Kurd siyasiler, yorumcular , forum yazarlari, vatanseverler olarak bazan kavramlarin tarifinde Turk tuzagina dusebiliyoruz; esasen suregelen derin bozuklugun altindaki en buyuk faktorde budur.
Uzun muddettir Turk Basinin'da- hatta 30 yil evvelinden beri zaman zaman- Turk Gladiosu olarak Italyan sisteminden apartilan deyimle, bu defa da Ergenekon isimli, aslen Mogolistan'in yerli halklarindan olan Buryat halki'dan- kurt, cocuk vs- araklanip, Slav-Tatar-Cerkez uclusunce Turklestirilen efsanenin adina istinaden ismi verilen orgutlenmeden bahsediliyor.
Buna bir ara derin devlet denirken, buyuk ihtimalle derinligin boyutu hakkinda tam bir karara varamamis olacaklar ki, is daha saglama alinip, daha dar kapsamli bir tarifle onumuze civ civ yemi olarak atiliyor.
Gladio'dan Ergenekon'a suregelen tarifin tartismasinin altinda yatan temel husus, bu tur orgutlenmenin Demokratik Sistem icersinde, illegal olarak yapilandirilip, yine illegal ve anti-demokratik usullerle, insan haklari ve yasaminin tehlikeye atilmasi basta olmak uzere ,her tur politik kullanima elverisli bir aygit gorevini icraya tam yetkili olmasi...
Italya veya diyelim Ingiltere veya Almanya'da, aciga ciktigi veya kokusu yayilmaya basladigi andan- 1970 li yillarda bile- itibaren kamuoyunun etkili bolumlerince siki bir takip ve sorusturma altina aninda alinabilecek, ve o surecin baslamasiyla birlikte de, ucundan bucagindan didik didik edilmeye musait kilinacak bir illegal yapilanmanin, Turkiye'dekilerle benzeri bir tepkiyle karsilasabilecegi, karsilastigi soylenebilirmi ?
Karisiklik, sanki Turkiye demokratik bir ulkeymiscesine veya cok ciliz ve genelde yapmacik ve sira Kurd-Kurdistan hakkina geldiginde eriyip giden tepkileriyle bir takim Turk kamuoyunun kafasindan saciliyor.
Turkler, devletlerinin aslinda hicte kotu olmadigi, ama iste bazi kendini bilmez fazla ulusalci yaramazlarin, yine , mesela Genelkurmay Baskanindan, MIT'ten, askeri , icisleri ve disisleri istihbaratlarindan, CIA'den vs habersiz falan
kaka islere soyundugu, bu illegal aktivitelerin Turkiye'yi dunyaya kucuk dusurdugu, efendim iste Avrupa yolunda tokezlettigi falan gibi bol miktarda yanlis mesaji, bizzat kendi kamuoylarina iletmekle mesguller.
Oysa Turk Devleti'nin kurulus sarti, zaten hile, entrika ve illegalitenin ta kendisi degilmi ?
Dolayisiyla, hadi kasarli ve tuzu kuru Turklerin, kendi mubarek devletlerine toz kondurmamak icin elli taklali atraksiyonlara soyunmalari anlasilir; ama bizlerin boylesi manupilatif kavramlari tartismalarimizda dominant ogeler biciminde kullanip, bir de bazi Kurdleri bu kavrama yapistirdikmi , hem kendimize hem de tartismalarimizin urunu magdurlara duble haksizlik ederiz.
Kafa kariskligida yerli yerinde durur.
Selim Curukkaya ile Sukru Gulmus, PKK icersinde ne tur seyler yaptilar , kendileri aciklamislardir.
Baskalarida yapar zaten.
Ama her ikiside, Kurdistan-Kurdluk idealine tam gaz, kendi bildikleri , yapabildikleri olcude hayatlarini ispatli olarak adamis insanlar...Yukarida bahsettigim kafa karisikligina emsal teskil edebilecek husustur bu; mesela Ocalan Turk devletiyle alenen, tum dunyanin gozleri onunde isbirligi yaparken, taraftarlari ve maalesef Kurd halkinin onemli bir kismi kendisinin vatansever oldugunu saniyor; ote yandan da, gecmiste veya halihazirda bazi siyasilerce hata olarak degerlendirilebilecek tavirlar, tesbitlerine bakarak, iki insani Turk devletiyle isbirliginde gormek,Kurdistan'a ozgu bir paradoksmudur, bilemem.
Bu sartlar altinda bu iki sahsin Turk devleti yanlisi oldugunun imasi bile, sadece bunlara bireysel haksizligin disinda, birde politik dunyamizin Turklerin manipulasyonuna cok acik oldugunu gostermesi acisindan da ibret olarak alinmali.
Selim ve Sükrü Apoyla kiyaslanamaz!