İşgal Düelosu ve Seçim Boykotu!
Son dönemlerde Türk Genelkurmayı muhalefetide yanına alarak Hükümet ile arasında Kürdistan’ın Güneyini işgal düelosu yaşanıyor. Bu iş çocuk işine dönmeye başladı. Güçü yaşıtına yetmeyen çocuğun „benim babam senin babanı döver“ komedisine dönüştü. İşin garip tarafı savaş gibi çok ciddi bir işin toplum önünde alabildiğine ciddiyeten uzak tartışılıyor olmasıdır. Belki denilecektir. Hangi toplum? Doğru ya! Birini al diğerine vur. Ordusuyla, siviliyle, hükümetiyle, muhalefetiyle toplum olarak özel haraketçi. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş.Peki nedir bu savaş düelosu komedisi? Bunun biraz arka bahçesini irdeleyelim. ABD’nin 1.Körfez savaşıyla ortadoğuya müdahalesi TC devleti ile ABD çıkarları çatışır hale geldi. Ogünden bugüne uzlaşmaz bir seyir izlediği ve derinleşerek süreceği bilinen bir gerçek. Türkler, bu konu da istediklerini gerçekleştiremiyorlar. Her ne kadar yüksek tozda tehditlerini seslendirselerde gelişmelerin seyircisi konumuna düştüklerinide görüyorlar. Hazmedemedikleride budur. Bu nedenle kendilerini habire dayatıyorlar. 1 ve 2. Irak savaşları Kürdistan’ın Güneyine bağımsız bir statüko kazandırdı. Türkler açısında bu kabul edilemez bir durumdu. Bunu kendi yokoluş nedeni olarak algılıyorlar. Bu gelişmeyi engelemek için tüm kozlarını kullandı, kullanıyorlar. Fakat bundan pek başarılı olamıyorlar. Çünkü karşılarında eski stratejik müttefiği, dahası efendisi ABD bulunuyor. Irak ve Kürdistan’ın Güneyinde mevcut düzenlemer ABD politıkalarına uygundu. Bu nedenle ABD, Türklerin tüm yalvarma, uyarı ve tehditlerini görmemezlikten geldi. Türklerin buna karşı tutumu çok sert oldu. Bir tarafta içte ABD düşmanlığını Türk toplumuna şırınga edildi. Toplumda güçlü bir ABD karşıtlığını yarattı. Irak’tada terörist grupları her konuda destekledi. Irak’ı istikrarlaştırmak için elinden geleni yaptı. ABD’yi zor durumda bırakmak için yapması gerekenlerin azamisini yaptı. ABD, bu yaptıklarından dolayı Türklerin başına çuvalı geçirerek karşılık verdi. Türkler, bu sert mesajıda almışa benzemiyorlar. Onlar bildiğimiz bildik dercesine kendilerini dayatmaya devam ediyorlar. Bugünde ABD’nin Irak politıkasını boşa çıkarmak için elinde geleni yapıyor ve yapmaya çalışıyorlar. Kürdistan’ın Güneyini istikrarlaştırmak için işgalı gündeme getiriyorlar. Bu konu da henüz kararını vermiş değildirler. Dahası göze alamıyorlar.Her ne kadar realite bu olmasına karşın Türkler ortamı gergin tutmak için elinden geleni yapıyorlar. Bunun başını Türk Genelkurmayı çekmektedir. Bunun çok amaçı var. Birincisi, Kürdistan’ın bağımsızlık yönünde evrilmesini engelemekse; ikincisi, Cumhurriyetin kuruluşundan bugüne süre gelen ordu iktidarı için büyük bir tehlike haline gelmiş AKP’yi dizginlemeye yöneliktir. Yüksek sesle işgalin seslendirilmesi biraz da bu amaçlıdır. Türk toplum nezdinde kimki daha çok militarist bir söylem sergilerse en çok o prim almaktadır. Türk toplumunda militarizm bir yerde „vatanseverlikle“ eş duruma gelmiş.Yaşar Büyükanıt, 12 Nisan 2007’de "K. Irak'a operasyon yapılmalı mı? Yapılmalı. Fayda sağlar mı? Sağlar". 31 Mayıs 2007’de "Girip sadece PKK ile mi uğraşacağız, yoksa Barzani ile de birşeyler olacak mı?" sorusunu kendi kendine soruyordu. Sonuç olarak bu tür demeçleri gün boyu seslendirsede Kürdistan’ın Güneyini işgal edemiyeceklerini biliyorlar. Bilmelerine rağmen bu tür söylemlerin tekrarlanılması ve toplumu beklentiye sokmaları sebebsiz değildir. Aslında ortaya çıkan verilerden sonra bu söylemlerle varılmak istenen bir çok çevreninde haklı olarak dile getirdiği gibi Kürdistan’ın Güneyini işgal etmekten öte AKP’yi köşeye sıkıştırmaya yöneliktir. “Biz girmek istiyoruz, ama arkamızda siyası irade yok” söylemi topluma habire şırınga ediliyor. Bununla AKP’nin kitleler nezdinde varolan olumlu imajı kırılmak isteniliyor. Gerçi AKP bu blöfü gördü. Hükümet, Genelkurmaydan daha fazla işgali istediği mesajını topluma güçlü olarak verdi. TC devleti, ister ordu, ister hükümet, isterse muhalefet ne söylerse söylesin Kürdistan’ın Güneyini işgal edemez. Bunun tersi bir durum ABD’nin ortadoğu hesabı tamamıyla yok olması demektir. Bu nedenle ABD, ortadoğu politıkasını değiştirmediği müddetçe Türkiye işgali unutsun.O zaman geriye tek bir neden kalıyor. Ordu ve Hükümetin “işgal ederiz ha” demelerini siz iç politıka malzemesine yorun.Dikkat edilirse işgal konusunda kim daha çok istiyor noktasında hükümet ile ordu arasında düelo sürüp gidiyor. Bu konu da birbirlerine topu atıp duruyorlar. Aslında her iki tarafta biliyor ki, ABD yeşil ışık yakmadığı müddetçe ordu ve hükümetin istemesi bir şey ifade etmiyor. Geriye tek bir neden kalıyor. Bu nedeninde AKP’nin kazanmasını önlemek için köşeye sıkıştırmak oluyor. Bunu da ancak ırkçılıkta prim yapmış Türk toplumunun milli duygularına hitap etmekte buluyor.Şimdi burada mesele şu. Bu mesajlar kime veriliyor? Mesajların adresi Türk toplumu. Ordu ve hükümet arasında yaşanan kim daha çok işgali istiyor toplum önünde tartışılması ve toplumun desteğinin alınmak istenmesi Türk toplumunun resminide bize veriyor. Bu resim çirkin bir resim. Bu resmin çirkinliği işgalci olduğudur. Irkçı ve militarist oluşudur. Yoksa bu savaş tamtamı bu kadar bu toplumun gözü önünde tartışılmazdı.Şimdi işin garibi Türklerin oynadığı bu komedi oyununu Kürdlerin kendi kapısının önünde görüyor olmasıdır. Genelkurmay kapatması kontra bozuntusunun DTP’li kapatmaları bu oyunda Kürdler “adına” rol alıp oynamaları mide bulandırıcı olmasının ötesinde Kürd milletinin büyük bir ihanetle karşı karşıya oluşuna işaret etmektedir. Derin karının söyledikleri es geçilecek şeyler değildir.Genelkurmay-İmralı ikilisi DTP denilen ihanet grühu eliyle Kürdleri “Türkiye uluslaşması” içinde eritmenin planını devreye koymuş bulunuyorlar. Yaklaşan Türkiye Genel seçimlerini Kürd milletinin boynuna takılmış kölelik zincirini biraz daha sıkmanın aracına dönüştürmenin çabasını veriyorlar. Kürdler, bu konu da uyanık olmalıdır. Milli reflekslerini harekete geçirmelidir. DTP’li ihanet grühuna yol verilmemelidir. Bilinmelidir ki, DTP’ye verilecek her oy ihanete verilmiş ödül olacaktır. Seçimleri boykot ederek ihanete gereken cevap verilmelidir. 05 Haziran 2007