Ana içeriğe atla

Tütün tarımının gelişimi ve Kürdistan’a etkileri

1492’den önce, Amerika kıtasında dini törenlerde ve bazı hastalıklara karşı ilaç olarak kullanılan tütün, bu tarihten sonra Avrupa’ya getirildikten sonra ilk globaleşme aşamasındaki kapitalist dinamikle birleşince hızlı bir yayılma göstererek bir dünya bitkisi haline gelmiştir. Avrupa’ya gelen tütün ayinlerde ve tedavide kullanılan bir ürün olmaktan çıkarak keyif verici ve alışkanlık yapan bir ürüne dönüşmüştür. Amerika’nın keşfinden 120 yıl sonra, Virginia’da başarılı bir şekilde başlayan tütün üretimi  hızla gelişmiş ve 1634’de Maryland’a da tütün üretimine başlanmıştır. Emek yoğun bir ürün olan tütün üretiminde hızla köle emeğine geçilmiştir. 1800’lerin başlarında ; Viriginia ve Maryland eyaletlerinde tütün tarımında kullanılan 400 000’yakın köle,  ABD’deki tüm kölelerin % 50’sinden fazladır. Böylece, Güney Amerika kökenli bağımlılık yaratan tütün ABD’nin uyuşturucusu olarak dünya halklarına empoze edilmiştir.Başlarda enfiye, çiğneme, puro ve pipo olarak tüketilen tütün, 18. yy Brezilya’da kıyılarak sigara formunda kullanılmaya başlanmış ve ilk sigara 1843’te Fransa’da icat edilmiştir. Her ne kadar tütünü İsponyollar Avrupa’ya getirdiysede Fransızlar dünyaya yaymıştır. Hatta tütünün etkin maddesi Nikotine adını Fransa’nın Portekiz büyükelçisi Jean Nicot vermiştir. Yani tütünün dünyaya yayılmasına büyük katkılarda bulunan Fransa sigarayıda keşfederek tütün kullanımını kolaylaştırark daha da yagınlaşmasını sağlamıştır.1854’de başlayan Kırım savaşı sırasında ; fransız, ingiliz, rus ve osmanlı ordularındaki asklerler gazete kağıdına sardıkları tütünü içmişler ve savaşın 1856’da bitiminden sonra memleketlerine dönen askerler sigara kullanmının yaygınlaşmasını sağlarken, oriental ve/veya türk tütününü dünyaya tanıtmışlardır. 1878’de saatte 3 600 sigara yapan makina icat edilmiştir. Ama sigara yapma makinesi patentini ABD’de John Bonsack 1881’de almıştır. Saatte 5 000 sigara üretebilen bu makina günde 120 000 sigara üreterek 48 işciye eşdeğer bir üretim yapmaktadır. Bu şekilde üretim maliyetleri çok düşen sigaranın dağıtımı ve taşınmasıde kolaylaşmıştır. Kibritin icadı sonucu sigara tüketiminde bir patlama yaşamıştır. Birinci dünya savaşı sırasında devletler cesaret verdiği düşünülen sigarayı bedava olarak askerlere dağıttığında sigara üretimi ve tüketiminde ikinci bir patlama yaşanmıştır. Yaygın bir tüketim maddesi olan sigara sanayisi genelde bir devlet tekeli olarak örgütlendirilmiş ve devletlere güvenli ve sürekli bir gelir sağladığından tütün ve sigara üretim ve tüketimini giderek artan oranlarda arttırmıştır. Buarada tütünün neden olduğu hastalıklarda bilince çıkmaya başlamış ve bu konuda ilk araştırma sonuçları 19 yüzyıl sonlarında yayınlanmıştır.İkinci dünya savaşı sigara tüketiminde yeni bir patlama sağlamıştır. Büyük acı ve yıkımlara yol açan bu savaş esnasında ordularda bedava sigara dağıtımı devam etmiştir. Savaşta büyük bir yıkım yaşayan Avrupa’ya gıda yardımı yapan ABD, yardım paketleri içine kattığı sigaralar bu ülkelerde ABD sigaralarının nüfuz etmesi ve tüketimininin yayılmasını sağlamıştır. Bu tüketim patlamasında en fazla fayda sağlayanlar ise ABD’nin çok uluslu sigara şirketleri olmuştur. 1950 – 1980 arasında sigara tüketiminde motor rolü oynayan gelişmiş ülkelerin tüketimdeki payı düşme eğilimindedir. 1970’de dünya tütün tüketimininde gelişmiş ülkelerin payı  % 40 iken bu oran 1998’de % 34’e düşmüş ve 2010’da ise % 29’a gerileyeceği tahmin edilmektedir. İkinci dünya savaşı sonrasında yoğunlaşan araştırmalar sonucu ABD’de sigaradan ölenlerin yakınlarının açtığı davalar sonucu önemli miktarlada tazminat ödeyen sigara şirketleri, sigaranın neden olduğu hastalıkların tedevi edilmesi için yapılacak araştırmalara bağışlarda bulunarak kendilerini iyi göstermeye çalışmaktadır. Yine ABD’de yapılan araştımalarda ; sigaraya ödenen her 1 dolara karşın, sigaranın neden olduğu hastalıklar, iş gücü kayıpları, çevre kirliliği, yangınlar ve kazalar topluma ve devlete 2 dolar harcama yaratmaktadır. Bu zararlara karşı geliştirilen sigara karşıtı kampanyalar sonuç vermiş ve ABD’de 1950 ile 1970 arasında 50 milyon kişi sigarayı bırakarak, ABD’de sigara kullanan nüfus oranını % 45’ten % 25’e düşmesini sağlamıştır. ABD’de iç pazarının % 50’sine yakınını kaybeden sigara tekelleri bu boşluğu 3. dünya ülkeleri pazarlarına girerek terlafi etme yolunu seçmiştir. Yani ABD iç pazarda sigara şirketlerine karşı çok sıkı kurallar getirirken, 3. dünya ülkelerinde bu şirketler destek vermek için tüm araçları kullanmaktadır. ABD kendi sigara tekellerini 3. dünya ülkeleri pazarlarına nüfuz etmeleri için CİA ajanları, İMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütünü kullanarak bu ülkelerdeki tütün ve sigara üretim tekellerini ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Böylece, kendi sigara tekellerinin ABD ve diğer gelişmiş ülkelerde yaşadıkları Pazar kayıblarını telafi etmeye çalışmaktadırlar.Genelde 10 cm uzunluğunda ve 10 mm çapında bir silidir olarak imal edilen sigaranın; Dünya tüketimi 1923’te 10 milyar adet iken, 1939’da 19 milyara, 1982’de 4 600 milyara, 1998’de 5 250 milyara ve 2005 yılında ise 5 500 milyar adet olarak gerçekleşmiştir. Sigaranın sağlığa verdiği zaraların bilince çıkarıldığı Batı Avrupa ve Kuzey Amerika’da sigara tüketimi düşerken, 3. Dünya ülkelerinde artmaktadır. 1995 ile 2005 arasında sigara tüketimi yılda; Vietnam’da % 6.7, Pakistan’da % 6, Mısır’da % 5.2, İran’da % 4.8, Rusya’da % 4.5, Türkiye’de % 1.3 ve Çin’de %1.1 oranında artmıştır. Buna karşın, İngiltere’de % 4.9, Fransa’da % 4.6, Kanada ve ABD’de % 3.1,  Almanya’da % 3 ve Japonya’da % 1.5 oranında azalmıştır. 350 milyon tüketicisiyle Dünyanın en büyük sigara tüketicisi olan Çin, Dünya sigara tüketiminin % 38’ini temsil etmektedir. Büyük sigara tekellerinin sınırlı olarak girdikleri ve pazar paylarının % 3’lerde kaldığı Çin’de ulusal tütün tekeline bağlı 185 firma 1 800 civarındaki markayla tüketime cevap vermektedir. Sigaranın Çin devletine sağladığı yıllık gelir 28 milyar dolardır. Buna karşın sigaranın neden olduğu sğlık harcamaları ise yıllık 35 milyar dolar olarak tahmin edilmektedir. Çin’de her yıl 1.2 milyon kişi sigaranın neden olduğu hastalıklardan ölmektedir. Sigara tüketimi konusunda kısıtlayıcı politikalar uygulamayan Çin’de önümüzdeki yıllarda sigaranın neden olduğu ölümlerin artması beklenmektedir. Sigaranın başta bir çok kanser türü olmak üzere kalp, dolaşım ve solunum hastalıklarına neden olduğu araştırmalarla kanıtlanmıştır. Yani, 25 hastalık ile kanserlerin % 75’inin direkt veya dolayalı olarak sigara tüketimiyle bağlantılı olduğu tespit edilmiştir.  Dünya sağlık örgütünün tahminlerine göre yılda 5 000 000 kişi sigaranın neden olduğu hastalıklardan ölmektedir. Buda her 8 saniyede bir kişinin sigaradan ölmesi anlamına gelmektedir. 1950 ile 2000 arasında sigaranın neden olduğu ölüm sayısı 60 milyon kişi olarak tahmin edilmektedir ki buda 2. Dünya savaşındaki ölü sayısına eş değerdir. Sigara tüketimini sınırlayan zengin ülkelerde sağlık hizmetlerinin gelişmiş olması nedeniyle sigaranın neden olduğu ölümler azalrken, azgelişmiş ülkelerde ölümlerin artması beklenmektedir. Dünyada uluslararası ticarete konu olan sigara pazarının  % 95’ten fazlasını  8 firma paylaşmaktadır. Bu firmalara ait bilgiler Tablo 1’de verilmektedir.Tablo 1 : Başlıca Uluslararası sigara tekellerine ait firmalarFirmalar MarkalarBorsa değeri (milyar $)Net kar oranı(%)Altria (ABD) Marlboro, Philip Morris, Chesterfield133.3  12.01BAT (İngiltere)Lucky Strike, Pall Mall, Dunhill, Peter Stuyvesant47.720.97Japan Tobacoo (Japonya) Camel,  Salem,  Mild Seven 34.6 4.85Imperial Tobacco (İngiltere)  Davidoff, Richmond, JPS, Peter Stuyvesant22.57.34Reynolds (ABD)amel, Pall Mall,  Kool 13.213.34Altadis (Fransa, İspanya)Gauloise, Fortuna, Gitane11.84.03Gallaher Group(İngiltere) Benson&Hedges Silk Cut10.8 4.85ITC (Hindistan) India Kings, Classic9.321.69             Bazı marka sigaralar firmalar arasındaki lisans anlaşmaları çerçevesinde bir çok firma tarafından üretilmektedir. Sigara sektörünün en büyük firması Altria tartışmasız olarak sektörün en büyük firması olarak pazarın % 47’isini kontrol etmektedir. Dolayısıyla, diğer firmalar bu firmanın belirlediği politikaları uygulamakta ve 3. Dünya ülkeleri pazarlarında ortak hareket ederek Pazar payları ve karlarını artırmakatdırlar. Buna karşın, tüketicilerin sigaranın zararlarına karşı bilinçlendirilmesi 3. Dünya ülkeleri devletlerine düşen bir görev olmasına rağmen, bu devletlerin yöneticileri bu alanda halk sağlığını koruma yerine sigara tekelleriyle işbirliği yapmayı yeğlemektedir.            Buna en iyi örneklerden birisi Türkiye’dir. Dünya tütün üretimi ve sigara tüketiminde 6 ve 7. sıralarda olan Türkiye 1980’li yıllarda tütün ve sigara sektörlerinde tekeli kaldırırak yabancı firmaların Türkiye’ye girmesine izin vermiştir. Sektörün liberalizasyonundan sonra, Altria, BAT ve Japan Tobacoo firmaları Sabanci ve Koç gruplarıyla ortak sigara üretimine başlamışlardır. 2000 yılından önce 583 474 üretici aile, yani 3 milyon kişi geçimini tütün üretiminden sağlarken, 2004 yılında tütün tarımı yapan aile sayısı 285 000’e, kişi sayısı ise 1.5 milyona düşmüştür. Tütün üretimi yapan ailelerdeki azalmada Kürdistan’da etkilenmiş ve çok sayıdaki aile tütün tarımını bırakmak zorunda kalmıştır. Dünyanın 7. büyük sigara pazarı olarak kabul edilen Türkiye'deki sigara pazarının büyüklüğü 5.5 milyar dolardır. Türkiye’de sigara üretiminde kullanılan türk tütünü 1980’de 74 bin ton iken, 2003 yılında 42 bin tona inmiştir. Türkiye’de üretilen 115 milyar adet sigaranın 72 milyar  adedi amerikan tütününden üretilmektedir. Yani, Türkiye’de içilen sigaraların % 62’si amerikan tütününden üretilmekte olup bu konuda bağımlılık yaratılmıştır.             Sigara kaçakçılığı bugün Çin’den Avrupa ülkelerine kadar uzanan geniş bir ağa sahiptir. Türkiye’de ise sigara kaçakçılığı neredeyse yarım yüzyıldır yapılmaktadır. Bu ticaret sigara üzerindeki tekelin kaldırılmasından sonrada sürdürülmektedir. Daha önce Çin’de üretilen sigaralar Türkiye pazarına sürülürken, son yıllarda Duhok ve Süleymaniye’deki 2 sigara fabrikasında üretilen sigaraların Türkiye’de pazarlandığı iddia edilmektedir. Yapılan araştırmalar göre Türkiye'ye her yıl 25 bin ton kaçak sigara girdiği ve devletin her yıl 2.5 milyar dolar vergi kaybına uğradığı tahmin edilmektedir.            Bülent Sanlı’nın raporunda da vurgu yapıldığı üzere Habur ve Gürbulak sınır kapılarından yapılan günübirlik seyahatlerde yılda 50 milyon paket sigara Tğrkiye^ye sokulmaktadır. Bakanlar Kurulu’nun 13 Ocak 2000 tarihli Gümrük Vergilerinden Muafiyet ve İstisna Tanınacak Haller Hakkındaki Karar’ın 35. maddesine göre yolcu beraberindeki 200 adet sigara (1 karton) gümrük vergisinden muaf tutulmaktadır. Fakat pratikte bu üç karton olarak uygulanmaktadır. Yani her yolcu beraberinde 3 karton sigarayı ülkeye gümrüksüz olarak sokabilmektedir.            Bu durumdan yararlanmak ve ekonomik kazanç sağlamak isteyen bölge insanı çocuklarıyala minibüslerle her gün İran ve Irak’a ‘sınır ticareti’ kapsamında giriş çıkış yapmaktadır. Sadece Gürbulak sınır kapısından her gün 2 bin kişi İran’a gidip gelmektedir. Günübirlik seyahat olduğu için 70 YTL’lik harcı da ödemeyen bu 2 bin kişi beraberinde 6 bin karton sigara ile dönmektedir. İran’da 15 YTL’ye alınan sigaranın kartonunu Türkiye’de 40 YTL’ye aynı gün satılmaktadır. Bu sistemle sadece Habur ve Gürbulak sınır kapılarından yılda yaklaşık 50 milyon paket sigaranın Türkiye’ye girdiği tahmin edilmektedir.             TC’nin kurulmasından sonra, Kürdistan’ın paylaşıldığı sınır bölgelerinde yasaklanan ticaret binlerce kürdün kaçakçı olarak öldürülmesine neden olmuştur. Kürdistan’da yasaklanan bu ticaretin en önemli kalemlerinden birisi tütün olmuştur. 1980’li yıllarda Özal tarfından serbest bırakılan sınır ticareti, günümüzde birçok Kürdistanlının geçimlerini sağlamalarına katkıda bulunmaktadır. Görüldüğü üzere sigara ticareti karton başına minimum 25 YTL gelir sağlayan bir ürün olarak başlı başına bir gelir kaynağıdır.                         Fransa, 14 Nisan 2007

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.