Ana içeriğe atla
Submitted by Anonymous (doğrulanmadı) on 25 June 2010

Kesire konusursa Öcalan biter Yıldırım, Kesire Öcalan'ın, eşi Abdullah Öcalan'ın derin devletle ilişkilerini öğrendiğini ileri sürerek, 'Konuşursa Apo'nun bağlantıları ortaya çıkar, tüm sözleri biter' dedi 25 Haziran 2010, Cuma - 02:20 Tüm Türkiye, son günlerde patlayan bombalar, susmayan silahlar ve peş peşe kalkan şehit cenazeleriyle sarsıldı! Yıllardır süregelen bu acının adı "terör"dü ama "Kim, kime neden düşmandı!" İşte bu soru hep cevapsız kaldı! Sokaktaki vatandaş, "Gerçek düşman kim?" diye sorarken uzaklardan gelen itiraflar, bir bomba da gündemde patlattı! Terör örgütünün ele başı Abdullah Öcalan'ın sağ kolu olarak tanınan, bir dönem avukatlığını da yapan Hüseyin Yıldırım, yıllar süren suskunluğunu bozdu. İsveç'te sığınmacı statüsünde yaşayan Yıldırım, Diyarbakır Cezaevi'nde Ahmet Türk'le birlikte gördükleri işkenceleri, Abdullah Öcalan'ın Şam günlerini ve Öcalan'ın eşi Kesire Öcalan hakkında bilinmeyenleri ilk kez anlattı... * Hükümetin 'demokratik açılım' çalışmaları için ne düşünüyorsunuz? Devletin birikmiş sorunlarına ilk defa değiniliyor. Kimse cesaret etmedi, bunlar cesaret etti. AYNA'NIN İPİ KANDİL'DE * Bu noktada BDP'nin açılıma verdiği desteği nasıl buluyorsunuz; yeterli mi? Destek falan verdikleri yok. Emine Ayna dediğiniz, örgütlü ve emirle yönetilen bir bayan. Kandil'den, İmralı'dan yönetiliyor. Sorun şu ki; Kürtler adına bir muhatap bulunsun. Mesela halkın da onay verdiği bazı Kürt aydınlar muhatap alınsın ve oturulup çözüm üzerine tartışılsın. Kürtler'le Türkler ayrılmaz! Bunu kurcalayanlar sahtekârlık yapıyor. Açılımlar gerçekleşirse, Kürtler arasında huzur olur mu? Bir bahar havası yaşanır. Kürt meselesinin hallolması için evvela Ergenekon'un etkisiz hale gelmesi gerekir. Belki bunu görmeye benim ömrüm yetmez; ama umutluyum. KESİNLİKLE AJAN DEĞİL * Öcalan'ın eşi Kesire üzerindeki sır perdesi bugüne dek aralanamadı. Siz bu konudaki iddialara katılıyor musunuz? Kesire ajan değil. Bunu söyleyenler babasından dolayı diyorlar. İstiklal Mahkemeleri'nin dosyası açılsın, o zaman Kesire'nin babası Ali Yıldırım hakkında her şey ortaya çıkar. * Neler mesela? Dersim'e 1938'de operasyon başlatıldığında Türkçe bilenlere ihtiyaç vardı. Ali Yıldırım o zamanlar 20 yaşlarında ve okur-yazardı. Ve onu almışlar, "Şu aşirete, bu aşirete git" demişler ve o da gitmiştir. Onlar da ne dediyse aktarmış. Ama ilginç olan; Ali Yıldırım, İstiklal Mahkemeleri'nde tanıklık yapmayı reddediyor. Babası ajan ise de çocuğunun ne günahı var? Ben, bir sürü belgelerine rağmen Öcalan'ın ajanlığını söyleyemiyorum. Devletle o kadar bağlantılarına rağmen. * Kesire'nin örgüt içindeki konumu nasıldı? Ben, Kesire'nin bizim grubun (PKK Devrimci Hareket) içine girmesi taraftarı değildim. Kesire, PKK'nın politikasını aynen sürdürmek istedi. Biz bu politikaya karşıydık. Ama Kesire'nin hedefinde bir tek Öcalan vardı. Yani, "Öcalan gitsin, ben geleyim" istiyordu. * Yani Öcalan'ın yerine geçmek istiyordu, öyle mi? Tabii. Örgütte beyin takımı katledilmişti. Kesire, bunları provokasyon saydı, biz bunlara karşıydık. 'Apo'nun katliamlar yapmasında, diktatör olmasında hepimizin payı var' diye düşünüyorduk. Kesire suçluydu. Özellikle Çetin Güngör muhalefetinde katledilen insanların sorumlusu Kesire'dir. Çünkü tartışmayı o başlattı. TEHDİT Mİ EDİLİYOR * İlişkileriniz koptu mu? Evet, koptu. Kesire, Mihri Belli'nin yanına gitti. Belli onunla örgüt arasında, "Siz bana karışmayın, ben de size karışmayayım" diye aracılık mı etti, ondan sonra sessizliğe gömüldü Kesire... Neden konuşmuyor? Ya aralarında gizli bir anlaşma var ya da devlet konuşmaması için onu tehdit ediyor. * Konuşursa ne olur, neler değişir? Yer yerinden oynar. Apo'nun tüm bağlantıları, kimlerle bağlantıları varsa hepsi ortaya çıkar. Ve Apo'nun söyleyecek bir şeyi kalmaz. Sonra da Öcalan, Kürtler'in gözünde sıfıra iner, halka karşı suçlu duruma düşer. Doğu Perinçek'le görüşen biri. * Öcalan'la ayrılmalarının sebebi neydi? Kesire, Apo'nun gizli ilişkilerini öğrendi. Derin devletle olan ilişkilerini. Ve kopuş buradan geldi. Kesire bana diyordu "Dikkat et, bağlı olduğu güçleri harekete geçirir" diye. Kesire, Apo'dan çok daha etkili ve birikimli biridir. * Kesire şimdi nerede? Pasaportu, oturumu İsveç'te. Dil öğrenmek için İngiltere'ye, Yörükoğlu'nun da yanına gitti. Hollanda'da da akrabaları var, oraya gidip geliyor. İDAMI 'BİR SAYFA' ÖNLEDİ * PKK'nın kurulmasında derin devletin ya da başka güçlerin rolü nasıl olmuştur sizce? Öcalan'ın tutuklanması, salıverilmesi var. Hatta bu konuda Uğur Mumcu geldi, benimle görüşmek istedi, görüşmedim. Bence öldürülmesinin nedeni budur. Onun cinayeti, ne dindarlar, ne de İran olayıydı. Öcalan ile ilgili ben, büyük bir güvensizlik içerisindeyim. Derin devletle bağlantıları var. * Abdullah Öcalan kimin adamı? Öcalan yakalanıp Türkiye'ye getirildiğinde, idamı konuşulurken, o zamanki koalisyondaki Bülent Ecevit ve Devlet Bahçeli idam istiyordu. Fakat dönemin MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun bir rapor getirdi. Oradaki bir sayfayı Ecevit, Bahçeli'ye gösterdi. Mesut Yılmaz da Bahçeli'yi odaya çağırdı. Tekrar masaya döndüklerinde Bahçeli idamdan vazgeçmişti. Ne getirdi MİT? İki ihtimal üzerinde duruyorum; ilki, biz bunu teslim alırken idam etmeyeceğimize dair Amerika'ya söz vermişiz. Ama bu Bahçeli'yi durduramazdı. İkinci ihtimal, eğer raporda "Bu bizim adamımız" diyorsa, o zaman Bahçeli durur! Ergenekon yönetiyor * Ergenekon oluşumunun PKK'yla irtibatı hakkında gündeme gelen iddialar var. İmralı'yı Ergenekon yönetiyor. Mesela tam açılım konuşulurken Tokat'taki eylem... Ne günahı vardı o askerlerin? Savaş alanı filan değil, köylü çocuklarıdır o askerler. Onları vurmakla ne kazanıyorsun? Bu, PKK'nın kararı mıdır, müşterek bir karar mıdır, bu konuda bir şey söyleyemem. * Öcalan'ın derin devlet bağlantısı nedir? Öcalan'ın Şam'daki ilişkileri. En yakın arkadaşları Atıf Hocalı, Doğu Perinçek; bunlar derin devletin adamları... Yeni bilgiler de çıkacak. Güç sahibi olmak istedi * Peki, Öcalan'ın gerçek hedefi neydi o zaman? O, güç sahibi olmak istiyordu. M. Ali Birand'a da ne diyordu, "Ben gidersem, devlet karşısında 40 tane PKK bulur." Ne demek bu? "Benimle anlaşın, ben PKK'yı bitireyim" demekti. Söze başlarken Mehmet Ali Birand, "Ben ülkemin bölünmesini istemiyorum. Ama gazeteciyim, kanunların elverdiği ölçüde söylediklerinize yer vereceğim" dedi. Öcalan, "Bizim bağımsızlık gibi bir istediğimiz yok" dedi. Bu söz benim için ilk vuruş oldu. Perinçek'e güvenmem * Doğu Perinçek sizinle hiç görüştü mü? Belki 40 defa görüşmek istedi, görüşmedim onunla. Güvenmem ben o adama. Başta onların birbirine karşıymış gibi gözükmeleri oyundu. Telefonda bana, "Senin meseleni Apo'yla görüştüm ben. Konuşalım seninle" dedi. Ben de, "Seninle konuşacak bir şeyim yok" dedim. Perinçek, çok tehlikeli birisi. Ajan olarak PKK'ya girip, işini gördükten sonra gidenler oldu. Ajan diye öldürülenler ise gerçekten beyin takımlarıydı.

Kaytan Ergenekon´dan tutuklandı Apo serbest bıraktırdı! Gönderen: rizgarionline Tarih: 25.06.2010 Saat: 06:53 Katkıda Bulundu rizgarionline Rizgarî Online/ Türk Askerî istihbaratına göre, PKK liderlerinden Kaytan, Ergenekon’la ilişkili diye örgüt tarafından tutuklandı, Apo’nun emriyle bırakıldı. Taraf gazetesinde MEHMET BARANSU imzasıyla üst manşetten verilen ilgili haberde şunlar kaydedildi:“Askerî istihbarat tarafından geçen şubat ayında hazırlanan raporda PKK’nın lider kadrosundan Ali Haydar Kaytan’ın Ergenekon’la ilişkisi olduğu gerekçesiyle örgüt tarafından tutuklandığı belirtildi. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde her ay düzenlenen “Aylık İstihbarat Durum Raporu” tüm birimlere gönderiliyor. Ergenekon-PKK ilişkisine dair iddialar da 28 Ocak–27 Şubat 2010 tarihleri arasında elde edilen bilgilerin değerlendirildiği 10 sayfadan oluşan Şubat 2010 raporunda yer aldı. Apo’nun emriyle serbest kaldı Taraf‘ın elde ettiği askerî istihbarat raporuna göre “Fuat” kod adlı Ali Haydar Kaytan, Ergenekon’la ilişkisi olduğu gerekçesiyle tutuklanıp, daha sonra serbest bırakılıyor. Raporda Kaytan’ın yakalanıp daha sonra serbest bırakılması şöyle anlatılıyor: “Terör örgütü ele başlarından Fuat (K) Ali Haydar Kaytan’ın, Ergenekon yapılanması ile ilişkisi olduğu, terör örgütünün mevcut stratejisini benimsemediği ve ayrımcılık yaptığı gerekçesiyle 2010 Şubat ayı içerisinde tutuklandığı ve 15 (onbeş) gün süreyle Hakurk-Khunera bölgesinde bulunan terör örgütü sözde hapishanesinde tutulduğu, terörist başı Abdullah Öcalan tarafından avukatları aracılığıyla verilen talimatla serbest bırakılarak görevine döndüğü duyumları alınmıştır.” Lider kadronun ‘adresi’ raporda Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından hazırlanan, Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı’na gönderilen istihbarat raporu 10 sayfadan oluşuyor. 28 Ocak–27 Şubat 2010 arasındaki dönemi kapsayan raporda PKK’nın tüm faaliyetlerinin yakından takip edildiği anlaşılıyor. PKK’nın yaptığı faaliyetler, örgüte yeni katılan isimler, yer değiştiren örgüt elemanları başta olmak üzere jeneratör tamiri için başka kampa giden PKK’lıların bilgisi bile raporda yer alıyor. Raporda en dikkat çeken bölümlerden biri ise PKK’nın lider kadrosunun nerelerde bulunduğu, saklandığıyla ilgili elde edilen bilgiler. Raporda Cemil Bayık, Mustafa Karasu, Murat Karayılan, Duran Kalkan, Ahmet Piran, Fethi Şarlatan gibi örgüt yöneticilerinin saklandığı mağaralar koordinatlar verilerek üstlere iletilmiş.” Keleşler Libya’dan Taraf gazetesinde yer verilen bir başka haberde de şunlar kaydedilmekte: “Askerî istihbarat raporunda Ali Haydar Kaytan’ın yanı sıra PKK’nın silah ve mühimmat satın almak için kimlerle temas kurduğuna dair çarpıcı bilgiler de yer alıyor. Rapordaki bilgilere göre PKK, Libya’dan Kaleşnikof silahları satın almaya çalışırken, Kerkük, Tikrit, Musul ve Diyala’dan da Doçka silah temin etmek için bazı çalışmalar içinde bulunuyor. “Terör örgütünün elindeki mevcut havan, top, füze ve uçaksavar silahları ile mayın, patlayıcı madde ve mühimmat durumu hakkında elde edilen bilgiler, gelen duyumlardan yararlanılarak aşağıda sunulmuştur” denilen raporda, PKK’nın silah alımıyla ilgili yaptığı faaliyetler şöyle sıralanıyor: “Terör örgütünün Libya’dan çok miktarda yeni Kaleşnikof silahı temin ettiği (sayısı tespit edilemedi), son günlerde de Kerkük, Tikrit, Musul ve Diyala’dan Doçka silahı temin etmeye çalıştığı, İran’ın Halkın Mücahitleri örgütünden (İran yönetimine muhalif bir grup) 7-8 adet 12.5 mm Doçka uçaksavar, 25-30 adet Biksi makinalı tüfek, çok miktarda el bombası (sayısı t/e) ve muhtelif mühimmat satın aldığı duyumları alınmıştır.” Mevziler değiştirildi Raporun “Değerlendirme” bölümünde ise şöyle deniyor: “PKK/Kongra-gel terör örgütünün, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından bahar aylarıyla birlikte icra edeceğini değerlendirdiği olası hava harekâtına karşı kullanmak üzere, uçaksavar ve hava savunma füzelerine yenilerini ekleme gayretinde olduğu, ayrıca keşif uçakları ve insansız hava araçları tarafından yerlerinin tesbit edilmiş olması ihtimali doğrultusunda da mevcut uçaksavar ve füze mevzilerinin yerlerini belli periyotlarla değiştirdiği değerlendirilmektedir.” RO/Zilan Dersim  

yok atasagun bir dosya getirmiste aninda bahceli ve ecevit ikna olmusta idam dan vazgecmislerde bir suru ivir zivir. sen nerden bilyorsun atasagunun ecevit ve bahceliye dosya getirdigini? filankes yazdi sen de okudun. MIT in ve dunyadaki butun istihbarat orgutlerinin onemli bir silevi de kafa karistirmak icin ortaya bir suru tez atmalari. yeme gelenler olur ve isleri biz kontrol etmeye devam ederiz. ac kapa onu buna bunu ona kizdirt vs vs. apo ya karsi olmak bence de kurdlerin birinci vazifesi. cunku ada tek basina koca kuzeyi bloke etmis, ancak adama  detektif hikayleri tadinda karsi cikarsaniz ancak ve ancak TC nin kurdler hakkinda tum dunyada yaratigi imaji guclendirisiniz. kafasi karisik, donanimsiz, ne istedigini bilmeyen, birbirine dusman ilke vs vs. apo ya sadec ve sadece onun kendi ifadelerindeki klosal tutarsizliklari, esine cok zor raslanilacak azman magalomanyasi ile  problemleri cozmek yerine guc kontrolu ile mesgul omasi konulari kullanilmali. bu hem kurd halkinin dusunmeye baslamasini saglar, hem de T nin elinden melanet marifetini alir. dunya da kurdlerin artik bir delinin korkagin pesinde giden ilkel bir kitle olmadigini gorur. uzatilan her mikrofona hesapsiz kitapsiz konusmak berbat bir sey. bu kadar kiymetli yasamsal deneyime sahip bir kisi nasil bunu yapabilir sasirip kaldim dogrusu. degerli Yildirim, bana kizin fakat degerinizi dusurmeyin lutfen lutfen lutfen. apo ya kanitlanmasi cok zor noktalardan vurmak ona iman etmis kurd kitlesi uzerinde ters tepki de yapiyor. bunu turk medyai aracilgi ile yapmak ozelikle bu etkiyi guclendiriyor. apo ya onun sarfetigi laflarla yuklenmek lazim. fazlasiyla malzeme sunmus bir delidir. adam quantumu cozdum diyor.bu lafi edeni dunyanin uygar ulkelerinde musahade altina alirlar, halk sagligina tehlikeli ise kontrol altinda tutarlar. bu aam dupeduz timarhanelik biridir. apo muhalifleri daha dunyaya bunu bile anlatamadi, yok gizli servisin adami vs vs.  gizli servis niye caba harcasin adam panderist-once canini saglama aliyor-caninin tehlikelde olmadigini anladigi anda da hastalikli guc taleplerini tatmin pesinde. kurd haklari onun icin bu melun istekleri icin birer arac.  o araclar olmazsa taleplerini gerceklestriemeyecek. olan biten budur. turklerle kurdler ayrilamzmis sudur budur-bu lakirdilara ne gerek var. ayiptir yahu-turk mikrofnunu goren kurde bir haller oluyor aninda yalakalasiyor. apo yu birakalim da once bu turk mikrofonu onunde yalakalasma semptomunun nedenlerini bulalim. nedenleri bulursak merhemini de buluruz belki. yarabbim ne hallere dusmus bu koca ulus. en direngeni bile aninda sevkat ihtiyaci ile yaltaklaniyor. birakin kurd turk sorunu nasil cozulur bu ongoruleri. hak taleplerinizi siralayin. kurdler kaliteli yasamak icin neleri hakkediyor ona bakin. turk kurd ayrilmazmis-bize ne milyonlarca kurdin ayrilip ayrilmamasina kendi basimiza karar vermek. sen kendine bak. sen bu guruhla bu kosullarda birlikte yasamak ister misin? buna cevap ver. sanki istatistik ve haleti ruhuiye sensoru.   ben kendi adima dusuncemi soyliyeyim isime ozgurluklerime hukukuma (maksimum duzeyde) burnunu sokmayan her kisi her ulusla bireyselgimi-privacimy -temel haklarimi koruma mekanzimalarim tikir tikir isledigi surece komsuluk yaparim. guzledir cesit. ancak torklara bakin bu halleri ile birakin komsulgu  onlara uzaktan bile tahamul edilebilir degiller. tahammul eden dersimli kadinin yontemi ile edeiyor demektir tas olsa catlar toprak olup dayaniyor. toprak olmak demek olum demektir metaforik degil biyolojik-kimyasa acidan da boyle yasami organik madde olarak ozetlersek bu idnirgenmis carbon yumagi icindeki hayat prosesini surduren enerjiyi yitiridigi anda dekompositiona /bozunmaya/ oksitlenmeye baslar bu sureci demineralization diye ozetleriz sonunda organik hucre-madde giderek inorganik minerallere yani topraga donusur. curumenin son asamasidir yani toprak olup dayandigini sanan curumus artik yasami temisl eden hic bir seye sahip degil demektir. turkler bu gunku halleri ile dayanan ve onlara bu kosullarda kimsenin bu yaratiklarla komsuluk istemesinin saglikli bir durum olmadigini soylememek ya yalanciliktir ya da curumey kaul etmek demektir. duzelsin hirbolar -hem de fevkalede duzelsin bir arada yasayalim (halamin biyiklari olsa amcam olurdu durumu) ama manzaraya bakin size bunlar uc vakte kadar duzelecek gibi gorunuyor mu? bana gorunmuyor.   bagimsizligi bir mutlak hedef yapmamanin kirathane tonunda yazisidir bu sartlara bakar rotayi ona gore cizariz sartlar bu guruhla birlikte yasanabilecek sartøar degil mecburiyet derseniz tamam o halde mecburiyet cumhuriyeti kurulsun derim kapi araliginda artik allah gonulleriden ne kopartirsa kurdlere verirler boylee birlikte yasariz gercekci bir tezdiräponun demokratik cumhuriyetine benim daha gercekci anti tezimdir mecburiyet cumhuriyeti kurdler ve turklerin birlikte yasadiklarini zanettikleri cumhuriyet isimin patent hakki bana ait! buryada kaydedildi kolay gelsin

Yeni Yorum yaz

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.