“Prokust Çarkı”-2
Türk egemenlik sistemi, modern Prokust rolünu oynuyor. “Türkçülük” demiyorum, Türklük “Prokust Çarkı” gibi tezgahını kurmuş, habire “öteki” olarak gördüklerini şu veya bu şekilde öğütüyor. Kızıl ve beyaz katliamdan geçiriyor. Kendi değişleriyle varolmayan “bir ulus yaratma projesidir”. Bu da “öteki”ni devşirmek, başkalaştırmak, coğrafyamızda yaşayan ne kadar millet ve etnik azınlık varsa hepsini “Türkleştirmek” için kesip biçiyor. Bu, bir katliam, bir soykırımdır. Bu, katliam ve soykırımlar yapılırken bizden “doğal” bir olaymış gibi karşılamamız bekleniliyor. Dahası kanıksamamız ve desteklememiz isteniliyor.Türk egemenlik sistemi, bu politıkasıyla onlarca millet ve etnik azınlığı devşirerek, asimile ederek, Türkleştirerek, zorluk çıkaranları katlederek, soykırımdan geçirerek buharlaştırdı. Kürd milleti, bu uygulamalardan yeteri kadar nasibini alsada buna direndi. Demirel’in bile teslim ettiği gibi “Kürdler sert çıktı”. Kendilerini yaşatmak ve geleceğe taşımak için can bedeli, kan bedeli bir mücadele verdi. Bedeli ağır bir direnç gösterdi. Ve kendilerini bugünlere taşıdı.Fakat Türk egemenlik sistemi Kürdleri ortadan kaldırma girişiminden vazgeçmiş değildirler. Akla hayala gelmeyen yol ve yöntem denediler ve deniyorlar.Sistemin en akılı, en sinsi ve en tehlikeli akıl hocalarından devşirilmiş göçmen muhacir Türk olmadığı halde ve şu an Türk ırkçısı olan Taha Akyol’un yazdıklarına bakılırsa şu an yoğun olarak süren beyaz katliam bugüne dek uygulanılanın en kapsamlı ve sonuç alıcı olanıdır.Taha Akyol, bu uygulamayı „bölgeye (Siz Kürdistan olarak okuyun.Bn) daha çok sermaye ve yetişmiş eleman gelmesini sağlamak“ ve “iç göç”ü teşvik ederek Kürdistan’ı insansızlaştırarak, batı metrepollerine giden Kürdlerin yaşam standartını yükselterek sisteme entegre etmeyi önermektedir. Böylelikle bizim Kürdistan, onların “Kürt sorunu” dedikleri sorunu kaşla göz arasında „çözmüş“ olacaklarmış(!) Oh be ne güzel(!) Gerçekten sorun bu kadar basit mi?Taha efendiye bakılırsa tezgah kurulmuş, her halükarda Kürdler, “Türkleştirilecek”(!)”Kürtler ve bütün kimlikler yekpare birer siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel bloklar olmaktan çıkıyor, iç içe geçiyorlar.” Yani “Türkleşiyorlar.” Sistemin ve sistemin Taha Akyol gibi akıl hocalarının istediğide bu değil midir?Bizleri ikide bir “etnik milliyetçilik”le suçlayan Taha efendinin yaptığı ırkçlık değil mi? Bir milleti başka bir milet veya milletler içinde ister entegrasyonla, ister asimilasyonla yok oluşunu savunuyorsanız siz bir ırkçısınız. Taha efendiyi eskidende tanırız. Halis muhlis göçmen muhacir bir “Türk” ırkçısı. Nasıl olur diye sormayın. Hem göçmen, hem muhacir ve hemde “Türk” ırkçısı nasıl olunur diye sormayın. Eh burası Türkiye. Var olanı yok saymak, yok olanı varsaymak Türk egemenlik sistemin karekteristik özeliği. Kariyer yapmak, mevki kapmak için kurulan tezgahın gereğidir bu. Önce bir güzel kendinizi inkar edersiniz. Kendi geçmişinizi unutursunuz. Kadubeladan beri “Türk” olduğunuzu iddia edersiniz. Eğer kişiliğiniz buna uygunsa korkmanıza gerek yok. Siz artık “Türk” oldunuz(!) Türk egemenlik sistemi altında bu onursuzluğu yapan milyonlar var. Bunun ne ahlaki, ne insani bir yani yok. Bak Taha efendi ve onun gibi katır soyuna öykünen zibidiler, bu sizlerin sorunudur.Fakat bizde aslını inkar edene haramzade denilir dediğimizde sakın zorunuza gitmesin. Yaptığınız iş onursuzluktur. Hani diyorsunuz ya. “İç içe geçiyoruz, adeta yeniden diziliyoruz.” İşte onursuzluk dediğimiz mesele budur. Sizler, bu onursuzluğu kabullenebilir, başkası olabilirsiniz. Fakat bu onursuzluğu başkasına zor ve hile ile kabul ettirmeye çalışmanız daha da bir ahlaksızlıktır. Dahası ırkçılıktır.Onursuzluğu yaşam seçmeniz sizin sorununuz, ama başkalarını rahat bırakın. Bırakın insanlar kendileri olsun. Kendisi olan insanlar kendi dünyalarında daha mutludurlar. Kendisi olmayan toplumlar cinnet halini yaşarlar. “Türk” dediğiniz toplumun içine sürüklendiği cinnet ortamı gibi. Fazla derine girmeden son Malatya olayı neyin nesi Taha efendi? ***Taha Akyol, iç göç konusunda dört köşe oluyor. “Bu muazzam, önüne geçilmez, sevindirici ve aynı zamanda kaotik ve riskli bir süreçtir; savruluyoruz, iç içe geçiyoruz, adeta yeniden diziliyoruz.” Yani herkesi “Türkleştiriyoruz”. Taha’nın sevinci burdan geliyor. Ve devam ediyor.”Araştırma (KONDA Araştırması kasdediliyor-Bn) gösteriyor ki iç göç, şehirleşme, eğitim, sosyal statü gibi dinamikler hem toplumsal yapıyı değiştiriyor, hem kimlik algılamalarını ciddi surette etkiliyor.Kimlik değerlerin katı olduğu kırsal kesim çözülüyor. Şehirlerde ise gettolaşma sertlik eğilimi yaratıyor; ama yine şehirlerde gelişen iş ve sosyal ilişkiler ile statü yükselmesi ılımlılık ve bütünleşmeyi güçlendiriyor.”Yani Kürdistan’da sebebi ne olursa olsun kopan/koparılan Kürdler, Türk metrepolerinde “Türkleştiriliyor”. Taha Akyol, bu gelişme karşısında kilo alıyor. Ve sevincini şöyle sürdürüyor.”Göç olgusu...daha fazla iç içe geçiyoruz, daha bir 'bölünemez' hale geliyoruz..İç göç uzun vadede etnik milliyetçiliğin tabanını aşındıran sosyolojik bir süreçtir... Etnik milliyetçilik değil, ülke bütünlüğü ve üniter devlet içinde, demokrasi ve ekonomik kalkınma yoluyla sosyal entegrasyon.” Böylelikle Türkler, Kürdlerden kurtulmuş oluyor.Ama Taha efendi yanılıyor.Hiç arkasına dönüp bakmıyor.Osmanlıyı saymasak bile Kemalist Cumhurriyeten bu yana denenmemiş hiç bir yöntem kalmamasına rağmen Kürdler Türkleştirilemedi. Hele bugünün koşullarında bu mümkün mü? Taha efendide bunu bilir. Ama ne yapsın zavalı olacağını değil, olmasını istediğini yazıp tatmin oluyor.***Kemalist tarih tezi artık sahipleri tarafındanda bile savunulamıyor. “Türk” denilen sonradan oluşturulan suni toplum çatırdamaya başlayınca artık eskimiş Kemalist tarih tezinin aksine yeni argümanlara başvurma zorunluluğu doğmuştur. Ne diyorlar? “Türk bir ırkın ismi değil, büyük bir milletin adıdır.” “Türk adının ırki değil, vatani bir kavram haline gelmesi”dir. Bu, bir itiraftır. Türk adının bir ırk değil, vatani bir kavramsa Kemalist tarih tezi çökmüş demektir. Bunu ifade edemiyorlar. Fakat Kemalist tarih tezinin çöktüğünüde görüyorlar. Binbir yamalı bohçayı parçalamaktan kurtarmak için bir yanda tehlike gördükleri Kürdleri biçmeye çalışırlarken, diğer yanda diğer tüm etnik grupları “Türk” ismi altında tanımlayıp parçalamayı önlemeye çalışıyorlar. Türk egemenlik sistemi son dönemlerin politıkalarını bu mentalite üzerine oluşmaya çalışıyor. Bu politıka tutar mı sorunu Kürdlerin ortaya koyacağı politıkaya bağlıdır. Kürdler, bağımsızlığı dayatıkça Türklerin politıkası iflaz etmeye mahkumdur. Taha efendinin buna itirazı var.“Kürtlerin yarısı ülkenin batı illerinde yaşıyor. Türk-Kürt evlenmesinden doğan 3 milyon insan var! Ekonomik gelişme doğudan batıya iş gücü göçünü, batıdan doğuya da sermaye ve organizasyon göçünü gerektiriyor. Nasıl ayırıp ayrı bir "ulus" çıkarılabilir?!”“Çözüm etnik milliyetçilik değil, üniter devlet içinde liberal bireysel özgürlükler ve sosyoekonomik gelişmedir; entegrasyonun hızlanmasıdır.”Bu politıkanın tutmayacağını Taha efendi de biliyor.Bir taraftan dünyanın dörtbir yanında 72,5 milliyeten göçmen muhaçirlerden “yoktan bir ulus yaratık” diyorlar, diğer yanda ne kadar gerçektir bilemem “Türk-Kürt evlenmesinden doğan 3 milyon insan var” deyip bunları “Nasıl ayırıp ayrı bir "ulus" çıkarılabilir?!” gibi kendince işi yokuşa sürmeye çalışıyor. Taha efendi, bu zırvalarıyla Kürdleri kandıracağını sanıyor.Taha efendi alavere dalavere deyip Kürd’e nöbet yazmaktan kendini alıkoymuyor. Bir taraftan altan alarak, sanki çocuk kandırıyormuş gibi herkesin eline bombum şekeri veriyor, ama öbür yanda varolan gerçekliğide “etnik milliyetçi çarpıtmalardır” deyip liberal takılıyor. Türk egemenlik sistemi altında bulunan Kürdistan’ın Kuzeyinde yaşayan Kürd nüfusu aşağı çeke çeke sıfırlamaya çalışıyor. Neymiş KONDA’nın yaptığı “bilimsel araştırma” sonucuymuş. Araştırmanın hangi koşullarda yapıldığını yok sayıyor. Sistemin Kürd milletine karşı yüzyıldır uyguladığı “inkar ve yoket” politıkasının yaratığı ortamın insanlarda yaratığı korkuyu görmemezlikten geliyor. Sanki araştırma demokrasinin hakim olduğu bir ortamda yapılmış gibi bir hava veriyor. Bu koşullarda yapılan hiç bir araştırmanın gerçekleri yansıtmayacağını kabullenmek istemiyor. Taha efendinin hiç şüphesi olmasın ki, herkesin korkusuzca kendisini ifade edebileceği bir ortamda “ben Kürd’üm” diyenlerin KONDA’nın iddiasının katbekat aşacağıdır. Taha efendinin dikkatını şuna çekmek istiyorum. 1991 Kürdistan’ın Güneyindeki ayaklanma öncesi halkın %90’ı Müşteşarlık sistemi altında Saddam’ın silahını taşıyordu. Ama 1991 ayaklanmasınıda bu halk başardı. 2005’te yapılan referandumda halkın %98’i bağımsızlıktan yana iradesini ortaya koydu. Bu gelişme Taha efendinin senaryosunu boşa çıkarıyor. Irkçı-şoven duygularını kursağında bırakıyor.Bu nedenle KONDA’ın yapmış olduğu araştırmalar gerçeği yansıtması mümkün değildir. Bu tür araştırmaların ortaya koyduğu gerçeği ifade etmiyor. Gerçeği yansıtmayan sonuçlara göre çözüm üretetmek gerçekçi değildir. Taha efendi ve onun gibileri boşuna nefes tüketmesin. Yok “hoşgörü”ymüş, yok “saygılı davranmak”mış, “öbürünü rendice etmekten sakınmak”mış, yok “entegrasyon”muş, yok “İş ilişkileriyle, sosyal münasebetlerle, çeşitli partilerin, kulüplerin çatısı altında buluşarak evlilikler yaparak kaynaşmak”mış(!) lafları boş laflar. Kürdlerin bu tür boş laflara ihtiyacı yok. Onların sizden istediği “gölge etmeyin, başka ihsan istemez”dir. Ama gelgör ki, sizlerin laftan anladığınız yok. Inadınız katır inadı. Ne dersek diyelim diyeceğiniz “bunlar etnik milliyetçi çarpıtmalardır” nakaratınız olacaktır.***Taha efendi, şunu artık anlayın. Sizinle ortak yaşam olmuyor. Katliamlarınız, soykırımlarınız, bilumun insanlıkdışı uygulamalarınız bir yana artık yalanlarınızdan bıktık.Bu yalanları yuvarlarken eğer yüzün kızarmıyorsa ar damarın çatlamış demektir.Ne demek Taha efendi?“Türkiye'nin doğusunu "Kuzey Kürdistan" diye nitelemeleri böyle "Pan-Kürdist" şoven iddialar.” Niye “şoven iddialar” oluyor Taha efendi? Niye “Türkiye’nin doğusu” oluyor? Bu coğrafyanın tarihteki ismi Kürdistan olduğu bilinmiyor mu? Bu realiteyi dile getirmek çok mu zor?Sizin “Türkiye’nin doğusu” dediğiniz coğrafyaya dünya alem Kürdistan diyor.Kürd milleti, buna anavatan diyor. Dahası Kürd milleti dışarıdan bu coğrafyaya sonradan gelmişte değildir. Bilinen tarih içinde bu coğrafyayı yurt edindiği biliniyor. Bunu bilmenize karşın bu gerçeği ifade edemeyişinizi neye yorumlayalım?Irkçı-şoven bir kafa yapın olduğunu söylersek sana hakaret mi etmiş oluyoruz? Kuşkusuz hayır. Bu kafayla nereye kadar Taha efendi? Bu kafanın değişmesi için daha çok milyonların kanı mı akması lazım? Hele şu zorlamaya ne gerek var Taha efendi. “Elbette Türkiye'nin 12 ilinde Kürtçe ağırlıklı olarak kullanılıyor ama bu, "sosyolojik uluslaşma"yı ifade etmez.”Kim demiş? Senin demenle Kürd millet realitesi buharlaşmış mı oluyor? Kürd milletinin verdiği bedeli ağır bunca savaşların nedeni ne oluyor? Bak ne güzel dile getirmişsin. “12 ilde Kürtçe ağırlıklı olarak kullanılıyor”. Bu sana bir şey ifade etmiyor mu? Bu cümleden sonra “ama” deyip bir önceki cümleyi olumsuzlaştırmak gerçeği ortadan mı kaldırıyor? Elbette hayır. Gerçek olduğu gibi kalıyor. Ortada olan bir şey varsa o da çok komik duruma düşüyorsunuz.Kürdistan’ın Kuzeyindeki Kürd milletinin Güneyindeki farkı ne ola ki, birisi "sosyolojik uluslaşma"yı yaşıyor, diğeri yaşamıyormuş(!) Bu saçmalıklarla neyi ispatlamaya çalışıyorsun? Böyle bir saçmalık mı olur? Eğer bir fark aranmak istenirse Güneyin özgürleştiği, Kuzeyin özgürlük mücadelesine devam ettiğidir. Bunun bir adım sonrasıda birleşmek olacaktır. Vallah bu canınızı mı sıkar, uykularınızı mı kaçırır sizin sorununuz, ama buna şimdiden alışırsanız ruh halinize iyi gelir. Bu iyi niyet yüklü uyarımızı komşuluk kıyağımıza sayın. Sonra bizi niye uyarmadılar demeyin.Kürd millet gerçekliği ve mücadelesini boşa çıkarmak için baş vurmadığın yalan kalmadı Taha efendi. Şimdide işgal ettiğiniz coğrafyamızın esas sahipleriyle olan tarihsel bağını boşa çıkarmak için yalana baş vuruyorsunuz."’Bu topraklar kökeninde kimindi?’ tartışması bir cinnettir. Arkeolojik çağlardan veya bugün tarihsel sürekliliği kalmamış eski devirlerden ‘kanıtlar’ getirerek iddialara kalkmak bir hastalıktır.”Deme yahu!Şimdi bu tumturaklı laf salatası ile katır sırtında sağda solda geldikleriniz bu toprakların kadim halklarını katliam ve soykırımdan geçirmeniz, onların kemikleri üzerine kurduğunuz göçebe muhacir kondu diktatörlüğünüz ve “son ülkemiz, başka gidecek yerimiz yok” dediğiniz bu coğrafyayı sahiplerinin ülkesi olmaktan çıkarır mı? Dahası “ya sev ya terket” dayatmanız neyin nesi? Ne o? Kürdler millet olmanın doğal haklarını istediğinde ağzına sakız ettiğin “etnik milliyetçilik” suçlaması.Senin yaptığın ırkçı-şovenlik değilse nedir?Yeter artık Taha efendi. Katliamlarınızdan, soykırımlarınızdan, dahası yalanlarınızdan bıktık. Düşün artık yakamızdan.27 Nisan 2007