Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 12 December 2010

TÜRKLERDE TARİHİ ÇARPITMA ve ASİMİLASYON GELENEĞİ !!!
*********************************************************
Aşağıdaki linkte okur yorumları bölümünün alttan 8. yazısında CDU Hamburg milletvekili adayı Zerrin Konyalıoğlu Bush Hanımın yaptığı gibi, Noel Baba’yı da Türk(iyeli)leştirdik ya, bizlere “helâl” olsun !!!
(http://www.hamburghaber.de/haber-Ilim-bilmek-kendini-bilmektir-misali-5…)

Beyinleri, aşklı-meşkli şarkı-türkü ve saçma sapan dizilerle, şıkıdım havalarıyla, futbol ve hurafeyle, 30-40 yıldan beri Türban ve Kürt meselesiyle çöl ve çöplüğe çevrilmiş olan sıradan insanlarımız neyse de; tarihçi ve politikacılarımızda, “Tarih bilgisi-bilinci-vicdanı nesnellik-dürüstlük ve sorumluluğu” eksik olunca, Doğu Roma/Bizans döneminde yaşamış olan Bizanslı Nikolaus’un adını, dilimiz dönmediği için, tamamen değiştirip “Noel” yaptık !!!
Bu da yetmedi, ataerkil, yani “Babacı/Babocu” Doğu toplumları olmamız hasebiyle ve bizde “başkan” ve “baba”dan geçilmediği için, Nicholaus’u bu kez de “Noel Baba” yaptık ! (Aşağıdaki linkte, ona ilk kez Almanların “Noel Baba” dedikleri bilgisi yanlış olup, tüm Hırıstiyanlar, “Nikolaus” derler...) *
Ve şimdi de bizim Almanya’daki göçmen politikacılarımız, Hıristiyanlara hoş gelsin diye, yaşayıp yaşamadığı bile belli olmayan Romalı/Bizanslı efsane figürünü, “Türkiyeli göçmen Noel Baba”yapıp çıktılar !... El-insaf yani !
Ona kalırsa, yüzlerce yıllık deri haritalarda tüm Anadolu, “Karamania” yani “Karaman Ülkesi” diye geçmektedir! O zaman Noel’e “Karamanlı” dememiz mi gerekir ?!..

Anadolu toprakları sayısız kez el değiştirmiştir ve bu asimilasyoncu kafayla daha çoook el değiştireceğe benziyor !!!
Bu konuda çok ibretlik bir fıkra bile mevcutur:
Avcılararası bir yarışmada kendisinden bir zürafa yakalayıp getirmesi istenen kurnaz Türk avcısı, devasa zürafaları görünce korkudan küçük dilini yutar ve yakaladığı zavallı bir keçiyi saatlerce dövüp ona zorla “Beeeeeeee! Ben zürafayııım! Ben zürafayııım!” dedirtince, anında, yarışmadan-daha doğrusu tarihten- diskalfiye edilir !...

Tarihe ve tarihsel gerçeklere ne kadar saygılı(!) olduğumuzun sayısız örneklerinden birkaçı daha:
“Güneşin doğduğu ülke” demek olan Anatolia’yı hemen Türkçeleştirip “Anadolu” yaptık! Konstantinopolis’i “İstanbul” yaptık! Alexander’ı “İskender” yaptık! Onbinlerce Kürtçe, Zazaca, Ermeni ve Süryanice yerleşim yerlerinin adını Türkçeye çevirdik ! Zerdüştlük ve (Y)ezidiliğin “Ateş ve Güneş kültü(rü)nü” çalıp, “Güneş Dil teorisi” icat ederek, dünyadaki tüm dillerin ve ırkların Türklerden ve Türkçeden geldiğini savunduk !!!

Asimilasyondan en çok yakınmamıza rağmen, ırkçılık ve faşizmin gizli tür ve biçimi olan asimilasyoncu genlerimiz ve geleneğimiz gereği, “Avrupalılar, Hunların torunları ve tohumları oldukları için, hepsi Türktür!” dememize de az kaldı !!!

«Tarih, değişmek istemeyen ve değişimin önünde engel teşkil edenlere karşı çok acımasız olup; onları sadece değiştirmekle kalmaz, silip süpürür de !..» sözüne bir ilâve yapacak olursak, Tarih, kendisine uymayıp, tarihi kendisine uydurmak isteyenleri de silip süpürür !..

Gerek, “tarihe uyma” diye bir sorun ve sorumluluğumuz olmadığı için; gerek, yabancı isim ve kavramlara dilimiz dönmediğinden; gerekse, Orta Asya ve İslam geleneğinden gelen fetihçi-işgalci-talancı-asimilasyoncu geleneğimiz gereği, işin kolay ve asimilasyoncu yanına kaçıp, “Yavuz hırsız” misali, tarihi ve tarihsel olay-olgu-kavram ve isimleri, hatta başka din ve mezhepleri bile hemen “İslamlaştırma veya Türkleştirme/Türkiyelileştirme ve Türkçeleştirme”ye kalkışırız !!!

İşte, bir zamanlar, “Aden/Cennet Bahçesi”, “Kavimler Kapısı” veya “Medeniyetin Doğduğu Yer(ler)” denilen Mezopotamya/Kürdistan, Anadolu ve Kafkasya’nın tabiat ve zenginlik kaynaklarına, gümrah ormanlarına, soyunu kuruttuğumuz yaban hayvanlarına, yerli/kadim halklarına, onların dil, din ve kültürlerine ve binlerce yılda yarattıkları tarihî eserlerine yüzlerce yıldan beri yaptığımız yıkım, kıyım, talan ve vahşet ortada !!!

Emperyalistlerle onların yerli işbirlikçilerinin kışkırtmalarına ve kanlı oyunlarına kanıp, kadim halkları ve birbirimizi en son 1915 ve 1920’lerde asıp-kesip göçürtmeseydik, eşsiz sanat-kültür eserlerine kıyıp kalanların üstüne oturmasaydık ve “Ne mutlu Türküm diyene !” diyecek kadar faşistleşip onları teke indirgemeseydik, şimdi coğrafya ve ülkelerimiz hem dünyanın en gelişmiş ülkeleri, hem de “Halklar Bahçesi” olacaktı !...

Bir de bugün, Conilerin işgal ve talan altındaki ülkelerimizin ve bizlerin içler acısı hâline bir bakın !!!

* * *

TARİH AVCISI
11.12.10
--------------
*) Nikolaus için bkz. :
1) http://www.nedirbilelim.com/dizin5/noel-christmas.html
2) http://de.wikipedia.org/wiki/Nikolaus_von_Myra

ırak'ta kültür yağması için bkz. :
1) http://www.kesfetmekicinbak.com/kultur/others/00515/
2)
http://www.cemalnar.com/nas/component/content/article/975-yagmalanan-ue…
3) http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?viewid=257652
4) http://archaeologist.blogcu.com/etiket/TAR%C4%B0H

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.