Skip to main content

Anonymous (not verified)

Sun, 2008-08-24 12:46

Selamlar HeK, Tesekkuler verdigin link icin. Sen de olmasan gozumden kacacakmis bu. Tembelligimden oturu, okumaktansa video'yu izleyip dinlemeyi tercih ettim. Bilgi acidan yazardan cok etkilendigimi soylersem yanlis olur. Ama sonucta zaten adamcagiz da Kurdistan'a gidene kadar Kurdler hakkinda cok sey bilmedigini itiraf ediyor. Sorulara verdigi cevaplar da zaten cok uzman olmayisinin cekingenligini hissediyorsun. En azindan ben oyle hissettim. Yazar ilk olarak Irak savasinin en buyuk basarisinin Kurdistan oldugunu belirttikten sonra, Bush yonetiminin Kurdistan cok basarili olur da Irak icinde kalmaz diye korkusundan Kurdistan'in basarilarini lanse etmedigini, yoksa Kurdistan'in ABD'nin Irak icin dusundugu her seyi basardigini soyledi. Ustelik bagimsiz Kurdistan'in 1948 Israilin kurulmasindan sonraki en buyuk ortak tepkiyi yaratacagini soylemesi de dogru bir tespitti. Yazarin Kurdistan'i ’tam demokrasi degil' ama o yolda ilerleyen olarak gostermesi cok hosuma gitti. Yazarin gerek baba Bush gerekse ogul Bush'un aslinda bugunku Kurdistan'i amaclamadiklarini, bugunku Kurdistan'in kazayla olustugu gorusune katilmadim. Ona gore ABD aslinda hic bir seyi planlamis, ve Kurdistan kazayla olusmus. Bir zamanlar tercumesini de yaptigim CIA raporlari bunun tam aksini soyluyordu. O raporlar cok net olarak koyuyordu hangi kosullarin nelere yol acacagini, Kurdleri nelere itecegini. O yuzden Kurdistan'in kazayla olustugu fikri bana pek mantikli gelmedi. Halbuki ABD'nin Kurdlerin ozellikle zaaflarini cok iyi bildigini dusunerek, kendi kendilerini yonetmeyi, kendi cikarlari icin birlik olmalari icin boyle bir gecis doneminin gecerli oldugunu bildigi gercegi bana daha mantikli geliyor. Ustelik Barzani ve Talabani birbiriyle savasirken ABD'li politikacilarin ’biz onlara devlet olma sansi veriyoruz, onlarin yaptiklarina bak' tarzindaki soylemlerini hatirlayinca ben kendimi daha hakli goruyorum bu konuda. Anlattigi hikayelerin cok sevimli oldugunu soylemeliyim. Ozellikle 12-15 yasindaki Kurd cocuklarinin, Ingilizlerin I. dunya savasindan sonra Kurdlerin bagimsizligini engellemelerini ve Henry Kissenger'in 1975'deki ihanetini unutmayacaklarini soylemeleri cok sempatikdi. Bir ABD'li askerin Kurdistan'in guzelligi karsindan ’burada yasasaydin senin olsun istemez miydin?“ diye sormasi karsisinda yazarin ABD'li askeri Kurdlerle ’ayni dilden konustugunu' belirtmesi de cok sevimliydi. Yazarin aktardigina gore Necirvan Barzani Mr. Bremer icin “Herkes Mr. Beremer'den nefret ediyor ama ben bayiliyorum kendisine. Mr. Bremer olmasaydi Irak bugunku durumda olmazdi daha iyi durumda olurdu“ sozlerine karsilik yazar “Kurdler tam olarak ne istediklerini bilmiyorlar“ yorumunu yapti. Bence tam tersiydi dogru olan. Gerci yazar da sonradan bir cok Kurdun Irakin geri kalan kisminin ic savas icine dusmesinden memnunluk duyacagini aktardi ki bu da benim hakli oldugu gosteriyor. Daha sonra sorular kismina gecildi. Ilk soru guneyin, yabanci firmalarla yaptigi petrol antlasmalari ile ilgiliydi. Yazar yapilan antlasmalarin gecerli olup olmadigi uzerine bir soruyu cevaplarken, Kurdlerin yaninda bu tarz kanunlarin anayasa ile ilgili uyumu uzerine calisan bir cok uluslararasi ’danismanlarin' calistigini soyledi. Dogrusu bundan duydugum memnuniyeti gizlemeyecegim. Guneyde var olan devletlesmenin sozde degil ozde oldugunun en iyi gostergesi bu bence. Bir baska soru karsiliginda Kurdlerin ABD yakin olmak istedigini, Bagdat'a pesmerge gondererek savas tekniklerini daha iyi ogrendiklerini, her onlerine cikan firsatta hem kendi otonomilerine sarilirken ayni zamanda merkezi hukumette de guclu olmaya calistiklarini ve bunu da bilincli olarak yaptiklarini dusundugunu soyledi. Bunlar hep olumlu gelismeler, ozellikle disaridan birinin gozlemi olarak duymak daha da guzel. Yazarin, ne zaman PKK'lileri ziyaret etse, Irakli Kurd soforunun gidip onlari kocaman, sevgiyle kucakladigini soylemesi de cok sevimliydi. Ama ayni zamanda yazarin PKK“yi kaybolmus goruntusunden bahsetmesi de oldukca ilgincti. Elin adami bile anlamis durumu bir de bizim Kurdlerimiz anlasa. Yazarin bir soru uzerine Irak tamamen kaos icine duserse, diger dis guclerin Kurdleri birbirine dusurme planlarinin bu sefer isleyecegini pek dusunmedigini, Kurdlerin gecmisten ders aldiklarini dusundugu soylemesi bana gore en can alici noktaydi. Yazar Kurdlerin eskiye gore bugun daha birbirlerine daha tutkun oldugunu soyluyor ve artik bu oyuna gelmeyeceklerini dusunuyordu. Zaten Kurdlerin kaderini belirleyecek olan da bu bilince ulasip ulasmadiklari aslinda. Yazarin anlattigi bir olay bana guneyin bir uygulamasini bizim nasil gormemezlikten geldigimizi gosterdi. Yazar Irak Kurdistan'in hangi ulkeden gelirse gelsin Kurdlere bedava egitim sagladiklarini, bu egitimi alan Iran'li Kurdlerle konustugunu ve onlara ne yaptiklarini sordugunda, “burada egitim aliyorum geri donup hukumeti devirecegim“ dediklerini anlatti. Aslinda bu kadar onemli bir uygulamayi sahsen ben ne kadar cok es gectigimi farkettim. Kurdlerin kendilerini dinle tanimlamadiklarini, Islam dinini digerleri gibi yasamadiklarini, Kurdistan'da kapanmayan kadinlarin oldugunu soylemesi de olumluydu. Kurdlerin modernleserek diger bolge uluslarindan farklilasmasinin ne kadar onemli oldugunu bir daha hatirlamis oldum. Cok ilginctir Kerkuk konusunda hic soru gelmedi yazara. O yuzden bu konuda ne dusunuyor bilemiyorum. Fakat yazar bende Kurdlere karsi sempati duyan biriymis gibi bir izlenim birakti, kitabini okumak da fayda var. Hanife

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.