir.Ayrıca ve özellikle halkın istemleri dışında Ankara'ya giden Parlamenterlerin temsillikleri tartışmaya açılmalıdır. 05-03-2006

Anonymous (not verified)

Wed, 2009-02-18 08:09

Dogrusu aciklamalariniza neden olan bakis acisi bana pek hitap etmedi. Neden mi? AKP'ye oy veren Kurd sunlara da onay veriyor demektir: 1. Tek devlet, tek millet, tek vatan fasist ve irkci soylemine. Ustelik bu soylemin sirf Kurdler icin cikarildigi gercegini de goz onune alirsak, isin vahameti daha da aciga cikar. 2. Polise tas atan Kurd cocuklarinin 25 yil hapsi ile yargilanmasina. Turkiye'de adam oldurenin bile 20 yil ceza almadigi dusunulurse, polise tas attigi icin 23 yil ceza alan cocugun Kurd oldugu icin bu cezayi aldigi cok acikken, buna onay vermenin artik ne anlama geldigini varin siz dusunun. 3. Din kardesliginin herseyin ustunde geldigine. Kurdler icin 'gec kalmis milliyetcilik' taniminin cok kullanildigi goz onune alinirsa, AKP'ye verilen her oy halen 'Kurd milliyetciliginin' gelisemedigini ortaya koyar. 4. Ergenekon adi altinda yapilan 'devleti aklama' operasyonunun suya sabuna dokunmayan yapisina destek vererek Kurdlere yapilan onca insanlik disi muameleye onay vermek demektir. Sap samani karistirmayin lutfen. Kurdler kendi icindeki sorunlara Turk partileri araciligiyla cozum bulmaya kalkarsa, bu acikca Turkiye'nin bugunku yapisiyla 'barisik' oldugu mesajini verir. Bu mesajdan sonra 'biz haklarimizi istiyoruz' diyemez, bir anlam ifade etmez. Kurdler secimlerini yaparken kesinlikle milliyetcilik duygusuna gore davranmak zorundadir. Sizin soyleminizden cikansa 'elin kotusu benim kotumden daha iyidir'. Hanife

nedenmi...dtp nin simdiye kadar hic bir plani yok, tek cazgirlik yaptiklari sey..siraliyalim..efendim apo zehirleniyor, apo kel ,aponun kici üsümüs, aponun ablasi öksürük olmus vs vs vs.. simdiye kadar ne yaptilar da ne bekliyorsunuz.. dtp, agalara hizmet ediyor cünki...hepsi aga usaklari

Kurdistan`da Mahali Secimlerde Oyum AKP`ye baslikli yazida VE verilen cevaplarda kurdistanli bir birey olarak gercegimi aramaya calisiyorum. Kadir Canbekin "gelin karsilastirma yapalim,Diyarbakir belediyesini elinde tutan DTP ile bu göreve talip AKP arasinda;nasil yapacagiz,taraflarin idelojik hatlarina bakacagiz elbette"derken bir gercegimizi hakli,haksiz,eksik tam siralarken,ardindan 05.03.2006 tarihili Ibrahim Kureken ait yaziyi okurken degismeyen gercegimi.Hanifenin;saplan samani karistirmayin lütfen.Kurdler icindeki sorunlara Turk partileri araciligiylan cözum bulmaya kalkarsak,bu acikca Turkiyenin bugunku yapisiylan`barisik`oldugu mesaji verir.Bu mesajdan sonra`biz haklarimizi istiyoruz`diyemez,bir anlam ifade etmez.Kurdler secimlerini yaparken kesinlikle milliyetcilik duygusuna göre davranmak zorundadi.Sizin söyleminizden cikansa`elin kötüsü benim kötümden daha iyidir`derken milli duygularimin duygusal yanimi eski dost.oldu mu abem oldu mu?oylar yerini buldu mu?espirisinde oyumun rengini degerli fuat cavgunun secimler ve gorevimiz yazisindaki su belirlemeyi aktararak belirtmek istiyorum:"Öcalanin sahsinda Kurd halkini cezalandirmamak gerekirKurdistandaki her bir bireyin oyu bizim icin cok degerlidir.Tarafsiz kalmak bile düsmana hizmet demektir.Ben sandiga atilmayan her bir oyun bir gerillanin kaybedilmesine esdeger görüyorum.Bu zinciri olusturan halkalar gibidir.Bazilari yerel secimlerin gerila ile ne alakasi var,diyebilir ama kaybedilen her oy dusmanin kazanmasi anlamina gelir.Bu da düsmanin yürüttügü imha politikasinin devami anlamina gelir.Bu politikanin bize bu asamada bir fayda getirmedigi ortadadir.Ayrica meseleye sadece yerel secimler bazinda bakmamak gerekir.Cünkü Kürdlerin kendilerini siyasal ve kültürel kimlikleriyle ifade etmeleri icin iyi bir firsattir.Burada basarili olmamiz demek ulusal sorunun cözümünde bir basamak cikmamaiz demektir.Devletin telasa kapildigi ortada degilmi?sizlerin oylarini alabilmek icin bir dagitmadiklari ev esyalari vardi.onuda yapiyorlar.Aslinda bu devletin size ne kadar ihtiyac duydugunun gösteriyor.sizin üzerinizden oynana oyunlara aldanmamaniz tek istegimdir. Kisacasi, sayin kadir canbek ben idelojik hattan öte,ulusal hattan yana oyumu kullaniyorum.bu anlamda ulusal zeminde hanefeyle,ibrahim kurekenle,fuat cavgunla,size sitem eden eski dostunuzlan,davit urfanyamlan nasli farkli duse bilirimki. hurmetler

نەناسراو (not verified)

Wed, 2009-02-18 11:31

[img]http://serbesti.net/AlaKurdistane.gif[/img] Selamlar saygilar sayin Canbek; pek zamanim yok, ve uzun yazmayacagim, yazinin basligindanda anlasilacagi gibi somurgeci turk egemenlik siteminin turettigi ucube bir yapinin protestosu veya reddi adina hic bir somurgeci partinin Kurdistanda mesrulastirilmasi etik acidanda siyasal perspektifler acisindada dogru bir saptama degildir diye dusunuyorum. Sevgili Hanifenin cikis noktalarinida gozonunde bulundurmanin mantiki cozumlemeler isiginda eger yapilacak birsey varsa o da anti somurgeci secim siyasetinin gundemlestirilmesidir. Bunun kosullari varmidir yokmudur, bence tartisilmasi gereken bu olgudur. Olmayan kosullar uzerine cok seyler soylemek yerine olmayan kosullarin yaratilmasi tartisilmalidir bence. Yoksa soylenen her soz atilan her adim, somurgeci turk egemenlik sisteminin turevi olan apocu dezgahin Kurdistanda yaratmis oldugu kaosun dejenerasyonun ve adina ne koyarsak koyalim mevcut reel duruma kizip kusup somurgeciligin asil temsilcileri olan turk siyasal partilerini Kurdistanda tekrar mesrulastirmaktan baska bir islev gormez. Calismalarinizda ustun basari dileklerimi sunarken sevgi nese ve saglikli gunler diyorum. Ihsan KINIK 18.02.2009

“Kurdistan'da Mahalli Secimlerde Oyum AKP'ye “ diyen bir Kürd´un DTP´yi elestirmesi ve DTP´lilere saldirmasi cok normaldir. Bir Kürd oyunu DTP´ye vermiyecekse vermez, fakat bunun icin AKP´yi mesrulastirmasi ne demek oluyor? Bana AKP´yi elestirip de secimlerde oyum DTP ye (veya herhengi bir Kürd Partisine) diyen bir Türk gösterin. Türk´ler ile Kürd´leri biri birinden ayiran en büyük özelligi burada yakalamak mumkündür.

Türk´ler Turkiye´de DTP´ye oy vermeyi kendilerine yakistiriyorlarmi ? Hayir ! Peki neden Kürd´ler Kürdistan´da AKP´ye oy vermeyi kendilerine bu kadar cok yakistiriyorlar ? AKP´yi ve Erdogani cok mu seviyorlar? Hayir ! Sadece DTP´ye muhalefet olsun diye irkci türk partilerine oy verip, belediyeleri onlara teslim etmeyi kabul etmek nasil bir politikadir? Nasil bir zihniyetdir? Kürdistan´da AKP´ye oy vermeyi kendilerine bu kadar yakistiranlar, yeri gelse Kerkük´de Arap ve Türkmen partilerine de oy vermeyi de kendilerine yakistirirsa hic sasmayin.

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.