Ana içeriğe atla

"Kürt Ulus Devleti'nin kurulmasına karşıyız" / İbrahim Aksoy

Bu sözler, Abdullah efendinin halifesi, Murat Karayılan Paşa’ya ait. Biz zaten başından beri, PKK’nin zihniyetinde ulus devlet diye bir düşüncenin olmadığını söyledik. Geç de olsa bu açık itirafından dolayı, halife Murat Paşa’yı kutluyorum. Murat efendi diyor ki ben buyum ve 30 yıldır bunun için savaştım. Kürd Milleti bu konuda ne düşünür, o da onların sorunu.

Bu açıklamayı Murat Paşa, militanlarına Kürdistan Dağları’ndan çekilme emri verdiği, basın açıklamasında yapmıştı. Aslında bu açıklama kendini inkarın, itirafıdır. 30 yıldan beri, Bağımsız, Birleşik Kürdistan çağırısı, koca bir yalanmış. Bunun koca bir yalan olduğunu biz başından beri hep söyledik. Ben Kürd milletinin sağ duyusunun dayatılan bu saçmalıkları da en az tahribatla geçiştireceğine inanıyorum. Murat Paşa’nın bu açık itirafından sonra Kürd Milleti kendi doğrusunu mutlaka bulacaktır.

Abdullah efendinin; dünya siyaset literatürüne kazandırdığı şu saçma deyimlerden sonra, böyle bir saçmalık zaten bekleniyordu. “Konfedaralizim”, “Demokratik Özerklik”, “Ulus Devlet Modası geçti”, “İslam Milleti” gibi saçma ve uyduruk terimlerle sadece Kürd Milleti’nin kafasını karıştırmak hedeflenmişti. Kandil’deki basın açıklamasında, Murat Paşa son noktayı koydu
.

60 yıldan fazla bir zamandan beri, Osmanlı artığı T.C. , İran, Irak ve Suriye Kürd Ulus Devleti’nin kurulmasına, birlikte karşı çıkmalarına rağmen engel olamadılar. Bunlara ikinci dünya savaşında Rusya’nın bütün çabalarını da eklersek. Yine de Kürd uluslaşmasına engel olamamışlardır. Murat Paşa sen de Kürd Ulus Devleti’nin kurulmasına engel olamazsın. Zaten 30 yıldan beri savaşarak buna engel olmaya çalışıyorsun, sonuç ortada. “Bölgesel güçlerin hepsi Türkiye’ye karşı bu nedenle Türkiye’yi sıkıştırmak istemedik” diyor. Murat Paşa, ben eminim ki farkında olmadan daha çok itiraflarda bulunursun, böylece de Kürd Milleti seni ve 30 yıldır kimin için savaştığını ve yaptıklarını daha iyi görür ve tanır.

PKK başından beri, hiç bir zaman sistemi sıkıştıracak, gerilla faaliyetlerinde bulunmadı. Hedefi hiç bir zaman sistem olmadı. Dağlarda ve açık alanlarda düzenli ordu ile çatıştı. Bu da Kürdistan’ı terörize etmekten başka hiç bir işe yaramadı. Sonuç olarak; 4000 Kürd Köyü’nün T.C. Ordusu tarafından yakılıp yıkılması, 19 bin faili meçhul cinayetle, Kürdistan’ın kendi aydınlarından temizlenmesi, yakılan köylerle birlikte, Kürdistan’da 3 milyon insanın göç etmesiyle birlikte, ekonominin yerle bir olması, baraj, sulama tesisleri, okul ve sağlık ocakları gibi çalışmaların şantiyeleri sürekli PKK engellemesi nedeni ile ertelenmesi vs. çalışmalara, Murat Paşa sürekli engel oldu.

Özgürlüğün önündeki en büyük engel suskun kitlelerdir. 30 yıldan beri Murat Paşa’nın görevi, kitleleri oyalamak ve susturmak, asıl görevi ise Türkiye’yi bölgesel güçlerden korumak olmuştur. Yukarda da belirttiğim gibi bunu zaten kendisi de itiraf ediyor. Bir taraftan T.C. yi bölgesel güçlerden korumaya çalışırken, diğer taraftan 15 bin Kürdü işbirlikçi olmakla suçlayıp infaz ettiniz. Bu iç infazların hesabını Kürd Milleti kimden soracak ? Elbette ki muhatap senin başkanın ve baş komutan olarak sensin, Murat Paşa… Bu iç infazlar olurken, itirafçılarla ve korucularla birlikte çalıştınız. Mazlum Kürd Milleti’nin vebali çok ağırdır. Eden mutlaka bulur.

Aslında PKK istediği için Kürdistan’dan çekilmiyor, T.C Derin Devleti gördüğü lüzum üzerine, savaşçı Kürd güçlerinin yurt dışına çekilmesini istiyor. Kürdistan topraklarında siyasi gerilim gittikçe artıyor ve istilacı güçler de son derece tedirgin. Önce İran geçtiğimiz yıl, PKK güçlerini tasfiye etti ve PKK’den kurtuldu. T.C. uzun süreden beri kurtulmanın yollarını arıyor, sonunda buldu ve kendi PKK’sinden kurtuluyor. Hem de hiç bir zarar görmeden. Bunu Başbakan; “hiç bir pazarlık yapmadık ve hiç bir söz vermedik”. “Pazarlık yapacak kadar alçalmayız” sözleriyle açıkça dile getiriyor. PKK, Suriye’de önce Esad rejimi ile bir oldu ve şimdi de Türkiye’nin isteği üzerine Suriye muhalefeti ile birleşti. Yarın da ne yapacağı belli değil.

Madem PKK, Erdoğan ile anlaştı, silahlarını bırakıp Kuzey Kürdistan Dağları’nı terk edecekse, Güney Kürdistan Dağları’nda hala barınmasının ne anlamı var? Yoksa T.C. kendi PKK’sini oraya toplayıp, ilerde lazım olabileceğini mi düşünüyor? Yoksa Murat Paşa’nın Kandil Dağları’nda varlığını sürdürmesinin hiç bir anlamı yoktur. Kürd Milleti büyük bir tahribatı yaşadıktan sonra, PKK belasından kurtuldu. Umarım PKK bir daha Kürd Milleti’nin başına bela olmaz.

T.C. kendi PKK’sini tam bir Osmanlı oyunu ile tasfiye ediyor. T.C. asıl sahibi olduğunu iddia eden CHP, iki ileri bir geri oyununu oynayarak karşı çıkıyor. Aslında CHP daha önce defalarca PKK’yi kendi içerisine alıp, tasfiye etmeye çalıştı, ama başaramadı. Mesela 1991 genel seçimlerinde ve daha sonra da birkaç kere denedi . Son genel seçimlerde de denedi. PKK’nin adaylarını CHP listelerinde göstermek için görüşmeler yaptı ve hatta PKK’nin desteği ile Hakkari başta olmak üzere, bir kaç yerde miting düzenleme şansını bile yakaladı. CHP bunu yaparken asıl amacı, 1989’da kovulduğu Kürdistan’a yeniden dönmekti. Maalesef CHP’nin Kürdistan’a yeniden dönüş hayalleri, Erdoğan’ın farkına varmasıyla yıkıldı.

Öcalan yakalanıp Türkiye’ye teslim edildiğinde, Bahçeli Başbakan yardımcısı idi. Öcalan’ın idam kararı Yargıtay’da onaylandı ve Meclise geldi ama Bahçeli idam kararını yasadan kaldırarak Öcalan’ın idamına engel oldu. Öcalan’ın sehpadaki ipini cebine koydu, seçim otobüsünün üzerinde cebinden çıkararak, Erdoğan’a attı, “al ben infaz edemedim sen et” dedi. Bahçeli; Öcalan’ı ipten kurtarma gerekçesini, öncelikle Türk milliyetçilerine açıklamalıdır.

Öcalan 1999’da militanlarını Kürdistan Dağları’ndan çekilme emrini verdiğinde, hiç bir siyasi çevre karşı çıkmamıştı. Acaba bu gün bu siyasilere ne oluyor? O dönemde sadece CHP’nin silahlı örgütü Ergenekon uyandı ve çekilmeyi durdurdu. Acaba o gün neden çıkmaya engel oldular ve bu gün neden çıkmaya karşı çıkıyorlar?

Görüldüğü gibi Kürd Milleti yine bir Osmanlı oyunu ile karşı, karşıya. Bu oyunun en büyük destekçisi de PKK’dir. Bu beyler kendi PKK’sini tasfiye etmek için, kozmik odalarda oturmuş anlaşmış, herkese görev taksimi yapılmış ve şimdi de herkes verilen rolünü oynuyor.

Öcalan; “beni hapisten bıraksalar bile, çıkmam”, Murat Paşa ise; “Önderimiz salıverilinceye kadar, Kandil’de varlığımızı sürdüreceğiz” diyor. Bahçeli ; “şanlı Türk Milletinin onuru ile oynanıyor”, Kılçtaroğlu ise; “bu gidişat Türkiye’yi böler” diyor. Selahattin Demirtaş; “ hiç bir pazarlık yapmadık”, Erdoğan ise; “pazarlık yapacak kadar alçalmayız” diyor. Gelin de çıkın bu işin içerisinden. Hepsinin amacı Kürd Milleti’nin sırtında boza pişirmek.

Ben de diyorum ki; bu efendilerin hepsi de doğru söylüyor.

Mayıs 2013

Kaynak: navkurd

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.