Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 3 July 2012

Rojev - Geçtiğimiz pazar günü Almanya'nın Münster kentinde yapılan Die Linke (Sol Parti) Kuzey Ren Westfalen Eyaleti kongresinde Derya Kılıç ve Azad Tarhan adlı genç Kürd politikacılar partinin eyalet eş başkan yardımcılıklarına seçildiler.

Die Linke'nin gençlik partisi adayları olarak NRW kongresinde eş başkan adayları listesi ile kongreye katılan Kürd geçleri Derya Kılıç ve Azad Tarhan oylama sonucunda çoğunluğun oylarını alarak seçildiler. Parti içideki sol hizbin desteklediği Kılıç ve Tarhan, Almanya'nın en önemli eyaleti olan NRW'nin ikinci başkanları olarak seçilmekle Sol Parti tarihinde yeni bir dönem başlattılar.

Batmanlı olan Derya Kılıç çocukluk yıllarından bu yana Almanya'ya yerşleşen bir Kürd aile kızı. Kılıç uzun yıllardan beridir gençlik partisi içinde yöneticilik dahil çeşitli görevler üstlendi.

Dersimli bir baba ve Alman bir anneden olan Azad Tarhan ise Almanya'da doğdu ve Die Linke'nin gençlik partisi yöneticisi olarak uzun zaman görev yaptı.

İki Kürd gencinin seçilmesi ile Sol Parti tarihinde ilk kez bu denli önemli bir göreve „göçmen" kökenli genç politikacılar seçilmiş oldu.

Yek-Kom adayları seçilemedi

Öte yandan Sol Parti içinde uzun yıllardan bu yana aktif etkinlik yürüten Yek-Kom'un yönetim için aday gösterdiği Ayten Kaplan ile Ali Atalan yeterli oy alamayarak seçilemediler. Ali Atalan geçtiğimiz dönem Die Linke'nin NRW milletvekili olarak parlamentoda bulunmuş ancak eyalette yapılan seçimlerde partinin yenilgisi üzerine ikinci kez seçilememişti.

Sol Parti'de yeniden yapılanma

Foto1

Bilindiği üzere Sol Parti geçtiğimiz ay NRW'de yapılan seçimlerde ciddi oy kaybına uğrayarak, seçim barajının altında kalmış ve bu nedenle partide yeni bir yapılanma sürecine gidilmişti.

2-3 Haziran tarihleri arasında Göttingen'de yapılan Sol Parti (Die Linke) Genel Kongresi, parti içindeki sağ ve sol kanat arasında sert tartışmalara sahne olmuştu. Partinin bundan sonraki yönelimi açısından önem taşıyan kongreden "sol kanat" güçlenerek çıktı. Eşbaşkanlığa mücadeleci kişiliğiyle tanınan sendikacı Bernd Riexringer ile daha önce Genel Başkan Yardımcılığı görevinde bulunan Katja Kipping seçilmişti.

Böylesi forumlarin kisisel karalama girisimleri olarak kullanilmasini hic dogru bulmuyorum. Siyasetin icinde ve böylelikle kamuoyunda yer alan sahsiyetler tabiki kamuoyunda da elestirilebilinirler. Ancak elestiri sahsi degil, politik olmali, üstelik 'zaten babasi da...' diye baslayan "elestiriler" ne kadar ahlaki olabilir ki? Insanlar babalarinin davranislarindan sorumlu tutulamazlar. Tek somut politik elestiri olarak Ali Atalan'in 'Türkiye büyük catisi' toplantisina katilmis olmasi yer aliyor. Adi gecen toplantinin katilanlar listesine baktim: Ali Atalan katilimci olarak gecmiyor. Davetliler listesinde adi var, ama kimlerin adi yokki? Hepsine Dikkat! dermisin? Ali Atalan PKK disindaki kürd örgütleri ile calisirken iyidi, babasi da söz konusu olmuyordu, simdi tehlikeli hale mi dönüstü?Insaf! Bu zihniyeti PKK cevrelerinden biliriz, ama bakiyorum ki bu zihniyet hic de PKK cevreleri ile sinirli degilmis. Bana sorarsan, ben de Ali Atalan'nin secilmemesine fazla üzülmedim. Sol Parti icinde üretken oldugu kanaatinde degilim. Üretkenligi de sadece Kürdlere yönelik girisim ve aciklamalar ile sinirli tutmayi, Alman siyasetinden uzak olmaya yorumluyorum.

Bir arkadasin tavsiyesi üzerine sayfaya girdim ve formun bu bölümüne gözüm ilisti. Bunu okuyunca ciddiye alip almiyacagimi bayagi düsünmedim degil- Hemn Ali´yi hemde babasini cok iyi taniyorum. Babasi yetmislerin basindan beri gericilige ve sümürgecilige kendi capinda onurlu ve tanizsiz tavir sergiliyen bir yurtsever oldugu biliniyor. Hayatinda hic devletin silahini almadigi, tam tersine silah alanlardan nefret ettgi, onlari evinden bile kovdogunu duydum. Böyle degerli bir insana dil uzatmak kime yarar bilemiyorum. Gecen sene Midyata gidip onlarin köyünüde ziyaret etme firsatim oldu. Sandik basinda onlarca asker bulunmasina ragmen cezaevindeki Mardin Milletvekili bagimsiz adayi Gülseren Yildirima bütün oylarin cikmasini sagliyan adam oldugunu duydum. Ali´ye gelince, elestirilebilir, ne yapip yapmadigida tartisilir. Ama TC nin adami olarak lanse etmek, gercekten maskaraligin  en kötü formuna düsmekle es anlamli. TC basinin Ali´ye nasil sürekli saldirdigini cok iyi biliyoruz. Bahsi gecen "Büyük Türkiye Catisina" gelince. Kendisine bursya gidip gitmedigini sordum. Buruya cagrildigini ve bir kac defa telefonla bile arandigini ama bunu boykot edeip kesinlikle katilmadigini söyledi. Ali yanliz buruya degil Recep Tayip Erdoganin Berlin toplantisinada cagrildiginda bunu basin aracilgiyla boykot ettigini basindan ögrenmistim. Ali´nin PKK ile ilgili baglantisi elestirilebilir, buna bir sey diyemem, ama onun gercekten dürüstlügüne, yurtseverligine ve tutarli sol dursuna elestirebilecegim bir nokta bulamiyorum. Bazen siyasi konularda onunla tartistigim konular oluyor. Bunuda yurtsever demokratlar oilarak hazm etmemiz gerekiyor. Bunu kim yazmis, niye yazmis bilemiyorum. Ama Sayfayi ve bu formu böylesi suclamalarla kirletmenin ve gercektende sayfanin cidiyetine halel getirmeninde bir anlami olmadigina inaniyorum. Bütün Ezdai-Zerdüstülere en icten duygularimla selam olsun.

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.