Nawsirwan Mustafa: „Ilk defa Kürdistan siyasi gücleri Bagdat’ta ortak siyasi bir söylemle görüsmeleri yapti“(1)
Nawsirwan Mustafa: „Ilk defa Kürdistan siyasi gücleri Bagdat’ta ortak siyasi bir söylemle görüsmeleri yapti“(1)
Cev: Aso Zagrosi
Nawsirwan Mustafa Anayasanin yazim sürecinin detaylarina iliskin yaptigi aciklamada: Üzerine anlasmazligin oldugu hususlar sunlardi: Din ve devlet iliskileri, Irak devletiyle Arap ulusu arasindaki iliskiler, Irak devletinin federal veya merkezi bir yapi temelinde sekillenmesi, medeni kanun ve baska sorunlar...
Kürdistan Niwê Gazetesine yaptigi özel bir söyleside sayin Nawsirwan Mustafa Sünni grubu Irak’in Arap ulusunun bir parcasi oldugunu tanimasi gerektigini savundugunu ve basindan itibaren federasyona karsi olduklarini( her ne kadar kürdler icin federasyona karsi olmadiklarini söyleselerde) vurguladi..
Nawsirwan Mustafa yine bu söylesisinde: „Kürdlerin tarihinde ilk defa Kürdlerin ortak bir tutumu ve söylemi vardi.. Tüm Kürdistan siyasal partilerinin temsilcileri ve Kürdistan parlamentosu üyeleri hic bir fark gözetmeksizin hepsi, kürd halkinin istemleri olan tek ortak bir siyasal söylem cevresinde toplandi.
Söylesiyi Kurdistani Niwê adina Nawsirwan Mustafa ile yapanlar: Twana Ahmed ve Lawend Newzad
Kurdistani Niwê: Ilk önce bize Anayasa’nin detaylarina iliskin bilgi verirseniz memnun oluruz.
Nawsirwan Mustafa: Irak Parlamentosu secimlerinden sonra Anayasa Taslagini yazmak amaciyla 55 kisiden olusan bir komisyon olusturuldu. Bu 55 kisinin 15‘i Kürdlerden olusuyordu. Bu komisyonun baskani, Sii listesinden bir imam olan Humamdi. Baskanin iki yardimcisi vardi. Birincisi, Kürd listesinden Dr. Fuad Mahsum, digeri ise Sünni Araplardan Adnan Cenabi idi. Komisyon katilimcilarin güclerine göre paylasilmisti. Daha sonra 15 tane Sünni Arap bu komisyona katildi. Bastan itibaren Irak Anayasasinin konsensus temelinde yazilacagi yönünde karar verilmisti.. Bu komisyonun Gecici Idare Yasasini kendisine temel alarak, yeni Anayasa Taslagini yazmasi gerekiyordu. Fakat, bu olay diger taraflar tarafindan kabul görmedi. Bundan dolayi Komisyon üyeleri alti bölümden olusan Anayasanin her bölümünü birine vererek, alti komite olusturuldu. Sonradan gelen 15 kisiyide 6 komite ekledi. Dagitilan Anayasa taslaginin büyük bir bölümü, Komisyon üyeleri olan Siiler tarafindan yazilmisti. Anayasaya din rengi ve özellikle Siilerin rengi digerlerine göre daha hakimdi. Ayrica bunun disinda Siiler, Irak’ta kurulacak siyasal sistemin Sii rengini tasiyan ve dinsel bir sisteme gitmek icin caba icindeydiler...
Ilk defa taslaklar bazi cevrelere teslim edilmisti. Bunlardan bir tanesi Kürdistana gelmisti.. YNK ve KDP yönetimleri, bu taslaga iliskin bir incelemenin yapilmasi yönünde karar verdi. Taslak incelendikten sonra, Bagdat’taki Kürd delegasyonunun desteklemek yada Irak’ta yazilan bu Anayasayi degerlendirmek icin bir komitenin olusumuna karar verildi. Anayasa Yazim Komisyonu tarafinddan hazirlanan Taslagi inceleme altina almak ve Kürdistan halkinin ulusal talepleri ne ölcüde yeraldigini ögrenmek amaciyla,YNK’den bir kac kisi, KDP’den bir kac kisi ve Kürdistan Parlamentosundan bir kac Anayasa uzmanindan bir komite olusturuldu. Sonra bu komite, derin incelemeleden sonra bir baska taslak olusturdu. Gecici Idare Yasasinin Kürd halkinin haklari, insan haklari, kadin haklari ve Irak siyasal sistemiyle iliskili olan maddeler incelemeye alindi, kendi düsüncemize ve Kürdlerin kazancina göre bazi maddelere iliskin alternatif bir proje hazirladik..
Ilk defa iki parti yönetiminin ve tüm Kürdistanli siyasal partilerininde icinde yer aldigi Kürdistan Parlamentosu üyelerinden olusan karma Kürdistan heyeti, Bagdat’ta gitti ve Anayasa Yazim Komisyonuyla görüstü. Kürdler icin önemli olan hususlar kendilerine anlatildi.
Bir kac gün orda kalindi ve kendileriyle görüsüldü. Yeniden Kürdistana döndük. Belli bir dönem sonra yeniden Bagdat’ta gittik ve beraberimizde hazirladigimiz Anayasa projesini ve Irak Küristani icin hazirladigimiz Haritayi da götürdük.
Bu arada Irak Islam Devrimi Yüksek Meclisi, El Dawa ve baska partilerle Bagdat’ta görüstük. Sonradan baktik ki, bir sonuca varilmiyor ve Anayasa Yazim Komisyonunda farkli görüsler var. Siiler baska, Kürdler baska, laikler baska ve Komisyona sonradan katilan Sünniler bir baska düsünüyorlar. Taraflarin var olan farkli yaklasimlarini yakinlastirmak, yasanan sorunlara care bulmak amaciyla Parlamento grup baskanlari ve siyasal parti önderlerinin birlikte toplantilarin yapilmasi gerektigi düsünüldü.
Üzerinde anlasilmayan ve farkli düsünceler olan hususlar: Din ve devlet iliskileri, Irak devleti ve islam dini arasindaki iliski, Irak devletiyle Arap ulusu arasindaki iliskiler, Irak devletinin federal veya merkezi bir yapi temelinde sekillenmesi, medeni kanun, dogal zenginliklerin paylasilmasi, Federal yapilanmanin yetkileri, Kürdistan’in cografi sinirlari ve daha baska meselelerde var olan gruplarin farkli düsünceleri vardi. Özellikle daha sonradan gelen Sünni grup Irak’in Arap milletinin bir parcasi oldugunu taninmasinin taraftariydi. Her ne kadar onlar, Kürdler icin federasyona ve Kürdlerin kendi haklarina sahip olmasina karsi olmadiklarini söyleselerde, bastan itibaren federasyona karsiydilar. Arap bölgelerinde böyle bir sistemin olusumuna karsiydilar. Cünkü onlara göre federal sistem irak’in bölünmesine neden olur. Ayrica bunun disinda onlar, daha önce cikan debaasizasyon yasasindan ve Baas partisinin irkci bir olusum oldugu yönünde hic bir ibarenin Anayasada yer almamasini istiyorlardi. Yine onlar Irak’taki iktidar meselesinde güclü bir merkezi yapiyi savunuyor, yeralti ve yerüstü zenginliklerin merkezin elinde olmasini ve güclü bir orduyu savunuyorlardi... Sünnilere aksine Siiler, Irak devletinde merkezin güclü olmamasi gerektigini, cevre bölgelerin güclü olmasini savuyordu. Fakat, onlarinda kendine has özel bir programlari vardi. Cünkü onlar farkli grup, parti ve örgütlerden olusuyorlar. Fakat Siiler, islami bir devleti, Islamin yasamanin kaynagi olmasi gerektigini, medeni kanunun mezhep bazinda düzenlemesini ve islam hukukunun temel alanlara hakim olmasini savunuyorlardi.
Siiler baslangicta dogal zenginlik kaynaklarinin Bölgelerin mülkünde olmasini ve Bölgelerce idare edilmesini savunuyorlardi. Daha sonra Siiler, bu söylediklerinden dolayi pisman oldular ve tüm zenginliklerin Irak milletine ait oldugunu ve merkezi devletin yeralti madenlerini cikarmasi ve adeletli bir bicimde dagitmasi gerektigini savunmaya basladilar. Saniyorum Kürdlerin bu konuda düsündüklerini anlatmaya gerek yok. Cünkü bu konuda Kürd pozisyonu yayinlanmis ve siz de üzerine yazmistiniz. Fakat sunuda unutmayalim ki, Irak ABD tarafindan özgürlestirildi, Saddam onlar tarafindan yikildi, Baas Partisi onlar tarafindan dagitildi. ABD, isgalci bir güc olarak uzun süre Irak’i idare etti. Anayasa sorununda yine ABD, esas aktörlerden biriydi..
Kurdistan Niwê: Siilerin daha önce sizin sundugunuz Kürd istemlerine karsi tutumlari nasildi?
Nawsirwan Mustafa: Federasyona iliskin Siilerin bir rahatsizliklari olmadi. Cünkü onlarda onu kendileri icin istiyorlar. Bizim bir sorunumuz var ki, biz ne kendimiz icin istesek, hakkimiz olarak görsek onlar razi oluyorlardi. Ama bir sartla sizin istediklerinizi bizde istiyoruz diyorlardi. Onlarda kendi acilarindan hakliydilar. Örnek olarak diyorlar: sen kendi bölgende Federal Bölge olusturmak istiyorsun, kendi icin Anayasa olusturmak istiyorsun, aktif bir iktidarin olmasini istiyorsun, kendi Bölgende bir yargi sistemini olusturuyorsun, bunlar benim icinde dogal haktir. Sen onlara bunlar sizin icin dogal degildir diyemesin. Benim icin iyi, senin icin kötü ve sen mecbursun benim istemlerimi kabul etmeye deme hakkin yok. Siilerle Kürdler arasinda esas sorunlardan biri, onlar dinin tüm alanlarda hakim olmasini, Irak’ta islami bir devletin kurulmasini, zenginlik kaynaklarin merkezin elinde olmasini istiyorlardi. Bu meselelerde farkli düsünüyorduk. Ayrica ne Siilerin, ne de Sünnilerin Kürd halkinin haklarina karsi fazla seyleri yoktu..
Kurdistani Niwê: Siiler daha önce zenginliklerin ve dogal kaynaklarin bölgelerin denetiminde olmasini istiyorlardi.. Daha sonra neden pisman oldular? Yoksa bu pisman olmanin nedeni onlar Irak üzerine hakimiyet kurabileceklerini mi düsünmeye basladilar?
Nawsirwan Mustafa: Burada göz önüne alinmasi gereken bir husus var. O da, Kürdlerin tarihinda sizinde ifade ettiginiz gibi Kürdlerin tek ve ortak bir söylemi vardi. Tüm Kürd siyasi partileri: YNK, KDP, Kürdistan Islami Birligi, Kürdistan islam Örgütü, Kürdistan Emekciler Partisi, Kürdistan Komunist Partisi ve Parlamento üyeleri hic bir ayrim yapilmaksizin tek ve ortak bir siyasal söylemin cevresinde toplandik. O söylemde Kürd halkinin ulusal istemleriydi. Hic kimse, bu güclerin arasinda bu az istiyor yada digeri cok istiyor diye celiski yaratabilmedi. Bizimle kiyaslandiginda diger taraflarin ortak bir siyasal söylemi yoktu. Sii Ittifaki, farkli düsüncelere sahip bir kac farkli gruptan olusuyor. Ayrica, Siilerin Mezhep olarak Sünnilerde olmayan dinsel Mercileri var. Her Sii grubu farkli bir dinsel Merciye baglidir. Biraz yakindan bakildigindan farkli düsüncelerde olsalarsa da farkli partiler icinde yer aliyorlar. Bundan dolayi Kürdler kendi aralarinda cözülmesi gerekli olan meselelerde, cözücü olabiliyor ve sonuca variyordu. Devam edecek..........