Ana içeriğe atla

Kürdistan Başkanı Tüm Dünya Kürdlerinin Duygularına Tercüman Oldu!

    Geçen cuma günü Kürdistan Başkanı Mesud Barzani El-Arabiyye televizyonuna yaptıĝı açıklama Kürd düşmanlarının saflarına bomba gibi düştü..Dünya çapında tam sayısı bilinmeyen, bilinmesine imkân verilmeyen, her zaman inkar edilen, kıyım ve soykırımlardan geçirilen, Enfal ve kimyasal silahlara uĝrayan dünya çapındaki 50 milyon cıvarındaki Kürd milletinin bu açıklamalar karşısında ulusal duyguları kamçılandı, millet olarak var olma bilinci ve ortak reflesi yeniden su yüzüne çıktı.. Aslında Kek Mesud geçen cuma sadece Güney Kürdistan Başkanı olarak deĝil, tüm dünya Kürdlerinin başkanı olarak Kürdlerin acılarına, rüyalarına, aşklarına ve kısacası Kürdistan sevdalarına tercüman olmuştu..... Kek Mesud geçen cuma günü Kürd milletinin „ulusal duruşunun“ sembolu olarak, ezilen, horlanan, gözü korkutulan, „rüya görmeleri“ dahi yasaklanan bir milletin duygularını ifade eden bir arzuhalcı pozisyonundaydi.. Kek Mesud’un Kürd milletine dayatılan köleliĝe karşı özgür bir halkın lideri olma edasıyla, kendine güvenen, davasının haklılıĝına inan, lafı saĝa sola çevirmeden kendisini ifade etmesi Kürd düşmanlarının saflarında panik yaratmaya başladı.. Türk devletinin gizli, açık, derin ve iktidarsız güçleri, iktidar ve muhalefiyle, saĝı ve soluyla, basını ve köşe yazarlarıyla hep bir aĝızdan Kürdistan Başkanına hakeret yaĝdırmaya başladılar.. Kürdistan başkanının konuşmasında Türkleri kudurtan, hezeyana getiren olay neydi? Kürdistan Başkanı, röportajında Irak, Iran, Israil, Kürdistan ve Ortadoĝuya ilişkin bir dizi konuda Kürd duruşunu ortaya koymaya çalışmıştır.. Bu röportaj Xebat gazetesinin iki sayfasını kapsayan çok uzun bir röportajdır.Bu arada ister istemez gazetecinin sorusu üzerine de Türkiye ilişkin tavrını ortaya koymuştur.. Nasıl Türkiye’den söz edilmesin? Türk devleti Türkiye’de 30 milyon Kürdü esir statüsünde tutmak için dünyanın neresinde Kürdlere ilişkin olumlu bir gelişme olursa hemen müdahale etmeye çalışıyor.. Söyleşiyi yapan gazeteci Türkiye’yi „korkuluk“ olarak gündeme getirmiş ve Kürdistan başkanı da açık tavrını ortaya koymuştur.. Röpotajı özetlemeye çalışırsak gazetecinin mevcut olan kazanımların Kürdlerin verdiĝi bedellerin sevyesinde olup olmadıĝı sorusuna, Kürdistan Başkanı „Hayir“ diyor.. „Bizim verdiĝimiz kurbanlar, bugün elde ettiĝimiz kazanımlardan daha fazladır. Bugün elde ettiĝimiz kazanımlar verdiĝimiz kurbanların, mücadelenin ve isteklerimizin çok azını karşılıyor“ diyor... Kürdistan Baskanı Güney Kürdistan’daki gelişmeleri anlatıktan sonra „Kürdlerin amaçlarına varması için uzun bir yol var“ demesi üzerine gazeteci „uzun yoldan kastınız baĝımsızlıĝın ilanı mı?“ diye sorar. Kürdistan Baskanı: „Baĝımsızlık Kürd milleti için meşru bir haktır. Bu amacın yerine gelmesi gerekiyor. Fakat, şiddete baş vurmaksızın... Ben şiddetin uygulanmasına karşıyım“ diye cevaplıyor Gazeteci „eĝer karşı taraf şiddeti uygularsa? Diye bir soru sorar.. Kürdistan Başkanı bu soruya cevaben: „O zaman kendisini savunmak doĝal bir haktır.. Ben diĝer halklarla bu meseleye ilişkin diyalog, ilişki ve konuşma yoluyla çaba sarfediyorum.. Çalışmayi şiddet yoluyla deĝil demokratik ve barışçıl yollarla yürütüyoruz... Eĝer birileri bize haksızlık ederse kandimizi savunuruz“ diye noktalıyor.. Gazetecinin savaş meselesine ilişkin sorduĝu bir soruya Kek Mesud: „ Gençlerin bir kesimi Avrupayi elbiseler, burada denildiĝi gibi efendi elbisesini giyiyorlar. Kuşkusuz vatanlarına yönelik düşmanlık ve saldırı esnasında hepsi Peşmerge ve güçlü savaşçılar olacaklar“ diye cevaplıyor.. Gazeteci Irak’ın birliĝi meselesini gündeme getiriyor.. Kek Mesud „şekli birlıĝin var olduĝûnu“ kabul ediyor... Sünni ve Şii Arapların Kürdlerin tecrubelerinden yararlanmayarak „intikam peşinde koştuklarını“ ifade ediyor..  Yine Kek Mesud bu röportajda „Şiilerin gecmişte, Sünnilerin geleceklerinde........ ve Kürdlerin her şeyden korktuĝunu“ söylüyor.. Gazeteci „en çok neden korkuyorsunuz?“ diye sorduĝu zaman Kürdistan başkanı: „ diktatörlüĝün iktidara geri dönüşüdür... Ama bu olanaklı deĝil ve izin vermeyeceĝiz“ diyor... Tamda bu noktada gazeteci : „Türkiye Kürdler için bir korku deĝilmi?“ diye sorar.. Kürdistan Baskanı: „Hayir“ diye cevaplıyor. Bu sefer gazeteci „ Türkiye’nin Kerkük’ün Kürd bölgesine katılmasına izin vermeyecegini“ ve yöndeki Türk yetkililerinin açıklamalarını hatırlatıyor..Kürdistan Başkanı:“Biz Türkiyenin Kerkük meselesine müdahale etmesine izin vermeyeceĝiz“ diye cevaplıyor. Gazeteci nasıl „izin vermeyeceksiniz?“ diye soruyu yeniden soruyor. Kürdistan Başkanı: „Onlar nasıl bize izin vermiyorlarsa“Gazeteci „onların askeri gücü var. Büyük bir orduları var?“ Kürdistan Başkanı: „Ben onların gücünden ve askeri güçlerinden korkmuyorum.. Askeri güçleri ne kadar güçlü olursa olsun Saddam’ınkinden güçlü deĝildir.*Askeri ve diplomatik güçlerinden korkmuyorum, çünkü kendileriyle ilgili olmayan bir işe karışıyorlar. Bir başka ülkenin iç meselesine karışıyorlar. Kerkük, Kürdistan kimlikli bir Irak şehridir. Tarih, coğrafya ve tüm gerçekler, Kerkük’ün Irak Kürdistanı’nın bir parçası olduğunu kanıtlıyor ve Kürdistan da Irak’ın bir parçasıdır. Dolayısıyla Kerkük, Kürt kimlikli bir Irak şehridir ve Türkiye’nin Kerkük konusuna karışmaya hiçbir hakkı yoktur. Eğer, karışırsa biz de Diyarbakır ve diğer şehirlere karışırız.”Gazeteci “Bu, bir tehdit mi?” diye soruyor .Kürdistan Başkanı Barzani’nin cevabı:“Bu bir tehdit değildir ama müdahaleye karşı bir cevaptır. Türkiye’nin Kerkük konusuna karışmaya ne hakkı var? Eğer, oradaki birkaç bin Türkmen namına Kerkük konusuna karışma hakkını kendilerinde görüyorlarsa, o takdirde biz de Türkiye’deki 30 milyon Kürtle ilgili karışırız.”Muhabir, “İşler buraya kadar dayanır mı” diye sorduğunda ise “Umarım dayanmaz. Eğer Türkler Kerkük konusuna karışmakta ısrar ederlerse tüm sonuçlarına katlanmaya ve Kerkük’e ilişkin planlarını uygulamalarına izin vermemeye hazırım” diyor.Bir başka soruya cevabında ise Kürdistan Başkanı “Rahatlamamıza ve özgür yaşamamıza izin verilmezse Allah adına yemin ederim ki, başkalarının güvenlik ve istikrar içinde yaşamasına izin vermeyeceğiz. Özgürlüğümüzü ve davamızı sonuna kadar savunmaya hazırız.”Bu sözler, “Irak Kürtlerinin, Türkiye ve İran Kürtlerine yardım edip etmediği” sorusunu beraberinde getiriyor. Barzani, “İçtenlikle söyleyeyim ki, onların haklarını destekliyoruz” diyor, “Onların işlerine karışmıyoruz; haklarını talep etme veya hakları için mücadele etme yolunu onlar seçiyorlar.”Türkiye ve İran Kürtlerine parasal ve silah yardımı yaptıklarını reddediyor ve ekliyor: “Bize sormuyorlar, biz de onların işlerine karışmaya niyetli değiliz. Ama onları manevi ve siyasi olarak destekliyoruz. Şiddet yoluna başvurulmasına karşıyız. Onları silahla desteklememiz imkânsız, fakat diğer her yolla onlara yardım etmeye hazırız.”Ayrıca Kürdistan Başkanı bu röportajında uzun uzun niçin Irak bayraĝını Kürdistan’da dalgalandırmadıklarını açıklıyor... Israil devletiyle ilişkiler meselesinde Kürdistan Baskanı: „ Anayasa’ya göre bizim hiç bir devlet ile diplomatik ilişki kurma hakımız yok. Diplomatik ilişkiler federal devletin alanıdır. Eĝer Israil devletinin Baĝdat’ta Büyükelçiliĝi açılırsa, bir Konsolosluĝu Hewlêr’de açılır. Eĝer bu ilişki saĝlamazsa Kürdistan Bölgeside Israil ile ilişki kurmaz.. Fakat daha öncede vurguladıĝım gibi Israil ile kurmak suç degildir. Arap ülkelerinin bir çoĝunun Israil ile ilişkileri var. Ilişki kurarsak açık kurarız. Biz bu ilişkilerden korkmuyoruz ve utanmiyoruzda.. Ben Filistin sorunun barışçıl bir şekilde çözülmesinden yanayım. Ben Filistin halkının haklarını destekliyorum.. Fakat, ben Israil’in denize atılmasına karşıyım. Ben Israil’in yıkılmasına karşıyım.Bu hayaldır. Bir halkı ortadan kaldırma siyaseti mantıksızdır ve hatadır.. Ben Israili ortadan kaldırma düşüncesini paylaşmıyorum....... „diyor..  Sonuç olarak Arap şövenistleri, bayrak, Kerkük, Israil ilişkileri bazında hezeyana gelmiş, Kürdistan Baskanına saldırıyor.. Türkler ise elerindeki tüm imkanlarını seferber ederek Kürdistan Başkanına saldırıyorlar... Kürdistan Başkanı tarihsel bir momenti yakalamış, Kürdlere millet olarak yasaklanmış tüm tabuları kırıyor, Kürdlerin yokluğu üzerine bina edilen tüm kırmızı çizgileri yerle bir ediyor..Kek Mesud bu duruşuyla sindirilmiş Kürdün yeniden kendisine gelmesi için, kuyruğuna basıldıkça tüm idaellerini sulandıran Kürdlere kendilerine yeniden gelmeleri için Kürd ulusal duruşunu ortaya koydu.Tüm dünya Kürdlerinin kalbi seninle çalıyor Kek Mesud.. Kürd milletinin bu duruşuna ihtiyacı var.11.04.07Rojgar Merdoxi  

Yeni Yorum yaz

Bu alanın içeriği gizlenecek, genel görünümde yer almayacaktır.

Düz metin

CAPTCHA This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.