Ana içeriğe atla

“Erzincan Hükümeti” ve bazı eleştirisel notlar(6)

Davut makalesinde tarafların silahlarını “Belediye Başkanı Mehmet Emin Bektaşi’nin adamlarına teslim etmesi gerekiyordu.” diyor ve ardından Muradov’un Türkleri azarlayan devrimci bir konuşmasını veriyor. Alınan bir karara bağlı olarak taraflar 5 gün içinde silahlarını teslim edecekler. Sözü Davud’a bırakalım: “Tanınan beş günlük süre içinde, Ermeniler, ellerindeki silahları, Türkler teslim etmediği takdirde geri almak kaydıyla silahlarını teslim ettiler. Beş gün sonra, Türkler silahları teslim etmediği için ermeniler silahlarını geri aldılar” diyor.

Ermenilerin silahlarını teslim etmesi meselesi doğru değil ve mâkulda değildir. Ermeni Birlikleri silahlarını Belediye Başkanı’na teslim edecek kadar saf ve hayalci değillerdi. Rus Birliklerinin çekilmesinden sonra Ermeni Birlikleri onların yerini aldılar. Rus asılı General Lahof’un gitmesinden sonra onun yerine Rus ordusunda albay olan ve aynı zamanda Ermeni asılı olan Morel geldi. Ermeniler “Erzincan Mütarekesi”nden Ermenilerin Erzincan’ı boşaltıkları 13 Şubat 1918’e kadar yani Davut’un “Şûra süreci” olarak gördüğü aşamada tüm güçleriyle silahlanmaya ve askeri güç oluşturmaya çalışıyor.

General G. Korganoff’un anlatımlarına bakılırsa “ 30 Ocak 1917’de Erzincan bölgesi yalnızca Ermeni nizami ve gayri nizami güçleri tarafından müdafaa olunuyordu. Yalnızca kendi güçlerine dayanmak zorundaydılar.”

(General G. Korganoff, Participation des Armeniens a la Guerre Mondiale sur le Front du Caucase, 1927, Paris, sayfa 89)

General G. Korganoff’un “ Gönülü Ermenilerin oluşturduğu 3 batalyondan oluşan bir piyade alayı Rus ordusu ile geri çekilmeyi reddetti” diye yazıyor.(Korganoff, age, sayfa 87) General Korganoff sözünü ettiğim eserinde Ermeni Alayı’nın sahip olduğu askeri araçlarının bir dökümünü de yapıyor.
Ermeniler tüm güçleriyle Erzincan ve çevresini gelecek olan Türk genel saldırısına ve özellikle sürekli çatışma içinde oldukları Kürdlere karşı güçlendirme çabaları içindeydiler.
Ortada düzenli bir askeri yapı var. Bu askeri yapı Ermenilerin hayat sigortasıydı.
Ermenilerin silahlarını götürüp ne olduğu dahi tartışmalı birine, Mehmet Emin Bektaşi ve adamlarına silahlarını teslim etmeleri kendi elleriyle ölüm fermanlarını imzalamaktı.

Ali Kemali Mehmet Emin Bektaşi için “ istihbarat ve basiretli hareket etme görevleriyle Belediyede kalmış olan Mehmet Emin Bektaşi” diyor.(Ali Kemali, age, sayfa 103-104)

Ali Kemali’nin notlarında yararlandığı şükran borçlu oduğu istihabat amaçlı belediyede kaldığı ve daha sonra serbest bırakılan bu adama neden Ermeniler güvensin siahlarını teslim etsin..
Ermenilerin silahlarını teslim etme meselesinin maddi ve gerçekçi dayanakları yok.

Eğer Ermeniler Erzincan ve çevresindeki Kürd ve Türkleri silahsızlandırmak istiyordu, denilse akla yakın ve mantıklı olurdu.

Erzincan Mütarekesinden 18 Aralık 1917’den 13 Şubat’ta kadar bölgede, Erzincan ve çevresinde sürekli çatışmalar var.

Kafkasya’daki Ordu Komutanlığı 25 Aralık 1917 tarihinde Cephe Komutanlığına gönderdiği telgrafta Rus askerlerinin geri çekilmesinden sözederek “ Bu şartlarda eğer Ermeni Birliklerinin cepheye gönderilmesi gecikirse, Erzincan Türklerin yada en azından Kürdlerin işgaline uğrar. Böyle bir durum beni bölgeyi boşaltma zorunluluğu ile karşı karşıya bırakır. Bu da Türk Ermenistan’ın geriye dönüşü olmayan kaybı olur” (Korganoff, age, sayfa 81)

Yine Kafkasya’daki Ordu Komutanlığı 8 Ocak 1918 tarihli raporunda Rus birliklerinin Erzincan’dan geri çekilmesinden sonra doğacak olan ortama vurgu yaparak şöyle diyor: “ Bizim güçlerimizin geri çekilmesi ve Erzincan’ın Kürdler tarafından işgal edilmesi hali Mütarekenin Türkler tarafından ihlali anlamına gelecektir. Türkler genel saldırıya geçerler. Erzincan’ın işgalı beraberinden bizim tüm Doğu Cephesini boşaltmamıza neden olacaktır” diyor(Korganoff, age, sayfa 81)

Yine aynı raporda Erzincan’ın kaybı 3 yıl boyunca savaşta elde ettiğimiz tüm kazanımların kaybı ve Türk Ermenistan’ın yitirmesi anlamına geleceğini vurguluyor.

Erzincan askeri anlamda çok stratejik bir konumdadır. Her ne pahasına olursa olsun Erzincan’ın savunmasını güçlendirmek istiyorlar. (bu konuda bir hayli resmi belgeler var, aktarmaya kalkarsam, makale değil başka bir plan yapmam gerekecek)

Bu reel durumdan dolayı Erzincan Ermenilerinin silahlarını Mehmet Emin Bektaşi ve adamlarına teslim etmesi düşünülemez.

Yukarıda da vurguladığım gibi Erzincan çevresinde çatışmalar var..

Çatışmalar daha çok Kürdlerle Rus ve Ermeni Birlikleri arasındadır.

General Korganoff Davut’un “Erzincan Hükümeti” dediği süreç için “Erzincan’dan Fam’a kadar olan birlik rakip olarak yalnızca Kürdleri bulacaktır”

Tespitinin devamında Türk askerlerinin karda kışta o bölgelerde bir fonksiyonu olmayacağını söylüyor.

General General Korganoff esas askeri gücün Erzincan’da olduğunu Erzincan ile Erzurum arasındaki bölgelerin Kürdlerin sürekli saldırılarına uğradığı, Kürdlerin telefon hatlarını keserek iletişimi engellediklerini geniş geniş anlatıyor.

General Korganoff Erzincan, Fam, Mamahatun ve Erzurum arasında iletişim sağlayan güçlerin Kürdlerin sürekli saldırılarına uğradığını, Erzurum’daki merkez ile irtibatın zora düştüğünü yazıyor.. Bilindiği gibi General Adranig Paşa Erzurum’daydı..

General Korganoff 27 ve 28 Ocak tarihinde Surpiran’daki bir çatışmadan sözediyor. Surpiran’ın 60 kişilik bir Ermeni Birliği tarafından işgal edildiğini ve bu birliğin Kürdlerin saldırısına uğradığını yazıyor. Daha sonra Erzincan’dan ağır silahlarla bir birlik gönderiliyor ve “Kürdler 65 ölü vererek geri çekiliyorlar” diyor. (General Korganoff, age, sayfa 92)

General Korganoff, Erzincan’a(doğusunda) 25 km uzaklıktaki Khan köyünün yakınında “Kürd çeteleri”yle yapılan bir çatışmadan sözediyor. Saldırganların sayısal olarak çokluğundan dolayı başka güçler gönderildi. Fakat, saldırganları silahsızlandırmadan şehir ile olan irtibat sağlamadan 3 Şubat 1918 tarihinde birlikler Erzincan’a geri çağrıldılar, diyor.( Korganoff, age, sayfa 93)

Kısaca da olsa aktardığım bu bilgiler ışığında bakıldığı zaman ciddi bir karkaşa var. Her tarafta çatışmalar var. Böyle bir ortamda hiç bir taraf yada etnik grup kendi elindeki silahları başkasına teslim edemez.

Devam edecek

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.