Onlar Kimin Askerleri? / E.J
Kendimiz için yaşamadığımız zaman, hayatımızdan çalınan veya çarçur edilen zamandır. Bu zaman zından'da geçmiş ise el konulan yaşanması acı olan bir yaşamdır. Bazen ölüme “hoş geldin“ piskolojisinin ağır bastığı, yaşamak istemediğimizi fakat yaşadığımız zamandır. Dış hayat senin dışında değişmiştir: Teknik düşüncenin doğurduğu bir araçsa o araç çok ilerdedir. Çalına zamanı gitmiştir, yakalanmaz artık. Fakat içinde yaşadığın yaşama bir yerden katılmak yeni yaşamın gereklerindendir. Artık, bu elindeki zamanın ne çalınmasına, ne de çarçur edilmesine fırsat tanıma düşünülemez.
Kürdistan'ın hayatı sömürgecilerin elinde geçmiştir. Kendi doğal yürüyüş'ünü yürümemiştir. Doğal değişimi yaşamamıştır. Kürdistana bağlı olan; düşünceler, tavırlar, birikimler insanlar din sosyal ve siyasal tüm konularda doğal bir gelişme, ilerleme yaşamamıştır. Evet çalınan zaman, çalınan hayat bir yerden yeniden başlar ve geçmiş yakalanmaz.
Yaşam, bazı kuytu köşelerde, loş karanlıklarda ilkel kalır. Ulusal kişilik de karanlıklar da kalmışsa, çalınmış bit pazarında satılmışsa bu kişilik şüpheli kişiliktir. Ulusal kişiliği faşistlik ve ırkcılıkla suçlayabilir.
AKP iktidarı, yöntem ve araçları ne olursa olsun "faşist bir iktidardır" dediğimiz de, bu olasıllğı göz önüne almadan, sağına soluna bakmadan AKP'yi temiz çıkaracakların sayısı az olmayacaktır.
Ruslar Çarlıktan Sosyalizm'e, Sosyalizimden Kapitalizme dönüş yaptılar. Bu sadece bir Rus halkının yaptığı değil, aynı zamanda Dünya Milletlerinden birinin veya bir kaçını yaşaması gereken bir dönemdi. Fakat Ruslar hiç bir zaman kendi ulusal kimliklerinden vaz geçmediler. Çin vaz geçmedi. Avrupa Birliği sınırların kaldırlmasına rağmen; her ulusun yeri yurdu ve kimliği yerinde duruyor. Milli duyguları bir maç'ta kabarabiliyor.
Sömürgecilerin dışındaİ Kürt bireyleri de (bazı bireylerin bireylikleri çürük bir beze döndürülmüş), her hangi bir çarşafın ardına gizlenerek “bu ulusalcıdır, bu millyetcidir“, “bu çok kötüdür, siyasi ağa kötü dedi ise kötüdür“ der.
Zamanı, hayatı, ulusal kişiliği çalınan ve çarpırılan bir birey, sömürgeci yapının piskolojisini, eğitimini, normlarını kendi öz kimliğine dayatıcılığı bir yenilik, bir yeni keşifçi piskolojisi ile yaklaşır. Onlar için dünyanın, insanlığın ilerleyiş ve deneyimleri önemli değil. İnsanlğın yarattığı tecrübeye düşman olur, ya sömürgeciden edindiği bulamaç kimliği kullanır, ya da ondan olan yansımayı yeni diye dayatır. Çalınan hayat çok gerilerde kalmışsa, yeniye uzaksa “emperyalizim, kapitalizim“ der geçer ve onun üretimi olan buz dolabından soğuk suyunu içer, bilgi sayarını kullanır.
Son dönemde Nasname'de ilginç şeyler oluyor. Hizbullah adına başlık atıyor. Din konusu körüklüyor. Hani elimiz de sihirli bir değenek olsa; Avrupa birliği yasalarını olduğu gibi kabul eden bir parti kurardık, hatta adını “Partiya Gellé Kürdistan“ koyardık. Böyle bir sihirli değenek olmadığına göre,herkesin Kürt halkını bir tarafa çekmesine ne diyeceğiz. Biri kafasından, biri sol bacağından, biri sağ kolundan çekip duruyor.
Zaten hayatı, doğal yaşamı çalınmış yorgun argın parçalıyacaklar çeke çeke. Din – inançlar, her ulus'ta olduğu gibi bizde de olması doğal ve saygı duymamız gerekir.
Dini vecibelerini yerine getiren ve yaşamı bu olan bir insana insanca saygı dumak uygar insani bir durumdur. Eğer Kürt milletinin bir bacağını çeke çeke koparacaklarsa buna tüm sosyal katmanlar, farklı inançlar karşı çıkar. Hele hele beslenme yeri Türk okulları, Türk istihbaratı ise, Molla modalı ise burda düşünmek gerekir.
Nasname veriyor!!! Demokrası mühürü elinde. Allahın Partisi, Allahın askeri. Kainatı yaratan allah adına parti kuruyor. Kainatı yarattı ise Allahın TC beslemeli bir partiye ihtiyacı mı var? Kuran'da sosyalizmi çağrıştıran ayetler varmış ve örnekler. Yani Allah madde felsefesini mi savunuyor, madde felsefesinde metafizk yok... Kainatı yaratan bir saniyede alt-üst edebilir. Yaratıcı olduğuna göre dünyamızı, güneşi bir saniyede paramparça eder. O halde içi Kemelizim'le, Gülenizm'le doldurulan bir kaç fukara Kürd'ün(!) askerliğine ihtiyacı mı var!!? Seni yaratanın sana ihtiyacı olduğunu kim bildirdi?
Allah kimseyi seçerek Kürt insanlarını vahşice işkence-katlet demedi. Bir nevi şu anlama geliyor: Allahın katilleri, Allah kimseyi katil yaratmadı. Şimdi TC'nin katilleri, İran'ın katilleri Kürt katlederek Din-Allah adına yapacaklar! TC halen Kürt katlediyor, İran hergün idam ediyor. Mühteşem dindar geçiniyorlar. Allah mı emretti? “Ben Kürt yarattım, siz vahşice yok edin" diye.
Doğrusu Nasnamenin (demokratik tavırı hikayesini bir kenara koyarak), ideolojik yapısını görmek isterdik. Dini bir kulvarda, demokratik mücadele TC yi okşamaz… AKP açılımlarını da(!) öpücüklerle karşılaması ilginç!
Şükrü Türkiye'ye gitti. Hangi kanallarla gitti. Hemde çok rahatca. Nasname'yi nasıl kaptırdı, kim kaptı soruları ilginç .İki dua ile Şükrü'yü uyutamazlar ya. Var bunda bir bit yeniği...