Ana içeriğe atla

Saddam Hüseyin’nin Yükselişi, Düşüşü ve Yargılanması(2)

 ABD, 1979’a kadar İran Şahı vasıtasıyla İran petrolleri üzerinde söz sahibiydi. Humeyni tarafından alaşağı edilen Şahlıkla birlikte ABD, İran üzerindeki hakimiyetini kaybetti. ABD, Molla rejimini devirmek için her yolla başvurdu. Baş vurduğu aktörlerden birisi Saddam Hüseyin oldu. İran Mollalarına karşı Saddam’ı alternatif güç olarak önplana taşıdı. Onun vasıtasıyla Ortadoğu üzerinde hakimiyetini kurmaya çalıştı. Bu politıka gereği İran-Irak savaşında Saddam’ı siyasi, ekonomik, askeri, diplomatik vs. her alanda destekledi.Daha evel Irak, ABD’nin terör listesindeydi. Şahlık rejiminin yıkılması ve İran Molla rejiminin bilinen anti-ABD politıkası, ABD’yi Saddam Irak’ıyla işbirliğine yöneltti. Irak’ı terör listesinde çıkardı. Saddam’a ihtiyaç duyduğu her türlü yardım yapıldı.ABD yanlısı Şah Rıza Pehlevi’yi iktidarda düşüren Humeyni rejimi ABD karşıtı bir politıka izledi. Bu nedenle ABD için İran Molla rejimin tasviye edilmesi, eğer bu mümkün değilse güçten düşürülmesi çıkarları gereğiydi. Bunu bilen Saddam, bu fırsattı çok iyi kullandı. Başta ABD olmak üzere Batıdan aldığı silah, yüksek teknoloji, kredi vs. yardımlarla bölgesel bir güç olmayı hedefledi.Saddam Hüseyin Baas iktidarı, İran’a saldırıdan bir hafta önce 1975 tarihinde İranla imzaladığı Cezayir anlaşmasını tek taraflı iptal ettiğini duyurdu.Saddam Hüseyin’in başında bulunduğu Irak, ani bir kararla 22 Eylül 1980 tarihinde İran’ı işgala başladı. Kısa sürede İran’ın iç içlerine doğru büyük bir mesafe kattetti. Petrol bölgesi Abadan’ı ele geçirdi ve petrol koyularını ateşe verdi.İran-Irak savaşı her iki ülkeye çok pahalıya mal oldu. Milyonlarca insan öldü, yaralandı ve esir düştü. Ekonomik ve askeri olarak büyük güçten düştüler.  En büyük gelir kaynakları olan petrol üretimi büyük tahribata uğradı. 1972 Irak’da, 1979 İran’da devletleştirilen petrol sanayiyi yeniden yabancı şirketlerin denetimine vermek zorunda kaldılar. Saddam, İran-Irak savaşının faturasını diğer Arap ülkelere çıkarmayı düşündü. Fakat diğer Arap devletleri buna yanaşmadı. Saddam, bunu savaş nedeni saydı. Bu mantık gereği, zaten öteden beri “Irak’ın tarihsel bir parçası” olarak gördüğü Kuveyt’i 1 Ağostus 1991 tarihinde işgal etti. Saddam’ın İran karşısında zafer kazanması Arap yönetimlerinin korkmasına yol açtı. Saddam’ın yükselişi İsrail için de büyük bir tehlike arzediyordu. Saddam’a her ne pahasına olursa olsun bir ders verilmesi gerekiyordu. ABD ve İsrail bunun için dövmeye bastı. Saddam’a Kuveyt’i işgal etme mesajı el altında verildi. Saddam, kendisine kurulan tuzağa düştü.Bu işgale yeşil ışık yakan ABD, bu sefer Irak’a karşı savaşmanın gerekçesi olarak gördü. Hatta savaşın haklılığını BM Güvenlik Konseyinden çıkardığı kararla uluslararası camiaya kabul ettirdi. Birinci Körfez savaşı olarak tanımlanan bu savaşa dünya süper güçleri dahil herkes destek sundu.Irak’ın Kuveyt’i işgal etmesi uluslararaı bir krize yol açtı. Irak karşıtı uluslararsı bir cephenin oluşmasına zemin hazırladı. ABD, bu cephenin başını çekti. Daha evel desteklediği Saddam’ı devirmeyi çıkarına olduğuna kanaat getirdi. Bunun için önce dünyayı ikna etmesi gerekirdi. Saddam’ın bütün dünya için ne kadar büyük bir tehdit olduğu tezi yoğun işledi ve iktidardan düşürülmesi herkes için yararlı olacağı kanaatini yaygınlaştırdı. Bu temelde Irak’a karşı güçlü bir cephe oluştu. ABD önderliğinde Irak’a karşı bilinen „Çöl Fırtınası“ askeri operasyonu başlatıldı. Saddam iktidardan düşürülmedi, ama kolu kanadı kırdırıldı.İlk önceleri hava hareketi ile büyük oranda Irak askeri tesisleri tahribata uğratıldı. Arkasında 16 Ocak 1991 tarihinde kara hareketi başlatıldı. Yenilmez bilinen Irak ordusu bozguna uğratıldı. Saddam, askeri güçlerini alelacele Kuveyt’ten çekmek zorunda kaldı ve savaş durduruldu. Herkes Saddam’ın düşüşünü beklerken ABD, ani bir kararla “Çöl Fırtınası” operasyonuna son verdi. “Çöl Fırtınası” operasyonuna son verilmesinin esas olarak üç önemli nedeni vardı. Birincisi, müttefik güçleri devre dışına bırakmak ve Ortadoğu pastasına tek başına hakim olmaktı. Bunuda bir dönem sonra tek başına Irak’ı işgal ederek gerçekleştirmekti. İkincisi, Saddam sonrası doğan kaos ortamında İran’ın Irak üstünde egemen olacağı korkusu vardı. Üçüncüsü, Saddam sonrası kimin iktidara geleceği belirsizliğini koruyordu. ABD yanlısı muhalefet henüz buna hazır değildi. Mesele bu olunca ABD, belirsizliklerle dolu bir Irak’a elden güçten düşmüş Saddam rejimini tercih etti. Bu her üç nedenden dolayı birinci Körfez savaşı erken bittirdi. Ama bu geçici bir durumdu.Bu dönem Kürdler ve Şiiler ayaklandılar. Saddam karadan ve havadan büyük bir operasyon başlattı. ABD ve müttefik güçler buna seyirci kaldı. Daha evel Halepçe katlimını yaşayan Kürdler, yeni Halepçeler yaşamamaları için kitlesel olarak İran ve Türkiye sınırına doğru Mart-Nisan 1991’de göçe başladı. Önce sınırı kapatan İran ve Türkiye uluslararası kamuoyunun baskısıyla sınırları Kürdlere açmak zorunda kaldılar.Daha sonra ABD ve İngiltere birlikte aldıkları bir kararla Saddam güçleri için Kuzey ve Güney’i “Irak”da uçuşa yasak bölge ilan ederek Kürdler ve Şiileri koruma altına aldıklarını ilan ettiler.ABD ve İngiltere bununla kalmadı. İkinci körfez savaşına kadar Irak’a karşı hava operasyonlarına devam edildi. Irak’ın alt yapısı büyük ölçüde yok eddildi. BM vasıtasıyla koyduğu ambargo ile Irak açlığa mahkum edildi. BM tarafından çıkardıkları bir kararla BM silah denetim komisyonu tarafından denetim altına alındı. Ve Saddam yönetimi tam anlamıyla bunaltıldı. Bu arada Saddam karşıtı muhalefet güçlerini hazırladı ve destekledi.ABD Başkanı Bill Clinton, 31 Ekim  1998'de ABD Kongrenin kabul ettiği  "Irak'ı Kurtarma Yasası”sını onayladı. Bu yasaya göre Saddam rejimine son verilmesi, demokratik bir yönetimin işbaşına getirilmesi öngörilüyordu. Bunu gerçekleştirmak için Saddam muhalefetinin desteklenmesi ve çalışmalarında kullanılmak üzere 97 milyon dolar yardımın yapılması ve yardım edilecek grupların belirlenmesi öngörülüyordu.Yardımların kullanılması ve muhalefeti bir araya getirmek için Frank Riccardonee koordinatör olarak atandı.Irak Ulusal Kongresi (INC), yetkili organlarını seçmek üzere 29 Ekim 1999'da  Newyork'ta toplandı. Bu toplantıya İslam Devrimi Yüksek Konseyi, İslami Dava Partisi, İslami Çalışma Örgütü, Irak Komünist Partisi ve katılması gereken bazı şahşiyetler katılmadı.Bu toplantıya Kürd siyasal önderliği damgasını vurdu. Daha evel kabul görmüş “Kürdlerin Federasyon istemi saygı ile karşılanır” ibaresi, bu toplantıda “kabul edilir” şeklinde değiştirildi.Saddam, tehlikiyi görüyordu. Bunu savmanın tüm yollarına baş vuruyordu. Olasılı ABD ve İngiltere işgalini engeleyebilmek için 1972’de devletleştirilen petrolu başta Rusya olmak üzere Çin, Fransa, Kanada, Hindistan, Endonezya, İtalya, Almanya petrol şirketlerine işletme hakkını verdi. Fakat bu da Saddamı ABD’ye karşı korumaya yetmedi. Bilindiği gibi Hasan El-Bekr iktidarı, 1972 yılında Irak Petrol Şirketini devletleştirdı. 1975 tarihinde de aldıkları bir kararla tüm yabancı şirketlerin imtiyaz hakkı feshedilmişti. Fakat sürgündeki Iraklı liderlerde boş durmuyordu. Saddam dönemi yapılmış bu tür anlaşmaları iktidar olduklarında feshedecekleri savaşını vererek Saddam’ın politıkasını boşa çıkarmaya çalıştılar.ABD, Saddam’ı devirmek için gerekçeler sundu. Saddam’ın insanlık için büyük tehlike arzettiği tezi işlendi. Ellinde kimyasal ve biolojik silahların bulunduğu iddia edildi. BM tarafından oluşturulan ve ABD tarafından desteklenen Kitle İmha Silahlarını Yok Etme Komisyonu (UNSCOM), Irak’ı denetlemeleri Saddam diktatörlüğünü bunalttı, ama tüm çabalarına rağmen Irak’ta biyolojik ve kimyasal silah bulamadı. Bu, ABD’yı zor durumda bıraktı. ABD, Irak’ı işgal etmek istiyor, ama uluslararası güçlerin desteğini almayı başaramiyordu. Irak’a karşı birinci körfez savaşında olduğu gibi uluslararası destek bulamadı. ABD ve İngiltere’nin Irak’a karşı savaş başlatmaları için BM Güvenlik Konseyinde karar çıkarmaya çalıştılar. Rusya, Çin ve Fransa’nın karşı çıkmalarıyla bunu başaramadılar. Fakat buna rağmen destek veren devletlerle-İtalya, Polonya, İspanya- 20 Mart 2003 tarihinde savaşı başlatılar.Bu kez Saddam her halükarda iktidardan düşürülecekti. Hesaplar buna göre yapılmıştı ve yapılan hesap gereği Saddam’ın kanlı yönetimine son verildi.Devam edecek...26 Ağustos 2006

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.