Skip to main content
Submitted by Aso Zagrosi.. on 13 February 2009

Bu makalenin ilk bölümünde KDP ve YNK'nin ev sahipliğini yapacakları “Kürd Konferansına“ ilişkin kaygılarımı ifade ettim..
Yıllardan beri Güney Kürdistan kazanımlarını tüm Kürdlerin kazanımları olarak gören ve savunan biri olarak “Kürd Ulusal Kongresine“ ilişkin var olan kaygılarım bir çok okuyucunun kafasını karıştırmışa benziyor. Ben bugün de Güney Kürdistan'da var olan kazanımların Kürdlerin biricik kazanımı olduğunu ve Kürdlerin “Özgür Kürdistanı“ göz bebekleri gibi koruması gerektiğini inananlardanım. Son yıllarda Güney Kürdleri ciddi bazı hatalar yaptılar. Bazı şeyleri daha önceden söylemek gerektiğine inanarak,
bugünde var olan kaygılarıma gerekçe olan ve kaygılarımı doğrulayacak bazı hususları anlatmaya çalışacağım.

Türklerin Hewlêr toplantısına karşı olan tavrı beni kaygılandırıyor.

Bugün Mumtaz'er Türköne Zaman gazetesinde “Kürd Konferansı“ adı altında bir makale yayınladı. Türköne'yi hepiniz tanıyorsunuz.. Bu konuda bir şey yazmayacağım..

“Kürd Konferansın“ ilişkin Türköne ne diyor?

“Bir ay sonra Erbil, başka bir toplantıya evsahipliği yapacak. “Kürd Konferansı“ başlığını taşıyacak bu taplantı tam olarak “Kürd ulusal kongresi“ niteliği taşıyor. Kürdlerin “dört parça“ adını verdikleri dört ülkeden, yani Türkiye, İran, Suriye ve Irak'tan legal ve illegal Kürd örgütlerinin bu toplantıya katılması bekleniyor“ diyor..

Biz Türköne'den yapılacak “Kürd Konferansının“ tarihini ve çerçevesini öğreniyoruz..

Güney Kürdistan yönetiminin bu konferans hakkında resmi olarak Kürd kamuoyunu bilgilendirdiği tarih 27 Ocaktır..

Fakat böyle bir konferansın yapılacağına dair haberler daha önce geniş bir şekilde Türk basınında yer aldı..
Örneğin bu konuda 14 Aralık 2008 tarihinde “Taraf Gazetesi“ Hewlêr'deki kaynaklara dayandırdığı geniş bir haberi yayınladı.

Söz konusu haberde Türk devleti ile Güney Kürdistan yönetimi arasında PKK'yi alanda çıkarmak ve silah bıraktırmak için “geniş çaplı bir proje“den söz ediyor.( geniş bilgi için tarafın haberine bakınız)

Ayrıca bu haberde “Kürd Konferans“ınında yapılacağına dair ön bilgiler vardır..

Taraf'ın haberinde Kürd Konferansının yapılacağı şöyle veriliyor: “Yetkililer (Güney Kürdistan yetkilileri) PKK'nin silahlı eylemlerininin Irak ve diğer yerlerdeki Kürd mücadelesine zarar verdiği tezini işleyecek. Ayrıca PKK'ya silah bıraktırma konusunda, Türkiye, Avrupa, İran ve Suriye'deki PKK dışı Kürd örgüt, kurum ve şahsiyetlerin bir araya geleceği bir konferansta planlıyorlar.“

DTP bu öneriye sahip çıktığına göre , PKK'de bu işin içindedir.

Türk devleti ve basını Hewlêr'de yapılacak “Kürd Konferansına“ karşı tek olumsuz bir söz etmiyorlar!!!.. Hatta bu konferansı teşvik ediyorlar..

Neler oluyor? Türk devleti Kürdlere karşı politikalarını tümden değiştirdimi? Biz Türkiye'deki değişimi göremiyecek kadar körleştikmi?

Sanmıyorum.

Türk devleti yine eski Türk devletidir..
Bugün yapmak istedikleri farklı bir taktiklerler “Kürdleri birbirine kırdırtmaktır“..
Kürd iç savaşı var olan Kürd kazanımların sonu olabilir.. Türk devleti de bu tarihsel gerçekliği biliyor ve ona göre davranıyor.

Güney Kürdistan Yönetimi taraf gazetesinde çıkan “Ankara-Hewlêr Projesi“ hakkında açık bir tutum takınmalıydı. “Kürd Ulusal Konferansı“nın ismini böyle bir “Proje“ ile birlikte anılmasına izin vermemeliydi.
“Kürd Ulusal Konferansı“nın toplanması tüm dünya Kürdlerin rüyasıdır. Kürd dünyasının bu “Ulusal rüyasının“ bu projeye destek bazında anılması rahatsızlık yaratıyor..
Böyle bir “Proje“ varmı yokmu olayını tartışmıyorum..
Böyle bir proje olabilir.
Güney Kürdistan Yönetimi “Türkiye ile ilişkilerini düzeltmek“ amacıyla böyle bir “projeye“ yatmış olabilir.
Bu konuda dünya Kürdlerinin desteğine ihtiyaç duyabilirler.
Bunun için adı konularak bir toplantıda yapılabilinir.

Niçin olmasın?

Zaten toplantıya katılacak Kürdlerin ezici çoğunluğu “PKK'nin silah bırakmasından yana olacak“ ve hatta “PKK'nin silahla Kürd davasına değil, Kürd düşmanlarına hizmet ettiğini“ de söyleyecekler.

Sorun burada değil.

Sorun neden Türk devleti bu silah bırakma işine Güney Kürdleri alet ediyor?.
Apo onların elinde yada onlarla birliktedir. Apo'nun Kürdler için istediği ve istemediği her şey ortadır.
Bu silahları bırakma meselesinde Apo çağrı yapmalıdır. Apo'nun bugüne kadar yaptığı tüm çağrılar pratiğe aktarıldı..Belki bazı insanlar Apo'nun çağrısına uymaz, ama bu çağrıyı “Ulusal Emir“ olarak kabul edecek çok kişi olacak. Birleşik Kürdistan talebinden, Türkiye devleti içinde birey haklarına kadar düşürülen talepleri sözkonusu. Kimseden de buna karşı ciddi bir ses çıkmadı.

Türk devletinin PKK'iyi silahsızlandırma diye bir sorunu yok.. Aksine sürekli bir şekilde kontrol ettiği ve “kontrolu bir savaşı“ yürütüğünden dolayı halinde memnundur. Türklerin işinede geliyor.Savaş ekonomileri yürüyor.Türk devleti istmiş olsaydı bu “konrolu savaşı“ çoktan bitirirdi.

Süreci takip eden herkes bu gerçeği biliyor.
Ama, Türk devletinin amacı farklı.. Güney Kürdlerinin dünya Kürdleri içindeki itibarını kırmak istiyor. Eğer bugün PKK Güney Kürdistan'a saldırırsa, PKK Kürdler içinde izole olur. Yok eğer “Türklerle bir proje“ neticesinde bir savaş gündeme gelirse, Türkler amaçlarına erişecekler. Türkiye, İran, Irak ve Suriye devletleri PKK'ye gereken desteklerini sunacaklar. Kürdler arasındaki bir savaş, Kürdlerin tüm umutlarını onlarca yıl daha tarihe gömecek...

Türk devleti bu son 6 yıl boyunca Irak Araplarını ve Türkmenleri Kürd düşmanlığı temelinde örgütledi ve harekete geçirdi. Irak Arapları ile yaşanan tüm temel sorunların bir yerinde de Türk devleti var. Şimdi ise Kürdlerin hamiliğini üsteleniyor.
Şimdi ise Türk devleti Güney Kürdistan güçlerinin bazı açmazlarını da kullanarak bir Kürd iç savaşını çıkarmak istiyor.
Hâlâ top Kürdlerin sahasındadır.. Türklerin kirli planlarını boşa çıkarmak bizim elimizdedir..
Güney Kürdlerinin “Türk Planı“nı doğru bir şekilde okuyup, gereken tedbirleri alacaklarını umut ediyorum..

Silav

[email protected]

Anonymous (not verified)

Sat, 2009-02-14 00:35

PKK'yı Kandil'den çıkarma planı Ankara bastırdı, Barzani PKK'yı silahsızlandırmak için düğmeye bastı. 14 Aralık 2008 / 21:30 Kariyer.net'te Perakende Satış Temsilcisi aranıyor pkkyi-kandilden-cikarma-plani İlgili Haberler DTP'liler Barzani ile görüştü Ankara'nın talebine kulak veren Irak Kürt Bölgesel Hükümeti, PKK'yı silahsızlandırmayı amaçlayan bir proje üzerinde çalışmaya başladı. MİT'LE TEMAS SONRASI Kuzey Irak kaynaklarının Taraf'a anlattığı proje, Türkiye adına MİT ve Dışişleri'nin Erbil'deki Federe Kürt Yönetimi ile yürüttüğü kapsamlı temaslar ardından olgunlaştı. YASADIŞI İLAN EDİLECEK Irak'taki iki Kürt partisinin üzerinde uzlaştığı adımların başında, Irak Parlamentosu'nun PKK'yı 'yasadışı' ilen etmesi geliyor. Ardından örgüte, "Silah bırak, Türkiye'ye dön" çağrısı yapılacak. BİRLEŞMİŞ MİLLETLER'E ROL Eyleme karışmayan PKK'lılara 'eve dönüş' yolunu açacak olan proje, BM gözetiminde bir geçiş sürecini öngörüyor. İşte Taraf gazetesinin Irak Kürt yönetimi kaynaklarından edindiği projenin tüm ayrıntıları... Türkiye ile Irak, PKK'yı silahsızlandırmaya dönük bir proje üzerinde çalışıyor. Kısa, orta ve uzun vadeli önlemler içeren projeyle ilgili temaslar, Ankara adına Dışişleri Bakanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) öncülüğünde yürütülürken, gerek Bağdat'taki Irak merkezi hükümetinden gerekse Erbil'deki Kürdistan Bölgesel Hükümeti'nden üst düzey yetkililer bu temaslara katılıyor. PKK'ya karşı yeni strateji Taraf'ın bu temaslara katılan Iraklı kaynaklardan edindiği bilgiye göre, Türkiye ile Irak Kürdistan Bölgesel Hükümeti Başkanı Mesud Barzani arasında heyetler halinde gerçekleşen görüşmeler ardından, Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ile Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) yönetimleri kendi aralarında toplanarak PKK'ya karşı yeni bir strateji geliştirilmesi konusunda uzlaşmaya vardı. Bu yeni strateji, KDP ve KYB isimleri altında yürütülmek yerine, "Federe Kürdistan Bölgesi politikası" hükmünde olacak ve Erbil'in resmi politikası olarak hayata geçirilecek. Stratejinin Kürt halkına doğru anlatılması ve tepki çekmemesi için Irak Federe Kürt Bölgesi'ndeki Kürt medyası da önümüzdeki günlerde yapılan hazırlıklar konusunda bilgilendirilecek. 'Silahı bırakın' talebi Ankara ile Erbil arasındaki temaslarda üzerinde anlayış birliği sağlandığı öğrenilen temel unsurlardan biri, bu yeni stratejinin de belkemiğini oluşturuyor. Buna göre, bölgedeki yetkililer PKK'ya "Irak Federe Kürt Bölgesi topraklarını terk etmesi, eyleme başvurmaması ve silah bırakması" taleplerini iletecek. Yetkililer, "PKK'nın silahlı eylemlerinin Irak ve diğer yerlerdeki Kürt mücadelesine zarar verdiği" tezini işleyecek. Ayrıca PKK'ya silah bıraktırma konusunda, Türkiye, Avrupa, İran ve Suriye'deki PKK dışı Kürt örgüt, kurum ve şahsiyetlerin biraraya geleceği bir konferans da planlanıyor. 'Yasadışı' ilan edilecek Kuzeydeki Irak Kürt Bölgesel Hükümeti ile Bağdat'taki merkezi hükümetin PKK'yı silahsızlanmaya ikna etme yönündeki ortak bir girişimi ise, PKK'nın Irak'ta "yasadışı örgüt" ilan edilmesi olacak. Irak Parlamentosu'nda alınacağı ifade edilen bu karar, PKK'nın silahlı varlığının herhangi bir yasal zemini kalmamasını sağlayacak. Irak kaynakları, PKK'nın "terör örgütü" yerine "yasadışı örgüt" ilan edilmesinin nedenini ise, "silahsızlandırma dahil diğer önlemlere ilişkin olarak örgütle temasların sürdürülebilmesi" olarak açıklıyorlar. Yeniden 'Eve Dönüş' PKK'nın silahsızlandırılması kapsamında, eyleme karışmamış ve silahını teslim etmeye hazır örgüt mensuplarının Türkiye'ye dönmelerinin önü açılacak. Üzerinde anlaşıldığı öğrenilen bir diğer unsur, örgütü terkedip Irak makamlarına teslim olacak PKK'lıların sorgusuna Iraklı Kürt yetkililerin yanı sıra MİT'ten de isimlerin katılması ve tutanakların Ankara'ya iletilmesi. Dağdaki PKK'lıların silah bırakıp teslim olmaları için "üç aylık bir süre verilebileceği," bu süre zarfından teslim olmayanlar için yakalama emri çıkartılabileceği de yine projeden haberli Iraklı kaynaklarca aktarılıyor. Birleşmiş Milletler statüsü Hazırlanan proje, PKK'dan kopan ancak Irak Federe Kürt Hükümeti sınırlarında yaşayan 4359 kişinin önce Birleşmiş Milletler gözetimine alınması ve ardından Türkiye'ye gelmelerinin kolaylaştırılmasını da öngörüyor. Mahmur Kampı'ndaki Kürtlerin Türkiye'ye dönüşü de Birleşmiş Milletler himayesinde sağlanacak. PKK'dan kopup Türkiye'ye dönmek isteyeceklerin aynı şekilde geçici olarak Mahmur'da tutulması gündeme gelebilecek. Liderlere ayrı önlem PKK'nın lider kadrosundaki 152 kişinin "eve dönüş" olanağından yararlandırılması düşünülmüyor. Bu kişilerin "üçüncü bir ülkeye göderilmeleri" seçeneği üzerinde duruluyor. MİT insiyatifi aldı Ankara ile Erbil arasında Irak'ta MİT'e ait büroların daha aktif hale getirilmesi ve bürolarda daha çok irtibat elemanı konuşlandırılması da gündeme geldi. MİT ile Kürt yönetimi ve kısmen de Irak yönetimi arasında yapılan görüşmelerde askerin değil de MİT'in inisiyatif alması Iraklı Kürtler tarafından "olumlu" karşılanıyor. MİT Müsteşarı Emre Taner'in öncülüğündeki temaslarda, MİT'in daha önce üç eleman bulundurduğu Erbil bürosundaki eleman sayısını 96'ya yükselttiği, bu elemanlardan 14'ünün PKK'yla ilgili yeni stratejiye ilişkin koordinasyonda yer aldığı belirtiliyor. Duhok ve Süleymaniye'deki bürolar da çalışıyor. Kürtlerin İstihbarat Örgütü Parastin'in MİT büroları için kullandığı "Kaplanlar" ifadesini telaffuz eden bir Iraklı kaynak, Taraf'a "Kaplanlar artık aktif" dedi. TSK Kuzey Irak'ta rütbe yükseltti Türk Silahlı Kuyvvetleri'nin de Kuzey Irak'taki sekiz bürosunda son gelişmelere paralel bir değişikliğe gittiği öğrenildi. Erbil'de bulunan ve "onay makamı" olarak adlandırılan Türk askeri bürosunda daha önce binbaşıya kadar düşürülen komuta kademesinin kurmay albay düzeyine yükseltildiği öğrenildi. Ancak başta Türkmen politikası olmak üzere Türkiye'nin Kuzey Irak'la ilişkilerinde belirgin bir sivilleşme yaşandığı, bu konuda Türk Dışişleri'nin eskisine oranla daha ön planda olduğu bölgedeki Iraklı kaynaklarca belirtiliyor.

Abant Platformu bu hafta sonu Erbil'de toplanıyor. Selahaddin Üniversitesi ve Mukriyani Enstitüsü'nün işbirliği ile yapılacak bu toplantının başlığı "Barışı ve geleceği birlikte aramak". Toplantı, iddialı bir toplantı. Tek başına bu toplantı Kuzey Irak ile Türkiye arasında yeni bir dönemin başlangıcı olabilir. Şartlar elverişli. Statükoyu sürdürmek imkânsız. Herkes bir kavşakta, gideceği yönü tayine uğraşıyor. Erbil toplantısı sivil toplum diplomasisinin başarılı bir örneği olmaya aday. Ben de bu toplantının açış konuşmasını yapacağım, bilahare izlenimlerimi sizlere aktaracağım. Bir ay sonra Erbil, başka bir toplantıya evsahipliği yapacak. "Kürt konferansı" başlığını taşıyan bu toplantı tam olarak "Kürt ulusal kongresi" niteliği taşıyor. Kürtlerin "Dört Parça" adını verdikleri dört ülkeden, yani Türkiye, İran, Suriye ve Irak'tan legal ve illegal Kürt örgütlerinin bu toplantıya katılması bekleniyor. Toplantıyı KDP organize ediyor ve bir ölçüde Irak'taki Kürt Bölgesel Yönetimi'nin diğer Kürt grupları üzerindeki önceliğini vurgulama amacı taşıyor. Uygun kelimeyi bulmak zor. Kürt milliyetçilerinin kullandığı tabir "Kürt ulusal hareketi". Bu konferans "Kürt ulusal hareketi"nin geleceği üzerinde etkili olacağa benziyor. Hepimizin çok yakından bildiği bir Kürdistan haritası var. Erzurum'un yukarısından Hatay'a doğru inen geniş bir yayı da içeren bu harita birilerinin kâbusu, birilerinin de hülyası. Kuzey Irak'taki, fiilen bağımsız hareket eden bölgesel Kürt Yönetimi'ni "Büyük Kürdistan"ın ana çekirdeği olarak görenler iki tarafta da mevcut. Hem kâbus görenler, hem de hülyalar peşinde gidenler için bu konferans bir dönüm noktası olabilir. Gerçek dünya ne kâbustakine, ne de hülyalardakine benziyor. Aynı odadayız. Odanın iki tarafında uykuya dalmışız. Kâbus görenimiz ateşler içinde boncuk boncuk terliyor. Diğeri daldığı hülyaların etkisinde, mutlulukla tebessüm ediyor. Ev ateşler içinde; hepimiz uyanmalı ve ateşi söndürmeliyiz. Kürt milliyetçiliği tarih yolculuğunda geç kalmış bir milliyetçilik. Geç kalmanın telaşını ve bütün çocukluk hastalıklarını yaşıyor. İnsana değer vermek yerine dağı-taşı-toprağı kutsayan milliyetçilik kendini yiyip bitiren bir canavara dönüşür. Kürt milliyetçilerinin Kürtlerle Kürdistan haritasını üst üste koyma hesabını yapması ve bu hesabın içinden çıkması lâzım. İlk hesaplaşacakları gerçek şu: Kürtlerin yarıdan fazlası bu haritanın dışında yaşıyor. Yerküre üzerindeki en büyük Kürt şehri ne Diyarbakır, ne de Erbil. En çok Kürt'ün yaşadığı şehir İstanbul. Karşılıklı olarak etnomilliyetçiliklerin içinden çıkamadığı hesapları görmek üzere kavgaya tutuşmaları kolay; ama bu düşmanlıkla bu topraklarda yaşamak mümkün değil. Erbil'deki Kürt Konferansı'na katılacak örgütlerden biri de PKK. Basmakalıp hükümleri bir kenara bırakıp, bu konferansın PKK'nın silah bırakmasına, nihayetinde tasfiye olmasına vesile olacağını öngörmek lâzım. Erbil'de yayımlanan Kürdish Globe'da yer alan ve Türkiye Kuzey Irak ilişkilerini değerlendiren bir yazı, bu öngörüyü doğruluyor. "Bütün Kürt siyasî grupları arasında geniş ve kapsamlı bir konferans, PKK'yı Kürt ulusal çıkarlarını koruyacak çizgiye getirebilir ve genel uzlaşmaya uyarak silah bırakmak zorunda kalabilir." Kısaca bu konferans PKK üzerinde bir baskı oluşturmayı da amaçlıyor. Türkiye'nin Kürt sorununu çözebilmesi için kanın durması lâzım. Obama, Amerika'nın yeni başlangıcını Ortadoğu üzerinden yapıyor. Ortadoğu en fazla iki üç sene içinde bambaşka bir bölge olacak. Türkiye'nin en başta Kürt sorunu olmak üzere bütün sorunlarına ve bölgeye bakışında köklü değişiklere gitmesi lâzım. Kürt sorununun çözümü ise önce kendi vatandaşlarımızla, sonra yakın komşularımızla barışmaktan geçiyor. Kâbusların da, hülyaların da gerçeklerle ilgisi yok. Hayal âleminde yaşayanlar da kâbus görenler de nasıl olsa kafalarını sağa sola vura vura uyanacaklar. Zaman kaybedip ağır bedeller ödemek yerine, bu coğrafyada bizi birbirimize adeta mahkûm eden ortak çıkarlara eğilmeliyiz. Bizler yekdiğerimizi aşkla ve şevkle sevmeye mecburuz. Aksi takdirde birlikte mahvoluruz.

Anonymous (not verified)

Sat, 2009-02-14 01:06

merhaba birinci yazini ilk okdugumda bir nokta dikkatimi cekmisti. yanlis hatirlamiyorsam Guney in Hayati/pratik bazi sikintilarindan oturu ve bu sikintilari gidermek icin pragmatik cozumlere basvurmak zorunda olan Guney in bu tabiatindan oturu,"ulusal kongre" duzenlemeye uygun olmadiginini. ustelik bunu yaparak almamasi gereken riskleri yukleri yuklenmesinin hem onlarin hem genel kurd cikarlarina uygun olmadigini yazmistin. Guney in bu durumunun pratik endislerin disinda oncelikle temel ilkeleri ve temel talepleri iyice berraklastirip hem kurd kamuoyuna hem de dunyaya duyuracak ulusal kongrenin tabiatina uygun olmadigini yazmistin. ve yanlis hatirlamiyorsam diaspora yi bu role en uygun aday da gormustun(?) isin bu diaspora tarafi ilgimi cekti. isin guney tarafinda gelince; detaylari bir yana koyarsak guneydekiler uretecekleri petrolu disari akitacak kanal ihtiyacindan ya turklere ya araplara mahkum oldugu gercegi ile ve denize cikisi olmayan bir bolgenin sikintilarindan dolayi oncelikle (tercihleri boyle gorunuyor) TC ye belkide ikinci cozum araplara (oncelik tahimin yanlis olabilir ama bu durumu pek degistirmiyor) bazi tavizler vermek zorunda kalabilir. bunu zaten aso ilk yazisinda anlayisla karslayip- bu isi kotarabilmek icin diger kurdleri de ikna edebilmek icin kapsamli bir toplanti duzenlenmesini anlayisla karsilamak gerektigini yazmisti (ad hoc bir komite/kongre biciminde vs) simdi ikinci yazida merakla okudum -belki diaspora nin bu ulusal kongre yi kotarabilme sansini irdeleiyordur -diye. bu yok. guneyle ilgili yazi. daha cok turklerin bilgilendirilip bizim gene kendi kendine gelin guvey olan kesim olarak kaldigimizi (guneyin kendi basina karar aldigi plana uyumlu bazi kurd cevreleri disinda) anlatan bir yazi. bu da bir ip ucu elbette. su yada bu bicimde rehine durumunda olan kurdlerin endiseleri ile disaporadaki kurdlerin (en serbest durumda olanlar da bunllar-ancak diaspora kurdleri icin de "bekara kari bosamak kolay" hali yakistirilabilir) meseleye bakisli bir olmuyor. Guney in yapacagi seyin "ulusal kongre" tabiatina uygun olmayacagi acik. onlar yapamayacagina yapmamasi gerektigine gore kim yapacak veya kim yapabilir? veya NASIL yapabilir? bu sorulari sorunca insan asilmasi bir hayli zor bir duvarin onunde durdugunu anlayiveriyor. eger henuz ulusal kongre yapamayacaksak bari adini "ulusal kongre" koymayalim mi diyor aso? galiba boyle. bu iki yazi kurdlerin (dogu bati guney kuzey) ne durumda olduguna dair en gercekci tahlil oluvermis. aso bu niyetle mi yazdi bilmiyorum ama benim cikartigim sonuc bu. neseli saglikli gunler murat

Sevgili Murat Merhaba, Yaptığın kısa ve yerinde özetine katılıyorum. Ülkemizde bazı ciddi gelişmeler yaşanıyor. Bölgesel/ulusal ve uluslararası bir dizi karmaşık, çok yönlü, hesaplı ve denklemlere dayalı hesaplar ve planlar var. Bir "Kürd Konferansı" gündemde. Kürdlerin geleceğini doğrudan ilgilendiren ve Kürdlerin dört gözle beklediği bir oluşuma dair haber kaynaklarımız Türkler. Bu durum bir çok Kürdü rahatsız ediyor. Eğer Güney Kürdlerinin bir planı/projesi varsa bunu öncelikle Kürdlerle paylaşmalılar. Kürdler, kendi aralarında bu projeler üzerine tartışarak, Kürd kamuoyu ile paylaşarak zenginleştirmeliler. "Ulusal Kongre" olmayabilir.. Ulusal Kongreyi hazırlama girişimi olabilir. Ama, bildiğim bir gerçek var, Güney Kürdleri hep ulusal kongre girişiminde kaçtılar.. Irak savaşı esnasında ve hemen sonrasında bölgede çok ciddi bir ruzgar esiyordu. Bir "BOP Projesi" ortada vardı.. Amerika'nın İran ile, Suriye ile savaşa girişeceği havası vardı. Irak bir iç savaş ortamındaydı.. Kürd çevrelerinde büyük bir umut doğmuştu. Türkiye panik ortamına girmişti. Bırakın "Ulusal Kongre"yi Güney Kürdleri diğer parçalardaki Kürdleri bir görüş alış veriş toplantısına dahi çağırmadılar. Bugün, Güney Kürdistan daha çok kuşatma altına alınmış.. Irak merkezi hükümeti Ordularını Kürdistan üzerine gönderebiliyor. Irak'ta yapılan son seçimlerde açık Kürd düşmanlığı yapanlar pastanın en büyük parçasını götürdüler. Maliki, açık bir şekilde "anayasayı değiştirip merkezi hükümeti güçlendirmek" istediğini söylüyor.. Hewler ve Bağdat arasındaki tüm temel sorunlarda çıkmaza girilmiş. Amerika "Kürdler bizim sizin için yapabileceğimiz hiç bir şey yok, kendi sorunlarınızı Irak merkezi hükümeti ile çözün" mealinde(Dünkü Beyaz Saray basın sözcüsünün açıklaması) sözlerinin ortadan dolaştığı bir ortamda, Güney Kürdlerinin Kürdistan'ın tüm parçalarının sorunlarına çözüm arayacak, Kürdlerin tüm ulusal taleplerinin sözcüsü olabilecek bir "Ulusal Kongre"ye öncülük etme şansları yok.. Ayrıca Türk devletinin bilgisi dahilinde yapılacak bir toplantının Kürdlere fazla bir şey kazandırmayacağı açıktır.(bu konuda resmi bir yalanlamada yok) Ben söz konusu iki yazıda Türkiye'nin içine girdiği planları ve Güney Kürdlerinin içinde bulunduğu kuşatma ve sorunlara dikkat çekerek Hewler'in böyle bir girişime açık bir çekilde önderlik edemeyeceğine dair kaygı ve kuşkularımı paylaştım.. "Ulusal Kongre'ye ve Diasporanın böyle bir girişimde alabileceği role daha sonra değineceğim.. İlginden dolayı teşekkürler.. Benim çimdilik Canpolatları bir yere oturtmam lazım.. Silav Kendine iyi bak Aso Zagrosi

sevgili aso bra iki gozum.konunun ehlisin bilirim.kaygilarini,belirlemelerini ve olasi gelismelere dikkat cekerken isin ozunu aktariyorsun.her bir belirlemelerini,kaygilarini ve olasi gelismeler hakkinda ip uclari verirken bunu destekleyen diger yazilari aktarincada daha bir anlasilir oluyorsun. diyelimki,kaygilariniz bir anlamda oyle .diyelimki kurdistan ulusal kongresi adi altinda yapilan pkk tesviyesidir.siz buna"kurdleri bir birne kirdirmaktir"ve kurd ic savasi var olan kürd kazanimlarin sonu olabilir... derken ve taraftan su belirlemeyide aktarinca"yetkililer(guney kürdistan yetkilileri)PKK nin silahli eylemlerinin irak ve diger yerlerdeki kürd mücadelesine zarar verdigi tezini isleyecek.ayrica pkk ya silah biraktirma konusunda,turkiye,avrupa,iran ve suriyedeki pkk disi kürd örgüt,kurum ve sahsiyetlerin bir araya gelecegi bir konferansta planliyorlar"dtp bu oneriye sahip ciktigina gore,pkk de bu isin icindedir derken ve aciklamaya calisriken nicin olmasin?dan"zaten toplantiya katilacak kürdlerin ezici cogunlugu"pkk nin silah birakmasindan yana olacaktir"ve hatta"pkk nin silahla kurd davasina degil,kurd dusmanlarina hizmet ettigini"soyleyecekler.sorun burdada degil diyerek sorun neden turk devleti bu silah birakma isini guney kurtleri alet ediyor?apo onlarin elinde yada onlarlan birliktetedir.aponun kurtler icin istedigi ve istemedigi her sey ortadadir.bu silah birakma meselesinde apo cagri yapmalidir.aponun bugune kadar tum cagrilari pratige aktarildi..belki bazi insanlar aponun cagrisina uymaz,ama bu cagriyi"ulusal emir"olarak kabul edecek cok kisi olacak derken,dtp bu oneriye sahip ciktigina gore,pkk de bu isin icindedir belirlemesini yaparken az olan mantigimida yitirdim.biraz daha zorlayinca az kalan mantigimi,turk devletinin pkk yi silahsizlandirma diye bir sorunu yok.aksine surekli bir sekilde kontrol ettigi ve kontrolu bir savasi yuruttugunden dolayi halinden memnundur derken imrali kackinina seslenmeniz geldi aklima.bu silah birakma meselesinde apo cagri yapsin derken.kaygilarini algilamaya calisirken su ilk yazindaki belirlemeyide aktarayim buraya.diyorsunki;kurdistan baskani kek mesud`un baskanliginda bir "ulusal kongre""özgur kurdistan"kazanimlarinin dusmanin acik hedefi haline gelecektir.bu kongre,kurdistanin bes parcasindaki parti,orgut,kurum-kurulus ve sahsiyetleri kapsamalidir.bugun bu kongre icin en iyi yer diasporadir derken ve diyelimki yine burda ele alinan konu pkk tasviyesidir.ve diylimki buna dtp katildigina gore pkk da icindedir.ve diyelimki burda yine asil olan aponun cagrisidir.oda gudumludur.kurdistan disinda gerceklestirecek,hadi adi baskada olsa var olan asil gercegi degistirecekmi.koskoca kazanilan bir degeri,parcayi pkk gerceginde korumayacak kadar gucsuzmuyuz.(guneyi goz bebegimiz gibi korurken)her anlamda kendi sahanda savasmak,kendini daha bir iyi kollamak degilmi. bu konuda 1992 ornegini verdiniz.sevgili aso bra kaygilarini algilamakta zorlaniyorum,inan iki uzunca yazini tekrar tekra okudum.okuyacagimda.su beynimin kapatisesini zorluyarak algiladiklari paylasmak istedim senlen.beni hor gormeyecegine eminim.hani diyorumki,baskalarini bilmem ama ben yazdiklarini dort gozlen okuyorum.gozlerim yoruluyor,algilama kapatisem dusuyor.soyle ben gibi okurlar icin bir ozetini cikarsan iki yazdiklarinin.diye bilirsin o senin sorunun diye.haklisin.ne yapalim bizde okur geceriz.hurmetler

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.