Ana içeriğe atla

Kürd Soykırımı Suçunda Saddam ve Türk Devletinin ortaklık Belgeleri açıklanmalıd

  Saddam Hüseyin ve suç ortakları Kürd halkına karşı yaptıkları Enfal operasyonları ve kimyasal silahlarla yaptıkları soykırıma ilişkin yargılanmaktadır..Bu mahkeme boyunca Kürd tanıkların verdiĝi detaylı bilgiler, uluslararası bilirkişilerin verdikleri raporların yanında Irak devletinin resmi belgeleride birer birer suç delilleri ortaya dökülüyor....Artık ortaya çıkan ve mahkeme sunulan resmi belgelerden de biliyoruz ki, Kürd soykırımı Irak devletince daha önceden planlanmış ve sistemli bir şekilde bir program neticesinde pratiĝe aktarılmıştı...Iraklı Kürd cellatlar şimdi Kürdlere karşı yaptıkları jenosidin, insanlıĝa karşı işledikleri suçlar ve savaş suçlarından dolayı yargılanıyorlar...Daha önce Lahey Mahkemesi de Holanda vatandaşı olan bir ölüm tucarını yargılamış ve Irak’ta Kürdlere karşı yapılananı soykırım olarak deĝerlendirmiş ve soz konusu şahsı soykırıma ortaklık yaptıĝından dolayı mahkum etmişti..Enfal operasyonları esnasında 182 000 Kürdün yok edildiĝi gerçeklıĝini Kürdler yılarca dünyaya anlatmaya çalıştılar, ama Saddam Hüseyin kanlı rejimiyle çeşitli ekonomik ve siyasal ilişkilere geçen dünya kör ve saĝır rolunu oynuyordu..Hatta dünyanın bir çok gücü hem Kürd kıyımını ve hemde kimyasal silahların kullanılmasını Saddam adına inkar ediyordu..Ama, bugün hiç kimsenin reddedemeyeceĝi ve inkara kalkışamayacaĝı resmi belgeler ortadadır.Yine yıllardan beri Kürd yurtseverlerinin dünyaya anlatmaya çalıştıĝı bir başka gerçeĝin üzerindeki perde de yavaş yavaş açılıyor: Türklerin Saddam rejimiyle Kürdleri yoketmek için girdiĝi ittifak ve gerçekleştirdiĝi kooperasyon olayıdır..21 Aralık günü Saddam’ın yargılandıĝı mahkemiyi takip eden AFP muhabiri Saddam ve Türk devleti arasında Kürdleri yoketmek için yapılan kooperasyona ilişkin bir haber geçti..Bu haber karşısında, Kürd soykırımcıları olan Türk devlet yetkililerini panik sardı..AFP geçtiĝi haberde savcı Münkit El Farun mahkemeye sunduĝu bir belgede „özel saldırı“ ve „özel silahlar“la Kürdlere karşı genel saldırı emri verildiĝi, Irak subaylarından „Kürd ilticacıların geri gönderilmesi bazında Türk tarafıla yapılan kooperasyonun protoluna göre „ hareket edilmesi isteniyor..Haklı olarak AFP muhabiri soz konusu Türk ve Irak ortaklıĝı üzerine başka bir bilgi verilmedi diyor..Ama, mahkeme Kürd jenosidi döneminde „Türkiye ve Irak ilişkileri“ sorununda 4 defa mikrofonu kapatıyor ve kapalı seans ortamında görüşüyor...Şimdi ortada duran ve tüm Kürd halkı tarafından cevabı beklenen Enfal operasyonları sırasında Türk devletiyle Baas rejimi arasında Kürdleri yoketmek hangi protokollar imzalandı? Hangi ortaklıklar gerçekleşti? Sorunudur..Kürdlerinde ortaĝı olduĝu yeni Irak devleti ve Kürdistan Hükümeti Saddam rejimi ve Türk devleti arasında imzanan ve pratiĝe aktarılan tüm antlaşmaları ve işlenen ortak tüm suçları açıklamalılar..Birincisi; Saddam rejimi tarafından imzalanan tüm gizli antlaşmaları açıklayıp, açıklamak yeni Irak’ın Saddam rejiminin devamı olup olmamasına ilişkin bir temel bir kriterdir.. Irak hükümeti, Saddam’ın tüm suçlarını ve onun ortaklarını kamuoyuna açıklayarak, kendisiyle o rejim arasına bir sınır koyabilir..Ikincisi, Irak hükümeti bu belgeleri ve antlaşmaları kamuoyuna açıklayarak, Enfal operasyonlarında yaşamını yitiren 182 000 Kürdistanlının anısına gereken saygıyı göstermeli ve onların ailelerine karşı vicdani ve ahlaki sorumluluĝunu yerine getirmelidir.Tüm Kürd dünyası Irak ve Kürdistan hükümetlerinden bu basit ve insani adımı bekliyor..Çünkü, her ne adına oldursa olsun eĝer bu belgeler açıklanmasa Kürd milletine karşı soykırım planları devam ediyor demektir.Suçlu ve soykırımcı Türk devleti, Saddamsız Irak devletiyle yine aynı suçları işlemek için zemin bulacaktır..Türk devletinin Güney Kürdlerinin soykırımında oynadıĝı rol ve Saddam ile Kürdleri millet olarak yoketmek için girdikleri açık ve gizli antlaşmalar açıklanmadıĝı sürece kimse „Türk devleti bizim içişlerimize karışıyor“ diye yakınmasın...Bir milletin jenosidini göze alan ve bu konudaki amacını pratiĝe aktaran bir soykırımcı yapılanmanın, sözkonusu milletin özgürleşmesine göz yumasını beklemesin..Cellat, özgürlüĝe kavuşan kurbanını görünce paniklenir, korkar, yaptıklarının hesabını vereceĝi anın geldiĝini ve sonunu görür..Türk devletin Güney Kürdistan’daki özgürlük ortamı karşısında yaşadıĝı ruhsal durum budur..Güney Kürdistan Hükümeti, TC’yi susturmak için Kürdistan’ın yeniden yapılanması çalışmalarında aslan payını onlara sundu.. Güney Kürdistan pazarları her türlü Türk ürünlerinin işgaline uĝradı.. Kürdistan’da yapılan havaalanları, yollar, köprüler, petrol araştırmaların hepsinde ya Türkler tek başına yapıyor yada yerli ve yabancı şirketlere ortak olarak bu ihaleleri yürütüyor.Ama, bunlar Türklere yetmiyor...Çünkü, soykırımcılar kurbanları tarafından bir gün hesap sorulacaĝından korkuyorlar..Her ne kadar Mam Celal geçenlerde Şeyh Mahmud anısına yaptıĝı konuşmada ismini vermesede „Kürdistan’ın özgürlüĝü karşısında körleşenler“ dediĝi Türk devletidir.. Çünkü, Kürd özgürlüĝü Türk devletini körleştiriyor ve saldırganlaştırıyor..Türk devleti, yıllarca Güney Kürdistanı bombaladı, her yaz operasyonlar düzenledi.. Güney Kürdistan’daki iç çatışmaları kışkırtmak için her türlü provokasyonları düzenledi... Daha sonra „Kürdler arasında barışı gözetleme“ adı altında Güney Kürdistan’a gönderdiĝi Türk subayları Kürd kazanımlarını yok etmek için ordaydılar..Kürdler kendi aralarında barışı saĝladıktan sonrada „saĝolun artık evinize gidebilrsiniz“ dediklerinde ise bu sefer reddetmeye başladılar ve açık komlolara giriştiler.. „Barış için“ orada olanlar!!!! Kürdler barış yapıp Parlamentolarını birleştirdiklerinde ise „kabul etmeyiz“ diye protesto ediyorlardı..Şimdi yine Türk devleti, tüm ulusal, bölgesel ve uluslararası gücünü kullarak Güney Kürdistan kazanımlarını yoketme çabaları içindedir..Türk devleti hergün her saat „Kerkük’ten vazgeçin“, „baĝımsızlık rüyasını görmeyin“, „Irak’ın parçalanmasını kabul etmeyiz“ diyerek Güney Kürdlerini tehdit ediyor.Irak Dışişler Bakanı Hoşyar Zebari geçenlerde bir toplantıda Vecdi Gönülü Kerkük’e ilişkin dinlerken, haklı olarak „Türkiye Kerkük’ten sözederken insan bu şehrin Türkiye’nin bir kenti olduĝunu sanar“ demişti..Mam Celal bir süre önce Türklerin Kerkük’e ilişkin tutumuna „ Hatay meselesini“ gündeme getirerek misilleme yapmaya çalışmıştı..Türk devleti yıllardan beri „Türkmen Cephesi“ adlı ajan örgütlenmesini Kürdlere ve Kürd kazanımlarına karşı kullandı, hâlâ da bu beşinci kol aracılıĝıyla her türlü provokasyonları geliştiriyor.. Geçenlerde Washington Post bazı kaynaklara dayandırarak „Türk devletinin Türkmen Cephesini silahlandırdıĝını“ yazıyordu...Kürdistan Başkanı Kek Mesud Barzanî önceki gün Kürdistan Parlamentosunun olaĝan dışı oturumunda bölge devletlerinin müdahalelerine ilişkin olarak „Gerçektende bu devletler uygun olamayan müdahalelerde bulunuyorlar ve doĝru yapmıyorlar. Eĝer gerçekten amaçları Irak’ın güvenlik durumunu iyileştirmek ise , eĝer gerçekten günlük olarak dökülen Iraklıların kanına üzülüyorlarsa, en iyisi odur ki ne Iraklıların iyiliĝi için ve ne de Iraklıların kötülüĝü için müdahale etsinler. Bu, Irak halkı için en büyük destek olacaktır. Bazı zamanlar insanları hayrette düşüren onlar kendilerinden her şeye müdahale etme hakkı görmeleridir. Diyorlar ki bu şehir şöyle olsun, bu Anayasa maddesi böyle olsun.. Sanki onlara aitmiş gibi... Yada asayiş ve güvenlik ortamını yok etmek için çaĝrılar yapan en büyük teröristi davet ediyorlar.. Kuşkusuz bunların hepsinin etkisi var.“ dedi..Ayrıca Kek Mesud bu durumu Irak Başbakanıyla, diĝer çevrelerle ve Ulusal Güvenlik Komisyonuyla görüştüĝünü „yere düşen her hangi birinin bedeninden herkes bir parça koparmaya çalıştıĝını............... bana göre bu müdahaleler ziyaretlerle, rıcalarla bir çözüme kavuşamaz“ diyor..Kek Mesud Kerkük meselesine ilişkin müdahalelere vurgu yaparkende „ kendilerini rezil etmekten başka hiç bir şey yapamaz“ diyor..Sonuç olarak hem Kürdistan Başkanının ve hem de Irak Cumhurbaşkanın müdahalelerine dikkat çektikleri güç Türk devletidir...Kürdistan Başkanı haklı olarak bu müdahalelerin „ziyaretlerle ve rıcalarla“ son bulamayacaĝını görüyor...O zaman Türk devletinin Kürdlerin soykırımı için Saddamla girdiĝi antlaşmaları açıklamak ilk adım olmalıdır..Kürdistan halkının Irak ve Kürdistan hükümetinden beklediĝi tarihsel gerçeklere ilişkin belgeleri kamuoyuna sunmaktır..182 000 Kürdün mezarlarında rahat uyumaları için bu ilk adımı atınız!!!!

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.