Skip to main content
Submitted by Anonymous (not verified) on 20 May 2008

Kerkük meselesi, Irak devletinin Kürdlere empoze edilmesinden sonra Kürdlerle Araplar arasında yapılan tüm görüşmelerde ve savaşlarda belirleyici bir rol oynadı..
Kerkük Meselesi Kürdistan Kralı Şêx Mahmud ile İngilizler arasındaki çatışmalarda, Molla Mustafa Barzani önderliğinde gerçekleşen 11 Mart 1970 Otonomi Antlaşmasının çıkmaza girmesinde ve 1983 yılında Yılında YNK ve Irak rejimi arasındaki görüşmelerin başarısızlığa uğramasında ve Birinci Körfez Savaşı esnasında “Kürdistan Cephesi“ ile Irak rejimi arasındaki görüşmelerin sona ermesinde tayin edici rol oynadı..
Çünkü Kürdler Kerkük'ü kendilerinin “Tarihi Başkenti“, siyasi, coğrafi ve tarihi açılardan Kürdistan'ın bir parçası olarak görüyorlar..
Kerkük ve Kürdistan'a ilişkin tüm tarihi eserler ve belgeler bu gerçekliği teyit ediyorlar..
Kürd halkı 1991 yılında Saddam'ın kanlı rejimine karşı “Büyük Raperini“ gerçekleştirdikleri zaman en büyük hedefleri Kerkük'ü özgürleştirmekti..
Kürdler bu kutsal amaçlarını, kutsal bir günleri olan Newroz Bayramına denk getirerek 21 Mart 1991'de Kerkük'ü özgürleştirerek iki bayramını birlikte kutladılar..
Kürdlerin çifte bayramı, bölge devletlerinin anti Kürd politikaları ile birleşen Amerika'nın ö dönemdeki tutumundan dolayı kısa sürdü ve Kürdler büyük bir yenilgi aldı..
2003 yılında Amerika'nın Saddam rejimine son verme savaşında Kürdler yeniden Kerkük'ü özgürleştirdiler, tüm Arap kolonları bölgeden kaçtılar...
YNK ve KDP arasındaki çelişkiler ve iktidar savaşı Kürdlerin Kerkük'ü yeniden terketmesine sebep olan etmenlerden biri oldu, belkide en önemli etmen...
Saddam rejimine karşı uzun savaş ve yenilgileri bire bir yaşamış, Enfal ve Halebçe gerçeğini görmüş, “Kurdkujî“ savaşına önderlik yapmış, içerden ve dışardan büyük baskılar neticesinden bir modus vivendi yakalayıp sıcak iç savaşa son veren ve “gömdükleri baltaların“ yerini bilen Güney Kürdistan Siyasal Önderliği ürkek davranarak Kerkük meselesini siyasi olarak çözme yerine sonu belirsiz bir hukuksal sürece terk etti..
Kerkük ve diğer işgal altındaki Kürdistan topraklarının geleceğinin tespit edilmesi için “Geçici İdari Yasasına“ bir madde konuldu... 58. Madde... Bu yasal maddeye göre Kerkük vb bölgelerin Irak'a mı yoksa Kürdistan'a bağlanacağı meselesi, bu şehirlerdeki durumun normalleştirilmesi(bölgeye yerleştirilen Arap kolonların eski yerlerine ve yerlerinden edilen Kürd Awarelerin kendi yurtlarına geri dönmesi), nufüs sayımı ve referandum yoluyla belirlenecekti..
O dönem “Geçici Hükümetin“ başında olanlar Kerkük için hiç bir şey yapmadılar. Hatta Kerkük ve Kürdistanı yendiden tahrip etmek için planlar yapmaya ve pratiğe aktarmaya çalıştılar.
Geçici hükümetin son günlerinin son saatlerinde Kürdler ayağa kalkıp Kerkük için “Hawar“ etmeye başladılar.. O dönemin Irak hükümeti, Amerika ve İngiliz Irak Büyükelçilerinin Kürdlere Kerkük'e dair verdikleri “güvenceler“ neticesinden Kürdler sonraki süreçte gündeme gelecek seçim süreçlerine katıldılar..

2005 yılında “Irak Daimi Anayasası“ na “Geçici İdari Yasasının“ 58.maddesi 140. madde olarak formule edilerek konuldu ve referandum yoluyla kabul edildi.. Anayasa'ya göre 2007 yılının 12 ayın sonlarına doğru Kerkük ve diğer işgal altındaki bölgelerde referandum yapılacaktı..
Saddam sonrası başbakanlık koltuğuna oturan Allawi, Caferi ve Maliki'nin hiç biri Kerkük için, anayasal maddenin tatbiki için hiç bir şey yapmadı..
2007 yılının sonuna doğru yine Kürdler Kerkük “Hawarina“ çıktılar..
Bu sefer “Birleşmiş Milletler“ devreye girdi ve Kürdlere söz verdi.. BM'nin istemi ve önerisi neticesinden Referandum süreci 6 ay, yani 2008 haziranına kadar uzatıldı..
2008 yılındada BM'lerin önerdiği 6 ay boş geçti... 140.maddeyi tatbik etmekle görevli komisyon işlevsiz kaldı.. Irak'ta 140. maddenin “anayasal süreci bitmişmi bitmemiş mi?“ tartışmaları başladı... Bu sorunu Anayasa Mahkemesine götürme sorunu vardı... Hiç bir şey çıkmadı..
Birleşmiş Milletler Genel Sekteri'nin Irak Özel Temsilcisi Mayıs ayının 15'ine kadar Irak ve Kürdistan yönetimlerine önerilerini sunması gerekiyordu.. Fakat şimdiye kadar Stefan De Mistura önerilerini sunmuş değildir.. Bu gecikme de Kürdlerin saflarında yeni bir “Hawar“a neden olmuştur.. Irak, Kürdistan ve 140.maddenin uygulamasında sorumlu tüm yönetici kesimler basına yaptıkları “resmi“ açıklamalarda “rapor hâlâ sunulmuş değil ve raporun içeriğine dair bilgimiz yok“ diyorlar.. Ama Amerikan basınında (The Economist'in makalesini hatırlayınız) Stefan De Mistura yapacağı öneriler hakkında kısmende olsa bilgiler dışarıya sızıyor..
Görünen o ki “Kürdistan'ın gülü“ Mendeli ve Hewice gibi Kürdistan bölgeleri Araplara bırakılmak isteniyor....

Görünen o ki BM Temsicisi Musul bölgesinde bir “Asuri-Suryani ve Keldani Otonom Bölgesini“ planlıyor.. Arapların tahrip ettikleri Dicle'nin karşı yakasında değil, Kürdlerin yoğun olduğu alanda bir “Asuristan“ oluşturulmak isteniyor.. Saddam'ın yıkılmasında sonra Basra'dan, Bağdat'tan ve diğer Arap bölgelerinden kaçıp gelen Hıristiyanlar için bölgede bir otonom yapı ön görülüyor..

Kerkük'ün durumuda ne olacak belli değildir.. BM'ler “tüm tarafları memnün edecek bir çözüm“ arıyor.. Kürdistan topraklarını kendi vatanının topraklarını sana ait mi değil mi diye referanduma sunarsan birileride “herkesi memnün edecek bir çözüm“ bulur..
Her ne kadar Güney Kürdistan Liderliği “BM'lerinin rolu teknik sorunlarla sınırlıdır“ desede görünen o ki Birleşmiş Milletler temsilcisi “Anayasa“ yapıyor.. Yarın Türkmenlerde Kürdistan toprakları üzerinde kendi “Türkmenistan“ larını kuracaklar... Böylece 140. madde “herkesin gönlüne göre pratiğe“ aktarılacak..
140. madde BM'lere terkedildiği zaman Kürdlerin Arap, Türk ve Fars lobilerinin karşısında kazanacağı hiç bir şey yok.. Bu güçlerin hepsi zaten BM'lerin bünyesindeler.. Birleşmiş Milletlerde Kürdler yine “Avukatsız halk“ olarak kalacaktır.. Kerkük te dahil bugünkü Güney Kürdistanı Araplara teslim eden Birleşmiş Milletlerin önceli olan Milliyetler Cemiyeti değilmiydi?
Güney Kürdleri Kerkük konusunda ısrarlı olacaklarına taviz üzerine taviz veriyorlar.. Son yapılan mahali seçimlerde “Kerkük Kardeşlik Listesi“, Arap ve Türkmenlere karşı ezici bir başarı kazandı, Vali, Belediye Başkanı ve Eyalet Meclis çoğunluğu Kürdistanilerin eline geçti.. Kürdler 5 Aralık 2007 yılında Araplarla anlaşarak Kerkük Meclisini “kardeşce“ paylaştılar... Kürdlere, Araplara ve Türkmenlere altışar, Asuri, Keldani ve Ermenilere 3 üye Mecliste verdiler..
Seçim sonuçları nerede kaldı?
Kerkük'ü tahrip eden Arapların eski yerlerine geri dönmeleri nerede kaldı?

Bu yılın sonunda Kerkük'te dahil Irak çapında mahali seçimler yapılacak... Herkes bu seçimin Anayasa hükmü olduğunu söyluyor..
Kürdler pekala Kerkük'te mahali seçimleri reddedebilirler... Bugün Kürdler Kerkük idaresinde çoğunluktalar.. Dr. Sadi Berzenci Irak Parlamentosunun 4/3'ü 140. Maddenin uygulanmasına karşı.. O zamanda Kürdlerde “Kerkük'te seçimleri reddetmeliler“(geçenlerde Güney Kürdistan'da şimdilik ismini hatırlamadığım biri bunu önermişti)

Güney Kürdleri, Soranca ve Kurmança meselelerini gündeme getirerek Kürdleri bölmeleri yerine Kürdistan coğrafyasını ve Kürdistan'ın tarihi sınırlarını kontrol altına alsalar daha iyi ederler..

20.05.08
Spartakus Kardoxi

Anonymous (not verified)

Thu, 2008-05-29 15:12

Kerkük kürtlerindir.Geçmişten bütün kürt halkı kerkük için çok büyük mucadeleler etmiş ve çok sayıda savaşmıştır.Eğer bnlarıda türkiyede tarih derslerinde kendi tarihler okutukları gibi bunalrıda okuturlarsa öğrenciler açısnda yararlı olur diye duşunuyorum.Çünkü türkiyede sadece türklerin çoçukları okumuyor kürtlerinde çoçukları okula gidiyor.Onların beyinlerine kendi türk tarihlerini yerleştireceğine onların dedeleri atalarının yaşatıkları ile onları aydınlatılmalı,diye duşunuyorum.Onun için artık yeter diyorum başkalrın sirtında geçinmeyee,emperyalizm güçlerin yaptıkları gibi.....

Add new comment

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.