Ana içeriğe atla

Bağdat-Hewlêr Koalisyon Pazarlıkları-4 ve son

Kurdistan’ ın güneyi ve Irak’ ta yapılan genel seçimler ve seçim sonrası ortaya çıkan tablo, Kurdistan ulusal kazanımları açısında bir sürü sorun ve handikaplar ortaya çıkarmasına rağmen, Güney Kurdistan siyasi önderliği akıllı ve planlı hareket etmesi halinde, dezavantajlar, avantajlara dönüştürülebilinir. Demokrasicilik oyunu içersinde, Irak genelinde Kürt’ ler her zaman kaybedecek olan taraf olacaktır. Kürt’ ler Irak geneli ve parlamentoda azınlık olacaklardır ve Kürt’ lerin her fırsatta dile getirdiği ’’ Demokratik –Fedaral Irak’’ gibi hayallerin gerçekleşmesi mümkün olmayacak. Irak’ te demokratik bir toplum’ un oluşması, demokratik bir işleyiş, mentalite…vs’ lerin yerleşmesi hayal, hayal olmasa bile gerçekleşmesi onlarca yıl sürebilecek ütopik bir projedir. Kürt’ lerin Kürt önderliğinin, Kurdistan’ ın geleceğini çok uzun bir döneme (din ve mezhep çatışmaları, toplumun geri yapısı ve Irak’ ın Arap dünyasının bir parçası olduğu iddiasi ve ortadoğunun Emperyal devletler ve sömürgeci devletler açısındaki özel konumu vs vs) hatta belirsiz bir sürece terk etmesi, Kerkuk ve diğer işgal altındaki bölgelerin dışında, Güney Kurdistan genelini riske sokmaktadır. Kurdistan bölge önderi sayın Mesud Barzani’ nin, ’’ Anayasaya saygı gösterilmemesi, anayasanın çiğnenmesi durumunda ayrılık hakkımızı kullanırız demeçleri, ’’ demegoji’’ den öte bir anlam ifade etmemektedir. Arap kesimi güçlendikçe, Irak anayasasında, Kürtler lehine olan hiç bir maddeyi uygulamadılar. Bunun ötesinde zaman zaman, Irak parlamentosunda Kürt haklarını kısıtlayan maddeleri kanunlaştırdılar. Irak parlamentosunda, Kürtlerin kaderini yakından etkileyen madde tasarıları görüşülürken, hernedense özellikle Mam Celal ve Kek Mesud Barzani özel! ve resmi! Ilişkilerden dolayı hep yurt dışındaydılar. Bir halkın kaderini yakından ilgilendiren, hatta belirleyen gelişmeler karşısında Kürt önderliğinin tutumu garip ve tuhaftı. Bu bağlamda, 2003 yılı, Kurdistan tarihinin altın çağının zirveye ulaşma ve zirveden aşağı düşüş tarihidır. 2003 yılı, Kurdistan tarihinde, Kürtlerin kendi kaderini belirleme ve kendi bağımsız devletinin temellerini atma açısında bir nimetken, Kürt siyasi önderliğinin, ‘’ Federal, demokratik parlementer Irak’ ı kurma sevdalarına düşme arzuları, Kurdistan ulusal mücadele tarihinde yeni bir felaketin başlangıç tarihi oldu. Kürt önderliği ve Kürt aydınlarının, olayları günlük değerlendirme, olayların kuyrukçusu olma sevdası, yarını görememe körlüğünden dolayı, Arap kesimleri, Kürtlere sahip oldukları Milletvekili sayısına göre tavır belirlemelerine neden olmaktadır. Kürt halkı ve Kurdistan’ ın geleceği, Parlamento ve demokrasicilik oyununa endekslendirilmiştır. Kürt siyasal önderliği bunu aşmak, Kürt ve Kurdistan sorununu Parlamento arıtmetiği, milletvekili sayısının çok ötesinde görme, Kürt sorunu Araplarla eşit haklara sahip olma şeklinde görmeli, ilişklerini, hükümet kurma çalışmalarına bu şekilde yaklaşmalıdırlar. Kurdistan siyasal önderliğinin bakış açısı, ilişki kurma, pazarlık yapma; iki temel halk ve eşit haklar esas olmalıdır.Peki Kurdistan siyasal önderliği bu konuda güven verici midır? Kurdistan siyasal önderliği, iç ilişkilerinde, Bağdat ve Sömürgeci devletlerle olan ilişkilerde, Kurdistan halkına laik bir önderlik pozisyonunu ortaya koymuşmudurlar? Mam Celal’ ın 4 yıllık Cumhurbaşkanlığı dönemi Kürt halkı açısında kara, Arap ve Sömürgeci devletler açısında ak bir sayfa olmuştur. Mam Celal Bağdat’ ta verdiği her demeç, yada Türkiye, İran, Suriye’ ye yaptığı seferde, Kürt halkının boynı bükük olmuştur. Mam Celal’ ın Bağdat’ ta Araplara ve Araplar arasındaki sorunların çözümü için harcadığı her enerjinin karşılığı YNK’ nin bölünmesi ve Kurdistan’ daki iç sorunların daha da derinleşmesi olmuştur. Mam Celal Bağdat-Hewlêr arasındaki sorunları çözmek için çaba harcaması gerekirken, bütün enerjisini Baasçıları aklamak için, harcamak olmuştur.Mam Celal’ ın bu tutumu, Kurdistan bölge başkanlığı tarafından bilinmesine rağmen daha seçimler sonuçlanmadan, Kurdistan bölge başkanı Sayın Mesud Barzani, Parlamento başkanı Sayın Kemal Kerkuki ve PDK tarafından Mam Celal 2. dönem için tekrar aday gösterilmiştır. Mantık çok basit: Mam Celal Bağdat’ ta kaldığı sürec içersinde yaptığı her girişim, basına verdiği her demeç, PDK ve Sayın Mesud Barzani’ nin Kurdistan’ daki prestijsini yükseltmektedir. Böylelikle, PDK için Kurdistan’ da birinci güç olma yolu açılırken YNK bölünüp parçalanılmasının yolu da açılmaktadır. Kimileri bunu bir komplo teorisi olarak görebilir ama yaşanan realite bu.PDK ve Sayın Mesud Barzani’ nin YNK ve Mam Celal karşısında, oy potansiyeli çoğalması, PDK ve Sayın Mesud Barzani’ nin tek güç olması, Kurdistan’ ta varolan sorunların çözümüne bir katkı sunuyor mu? Kurdistan’ ta kurumsallaşmanın yolunu açıyor mu? Kurdistan’ da demokratik işleyişin sağlıklı bir çekilde, bütün kurum ve kuruluşlara yerleşmesinin, demokratik sivil toplum kuruluşlarının önünü açmasına, özgür basının güçlenmesine bir katkı sunuyor mu? Yargı, yürütme ve yasamanın gerçek işlevini görme şansına sahip olabiliyor mu? Bunlar tek etek ele alınıp değerlendirildiğinde, Kurdistan Bölge başkanı Sayın Mesud Barzani’ nin konumu Kurdistan bölge başkanı olma pozisyounun ötesinde PDK başkanı gibi hareket etme konumun daha ağır basıyor. Sayın mesud Barzani’ nin bu konumu Kurdistan’ ın güneyinde sert bir şekilde tarışılmaktadır. Kurdistan bölge başkanının Obama ile olan görüşmelere hiç bir resmi sifatı olmayan yegeni Neçirvan Barzani ve istihbarat başkanı olan oğlunu görüşmeye götürmesi, tarafsızlığına ciddi bir darbe vurdu. Herkesin beklentisi ve sağlıklı olanı da, uluslararası alanda Kurdistan hükümeti, parlamentosunun meşruluğunu pekiştirmesi açısından da, Kurdistan bölge Başbakanı Sayın Merhem Salih ve Kurdistan Parlamento Başkanı Sayın Kemal Kerkuki’ yi götürmesiydi. Bu işleyişin ABD, Irak ve diğer sömürgeci güçlerin gözünden kaçacağı mı sanılıyor! Bu tür görüntüler, Güney Kurdistan yönetimi açısında, iyi bir tablo oluşturmuyor. ABD, Bağdat ve diğer sömürgeci güçler, Kürt ulusal kazanımlarından taviz koparmak istediklerinde, direk iki lider üzerinde ilişki ve baskı kurmakta ve bu iki lider, Kurdistan halkına ve onun seçilmiş kurumlarına danışmadan, ödün ve taviz vermektedirler.Tam da bu noktada, Kurdistan’ ın güneyinde güçlü bir muhalefetin çıkması, Kurdistan ulusal davasının yararınadır. Muhalefetin Bağdat’ ta 14 milletvekili göndermesi ile Kurdistan halkını temsil etmenin sadece YNK-PDK’ nin tekelinde olmadığı, Kurdistan halkının PDK-YNK’ ye mahkum olmadığını göstermesi açısında olumludur. Netice itibari ile, Güney Kurdistan zorlu bir süreçte geçmektedir, Güney Kurdistan’ daki ulusal kazanımlar Güney Kurdistan sınırları içerisine hapsedilemez. Kazanımlar, Kurdistan geneli ve diasporada yaşayan Kürtleri direkt olumlu etkilerken, izlenilen yanlış politikalar sonucu oluşan tahribat ve ödünler de direkt olumsuz etkilemektedir. Güney Kurdistan’ lı lider kadroları dağda ruhunu büyük oranda kaybederken, iktidar ve iktidar olmanın verdiği hırs, Kurdistan davasını ikinci plana, parti, birey ve aile çıkarlarını birinci plana çıkarmıştır. Bizimde şahit olduğumuz ve bu günler Kurdistan Demokrat parti ( PDK-İran ) yetkililerinin yaptığı açıklamalarda Güney Kurdistan yönetimi, İran ve pasdaranların öldürdüğü onlarca Kürt insanın akibetinden sorumludurlar. Güney Kurdistan iktidarı; İran, Türkiye, Süriye ve Bağdatla olan ilişkilerinde Kurdistan halkının hassasiyetlerini gözününde bulundurmaktan uzak demeç ve ilişkilerde bulunmaktadırlar. Bu noktada, Güney Kurdistan siyasi önderliğinin tutumu eleştrilip mahkum edilmeli, olumlu Kurdistan halkının çıkarlarını önplanda tutan tavırları da desteklenilmelidir.Hassas bir süreçten geçtiğimiz doğru, ama bu yapılan yanlışlık ve hataların eleştirilmemesi gibi bir sonuç çıkarmamalı. Nihayetinde, Mam Celal ve Kek Mesud yanlış tutumlarının bedellini Kurdistan halkı ödemektedir. Yaşanılan bunca acı tecrübelere rağmen Mam Celal ve Kek Mesud’ ın Bağdat’ ta ilişkin izlenilecek palitikaların belirlenmesi için Tahran ve Suudi Arabistanlarda dolaşması, Güney Kurdistan’ da muhalefetin önemini gözler önüne sermektedir. Ve Güney Kurdistan yönetimi yaşanılan bunca deneyimlere rağmen, ulusal stratejik bir politikanın oluşturmaması, sırada hangi tavizlerin olacağı konusunda endişe yaratmaktadır. Güney Kurdistan önderliği, 7 yıllık Bağdat deneyimlerinden hareketle, Araplarla olan koalisyon pazarlıklarında sandalya sayısını baz alarak hareket etmekten ziyade, iki eşit halk ve bu iki halkın konum ve pozisyonlarını paz alarak hareket etmelidırler. Bağdatla pazarlıklara girişmeden önce Muhalefetle ortak bir ulusal program oluşturarak adım atmalıdır.

Aslinda Metini cok güzel yazmissin agzina saglik, ama Burda anlattiklarin Sayin Mesut Berzani ile Celal Talabani, hepsini yasamislar ve görmüsler. Bizim görmediklerimizi ve duymadiklarimizi defalarca Bagdat Oyununa gelmisler, bu ne Ilk, nede Son olacak, taa ki biz Kurdler Kendimizi degil Halkimizi, Koltugu degil Devletimizi düsünene kadar. bu acilari yasamaya ve görmeye makum olacagiz. söyle bir geriye baktigimizda 6 Kezden fazla Irak yönetimine Karsi savasip kahraman Pesmergerimizin büyük basari ve kayiplar sonucu düsmani insafa getirmisler. Herdefasinda Kürdlere bir sürü söz verilmis ama hic birzamanda bir söz tutulmamis. bu sözler sadece bizi oyalamak icin verilmis. sonuclar okadar acidir ki bunu sadece yasayanlar ve görenler bilir, eger onlarda gözlerini kapatip biz hatirlamiyoruz derseler. bunu bilmeyen, görmeyen ve Konusma haki olmayanlar ne yapabilir? Welat

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.