Ana içeriğe atla

Êzîdî Kürdlerin Katliamı ve Referandum!

14 Temmuz 2007 tarihinde Musul’un Şengal ilçesine bağlı El Cezire, Kahtaniye ve Telecir nahiyelerinde Êzîdî Kürdlerine karşı bir katliam gerçekleştirildi. Basına yansıyan kadarıyla 500’ün üzerinde şehit, bir o kadarda yaralı var. Saldırı sivil masum halka yapıldı. Kadın, erkek, yaşlı ve çocukların katledilmesi insanlıkdışı bir eylemdir.Bomba yüklü araçlarla gerçekleştirilen bu terör eylemiyle masum insanların katledilmesinin yanısıra yerleşim yerleride yerle bir edildi.Bu terörist saldırının arkasında başta Türk devleti olmak üzere ezeli Kürd düşmanı şer cephesi olduğu kesindir. El-Kaide ismi gerçek katillerin kimliğini gizleme örtüsüdür.Êzîdî Kürdlere yönelik düzenlenen bu katliamı planlayan ve gerçekleştirenler, Kürd millet düşmanlarıdır. Bunlar Türk, Fars ve Arap barbarları olmasının yanı sıra Kürd millet saflarında bu şer cephesinin satın aldığı caşlardır.Kürdistan’ın Güneyinde Êzîdî Kürdler içinde bunun başını çeken Emin ve Ferhan Çiço kardeşlerin çektiği çetedir.Şhéxan katliamının arifesinde Emin Çiço, Türk devletinin resmi konuğuydu. Oradan Suriye ve İran yolcusuydu. Kürd millet düşmanı İslami Arap Partilerin toplantılarının konuğuydu. Bu toplantıda „Êzîdîlerin Kürd olmadığı, Arap olduğu“nu söyleyendi. El-Cezire tv kanalının birinci haber olarak sunup gümdemde tutulandı. İmralı tekelindeki Roj tv’ye çıkarılıp Güney Kürd hükümetine karşı kinini kusmasına fırsat tanınandı.Güney Kürdistan basınına yansıdığı kadarıyla ırkçı-şoven Araplardan 5 milyon dolarla satın alınarak Kürdlere karşı kullanılandır.Seçimlerde „Kürd ittifakı“na karşı adaylığını koyan ve milletvekili sıfatı aldıktan sonrada anti-Kürd duruşunu Kürd millet düşmanlarından aldığı destekle sürdürendir.Êzîdî kızı Dua’nın taşlanarak hunharca öldürülmesinde kilit adamdır.Şhéxan, El Cezire, Kahtaniye ve Telecir katliamlarında birinci derecede sorumlu olandır.Êzîdîler içinde önemli bir ağırlığı olan bu unsurun maskesi Şhéxan olaylarından sonra düştü. Şhéxan katliamından sonra bölgeye gönderilen KDP ve YNK içindeki Êzîdî kökenli kadroların yaptığı çalışmaların büyük etkisi oldu.Bu çalışmalar sonucu Êzîdîler, Çiço kardeşler tarafından kullanıldığının farkına vardı. Kendilerinden destekleri çekildi. Bunun üzerine halk Çiço kardeşler adına El-Kaide tarafından tehdit edildi. Aslında El- Kaide ismi burda gerçek katilerin kimliğini gizlemek için kullanıldı. Tehdit edenler, Kürd millet düşmanı ezeli şer ittifakın kendisiydi. Êzîdî halkına Çiço kardeşlerin desteklenilmemesi halinde ödeyecekleri bedelin ağır olacağı tehditinde bulunuldu. Fakat halk bu tehditlere boyun eğmedi. Ama bedeli ağır ödedi.Şengal Bölgesinde yüzlerce Êzîdî Kürd’ün hayatını kaybetmesi ve yaralanması tesadüfi bir olay değildir. Nedeni 140. madde kapsamında özgür Kürdistan Bölgesine bağlanacak olan işgal altındaki Şengal halkını terörize etmek, yerlerinden kaçırtmak, bölgeyi Kürdsüzleştirmek, Arap çoğunluğu sağlamak ve Arap işgalinin sürmesini sağlama almaktır.Kerkük, Şhéxan, El Cezire, Kahtaniye ve Telecir katliamlariyla ortaya çıkan gerçek şudur ki, Irak hükümeti, ordusu ve Müttefik Güçler, Kürdlerin can ve mal güvenliğini sağlayamıyorlar. Bunun anlaşılmayacak bir yanı yoktur. Bu katliamların sona ermesi bu bölgelerin özgür Kürdistan’a bağlanmasıyla ancak mümkün olabilir. Bunun içinde referandumun bir an önce yapılması kaçınılmaz olmuştur. Fakat ortaya çıkan bir başka gerçek var ki, referandumu boşa çıkarmak için Kürd düşmanı şer cephesinin boş durmadığıdır. Irak Arap siyasi çevrelerinde bu şer cephesiyle dirsek temasında olduğunu kim inkar edebilir? O halde referandumun zamanından gerçekleşememesi halinde Güney Kürd hükümetin buna alternatiflerininde olması gerekir. Buda Arap işgali altındaki Kürdistan topraklarının işgalidir. Bu da ancak bir emrivaki işidir. Kuşkusuz dünya ve bölge konjöktürü buna yol vermiyor. Fakat Kürd Hükümetin eli bağlı olarak bu katliamları seyretme lüks ve keyfiyeti olamaz. Ortaya çıkan en önemli gerçek Irak denilen suni ülke ve devletin parçalanmasının kaçınılmazlığıdır. Irak’ın „toprak ve siyasi bütünlüğü“nü ne ABD ve ne de başka bir aktör sağlayamaz. Gelinen aşamada Irak’taki mevcut millet, azınlık ve dini grupların birlikte yaşamak istemedikleridir. Birlikte yaşamayı dışarıda enpoze etmeye çalışmak çare değildir. Dahası bunun sonucu telafisi mümkün olmayan katliamlardır.Kerkük, Şhéxan, El Cezire, Kahtaniye ve Telecir katliamlarıdır.Bu katliamların arkasında ezeli Kürd millet düşmanları olduğu kesindir. Hiç kimse El-Kaide adresini işaret ederek gerçek katillerin kimliğini gizleyemez. Hele Kürd siyasal önderliğin bunu yapma lüksü hiç olamaz.Türk, Fars ve Arap barbarları Kürdlerin devlet olarak tarih sahnesine çıkmasını hazmedemez.Kürdler son ve çetin savaşa hazır olmak zorundadır. Son katliam bunu dayatmaktadır.17 Ağustos 2007

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.