Skip to main content

PKE-PLATFORM KONFERANSI, KÜRD ÖRGÜTLERI ARASINDAKI AYRIŞMAYI NETLEŞTIRDI

Bir kez daha iyiniyet yada fedakarliklarla ulusal platformlarin yada ulusal birliklerin kurulamayacagi netleşti. Bu parti yada kişilerin objektif yada subjektif niyetinden kaynaklanan bir olgu olmayip, yaşam ve mücadelenin karekteriyle ilintili bir olaydir. Daha öncede yazdigim makalelerde israrla belirtigim realiteyi bazi kesimler tarafindan birlik yada ittifaklara karşi oldugum şeklinde algilanildi.

Oysa yaşadigimiz onca tecrübeler ortadadir. Geçmişte yasadimiz her birlik yada platform sonrasi deneyimler, parti ve örgütler arasinda derinleşen çatlakliklar, gelecege olumsuzlukluk olarak bize miras kalmiştir.

Benim açimda “Danezan“ PKE`nin iceriginin reformist yada radikal olmasi önemli degildir. Benim açimda iki şey çok önemlidir; 1. Platform, Cephe, Kongre...vs`leri oluşturan örgüt ve partilerin konum ve pozisyonu. 2. Kurdistani kurtaracak! toplantilarin yapildigi yer.

Bir kere herkesin şunda hemfikir olmasi gerekir ki Kurdistan dişinda Kurdistan`i kurtarma reçetelerinin yapildigi tartişma ve çözüm! Toplantilari iflas etmiştir. Buna ragmen Kürdler yada Kürd örgüt ve partileri yurtdişinda toplanti yapmiyacaklari mi?.

Dogal olarak yapacaklardir, ama herkes bir kez başini gömdügü şu kumdan çikarsin, görecektir ki yurtdişinda yaşayan Kurdistanlilarin da dag gibi sorunlari vardir. T.C nin Kürdleri Islami, Alevi!…vs dernekler araciligiyla Türkleştirme çalişmalarini bir yana birakiyorum, PKK`nin Kürd toplumunu Avrupa Kürd kimligi ile entegre olmasina engel olmak, tecrit etmek, Avrupa ile çatiştirmak için yarattigi tahribatlari gidermek için yillara ihtiyaç vardir. Bunu görmezlikten gelip, bir kaç adi olupta kendisi olmayan ve Kürd kitlesinden tecrit bir şekilde sürdürelen dernekcilikle yada yilda bir kaç gece yapmakla olmaz.

Burada ciddi ve uzun vaddeli organizeli çalişmalara, üretici olacak kurumlaşmalara ihtiyaç vardir. Burada Kurdistani kurtarma adina yapilan bol söylemli tartişmalari, Avrupadaki Kurdistanlilari nasil Kürd kimligi ile Avrupaya entegre edip Kurdistana diplomatik ve lojistik alanda nasil yararli olabiliriz şeklinde tartişmalara birakmalidir. Avrupa`da yaşayan Kürd örgüt ve örgütsüz kişi ve aydinlarin yogunlaşacagi gündem bu olmalidir, yillardir Avrupa da, hiç bir zaman somut olarak gerçekleşmeyecek Kurdistani kurtarma hayalleri bir yana birakilip yaşamin gerçekleri ile yüzleşilmelidir.

Bu iş icin uzun vadeli somut projeler ürecetecek kurumlaşmaya ihtiyaç vardir. On yillardir 3-5 kişiyi bir araya getiren ve bir kaç kişi için maa? dernekçilik anlayişindan kurtulup sosyal, siyasal, ekonomik ve toplumsal alanda projeler üretecek çalişmalara ihtiyaç vardir. Bunun için mutlak anlamda partili de olmaya gerek yoktur. Avrupada bunun imkan ve koşullari vardir.

Ve asil sorun temel sorun “Kurdistan kurtaricilari” açisindan yasanilan tikaniklik örgüt- örgütsel sorun ve örgütün merkezi konumlanma alanidir. Kimileri yine örgütsel sorunu sadece parti sorunu olarak algiliyabilir, şüphesiz örgüt yada parti Kurdistan gibi sömürge bir ülke ve Ortadugu gibi bir cografya da vazgeçilmez temel mücadele aracidir ama toplami degildir. Düşünün ki ( ben “Kawa” boyutunda deginecegim) yaklaşik 30 yillik siyasal-politik araneda Kurdistan ulusal ve toplumsal bagimsizlik mücadelesinde halen temel ihtiyac olan demokratik kitle çalişmalarinda sahip oldugumuz bir kurum ve kuruluş yoktur. Bunu da bir yana biraksak dahi devletin kücük bir minyatörü olan parti ve örgütlerde, kurumlasma ve uzmanlasma, profesyonlesme yoktur.

Daha, izleri tazeligini koruyan PKE`nin yaptigi konferans ve sonuçlari üzerinde durulursa, genel anlamda zayifligimiz orta yerde kendini siritacagi acik bir sekilde kendisini gösterecektir. Bu tür konferans ve kongrelerin yararlarini tarti?mak gereksizdir, ama esas olarak tarti?ilmasi gereken, bizim bu tür giri?imlere hazirlikli olup olmadigimizdir. Sorulmasi gereken soru, sahip oldugumuz tecrübe, olgunluk ve örgütlülük bu tür konferansi omuzlayabilecek konumda midir? Konferansta alinan kararlari uygulayabilecek pozisyonda miyiz?

Konferanslarin yapiliş amaci dostlar aliş-verişte görsün amaciyla yapilmayacagi ortadadir.

O halde bizim esas olarak çözmemiz gereken temel sorun bu tür etkinlikleri yada Kurdistan ulusal ve toplumsal bagimsizlik mücadelesini omuzlayabilecek ?ekilde kendimizi yeniden üretebilmedir. Pratik olarak is yapmadir, 26 yillik hantallasmadan sonra biraz kibirdanmadir.

Godolar gelmeyecegine göre, sürgünde olmak pozisyonu T.C`ye yarayip kitle ile baglarimizi zayiflatip kopardigi da ortada iken yine zorunlu olarak var olan malzeme ile yetinmek zorundayiz. Bu malzemeler sinifta kalmi? olsalar dahi, ilahi kader ?eklinde yakla?mamak gerekir diye dü?ünüyorum!

“Turkiye Cumhuriyetini taniyabilme realitesinden uzak bir şekilde yaşadigimizdan, gözümüzü açtigimizda tarumar bir şekilde kendimizi bulduk! Açikçasi Mao`nun bir deyimi vardi ve Türkiye kagittan ( Kaplan ) bir devlet degildir.”

Sanirsam PYSK örneginin pratigi, her ne kadar sonuçlari çok agir olsada yine de yararlanilabilecek bir deneyimdir.

Bu noktada, benim somut olarak ?u önerim var: PYSK gibi örgütsel birlige gitmeden önce Bagimsizlikçi güçleri kapsayacak bir platform çali?malarinin önünü açmak için örgüt ve bireysel bazda tarti?malarin yapilip somut projeler üretmek ve giderek bagimsizlikçi güçleri bir platformda birle?tirecek ortak projeler üretmek birlikte calismak ve bir platform olusturmanin zemini olusturmak. Yillarin olusan teklik “ Kawacilik” ,“Rizgaricilik”, “Yekbunculuk” …vs sekillenmeleri kollektif sekillenmeye dönüstürebiliriz.

Bir yanda örgüt ve partiler örgüt bagimsizligini korurken diger yanda ulusal ve toplumsal bazda yapilacak çali?malarin önünün açilmasi. PKE olayi ve yillardir süren birlikler de şu ana kadar verimli bir ürün alinmamiş-alinamamiştir, alinmasi da mechuldur. O halde geriye bir tek yol ve yöntem kaliyor o da “ ayrişarak birleşmek “ ve pratik alanda çalişmalari, ortak faaliyetleri, birlikte çalişmayi geliştirip yayginlaştirmaktir başka bir çözüm yolu da yoktur. Kurdistani güçler ayrişmak zorundadirlar. Ayrişarak birlikte çalişmanin, somut projeler üretmenin tek zeminidir.

Yeni dönemin yeni alternatiflerin ortaya çikma zemininin olgunlaşmasiyla birlikte bazi tehlikeli yönelimlerde olacaktir. Bu yönelimleri salt T.C`nin dogrudan yönelimleri olarak algilamamak gerekir! 30 yillik pratik mücadele örgüt anlayişi örgüt yada parti önderligin konumlandigi alan hiyerarşik yapi ele alinip varilan sonuç degerlendirilirse, kismen tehlikenin konumu ortaya çikacaktir.

Tabi ki, tarih tekerrür ve ilahi kader degildir. Toplumsal degisim, dönüsüm ve gelisim nihayetinde tecrübe ve arinma deneyimleri ile ileriye yönelik dinamizm kazanmistir.

Artik oturdugumuz yerde, çifte standard rolleriyle Hakim, Savci ve Avukat olmayi ve hep başkalarini günah keçisi yapma ve bunu kendilerine bir yaşam tarzi yapmayan, igneyi kendilerine batiranlarla çalişma yol ve yöntemini bulalim.

Sanirsam, ortak calismanin yol ve yöntemleri üzerine biraz kafa yormak, Hakim, Savci, Avukat rollerine soyunmaktan daha yararli olacaktir. Birakin PKK cözülsün, cözülmesi icin tesvik edelim. Osman sunu yapmis Kanî bunu yapmis, tamam söylenilenlerin hepsi dogrudur, peki 80 öncesinin kitlesel örgüt ve partilerini bu konuma düsürüp örgüt ve partileri dagitanlarin, PKK`ye yol acanlarin hic bir sucu yargilanacak bir tarafi yok mu? Adalet dagitiminda cifte standard olmaz! Samimi olmanin tek ölcütü tek standarttir.

Eger suclularin yargilanmasi isteniliyorsa bunun mesruiyeti kitleyi temsil edebilmedir, kitleyi temsil edebilmenin yol ve yöntemide bellidir. Bu böyle disardan gazel okumakla olmaz!

“Ilk gemiyi terk edenler, gemi kalktiginda ilk binenler olmaya çalişacaklardir, bizim dikkat etmemiz gereken budur.”

[email protected]

Add new comment

The content of this field is kept private and will not be shown publicly.

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.