Skip to main content

Anonymous (not verified)

Fri, 2008-05-09 05:19

Evet. Cemil Gundogan'in makalesi son derece enteresan bir makale. Makale yazarinin anti-entellektuelism meselesine sistemik bir yaklasimi var. Yaklasimi sistemik oldugu icin de hem kendi tecrubelerini ve hem de bizim bu forumda ki tecrubemizi ve sorunlarimizi aciklayabilecek bir niteligie sahip. Kurd dunyasinda anti-entellektuelism sadece buyuk isimler arasinda yaygin degil yani buradaki kucuk isimler arasinda da son derece yaygin. Kurdistandaki en buyuk ve en basarili orgutlenme olarak tabii ki PKK'nin bu aydin karsiti kulturun yayilmasinda (yayilmasi olmasa bile kucultulememesinde) buyuk sorumluluklari var. PKK veya PKK'ye rakip Kurd orgutlerinin 1970lerdeki sosyalist literaturu hakkinda bilgi degilim ve teorik altyapilari hakkinda detayli bilgi sahibi degilim. Ancak gorulebildigi kadariyla Kuzeydeki en basarili orgut PKK her ne kadar kendisine Kurdistan ISCI Partisi demis olsa da ilk yapilanmalarini koylu sinifi icerisinde gerceklestirmis. Yani PKK'nin teorisini bir tarafa birakirsak PKK pratikte Maocu ve hatta daha da kotusu Pol Potcu bir harekettir. Kizil Kmer hareketinin neredeyse tamami koylulerden olusuyordu. Iktidari ele gecirdikten sonra sehirleri tamamen bosaltmalari (ki sehirler sadece entellektuel yogunlasmanin degil ayni zamanda uygarligin isaretlerinden biridir) anti-entellektuelismin en bariz isaretidir. PKK, tirk egemenligine son verip Kurdistan devrimini gerceklestirmis olsaydi sehirleri bosaltmazlardi buyuk ihtimalle, ama parti agaliginin koy agaliginin yerine gectigi bir sistemi kesin yerlesitirlerdi. Koylulerden olusan parti agalarindan tabii ki. Kurd halki arasinda Kurdistan ve tirkiyedeki yaygin anti-entellektuelismi hadi anladik diyelim de peki bu durum yirmi ve hatta otuz yildir diyasporada yasamis Kurdler arasinda nicin bu kadar yaygin? (Sadece PKK sempatizanlari arasinda degil surgune cikmis diger Kurdler arasinda da anti-entellektuelism mevcut.) Kurdistan diyasporasinin egitim seviyesi nicin bu kadar dusuk? Nicin diyasporadaki halkimiz bir doktora sahibi olmanin ruyasini degil de bir kebabci dukkani sahibi olmanin ruyasini goruyor? Bir kac ornekle bunu gosterelim: Abdullah Ocalan imralidan "Medeniyetin Kokleri" isimli bir kitap yazmis. Bu kitap ingilizceye de cevrilmis. Nasil mi? PKK orgutu para basip profesyonel tercumanlarla bu kitabi cevirtmis. Yani sayilari milyonlara vardigi icin gururlanan, adeta tarikatvari bir sekilde liderlerine tapan bu ogrutun icerisinde kendi liderlerinin bir kitabini (ve hatta belki de bir makalesini dahi) ingilizceye cevirebilecek kapasitede birkac elemanlari yok. TC'de Ocalani savunmaya hazir ve nazir yuzlerce avukat var olabilir, ancak diyasporada Ocalani'nin savunabielcek mesleken avukatlik yapan PKK orgut sempatizani yok -ki kebabci dukkanlarindan topladiklari paralarla yabanci avukatlar kiraliyorlar. PKK orgutunun dunya medyasinin karsisina cikip hem PKK'nin ve hem de Kurd halkinin derdini meramini dunya dillerinde anlatabilecek orgut yoneticileri yok. Kurdistan'in ve ozellikle de Kuzey Kurdistan'in dunya dillerinde profesyonelce yayin yapabilen bir internet siteleri dahi yok. Bunlarin hepsi hic kuskusuz Kurd camiasinda uzun gecmise sahip anti-entellektuelismden dolayidir. Koylulukten orta sinifa gecisi bir dukkan sahibi olarak gerceklestirmeye calisiyoruz. Avrupada kebabci dukkanlarinda calisan Kurdler kadar, universitedelerde okuyan Kurdler de olsaydi durumumuz kesin farkli olurdu. Iddia ediyorum ki ne zaman Diyasporadaki Kurdler kebabci dukkani sahibi olma ruyasi yerine bir doktora sahibi olmayi ruyalarinda gormeye baslarlar, iste o zaman halkimiz entellektuel acidan buyuk bir sicrama gerceklestirmis olur. Cemil Gundogan'a makalesi icin yine tesekkurler. sHx

Plain text

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.