Abdullah Öcalan şöyle bir yazı yazmıştır: 'Burası çok hassastır. Görüşe çıkmamız uygun değildir' Bizim orada olan bitenlerden haberimiz yoktur. Müdürün bize verdiği bilgi bu kadar" yanıtını verdi. Gazetecilerin, "Abdullah Öcalan sizinle görüşmek istemedi mi" sorusu üzerine Öcalan, "Evet müdürün bize söylediği bu. Biz başka bir şey bilemiyoruz. Orada olup bitenlerden hiç haberimiz yoktur" diye yanıt verdi.
Öcalan'la son görüşmelerden alıtıyı verdik.
Kürt sorunu'da aktörler çoktur.Dış dünyanın 3-AAA savaşı ya da borsa savaşının (euros-dolar) iç yüzü olan ekonomik çıkmazların Ortadoğu'yu yeniden ısıtacağı bilinen bir gerçek.Aslında Ortadoğu projesinin merkezinde
Iraktan sonra ,İran,Surye ve Türkiye vardı.Zaman ve bölgesel güçlükler Avrupa,Rusya ve Çini'in tepkileri, karşı çalışmalır sonucu yumuşak ve farklı bir yöne kaydı.Proje de öncelikli olan devletler sonraya bırakıldı,pürüz yaratacak rejim ve diktalar Arap baharı ile bir düzene konudu.Libya ayak bağı olmaktan çıkarıldı.Fransa ,İran'a karşı askeri bir müdahaleden söz etti,İsrail'in askeri müdahelesi her zaman masada oldu.Bu yaz en azından bölgede bir savaşın olacağı kesin gibi.
Savaş bölgesine baktığımızda,Kürdistan merkezi konumlardan biri.Devletler,sınırlar ve petrol-doğal gaz-su.
Kürt sorununda dış aktörlerin çok olmasından da öte , tüm devletler ve hesapların üzerinde yoğunlaştığı bir konu.
Kafasına çuval geçirilen Türkiye ile,defalarca dünyanın gözü önünde "tezkerenin redi" olarak geçen AKP hükmetinin temsil ettiği TC'nin ABD ile alaylı Irak savaşı esnasındaki teskere ile olan diplomatik ve pratik ihaneti yaşıyan iki ülkenin birlikteliğinin pekişmesi.Gülen'nin ABD de oluşu abd için bir garanti veya tehdit aracı olabilirmi den çok ;TC nin ABD 'den yana olmasından başka çıkış yolu yoktu.Karayılan,TC yı taşron veya ABD tetikçisi olarak adlandırması uluslar arası diplomasi yeri olmayan bir değimdir.Bu ilişkiler tüm ülkeler arasında mevcuttur,çıkardır.PKK'nı Surye ile olan lişkileri de çıkar ilişkisi(Hatay ve çevresi) olarak görmek isteriz.ABD-TC yakınlaşmasını dönersek;TC bir İran,bir Irak olmak istemeyişinden kaynaklamaktadır.Zaten ,ABD 'den oluml yanıt alan AKP hükmeti ABD'nin bir eyaleti gibi bölgede çalışmalara başlamıştır.TSK yı çökerten,tüm istıhbarat bilgilerini veren ABD dir.Yoksa AKP TSK ya diş geçiremezdi.TSK TC demekti ve büyük ekonomik güce de sahipti.
ABD'nin tam desteğini alan AKP Kürt sorununu artık istediği gibi çözebilme olanağına sahipti,"sil baştan yaparız",cümlesi artık oyalama,zaman kazanma politikalarının bir doyum noktasına geldiğinin göstergesidir.AKP için artık Kürt plitikasında ikinci aşamaya geçilebilinir sinyalleri verilmişti.Demokratik TC açılimi ,milli açılım olduğunda artık milli seferberlik başlamıştı Kürtlere karşı.Kürtleri kontrol etme bastırma ve yok etme politikaları günümüzde tutuklama ,öldürme politikaları ile devam ediyor.Tam bir istila...
PKK, AKP'nın ve ABD 'ni politikalarını görmedi,gördüğü bazı noktalara da çok hantal yanaştı,ya da barış görüşmeleri oluyorla hiç bir müdahalede bulunmaz ken ,darbe üstüne darbe yedi.Aysel Tuğluk açık söyledi,"önderliğimiz teslim alınmak isteniyor" gibisine değindi.Aslında,PKK imrallıya karşı kullanılırken,İmrallı da PKK ya karşı kulanılıyordu,aynı yöntem BDP için de geçerlidir.Diye bilirizki Tüm Kürt siyasi ,hatta aydın kesimler biribirine karşı kullanıldı ve halen kullanılıyor.K.Burkay'ın Mit müsteşarı gibi demeçleri ve yoğunlaşması buna örnektir.Şıwan da kullanılıyordu halk tepkisi ile sesizliğe gömüldü.Dikkat ettiğimizde;PKK hep heykel gibi duruyor,Öcalan'nın imrallıya getirilmesi ile başlayan bu dönem büyük kayıplara neden olurken ;stratejik hiç bir kıpırdama görülmez.Kimi dönemler ,Türk bir partisi düzeyinde açıklamalarda bulundu.Ayseller,Hasipler Türkleştiler,kuvva-i milli oldular PKK dan hiç bir tepki dahi almadılar.Kürt siyası sınıfı Türkleşti ,hatta Atatürk propagandasından sonra Atatürkü güncelleştirme dillere düştü.
PKK nın siyasi ve askeri yetklerle sahip olduğu biliyoruz.Kürt insanın baktığı ve gördüğü durum bu.
