Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 2 November 2008

[center][b]Acaba Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas Kürd Asıllı mı?[/b]

[img]http://img145.imageshack.us/img145/7877/mahmoudabbas2007xg9.jpg[/img][/…]

Kürdlerin geçmiş ve aktüel tarihine dair bilgiler ver araştırmaları hep merakla izliyorum.. Kürdlerin tarihine dair en küçük bir söylentiyi dahi olumlu yada olumsuzluğuna bakmaksızın ciddiye alır sorgulumaya çalışırım.

Sonuçta Kürdler “[b]İlk Hint-Avrupalı imparatorluğunu kurmuş Medlerin[/b]“ ([i]Reinhard Schmoeckel, Di İndoeuropaeer sayfa 301[/i]) torunları olarak, bugün sayısal olarak devletsiz en büyük etnik gruptur.

Geçenlerde A.Ç adlı eski bir arkadaşımla telefon ile konuşurken ansızın bana “Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Kürd asılı olduğunu biliyormusun?“ diye bir soru sordu.
Benim cevabım negatifti..

Çünkü Mahmud Abbas'ın Kürdlüğüne dair bugüne kadar hiç bir şey duymamıştım..
Ama, Mısır, Ürdün, İsrail, Filistin vb.. ülkelerde yoğun bir Kürd kitlesinin asimilasyona uğradığını biliyordum.. Son olarak Newroz.Com'da “[b]Ahmed Şewqi[/b]“ üzerine çıkan makalede de bu durum açık bir şekilde görülüyor.

Ben hemen kendisine “Mahmud Abbas'ın Kürd asılı olduğuna dair kaynağı“ sordum..
Onunda kaynağı Filistin Kurtuluş Örgütünün kadrolarından biriydi.. FKÖ'nin söz konusu kadrosu A.Ç'ye bir ara başbakan olan Hamas'ın liderlerinden olan [b]İsmail Haniyeh [/b]El Cizire televizyonuna yaptığı bir açıklamada “[b]Mahmud Abbas'ın müslüman olmadığını ve Suriye'den Êzidi bir Kürdü olduğunu“ söylemiş.. Aynı zamanda Haniyeh “müslüman olmayan birinin Filistin devlet başkanı olmayacağını[/b]“ da beyan etmiş.

Zaten daha öncede Mahmud Abbas'ın “etnik ve dinsel kökeni“ hakkında bir dizi iddialar ortaya atılmıştı.

Bu iddialardan biride Usama Bin Ladin'ın bir konuşmasında ortaya atılmıştı. Bin Ladin “Mahmud Abbas'ın İranlı bir Bahai olduğu“ söylemişti.. Bin Ladın'ın bu açıklamasından sonra Mahmud Abbas ve ailesi üzerine Arap, İsrail, Türk ve hatta dünya basınında bir çok açıklama ve makale çıktı.. Hatta Bahailer Merkezide bir açıklama yaparak bu iddiayi yalanladı.(konuyu merak edenler şu linklere bakabilirler) Tabii ki bu tartışmalar esnasında kamuoyunca pek bilinmeyen bazı gerçeklerde ortaya çıkmaya başladı.. Mahmud Abbas'ın asıl ismi: Mahmud Riza Abbas Mirzadır.. Mirza, Riza ve Abbas isimleri Araplar ve Filistinlilerin pek kullandığı isimler değildir.. Zaten Riza ve Mirza gibi isimler Kürdler ve Farslar tarafından çok kullanılan isimlerdir.. Mirza ismi tipik İrani bir isimdir ve Êzidi Kürdler arasında çok yaygındır.. Ayrıca İran'da bir Bahai Kürd topluluğuda vardır.. Mahmud Abbas'a karşı yazılan yazılarda onun Bahailerin merkezlerinden biri olan Safad(Galilee) doğması ve Bahailerin ruhani önderlerinden olan Abbas Mirza ile aynı ismi taşımasıydı.

Fakat Mahmud Abbas ö dönem yaptığı bir açıklamada “kendisinin müslüman bir aileden geldiğini ve Ürdünlü bir gazete de bu meseleyi gündeme getiren insana karşı dava açtığını ve dava sürerken bu insanın öldüğünü“ söylüyor.

Yine arkadaşımın aldığı bilgilere göre Mahmud Abbas Mahmud Abbas Hamas Liderlerinden İsmail Haniyeh onun hakkında “Êzidi Kürdü“ “müslüman olmayan“ yolundaki değerlendirmelerden sonra bir televizyon kanalında cevap veriyor.. Abbas bu cevabında “Ailesinin Suriye'den“ geldiğini doğruluyor ve ailesinin “müslüman bir Kürd ailesi“ olduğunu söylüyor.. Ayrıca, arkadaşımın dostu Filistinli “Tüm Filistinlilerin bu gerçekliği bildiğini“söylüyor ve hatta “bugün FKÖ'nun Hamalah sorumlusu olan Ebu Leila'nında Kürd olduğunu“ ekliyor.

Aslında İsrail'deki Yahudi Kürdleri konusunda kısmen bilgilerimiz var.. Ama Filistin'deki Kürdler konusunda bilgilerimiz çok kısıtlıdır. Bu konuda hiç bir araştırma yok. Herhangi bir Kürd ile yapılan kısa bir söyleşi dahi yok.

Ama buna rağmen bazı Kürd isimleri şu veya bu nedenden dolayı gündeme gelebiliyor.. Filistinli bazı Kürdlerin isimleri ve “Kürd kökenli“ oldukları yabancı basına yansınca bizim haberimiz oluyor.

Örneğin Yaser Arafat'ın çok ağır hasta olduğu ve Paris'teki bir hastaneye yatırıldığı zaman bir Kürd asılı doktorun ismi hiç basında düşmedi: [b]Dr. Eşref El Kurdi[/b].

Dr. Eşref El Kurdi, onlarca yıldan beri Arafat ve ailesinin özel doktorluğunu yapıyordu.. Arafat gibi liderlerin özel doktoru olmak ciddi bir güven ilişkisi gerekiyor..Tüm dünya basını Arafat'ın hastalığı hakkında detaylı bilgi sahibi olabilmek için Dr. Eşref'in peşindeydi.. Biz o dönem onun ismini ve kökeni hakkında bilgi sahibi olduk.

Bir başka olay..

Filistin yönetiminin “maliyesi“, “yolsuzluklar“ ve “Arafatların mal varlığı“ meselesi gündeme geldiği zaman, yine başka Kürd asılı bir şahsiyet ortaya çıktı: [b]Muhammed Reşid[/b].

Arafat'ın “ekonomi danışmanı“, “FKÖ ve Filistin Yönetiminin Kasası“ olan Muhammed Reşid, bir çok çevrenin saldırılarına maruz kaldığı zaman Kürd olduğunu duyduk.. Yani onun “Kürd olması“ suçlama aracı olduğu zaman biz ve dünya onun ismini duyduk..

Daniela Marcus'un İsrail'ın “Haaretz“ gazetesinden Almancaya çevirdiği “Korupption und Bestechung“ adlı makalede Arafat'a karşı kampanya imza atan 200 “aydın“dan biri olan Misri Arafat'ın ekonomi danişmanı olan Muhammed Reşid için şöyle diyor: “Filistin halkı için o(M. Reşid) bir katastrof... Aslını bilmediğimiz Irak Kürdü olduğu söylenen bu Reşid- aslını soruştuğumuzda Iraklı kardeşlerimizin bu adam hakkında hiç bir şey bilmediklerini ve kendileriyle ilişkisi olmadığını söylemelerine rağmen- bu mechul ve ruh adam Filistin halkının parasını kontrol etmektedir“...

Bir Rus gazetecisi olan Roman Bessonov “Kürd asılı“,“Finans rejisör“ü olarak adlandırdığı Arafat'ın “ekonomi danışmanı“ olan Muhammed Reşid'in ismini “Kerkük-Haifa boru hatı“ hakkında yürütüğü resmi olmayan çalışmalarla gündeme getiriyor.. Ayrıca aynı gazeteci “Muhamed Reşit ile Şaron'un oğlu Omri“nin ortaklık meselesini bir suçlama olarak gündeme taşıyor.

Enteresan olan durum benim arkadaşımın Filistinli arkadaşı Muhammed Reşid'in geçmişi hakkında ilginç bilgiler veriyor.. Yaser Arafat Lübnan'da olduğu zaman anası ve babası ölen küçük bir Kürd çocuğu olan Xalid Selamı kendisine evlat olarak alıyor ve büyütüyor.. Daha sonra Moskova'da okutuyor.. İşte bir dizi çevrenin suçladığı ve bugün Güney Kürdistan'da bir dizi yatırım yapan Muhammed Reşid o küçük Kürd çocuğu olan [b]Xalid Selam[/b]'dır.

İlginç olan Yaser Arafat'ın sağlığını Dr. Eşref El Kurdi ve maliyesini Muhammed Reşid adlı iki Kürde teslim etmesidir.. Sağlık ve ekonomi gibi temel ve hayati iki dal.. Bu güven nereden kaynaklanıyor?

Neyse konumuzu kısaca toparlarsak Ebu Masen lakabıyla tanınan Mahmud Riza Abbas Mirza 1935 yılında Safad'ta dünyaya geldi.. İsrail devletinin kuruluşunundan sonra ailesi Şam'a yerleşiyor.. [b]Ebu Mazen [/b]orta ve yüksek eğitimini Şam'da bitiriyor.. Daha sonra Moskova'da doktorasını yapıyor.. O, Yaser Arafat ve diğer bir kaç kişi ile birlikte El Fetih'in ilk kurucularından biridir.. Ebu Mazen Filistin ve İsrail arasındaki “Madrid“ ve “Oslo Barış süreç“lerinde önemli rol oynadı. FKÖ adına İsrail sol hareketiye ilişkileri sürdüren oydu.. İlginç olan İsrail devleti tüm Filistin liderlerini “kara listesine“ alırken hiç bir zaman onu almadı.. Bugün o Filistin yönetiminin Başkanıdır.. İsrail devleti de onun dışında yapıcı birini görmüyor.. Ben Mahmud Abbas'ın Kürdlüğünü kabul ettiği o açıklamasını bulmak için bir Batı Kürdistanlıdan ricada bulundum.

Tam bu anda Mahmud Abbas'ın aracı olduğu Mam Celal ile Ehud Barak'ın Sosyalist İnternasyonal'ın Atina Kongesindeki tokalaşmaları aklıma geldi.. Mahmud Abbas, Ehud Barak ve Mam Celal'ın içinde bulunduğu ve bir çok çevrenin saldırısına neden olan resim karesi gözüm önüne geldi.

Ben kendi kendime Mam Celal Mahmud Abbas'ın “etnik kimliğini“ bilir diye düşündüm..
Hiç belli olmaz. Biz başka yerden haber beklerken belki de Kürdistan Forum yazarları “Ebu Mazen“ın sırını çözerler.. “Mazen“ dedim.... “Mazen“ Mahmud Abbas'ın 42 yaşında kalb krizinden ölen büyük oğlunun ismidir.. Yani kendisi için “Bavê Mazen“ lakabını seçmiştir.. Eğer bu kelimenin Arapça anlamının ötesine geçersek, İngilizce yazılan bu “Mazen“ bizim “Mezin“ olmasınmı? Hemde büyük oğluna bu ismi vermişse.... Bizim Êzidilerde Şêx Adi'ye “[b]Şêxê Mezin[/b]“ diyorlar..

Di gel rêz û silavên germ!!!

[b]
Mikail Canpolat[/b]

نەناسراو (not verified)

Sun, 2008-11-02 14:06

Sayın Canpolat, Yazınıza epey emek vermişsiniz. Paylaştığınız bu bilgiler için teşekkürler. Yazınızda Mazen sözcüğü için kullandığınız "Eğer bu kelimenin Arapça anlamının ötesine geçersek" ibaresinden Mazen'in anlamını bilmekte olduğunuz sonucuna vardım. Mazen sözcüğü benim bildiğim kadarıyla arapçada 'çöle düşen çiğ damlası" anlamına geliyor. Latin alfabesiyle yazımı Mazen şeklinde. İki farklı dilde kelimelerin benzerlik göstermesi sıkça rastlanan bir olgudur. Mazen sözcüğü sadece filisitinliler tarafından değil arapların çoğunluğu tarafından biliniyor ve aynı anlamda kullanılıyor. Mısır arapçası da aynı sözcüğü olduğu şekliyle içeriyor ve Mısır arapları arasında da isim olarak kullanılmakta. Geriye Mahmud Abbas'ın lakap olarak almazdan önce oğluna verdiği ismi her iki dilde farklı anlama gelen, telaffuzda hafif bir fark içermekle birlikte yakın şekilde söylenen bir sözcükten seçtiğini kanıtlamak kalıyor. Bunu cevaplayacak olan herkesten önce Mahmud Abbas'tır. Bildiğiniz gibi Haydar Aliyev için de benzer iddialarda bulunuldu. Ancak gerçekliğini hiçbir zaman öğrenemedik. Sizin de belirttiğiniz gibi Mahmud Abbas hayattayken bu konuda bilgisine başvurulması gerekir. Ayrıca yazınızda "İlk Hint-Avrupalı imparatorluğunu kurmuş Medlerin" şeklinde bir iddiaya yer vermişsiniz. Hitit de bir imparatorluk. Birden fazla ülkeyi(krallığı) içeren devletlere imparatorluk deniyor. Medlerin tarih sahnesine çıkışları olan İ.Ö. 9. yüzyılı imparatorluk olarak algılasak bile Hitit'in imparatoruk dönemiyle aralarında 7 yüzyıl fark var. Eğer ölçü dilse Hititler de hint avrupalı bir dil konuşuyordu. Kaldıki Medler İ.Ö. 7. yüzyılın ortalarında imparatorluk olabildiler. Güzel yazılarınızın devamı dileğiyle diyorum. Selam ve saygılar.

Sevgili Kenan Merhaba, Kısa yazıma dair olumlu yaklaşımınız için teşekkürler.. "Medlerin ilk Hind Avrupalı İmparatorluk" olduğu meselesini bir Alman tarihçisine dayandırdım.. Sizin ileri sürdüğünüz Hititler tartışalabilinir.. Haydar Aliyev ailesine ilişkin söylenenler iddiadan öte gerçek. Haydar Aliyevin "Kürd kökenli" ve "aslen Nahçivanlı" olduğunua dair belgeler daha doğrusu nufüs kütükleri Azerbaycan seçimleri esnasında basında yer aldı.. Daha çok Rusya yanlıları Azeriler tarafında kullanıldı.. Aslında bu nufüs kayıtlarını Ermeniler basına sızdırdılar.. Bir ara Ermenistan'da bulunduğum bir sırada bir Ermeni eski dostum bu belgelerin daha Ermeni gazetelerinde yayınlandığını da söylemişti.. Geriye kalan bu belgeleri bulup yayınlamaktır.. Türklerde bunu biliyorlar.. Önce bu aileyi devirmek istediler. olmayınca anlaşma yoluna gittiler.. Saygılarımla

نەناسراو (not verified)

Sun, 2008-11-02 20:30

Bu yaz `Urdun Kurtleri` ve `Diaspora Kurtleri` isimli iki kitap elime gecti ve okudum ve o kitaplar malesef simdi elimde degil. Evet hafizam beni yaniltmiyorsa `Urdun Kurtleri` isimli kitapta ayni zamanda suriye, lubanan ve filistin Kurtleri ile ilgili bolumler de var. O bolgelerde taninan meshur Kurt ailelerin adlari veriliyor- Ayni zamanan belirtilen bir hususda bu bolgeye gelen Kurtlerin tarihin degisik donemlerinde bolgeye geldigi belirtiliyor. ornegin Saladdin Eyyubi doneminde gelen Kurtlerden de bahs ediliyor ancak bu (ilk) gelen Kurtler haliyle asimile olmuslar. Daha sonra bolgeye gelenler hakkindaki bilgi haliyle daha fazla idi. Ben su an Mahmud Abbas ile ilili bir sey okudugumu hatirlamiyorum ama Kitapta Butun Kurdlerden zaten bahs etmiyor. Bu kitap(lar)a bakilirsa belki daha fazla bilgi elde edilebilinir. ben sahsen Ermenilikten islama donmus Filistinlileri duydum. Bu durumda Kurdlerin Filistine yerlesmis olmalari akla yatkin geliyor..

Sayın Hemdo Merhaba, Ben Ürdün Kürdlerine dair bazı çalışmalara ulaştım.. Güney Kürdistan'da bu yönde yayınlanan çalışmalar var.. Ama, derli toplu bir çalışma yok.. Fransızca yayınlanan Halep, Şam ve Mısır kronikleri var.. Oralarda Kürdlere dair çok ciddi belgeler var.. Haçlı seferleri döneminde..Halep konu alan yazı 600 sayfa cıvarında ve büyük oranda Kürdleri konu alıyor.. Aşağı Kurmanca'da "Halep Kürdleri" bir çalışmada var ve çok değerli bilgileri kapsıyor.. Ama, Filistin Kürdleri konusunda çok daha derli toplu bir çalışma yapılabilinir.. Ürdün Kürdleri üzerine, Xorasan Kürdleri üzerin yapılan araştırmalar o bölgelerin insanları yapmış, insanlarla gmrüşmüş ve söyleşilerde yapmışlar.. Aynı şey Filistin'de yapılabilinir.. Örneğin Arafat'a karşı Filistin aydınlarının yayınladıkları bir deklerasyon var.. Orada El Kurdi soyismini taşıyanlar var.., Bunlar bilinenler.. Ya bilinmiyenler? Silav

Bahsi gecen Kitap hakkinda bilgi. Kitap [b]Urdun Kurtleri[/b] Yazar :Muhammed Alî es-Siwêrekî el Kurdi Yayinevi Avesta Arapçadan Çeviren Kadri Yıldırım Birinci Baskı: 2007 ISBN: 9789944382140 19.5x13, 240 sayfa Ürdün'deki Kürtler sayıca az olmalarına rağmen, ülkelerini ve şehirlerini yapılandırmada Ürdünlü kardeşleriyle birlikte katkı sunabilmişlerdir. Böylece düşünce, siyaset, edebiyat ve iktisat alanında önde gelen Kürt şahsiyetler ortaya çıkmıştır. Örneğin 1967 yılında Ürdün Başbakanı olan Sa´d Cuma el-Eyyûbî aslen Diyarbekir Kürtlerindendir. Kitapta Ürdün´deki Kürt ailelerinden çoğunun aslen Diyarbekir, Mardin, Van, Siverek ve Urfa´dan geldikleri görülecektir. Bunların bazılarının ataları Ürdün´de konuşlandırılan Osmanlı ordusunda görev almış, görevleri bittikten ve 1918 yılında Osmanlı Devleti düştükten sonra aileleriyle birlikte Ürdün´de kalmayı tercih etmişlerdir. Bugünkü Ürdün Kürtlerinin çoğu bunlardan oluşmaktadır. Bu kitabın Türkiye´deki okur kitlesinin Ürdün Kürtlerinin durumu ve onların değişik alanlarda modern Ürdün´ü yapılandırmadaki rolleri hakkında bilgi sahibi olmalarını umuyorum. Muhammed Alî es-Siwêrekî Kurdên din ne bes bûn, ên Urdunê jî derketin! Heta niha me got kurdên Tirkiye, Iraq, Iran, Surî, me got kurd bes bûn, bi ser de kurdên Urdunê jî derketin. Nizanim haya we ji wan heye? Ew çawa dijîn, çi dikin, hejmara wan çend e? Vê hefteyê mijara me ev e. Ew 900 sal in li Urdunê dijîn. Bi giştî di dema Selaheddîn Eyyûbî de koçî Urdunê kirine. Ev koç di dema Memlûkan û Osmaniyan de berdewam kiriye. Bi taybetî li her zêde bûn, di sedsala 20'an de ev koçberî zêdetir bûye. Kurdên li Urdunê ne bi giştî koka xwe ji Amed, Mêrdîn, Wan, Sewreg û Rihayê ne. Kurdên Urdunê zêdetir li Ammanê dijîn. Dema Amman dibe paytexta Urdunê kurd zêdetir ber niha hejmara zêde li wir e. Ji kurdan gelek kesên giregir jî derketine. Yek ji wan kurdê Amedê Sa'd Cuma el Eyyûbî ye ku di sala 1967an bûye serokwezîr. Her wiha wî gelek pirtûk jî nivîsandine. Li Urdunê kurd li ser nasnameya xwe ya neteweyî nesekinîne, zêdetir bi nasnameya olî bi dewletê ve hatine girêdan lê bi salên 2000'î re bala wan a li ser nasnameya wan zêde bûye. Wan heta niha zêdetir erebî bikar aniye, ji kurdî dûr ketine. Lê kêm be jî di nava dîrokê de xebatên li ser kurdî jî çêkirine. Yek ji wan bi navê Alî Seydo ferhengek Kurdî-Erebî ku 40 salên xwe didê amade dike. Ferheng di sala 1985'an de wekî 670 rûpel ji aliyê Komeleya Selaheddîn Eyûbî ve tê weşandin. Li ser bikaranîna kurdî ya ji aliyê kurdên Urdunê ve jî wiha tê gotin: “Kurdên ku di salên dawî yên sedsala 19'an û yên destpêka sedsala 20'an de hatin Urdunê baş bi kurdî dizanîn û kurdî xeber didan. Lê nifşê piştî van kurdî ji bîr kirin. Hê nû nû rewşenbîrên kurdan û di demên dawî de kurdên li Taxa Kurdan a Dimeşqê yan jî yên ji Cezîre hatine em dibînin ku bi kurdî xeber didin.“ Gelek tiştên nû kurdan aniye Urdunê. Yekem car li Urdunê kurdan weşanxane vekirine, yekem car wan futbol, spora basketê anîne. Dîsa yekem kesê ku xwediyê bawernameya firîne ye kurdek bûye. Komeleya Selaheddîn Eyûbî her çiqas niha ne çalak be jî di dîrokê de karên baş kirine. Koma wan a folklorê bi motîf û lîstikên xwe reng li wir kiriye, di Newrozan de derketiye ser dikê. Ger hûn bipirsin ev ji ku derketin, ez bêjim: Niha pirtûkek bi navê “Urdun Kurtleri (Kurdê Urdunê)“ bi tirkî ji Weşanên Avestayê derket. Pirtûk ji aliyê Muhammed Ali es-Siwêrekî el-Kurdî ve di encama xebateke 17 salan de hatiye nivîsandin. Pirtûk yekem car di sala 2004'an de li Ammanê, 2005'an de li Silêmaniyeyê, 2006'an de li Dubai Tirkiyeyê hat çapkirin. Dema min pirtûk xwend, ne bû ku ez van agahiyan bi we re par ve nekim. Bêşik gelek agahî hene, lê min tenê hin jê hilbijartin. Piştî ew qas agahiyan mirov hejmara kurdên ku li Urdunê dijî meraq dike ne wisa? Min bi xwe jî, mirov ew qas agahiyan dixwîne, dibêje qey bi mîlyonan kurd li Urdunê dijî. Bi ya we çiqas kurd li Urdun dijîn? Berî ez bigihîjim reqemê min ji xwe re texmîn kir, min got mimkûn e çend sed hezar bin, lê hezarî ne. Belê li gor hejmara ku pirtûk pêşkêşî me dike tenê: 15-20 hezar. Cemil Oguz, Diyarname,

Sayın Siveriki'nin bu çalışmasından haberim var.. Bu eserin Suleymaniye baskısını okumuştum.. Ayrıca onun başka eser ve makalelerini biliyorum.. Rojgar arkadaş, "Ahmed Şewqi" ile ilgili makaleyi yazdığı zaman Siveriki'de yaralandığını söylüyordu.. Rojgar'ın sözkonusu makalesinde "Ahmed Şewqi ailesinin kökeni hakında " Ben babamdan duymuştum. Diyordu ki biz Araplardan önce Kürdlerden geliyoruz.. Benim dedem çok genç yaşlarda buraya geliyor. Dedem Cizreli Ammed Paşa'dan Mısır valisi Muhamed Ali Paşa'ya bir mektup getirmişti. Bundan dolayı dedem bana Ahmed ismini verdi. Dedem bilgili bir adamdı, Arapça ve Türkçeyi yazıp ve okuyabiliyordu.. Bundan dolayi Muhamed Ali Paşa onu yanına aldı“ diyor.(Dr. Muhamed Eli El Siweriki, Metin dergisi sayfa 120) yaptığı bu alıntı Siveriki'nin bir başka çalışmasından alınmıştır. Bedirxaniler, Dr. Nuri DErsimi ve daha onlarca Kürd şahsiyeti Ürdün kralıkları ile yakın ilişkiler içinde oldular, sarayda çalıştılar.. Ürdüne ilişkin çok ciddi bilgiler var.. Silav

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.