Ana içeriğe atla

Ordu Hükümet ve Kürdler

Türk egemenlik sisteminde sahip bellidir.İktidar ordudur. Cumhurriyetin kuruluşundan beri bu böyledir. Hükümetlere ordunun icraat organı gibi bir görev üslenilmiştir. Hükümetler zaman zaman muhalefet odağıda olmuşlardır.Komutanlara göre bazen çizmeyi aşmışlardır. O zaman ordu darbe dahil her yola müdahale etmiştür. Sivil alan ve toplum zapt-ı rapt altına almıştır.Genelkurmayın gece yarısı ültümatomla Türk egemenlik sistemin’de ordu dışında kimsenin siyaset belirleyemeyeceği, belirlemeye kalkacak olanların uğrayacağı akibeti herkesin anladığı bir dile bir kez daha açıklık getirilmiştir. Ordu tartışmaya mahal bırakmaksızın iktidar olduğunu bir kez daha herkese hatırlatmıştır. Kendisinin koyduğu kurallar içinde kalınma zorunluluğu konusunda ne kadar hassas olduğunu göstermiştir. Yasal olarak siyasete müdahale etme yetkisi olmamasına karşın gece yarısı verdikleri ültümatomla sistemin yegane sahibi olduklarını açıkladılar. Sistemin tüm kurumlarına dediklerini onaylamak zorunluluğunu hatırlattılar. Anayasa mahkemesi vasıtasıyla süreci istediği yönde belirlediler. İstemedikleri adayın Cumhurbaşkanı olmasını engelediler.Kemalist rejim için Çankaya önemli bir mevzidir. Bugüne dek ordunun istemediği adayların başına gelmedik kalmadı. Bayar ve Özal’ın başına gelenler biliniyor. Bugünde yaşanan bir yerde budur. AKP hükümeti ordunun önemli karatgahı Köşk’ü ele geçirmeye çalışmakla“çizmeyi aşınca” ordu 27 Nisan gece yarısı bilinen ültümatomuyla “hakimiyet alanıma girdin, çizmeyi aştın”diyerek müdahale etmiştir.Süreci istediği gibi yönlendirmiştir. AKP’nin Köşk’e çıkmasını engelemiştir. Erken seçime gitme yolunu açmıştır. Gidişata yön vermiştir. Süreç erken seçim yönünde evrilmiştir. Peki bundan sonra ne olacak? Erken seçim yapıldı diyelim. AKP’nin ezici çoğunlukla kazanacağı biliniyorken Köşk’e yine talip olmaları güçlü olasalıktır. Bu durumda ordunun yine müdahale edeceğide kesindir. Ordunun Köşk üstündeki verasetinde vazgeçeceği kimse ihtimal vermemektedir. AKP’nin önüne iki alternatif çıkmaktadır. Ya orduya direnmek, ya da orduya teslim olmak.Cumhurbaşkan adayı Apdullah Gül’ün “AKP, ordusuyla, askeriyle kavgalı olmayacak” şeklinde verdiği mesaja bakılırsa orduya boyun eğecekleridir.Aynı mesajı Adalet Bakanı ve Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek tarafından düzenlediği basın toplantısında da verildi. “Bazı iyi niyetli olmayanların hükümetimizle Türk Silahlı Kuvvetleri’mizi karşı karşıya getirme çabalarını boşa çıkarmalıyız.” dedi. Sistemin asli sahibinin ordu olduğunu deklere etti.Bu yaklaşımlar Türk egemenlik sistemin niteliği ortaya koymaktadır. Seçim, parlemento, hükümet vs. göstermelik vitrin olmanın ötesine geçmiyor. Ordu iktidarı tartışmasız devam ediyor, edecek. Siz hergün seçimde yapsanız, tüm vekilleride kazansanız değişen bir şey olmayacaktır. Türkiye’de bazı şeylerin değişmesini kimse beklemesin. Değişeceği yok. Türkiye ancak büyük bir devrimle sistemin kökten alaşağı edilmesiyle değişim mümkündür. Bu da daha evel dediğimiz gibiya iç veya dış dinamik güçlerle olur. Bugünkü koşullarda her iki dinamikte ortalıkta görünmüyor. Bu nedenle Türkiye mevcut sisteme mahkumdur. Sistem tüm temel kurumlarıyla hükümet ve muhalefetiyle devletin temel ilkeleri konusunda hemfikirdir. Hele Kürd milletine karşı duruşları birebir örtüştüğü tartışmaya yer bırakmaksızın ortadadır.Genelkurmayın gece yarısı ültümatomunda dile getirilenler ile Adalet ve Hükümet sözcüsü Cemel Çiçek tarafından dile getirilenler arasında bir fark yoktur. Amaçları „Devletin ülke ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü korumaktır.“Şu an ordu ve hükümet arasında süren iktidar kavgasına bakıp aldanmamak gerekir. Hele Kürdler açısında bu kavgada taraf olmak üzeri izlenecek bir siyaset Kürd siyaseti olamaz.Bu siyasal atmosferde Kürdleri “amaç parlamentoya girmek” olarak endekslemeye çalışmak Kürd halkını bir yanlışa yönlendirmektir. Mevcut Türk yasallarına göre Kürdlerin kendi kimlikleri ile Türk parlementosunda yer almalarına yol vermediği bilindiği halde “amaç parlementoya girmek” olarak izlenen siyaset Kürd milletine zarar vermektedir.Kürd yurtsever hareketi, bu kurtkapan politıkayı bilince çıkarmadıkça, sistemin icazet sınırları içinde siyaset etmeyi sürdürdükçe kaybeden Kürd milleti olacaktır. Türk egemenlik sistemin icazet sınırları içinde kalındıkça Kürdlerin kazanacağı bir şey olmayacaktır.Çare sistem karşısında meşru olmayacak alanda kendini ifade etmek ve bunun gereğini yapmaktır. Bu yapılmadığı sürece kimse Kürdistan’ın Kuzeyinde olumlu bir gelişme beklemesin.Bu nedenle Türk Genelkurmay ve hükümeti arasında süren iktidar kavgasında Kürdler taraf olmamalıdır. Buna karşın kendi milli programını oluşturmalı, yaşama geçirmenin araçlarını yaratmalı ve pratiğe geçirmenin politıkasını vermelidirler. Bu işin başka yolu da yoktur.04 Mayıs 2007

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.