Kawakibi'nin yaşamı, eserleri, siyasal ve dinsel duruşu
Kawakibi'nin yaşamı hakkında bilge vermeden önce Araplar içinde asimile olmuş, Arap dil ve edebiyatına büyük hizmetleri dokunmuş bazı Kürd asılı şahsiyetlerine kısa bir vurgu yapmak gerekiyor.
Yine kendiside Kürd kökenli olan Muhamed Kürd Ali'nin bir Arap arkadaşına yazdığı bir mektuptan kısa bir bölüm vereceğim.
M. Kürd Ali, Arap asılı Arabist Faris El Çuri ile yakın ilişki içindeydi. Arkadaş olan iki entellektüel haz ve latifeleri aralarında paylaşıyorlardı. Muhammed Kürd Ali bir ara ünlü Arabisti ‘çölden ve Karif köyünden geldiğini’söylüyerek bir kelime oyunu içine çekti. M. Kürd Ali’nin bu söylemine karşı, El Çuri Muhammed Kürd Ali’yi ‘vahşi Kürd’ diye niteledi. Bu sefer Muhammed Kürd Ali söylenelerin ciddi ve düşündürücü olarak alıp 03.11.1926 tarihli bir mektupla Çuri’ye cevap verdi. Bu mektubun Kürdçesi 1970 yılında Bağdat’ta çıkan “Defteri Kurdewari” adlı dergide yayınlandı..M. Kürd Ali mektubunda: "Kürdlere vahşi sıfatını vermene çok memnun oldum. Sen haklısın. Eğer vahşilik, Kürd Selahadin’in İslam dünyasının topraklarından düşmanları uzaklaştırmaksa,Eğer kabalık, Kürd Muhammed Abdu’nun gerçekleştirdiği dinsel reformlar ise;Eğer vahşilik, Kürd Qasim Emin’in islam dünyası içinde kadınların hakları için yaptığı kavga ise;Eğer vahşilik, Kürd Ahmed Şewqi’nin Arap şiirini en üst boyuta taşıması, tüm şairleri ve muharir taslağını yenilgiye uğratmasıysa ;Eğer vahşilik, Kürd Ahmed Teymur’u harekete geçirmesi ise- herkes onunArap dili üzerindeki otoritesini bilir-Eğer vahşilik, Kürd Abbas Mahmud Aqqad’ı harekete geçirip Arap edebiyatını eski elbiselerinden özgürleştirerek, olağanüstü modern bir edebiyat haline getirmekse;EVET...Kürdler vahşi ilan ediliyor, çünkü Kürdler adaletsizlik karşısında sessiz kalmazlar. Kürdler, zorbalığa karşı sessiz kalmazlar. Allah bize bu vahşiliği daha daha ihsan eylesin!!! Allah senin uyruğunun hepsinede bu vahşiliği bahşetsin!!Ben inanıyorum, eğer insanlar bir gün kendi cürümlerine bir tokat atsalar ve kendilerine hesap sorma kapasitesine ulaşsalar, o gün hiç bir milletin ulaşmadığı mertebeye Kürd milleti ulaşacaktır.” diyor.
Abdulrahman Kawakibi 9 Temmuz 1855 tarihinde Halep'te bilim ve dinsel çalışmalarıyla tanınan bir aileden dünyaya geldi.
Abdulrahman Kawakibi'nin babasının dedesi Mesud Kawakibi'ydi. Dedesinin ismi Muhamed ve babasının ismi ise Şeyh Ahmed Bahayi'ydi. Kawakibi ailesi 14.yüzyıldan itibaren Halep şehrine yerleşmiş.
Abdulrahman Kawakibi eğitimini dedesi tarafından inşaa edilen Ommayade Cami'sinin medresesinde babasından alıyor.
Abdulrahman Kawakibi bu medrese de hukuk, tarih ve teoloji alanlarında eğitimini yapıyor. Bu arada Türkçe, Farsça ve Arapça dillerini oğreniyor. Sosyal bilimler Kawakibi'nin ihtiyaçlarına tam cevap vermeyince doğal bilimlere yöneliyor ve bu arada fizik ve matematik alanlarında eğitim alıyor. Kawakibi eğitiminin bir kesimini de Antakya'a yaşıyan dayılarının yanında devam ediyor.
Kawakibi çok genç yaşlarda Osmanlı devleti tarafından resmi olarak çıkarılan „El Firat“ gazetesine makaleler yazıyor. Yaklaşık olarak 5 yıl boyunca Kawakibi sözkonusu gazete ile birlikte çalışıyor.
Bu arada Kawakibi avukat olarak Halep'deki ekonomik durumları iyi olmayan fakir kesimlerin davalarına karşılıksız giriyor, Baba Ali'ye şikayetleri olan kesimlerin ihtiyaçlarını karşılamak için bir büro açıyor. Kawakibi bu büro aracılığıyla tam bir arzuhalci rolünü oynuyor.( daha geniş bilgi için Sarif Mahir, Salam Kawakibi, Le Courant Reformiste Musulman et Sa Reception...... 2003, Damas, Suriye, sayfa 9-22)
Bundan dolayı Kawakibi „Abû El Mahrûmîn“( Fakirlerin Babası) diye nam salıyor.
Kawakibi „El Firat“ gazetesinden ayrılıyor. Çünkü, bu resmi gazetede kendi düşüncelerini yayma imkanını bulamıyor.
Kawakibi, 28 Nisan 1877 tarihinde Halep'te „Al Şahba“ adı altında bir gazete çıkarıyor. Fakat, gazetenin ömrü kısa oluyor. Gazete 16.sayısından itibaren Osmanlı idarecileri tarafından kapatılıyor. Daha sonra Kawakibi yasaklamalara takılmamak için isminde de anlaşılacağı gibi 25 Temmuz 1879 tarihinde „Al Itidal“( Ilımlılık) adı altında bir gazete çıkarıyor. „Ilımlılığın“ da ömrü uzun olmuyor. Kawakibi bu gazeteden ancak 10 sayı çıkarabiliyor. Gazete Osmanlı devleti tarafından kapatılıyor.
Kawakibi'nin çıkardığı bu gazeteler boşuna kapatılmıyor. O,„Al Itidal“( Ilımlılık) gazetesini çıkardığı zaman yazdığı başyazıda çıkış nedenlerini açık bir şekilde ortaya koyuyor.
Gazetenin eğitici olacağını, politik ve sosyal gelişmelere ilişkin gerçekleri anlatacağını, eğitime ve bilgi dağarcığını genişletmek için araştırma ve eğitici makaleler yayınlayacağını......... haksızlıklara karşı çıkacağını, halka dayanacaklarını, devlet memurlarının Avrupa milletlerinde olduğu gibi kamu çıkarları için hareket etmeleri için baskı oluşturacaklarını ve basını kamuya hizmet eden bir kurum haline getireceklerini beyan ediyordu.
Kawakibi kendi döneminde dünyadaki gelişmelerden haberdardı. İstanbul, Kahire, Şam ve hatta Avrupa basın ve yayınları takip ediyordu.
Dr. Kemal Mazhar'ın anlatımlarına göre Kawakibi: „geniş düşünen, gelişmelere açık, eşitlik ve kardeşlik yanlısı, despotizme ve despotlara düşman bir olan bir adamdı“(Dr. Kemal Mazhar, Çend Laperek Mejuy Geli Kurd, 2001, Hewler, Kurdistan, sayfa 462)
Dr. Kemal Mazhar'ın Muhamed Kurd Ali'den aktardığına göre „ Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Museviler hepsi aynı oranda içtenlikle Kawakibi'nin toplantılarına katılıyorlardı“(Dr. Kemal Mazhar, age, sayfa 463)
Muhamed Kurd Ali, Kawakibi ile aynı dönem yaşamış ve yakın arkadaşıydı.
Kawakibi'nin Müslüman olmayan kesimlere olan dostluğu ve yakınlığı o dönem Osmanlı yetkililerinin tepkisini çekiyor.
Kawakibi'nin çıkardığı „Al Şahba“ gazetesinin Osmanlı yetkilileri tarafından kapatılmasının esas nedenlerinden biri Osmanlı despotizmine karşı oluşu, diğer bir nedeni ise Hıristiyan topluluklarına karşı toleransıydı.
Örneğin Osmanlı- Rus savaşı sırasında 6 Ermeni Antep'te Rusya'ya karşı savaşmak askerlik ocağına başvuruyorlar. Oradaki Osmanlı askeri yetkilileri bu gönülü Ermenilerden isimlerini değiştirip Müslüman isimlerini almaları taktirde cepheye göndereceklerini söyler. Ermenilerde bu istemlerinden vazgeçiyorlar.
O dönemler Antep idari olarak Halep'e bağlıydı.
Kawakibi bu gelişmeyi duyar duymaz „Al Şahba“ gazetesinde Antep'deki Osmanlı yetkililerini eleştiren bir yazı kaleme alıyor.
Halep Valisi Kawakibi'nin bu tavrını sebep göstererek „Al Şahba“ gazetesini kapatıyor ve Kawakibi hakkında dava açıyor.
Halep Valisi Kawakibi 6 ay boyunca uğraştırıyor, fakat o tavrını değiştirmiyor.
Hatta Osmanlı yetkilileri Kawakibi üzerine baskı yaparak haberin kaynağı olan kişiyi öğrenmek istiyorlar.
Daha sonra yeniden gazetenin yayınına izin verdiklerinde Kawakibi yeniden Antep Ermenileri meselesi üzerine duruyor, „haber kaynağını vermediğini ve gazeteciliğin şerefini koruduğunu“ yazıyor.(Kemal Mazhar, age, sayfa 467-468)
Osmanlı devleti, Kawakibi'nin Halep'deki gazetecilik faaliyetlerine son verdikten sonra, Kawakibi kendisini kitap çalışmalarına veriyor. Bu arada bazı gazetelere ve özellikle Kahire basınına sahte isimlerle makaleler yazıyor.
Bilindiği gibi o dönemler Mısır farklı bir özelliğe sahipti. Osmanlı devletine muhalif bir çok aydın Kahire'ye yığılmış durumdaydı.. Miqdat Bedirxan'ın çıkardığı ilk Kürd gazetesi „Kurdistan“ ve Salih Bedirxan'ın çıkardığı Masonik gazete „Umud“ Kahire'deki kısmi özgürlükçü ortamında gün yüzü gördüler.