Ana içeriğe atla

Kendini Tekrarlamak!

Kendini tekrarlamak sanıyorum, en çok biz Kürdlere mahsus bir zaaftır. Düşman da, bu zaafımızı tepe tepe kullanmakta zaman kaybetmiyor.Sonuç Kürd'ün kaybedişidir. Bu defalarca görüldü, ama Kürd'ün ders çıkardığı yoktur. Kendini tekrarlayıp duruyor. Sanki Türk, Arap ve Fars'ı tanımıyormuş gibi, haklarında pembe hayaller besleyip büyütüyor. Kimi zaman “kardeş”, kimi zaman “büyük ağabey” oluyor. Etle-kemik, binyılların birlikte yaşanmışlık, kız alıp-vermişlik, tavukların birbirine karışıldığı hikayeleri anlatılıp duruluyor. Bir türlü kendisi olmak istemiyor. Bilmem kaçıncı “alt kimlik” olmanın teorisini oluşturmakla ömür tüketiyor.Kürd'ün kalbini ve beynini bölen, hapsetiren, tokatlatan, boğan sınırlara “saygılıyız” demekten birbirleriyle yarışışıyorlar.Düşmanın sembollerini Kürd'e dayatıyorlar.Düşmanın en hassas olduğu “ülke bütünlüğü” konusunda “Kürd devleti kurmak gereksiz ve imkansız” deyip korkusunu dağıtıyorlar.Düşmandan önce, kan ve irin ile oluşturulan sömürgeci sistemlerin sürdürülmesi için proje ve plan oluşturuyorlar. Alt kimlik, demokrasi, otonomi, federasyon diyorlar, dahası her halükarda sömürgeci devletlerin;“ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü”nü korumak için ne gerekiyorsa onu yapıyorlar. Hatta genç Kürd cıvanlarını, kanı pahasına sömürgeci sistemleri koruma bekçiliğine görevlendiriyorlar.Bu, dünden kalma bir zaaf.Düşman ne zaman zora düşerse, koltuk deyneği olmaya koşuyorlar.Birinci dünya savaşında Avrupa'da Kürd “idealı” için mücadele ettiğini söyleyenler; 'vatan, din elden gidiyor' diyerek Osmanlı ordusunda subay olmaya koştular. Sonra kendi boyunlarını kesecek olan kılıçları bilediler.Bundan ders alınmamış olacaklar ki, 1979 yılında İran Şahlık rejimi yıkıldığında doğan boşluğu değerlendirmekten öte Kürd millet katliamı fetvasını çıkaracak olan Humeyni'nin güçlenmesini beklediler. Kurtarılmış Kürdistan parçasında Kürd millet kurumlarını oluşturmayı akıllarına bile getirmediler. 'İran'a demokrasi, Kürdistan'a otonomi' deyip durdular. Orta yerde çırıl çıplak kalmış eski Şahlık ordu birliklerine saldırmadıkları gibi beslediler. Gerekçe; 'iki milletin ordusu' oluyordu.Bundan da, ders alınmadı. Saddam rejimi yıkıldığında doğan boşluğu değerlendirmediler. İşgal altındaki Kürdistan topraklarını kurtarmaya kalkmadılar. Düşmandan çok iki büyük partimiz birbirinin tekerine takoz oldular. 'Tek başına Kerkük'ü kurtaramasın', 'Musul Arap Şehridir', 'Biz Iraklıyız” deyip paramparça olmuş Irak'ı birleşme çabasını verdiler. Hükümetlerde yer aldılar. Düşman kardeş araplar arasında 'barış' havarileri rolünü oynadılar. Irak bayrağını Kürdistan'da dalgalandırmak için iki büyük partimiz birbirleriyle yarıştılar. Hep bir ağızdan, 'bundan gurur duyuyoruz' deyip bağırdılar.Yeni Saddamları yarattılar, güçlendirdiler, Kürd'ün ipini çekecek yeni tiranlara yol açtılar. Onlarda buldukları ilk fırsat ta Kürd'e saldırmaktan geri kalmadı. ABD ile imzalamaya çalıştıkları 'stratejik anlaşması' arifesinde fırsat bu fırsat deyip, Kürd yerleşim merkezlerine ordularını sevkettiler.Hani “kardeştik”, hani “birlikte ortak yaşamı örgütlüyorduk”, hani “federasyon kurmuştuk”, hani “ortaktık”!!!!?Tüm bunlar yalan mıydı? Yalan olduğunu defalarca yazıldı, çizildi. Yapılanın Kürd milletinin yüzyıllardır uğrunda mücadele ettiği amaça ters olduğu söylendi. Dinliyen kim!Ne kardeşliği, ne ortak yaşam kurması. Türk, Arap ve Fars tan kardeş mi olunur? Tüm bunlar hayal ve yalan.Türk, Arap ve Fars barbar, yalancı ve ikiyüzlüdürler. Onlarla ortak yaşam kurmaya çalışanlar onlara benziyenlerdir.Her şey bir yana dünyanın en demokratik ülkesi Belçika'yı bölme planlarının masaya konulduğu bir süreçte barbar Türk, Arap ve Fars ile federasyon hayallerini kuran aklıevellerimiz varoldukça Kürd milleti daha çok soykırımlardan geçer. Bunun sorumlusu başkalarından öte Kürd siyasal önderliği olacaktır.Kürd milletinin eline çok fırsat geçti. Hiç birini kullanmadı. İradi davranmadı. Ne demekse “demokrasi kurallar içinde, anayasa çerçevesinde sorunların çözümü” deyip durdular. İşler ters gidincede 'söz vermişlerdi' deyip kendilerini kandırmayı politıka edindiler. Hiçbir gelişmede ders almamış olacaklar ki, Kürd Cumhurbaşkanı, Başbakan yardımcısı ve Genelkurmay başkanından habersiz Kürdler üzerine Arap ordusunu göndermesini bile 'yanlış bir anlaşılma var, düzeltilmeye çalışılıyor' denilip kendilerini kandırmayı sürdürüyorlar.Ondan sonra kalkıp şu veya bu suçlu demek kimseyi kurtarmıyor.Kürd siyasal önderliği, 'yeni Irak'ı' inşa etmekten, rant kavgasından Kürd millet hakları için birleşip mücadele etmeye zaman bulamıyor. Dahası böylesine hayati bir projeleri yok.Kim daha fazla rant elde edecek, bir köyün öğretmeni hangi partinin adayı olacağı kavgasını daha önemli görüyorlar.16 sene gibi uzun bir zamanda diliminde daha hala devlet olmanın olmasa olmaz koşullu üç önemli bakanlığı tekleştirmek istemiyorlarsa, bu demektir ki, devlet olmak istemiyorlar.Devlet kurmak istemeyenlere, hiç kimse onlar adına devlet kurmaya çalışmaz. Bu nedenle şu devlet, bu devlet niye şunu-bunu yapmıyor demenin bir anlamı yok.Burada soru şudur;'Kürdler devlet kurmak istiyorlar mı?'Mesud Barzani'nin;'Kürdler'in rızası olmadan parçalandılar. Kürdlerin birleşme ve devlet kurma hakkı vardır' söyleminin ötesinde ne başka bir söylem, ne de bir plan-proje vardır. Olmayıncada girişimde olmaz.Ne demektir, bu?Kürd siyasal önderliğin sömürgecilerle birlikte “ortak yaşam” dışında bir başka plan-projelerinin olmadığı demektir.Bir avuç Kosovalının, Çeçenin, Osetyalının, Abazaların devlet olduğu veya olmaya çalıştığı düşünülürse, Kürd siyasal önderliğin bu konu da, bir plan-projelerinin olmaması düşündürücüdür.Bundan öte; 'Kürdler için devlet kurmak gereksiz ve imkansız' diyen bir önderliğimiz oldukça, düşmanın engelemesine gerek bile yoktur.Böyle önderlik düşman başına'12 Eylül 2008

Saygıdeğer Hasan H. Yıldırım, Kürtlerin köleliği her parçada binlerce cana malolan ölümüne karşı çıkışlara rağmen Lozan'la katmerlendirildi. Kürt yönetimi olmak iddiasında bulunan siyasi parti ve kadroların kesintiye uğramaksızın günümüze ulaşabilmiş ülkemizin bağımsızlığı ve birleştirilmesi talebine sırtını dönerek kürtlere köleliği bile çok gören bir statüyü tescil etmek anlamında iktidarlarını sürdürmek istemeleri kürtlerin karşılaşabilecekleri en büyük felakettir. Irak-Türkiye gibi sömürgeci devletlerin bugünkü satatülerini ve sınırlarını savunmak bu ülkeler haricinde İran ve Suriye'nin mevcut sınırlarını ve statülerini savunmaktır. Olgunun kürtler için anlamı bu dört devlete ayrı-ayrı taksim edilmiş Kürdistan topraklarının ve her parçada yaşayan kürtlerin geleceğini sömürgeci paylaşımın gereklerine teslim etmektir. Bu yaklaşım kürtleri temsil iddiasında olan yönetimler tarafından dile getirildiğinde, "kürtler köleliği benimsiyorlar, özgürleşme, kendilerini yönetme hakkından yararlanma talepleri ve kaygıları yoktur" tefsirinin dışında bir anlam yüklenebilmesi imkan dışıdır. Mevcut statünün dağıtılmasına insan ciğerinin oksijene ihtiyaç duyduğu kadar ihtiyacı olan kürtlerin siyasi öncüleri eliyle statüko bekçiliği yapıyor olmaları kürtlerin kendileri için varolmalarının, giderek bir millet olarak varlığını sürdürebilmesinin temellerini tahrip etmekten başka hiçbi sonuca hizmet etmez. Yazınız, kürdlerin kendi yönetimleri eliyle düşürüldüğü durumun doğru fotografıdır. Izdırabımızın resmidir. Daha net ve daha anlaşılır bir tanımlama yapılamazdı. Yazınıza sinmiş nesnellik kadar bunu dillendirmeye vesile olan vatansever hissiyat her kürde örnek olmalıdır. Saygılarımla. Kenan Fani

Sayin H.H.Yildirim ve Kenan Fani Dogan sözleriniz ictenlikle guzel ve her aydin kurdun ic ruhu ve beyni olmasi ile birlikte acaba sizlerin yasam tarzinizda ve kurd insanlna yaklasim anlayiziniz olan aydi kurd liderlerin tutumuna benzemiyormu ? Sayin Fani Kenan Kurdistan Forum da asanki Horoz gibi her önune gelen kurd u tepeleyin tepeden taklalarla Kurdistan forumda TEK HOROZ olarak su anda kalmis durumda ve sayin H.H.Yildirim bir kac aydin kurd yoldasini bir kac "aga" hilebazlarin oyuna gelip distalamasi sanki kurd önderleri gibi hic önunuzdeki ufacik hesaplarda bile imtihanda gecememenizi göstermesi idi ve kendinizi guzel kelimelerle avutmanizda kelimelerde bos laflar oldugunu göstermektedir. Dilegim odurku kendinizi ilk önce guzel bir imtihanda gecirmenizdir ve kendiniz ne yaptiginizi bir aynada gösterip eleyindir. Selam ve saygilar . Sizlerin yaptiginiz calismalarda hayal kiriligina ögriyan dostunuz.

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.