Kürdistan bir iç sömürgedir. Kürdler, Kürdistan'ı bir yana koyalım, Anadolu ve Trakya'daki diğer millet ve azınlıklarla içiçe geçmiştir. Bu durum, doğal olarak TC devleti sınırları içinde baş gösteren her olumlu ve olumsuz gelişme Kürdleri de etkilemektedir. Bu nedenle, "TC devlet seçimleri bizi ilgilendirmez," deyip her koşul da "boykot" demek doğru bir siyasal tavır değildir.
Kuşkusuz boykot, siyasal bir duruştur. Fakat her koşul da baş vurulması gereken bir tavır değildir. Boykot şu koşullarda gündeme gelir. Kürd milleti, artık buraya kadar, ben yolumu ayrı seçiyorum, TC devletinden ayrılıyorum diyebileceği bir süreçte baş vurulması gereken bir tavırdır. Fakat bugün bunun koşulları yoktur.
O halde bugünün koşullarında TC devlet seçimlerine karşı Kürdlerin tutumu ne olmalıdır? Bu soruya doğru cevap Kürdlerin millet olarak ne istediği sorusunda saklıdır. Kürdler bunu netleştirmiş değildir. Her parti, örgüt, dernek, çevre, birey farklı bir telden çalmaktadır. TC devletini kendi devleti olarak görenden bağımsız Kürdistan'ı savunana kadar farklı farklı siyasal duruşlar vardır. Anlayacağımız Kürd siyaseti binbir parçaya bölünmüştür. Zorluk buradan gelmektedir.
Bu değil de Kürdistan'ı bir ülke, Kürdleri bir millet olduğunu gören siyasal yapılar Kürd temsiliyetini çıkarabilselerdi seçim konuşundaki tutum kendiliğinden ortaya çıkardı.
Bu koşullarda Kürd temsiliyeti Kürdistani bir blok olarak seçime katılırdı. Kürdistan'da kazandıkları beldelerde hukuki iktidarlarını kurarlardı. Genel seçimlerde de, yine seçime katılır, çıkardığı vekillerini Ankara göndermez, o ırkçı yemini ettirmez, TC devletine bağlılığını deklere etmeden Kürdistan'da tayin edilecek bir yeri kendilerine merkez seçer orada hukuki temsiliyetini sürdürür. Milli tutum budur.
Fakat bugünkü koşullarda bunun imkanı da yoktur. Çünkü Kürdler temsiliyetini ortaya çıkarmış değildirler.
Bu konu da, ihanet ve onların yedeğine düşmüş Kürd/Kürdistan sorununu TC devlet sınırları içinde gören Türkiyeci Kürd çevreleri söz sahibidir. Onların tutumu Türk partilerinin tavrından farklı değildir. Hedefleri bellidir. Kürdleri, Türkler içinde eritme projesinin Kürd ayaklarıdırlar. Bunların kuyruğuna takılmak Kürdlere dayatılan ihanete ortak olma anlamına gelir.
Peki geriye ne kaldı? Programlarında bağımsız Kürdistan yazılan ama toplumda yansıması olmayan, sesleri bulundukları mahaleyi bile etkilemeyen siyasal güçler var. Olsun! Cılız da olsalar, bu; bir duruştur. Bunların yapması gereken eğer herhangi bir belde de, belli güçleri varsa bağımsız olarak seçimlere katılmak, yok eğer güçleri yoksa Maşallah Erdoğan kardeşimizin dediği gibi sandık başına gidip seçim listesinin üzerine çarpı işareti koyup, oy pusulasının arka yüzüne YAŞASIN BAĞIMSIZ KÜRDİSTAN yazmaktır.
Bu tutum aslında en etkili botkottur.
Bu tutuma baş vurulabilir ötesinde baş vurmak gerekir. Bu aslında örgütlü yapılırsa çok seste getirecektir. Bu da, programlarında bağımsız Kürdistan hedefi olan siyasi güçlerin yanyana gelmesi ve bunu siyasal bir kampanyaya dönüştürmesiyle başarıya ulaşır.
Top bu güçlerin ayağındadır. İsterlerse, çabalarlarsa bu siyasal hamle ile TC devletine en büyük hezimeti yaşatacaklarına eminim.
Haydi hayırlısı!
26 Şubat 2015